Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/296 E. 2020/686 K. 18.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2013/296
KARAR NO : 2020/686

KARŞI DAVA : Menfi Tespit, Teminat Mektubunun İadesi,
Manevi Tazminat
KARŞI DAVA TARİHİ : 12/12/2013
KARAR TARİHİ : 18/12/2020

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin “…” adı altında “Hilmiye Köyü, İnegöl-Bursa” adresinde su üretimi yaptığını, aynı zamanda bu suların dağıtımını bayiler aracılığıyla yapmış olduğu sözleşmelere istinaden yaptığını, davalı … ile müvekkili arasında 30.07.2012 tarihinde bayilik sözleşmesi yapıldığını, söz konusu bayilik sözleşmesinin üç yıllığına akdedildiğini, davalının sözleşmeeye aykırı davranarak başka marka su sattığını ve de müvekkiline ait kabartma logolu boş damacanaları alarak “… köyü Kemerburgaz/İstanbul” adresinde bulunan … Markalı su üretim tesisinde kaçak su dolumu yaptığını, sözleşme gereği yerine getirilmeyerek, işletmenin düzen ve temizliğine dikkat edilmediğini, telefon hattı ve modem sistemi kurulmadığını ve bunların kurulabileceği bir bilgisayar almadığını, bayi telefonlarına bakabilecek bir yetkili ve su dağıtımı için en az bir dağıtıcı istihdam etmediğini, dağıtım standartlarına en uygun araçlar alınmadığını, bu araçlara …Su logosunu taşıyan giydirmeler yapılmadığını, iş yerine ilişkin uygun şartların oluşturulmadığını, işi bizzat ifa etmesi gerekirken işi bizzat ifa etmediğini, bölgesindeki su dağıtımını ve servisini aksattığını, böylece satış miktarlarının düştüğünü, suyun depolanması ve dağıtımı konusunda gerekli hassasiyeti göstermediğini, aldığı ürünlerin ödemesini peşin yapmadığını, kurulması gereken müşteri takip programının, bayi tarafından sözleşmenin 5/c maddesine aykırı hareket etmesi ve bilgisayar bağlatmaması nedeniyle kurmadığını, sözleşmenin 15/d maddesi gereği, müşteri bilgileri vs müvekkiline yazılı olarak bildirilmediğini, 3 yıllık sözleşme tarihi dolmadan davalı tarafından su siparişi verilmeyerek fiilen feshedilmiş duruma getirildiğini, davalı tarafından müvekkiline ihtarname göndererek, vermiş olduğu su siparişlerinin kendisine ulaştırılmadığına ilişkin beyanda bulunarak gerçeğe ve sözleşmeye aykırı davrandığını, göndermiş olduğu ihtarnamelere cevaben ve ihtaren davalıya ihtarname gönderdiklerini, davalı tarafından, sözleşmenin eki niteliğinde olan 30.07.2013 tarihli protokol gereği, satmayı taahhüt etmiş olduğu 2.500 adet damacana suyun satışını gerçekleştirmeyerek sözleşmeye aykırı davrandığını, davalının ihtarnamesinde belirttiği durumların gerçeği yansıtmadığının, sözleşmeye aykırılık nedeniyle; sözleşmenin 15/f maddesi gereğince 25.000 USD cezai şartın (Madde 14) davalı tarafından müvekkiline ödenmesini, davalı tarafından alınan … suların bedelleri, sözleşme gereği peşin ödenmesi gerekirken, bu su bedellerinin peşin ödenmediğini, davalının müvekkiline ödemesi gereken 476-TL cari hesap bakiyesinin müvekkiline ödenmesini talep ettiklerini, davalı kendi kusuruyla sözleşmenin haksız ve hukuka aykırı olarak feshedilmene neden olduğunu ve böylece sözleşmeye aykırı davrandığını, sözleşmenin 3 yıllığına yapıldığını, 3 yıl boyunca müvekkili şirketin bayiliğini yapması için davalıya tanıtım harcamaları yapıldığını, fakat davalının, sözleşmesinin süresi dolmadan sözleşmenin kendi kusuru ile feshine neden olduğunu, bu nedenle davalı için yapılan ve müşteri teminine yönelik 800-TL tanıtım giderlerinin müvekkiline ödenmesini talep ettiğini, davalının sözleşmeye ve protokole uygun hareket etmesi için, davalıya 1.000 adet bidon değişimi yapıldığını, söz konusu damacanaların fiyatı 7-TL olup, davalı sözleşmenin süresinden çok önce haksız ve hukuka aykırı olarak sözleşmenin feshine neden olduğundan, değişimi yapılan damacanaların bedeli olan 1.000 Adet x 7TL = 7.000TL bidon değişim bedelinin davalı tarafından müvekkiline ödenmesini, davalının sözleşmeye ve protokole uygun hareket etmesi için, davalıya 3.572 adet bedelsiz su verildiğini, söz konusu damacana suların bedeli 3,05-TL olup, davalı sözleşmenin süresinden çok önce haksız ve hukuka aykırı olarak sözleşmenin feshine neden olması nedeniyle bedelsiz verilen damacana suların bedeli olan 3.572 Adet x 3,05TL=10.894,60TL su bedelinin davalı tarafından müvekkiline ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, su talepleri karşılanmadığının karşı tarafa defalarca bildirildiğini, karşı taraf çalışanları tarafından imzalanan ve bir örneği de karşı tarafın elinde olan 4 adet teslim tutanağı ile noter kanalı ile gönderilen bildirimlerin örneklerini sunduklarını, davacı iddialarının gerçeği yansıtmadığını, beyan edilen hususları kabul etmediklerini, karşı tarafın kendi işlemlerindeki hatalar sebebi ile bir çok bayisini kaybettiğini, kaybedilen bayilerdeki mevcut zararını mevcut davalarla telafi etme gayreti içerisine girdiğini, karşı tarafın halk sağlığına aykırı işlemleri sebebi ile Bakanlık tarafından aldığı cezaların da kamuoyunun bilgisi dahilinde olduğunu, bu işlemler sebebi ile müvekkilinin sürekli zarara uğradığını ve su dağıtımı işini bıraktığını, müvekkilinin ihtarından sonra davacı şirketin İstanbul sorumlusu ile tarafların oturduklarını ve karşılıklı olarak sözleşmenin feshi sebebi ile alacakları olmadıklarını beyan eden ibranameyi imzaladıklarını, davanın bu sebeple reddinin gerektiğini, bu ibranameye rağmen davanın açılmasının haksız nitelik taşıdığını, davacı tarafın müvekkilini asılsız şekilde suçladığını, sahte dolum yapıldığı ve halk sağlığı ile oynandığı gibi iddialar ile valiliğe şikayet ettiğini, şikayet neticesinde davacının beyanlarının gerçeği yansıtmadığının tespit edildiğini, müvekkilinin kullandığı araca giydirme yaptırmadığı yönündeki iddiaların da doğru olmadığını, buna ilişkin resim sunduklarını, müvekkilinin kendisine ait 2460 adet boş damacana davalı tarafından teslim alındığını ancak iade edilmediğini, müvekkilinin bu hususta alacağı olmasına karşın, davacının talepte bulunmasının anlaşılamadığını, karşılıksız verildiği iddia edilen su bedelini de kabul etmediklerini, karşı tarafça müvekkilinden alınan senedi 15.8.2013 tarihinde yapılan protokol ile en geç 22.9.2013 tarihinde teslim edeceğini beyan ettiğini, protokolun karşı tarafın sorumlusu … tarafından imzalandığını ancak senedin teslim edilmediğini, karşı tarafın asılsız iddialar öne sürdüğünü ve müvekkilinin itibarı ile oynadığını bu nedenle müvekkilinin mevcut adreste iş yapma şansının kalmadığını, bu karalama kampanyası şahsi itibarı ve ekonomik menfaatlerine büyük zarar verdiğini belirterek, sonuç olarak; davacı-karşı davalının davasının reddi ile mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, karşı davanın kabulüne, 25.000,00-TL bedelli teminat senedi nedeniyle borçlarının olmadığının tespitine, teminat niteliğinde alınan senedin iadesine, davacı-karşı tarafın haksız iddiaları sebebi ile leyhlerine 10.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı-karşı davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER:
Taraflar arasında akdedilmiş olan 30.07.2012 tarihli bayilik sözleşmesi, ihtarnameler, teslim tutanakları, 15/08/2013 tarihli protokol, Valilik İnceleme Tutanağı, damacana teslimine ilişkin tutanak, araç giydirmeye ilişkin fotoğraflar ve Bayilik Sözleşmesi, SGK kayıtları ve sicil gazetesi örneği, davacı şirket yetkililerince tutulan tutanaklar,… Sağlığı Müdürlüğüne yapılan şikayet dilekçesi, Gaziosmanpaşa … Sulh Hukuk Mahkemesinin …D.İŞ dosyası, faturalar, bilirkişi incelemesi, tanık beyanları,
GEREKÇE :
Asıl dava; sözleşmeye aykırılık nedeni ile ceza-i şart alacağı ve sözleşme kapsamındaki ticari ilişkiden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkin olduğu, karşı davanın ise davalının davacıya borçlu olmadığının tespiti ile sözleşme nedeniyle verilen teminat mektubunun iadesi ve manevi tazminatın tahsili taleplerinden oluştuğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, bayilik sözleşmesine aykırılığın sözkonusu olup olmadığı, varsa aykırılık hangi taraftan kaynaklandığı, buna göre sözleşmenin feshinde hangi tarafın kusurlu olduğu hususlarında toplandığı anlaşılmıştır.
13/11/2013 tarihli tensip ara kararı ile; davalı adresinde keşif yapılarak, bayilik faaliyetinin yürütüldüğü işyerinin bayilik sözleşmesinde kabul edilen standartlara uygun olup olmadığı hususunda … konusunda uzman bilirkişi ve İnşaat Mühendisinden oluşan heyetten alınan raporda özetle; …’a ait, İslambey Mah. Güngörmüş Sok. No: … İç Kapı No:…adresindeki yerin…A.Ş ile yapılmış olan 30.07.2012 tarihli Bayilik Sözleşmesinde belirtilen hususların incelenmesinde; mevcut işletmenin … Su marka suların dağıtımım yapabilecek düzeyde temizlik ve düzenden yoksun olduğu, dağıtım işi organizasyonu için gerekli olan telefon hattı, modem sistemi, bilgisayar düzeninin bulunmadığı, bayi telefonlarına cevap verebilecek bir yetkili ve dağıtım işi ile ilgilenecek dağıtım elemanının mevcut olmadığı, dağıtım için kullanılacak uygunlukta araçların olmadığı ve bu araçlara … Su logosunu taşıyan giydirmelerin yapılmadığı, mevcut su dağıtım işi için gereken depo/büronun 20 m2 alana sahip olmadığı ve bu alanın rutubetli ve sağlık kurallarına uygunluk taşımayan bir mekan olduğu, mevcut yerin duvarlarının plastik boya veya yıkanabilir fayans ile döşenmediği, …’a ait İslambey Mah. Güngörmüş Sok. No:14 İç Kapı No:.. adresindeki yerin fiziki koşullarının…A Ş ile yapılmış olan 30.07.2012 tarihli Bayilik Sözleşmesine uygun olmadığı hususları rapor edilmiştir.
Davacı-karşı davalının yasal ticari defterleri üzerinde talimatla yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde Balıkesir … Asliye Hukuk Mahkemesi vasıtası ile alınan rapor 29/12/2014 tarihli raporda özetle; şirket merkezinde incelemeye ibraz edilen ve incelemeleri şirket merkezinde yapılan davacı-karşı davalı …A.Ş. nin 2012 ve 2013 yılına ait yevmiye defteri kayıtlarının incelenerek değerlendirilmesi neticesinde; davacı-karşı davalı şirketin davaya konu İşlemlerinin kayıtlı olduğu; 2012 yılına ait yevmiye defterinin TTK’nın ilgili hükmü gereğince açılış noter tasdikinin yasal süresi içinde yaptırılmış olduğunu, kapanış tasdikinin yaptırılmadığı, 2013 yılına ait yevmiye defterinin TTK’nın ilgili hükmü gereğince açılış ve kapanış noter tasdiklerinin yasal süresi içinde ve usulüne uygun olarak yaptırıldığını, yevmiye defterleri üzerinde bulunan ve davacı şirketle aralarındaki ticari İlişkiye dair mal satış ve tahsilat kayıtlarının Genel Kabul Görmüş Muhasebe Usul ve ilkelerine uygun kayıtlar olduğu, yevmiye defteri kayıtlarına göre; davacı-karşı davalı şirketin davalı-karşı davacı …’a 03/08/2012 – 25/07/2013 tarihleri arasında toplam 20.336,53-TL tutarında muhtelif damacana su sattığı, karşılığında 03/08/2012-25/07/2013 tarihleri arasında nakit ve kredi kartı ile toplam 20.409,92- TL tahsilat yaptığı, bu mal satış ve tahsilat kayıtlarına göre, davacı-karşı davalı şirketin davalı-karşı davacı…’dan 25/07/2013 tarihi itibariyle toplam (20.886,53 TL-20,409,92- TL) =476,61- TL alacaklı olduğu, bu alacağın 2014 yılı yevmiye defteri açılış kaydında da gösterildiğinin tespit edildiği rapor edilmiştir.
22/10/2014 tarihli ara karar gereğince dosya ile davalının tutmakla yükümlü olduğu yasal ticari defterler üzerinde inceleme yapılarak tarafların iddia ve savunmaları ile tespit edilen uyuşmazlık konuları değerlendirilerek asıl ve karşı davadaki talepler yönünden kanaat bildirir rapor alınmasına karar verilmiş olup, re’sen tayin edilen bilirkişiler Doç. Dr….ve muhasip…tarafından sunulan 29/04/2015 tarihli raporda özetle; asıl dava açısından, 15.08.2013 tarihli sözleşmenin altındaki imzanın ve imza sahibi olduğu belirtilen …’ın temsil yetkisinin davacı- karşı davalı tarafından kabul edilmediği, …’ın temsilci olduğuna ilişkin dosyaya sadece bir kartvizit fotokopisi sunulduğu, bu durumda 15.08.2013 tarihli sözleşmenin davacı-karşı davalı açısından bağlayıcı olup olmadığının nihai takdirinin mahkemeye ait olduğu, eğer mahkemenin bu konudaki kanaati olumlu ise, asıl davada davacının ileri sürdüğü taleplerin reddinin gerektiğini, mahkeme,15.08.2013 tarihli sözleşmenin davacı- karşı davalıyı bağlamadığı kanaatindeyse, davacı- karşı davalının ceza-i şart talebine dayanak olarak ileri sürdüğü olgulardan, marka ihlalini ispata yarayacak bir verinin dosyada yer almadığı, sözleşmenin 5. maddesindeki şartların davalı-karşı davacının işyerinde karşılanmadığının 13.11,2013 tarihli keşif neticesinde düzenlenen bilirkişi tespit raporunda yer aldığı, davalı- karşı davacının bu tespitin işyerinin kapanmasından sonra yapıldığını beyan ederek itiraz ettiği, bu itirazın takdirinin mahkemeye ait olduğu, şayet mahkeme, bilirkişi tespit raporunu esas alırsa, davacı- karşı davalının 25.000- USD cezai şart talep edebileceği kanaatine varılabileceğini, davalı- karşı davacının bayilik sözleşmesinin 15/d. maddesine uygun olarak müşterilerine ait adres ve diğer bilgileri davacı- karşı davalıya teslim ettiğini ispata yarayacak bir belgenin dosyada bulunmadığı, ancak bu sözleşme hükmünün kanunun emredici hükümlerine aykırı olduğunun kabul edilebileceği, mahkeme de bu kanaatte ise, bu hükme aykırı davranıştan dolayı ceza-i şart talebinin mümkün olmadığı, eğer mahkeme aksi kanaatte ise, davacı- karşı davalının bu nedenle ceza-i şart talebinin mümkün olduğunu, davalı-karşı davacının verdiği su siparişlerinin karşılanmadığı yönündeki iddialarını ispat amacıyla dosyaya ibraz ettiği teslim tutanaklarında, ve verilen siparişlerin karşılanmadığına yönelik beyanların bulunduğu, ancak davacı- karşı davalının temsilcisinin imzasının bu beyanların altında yer almadığı, davacı- karşı davalının bu beyanların sonradan davalı- karşı davacı tarafından belgelere yazıldığını ileri sürdüğü, bu belgelerin delil olarak takdirinin mahkemeye ait olduğu, ancak davalı-karşı davacının verdiği su siparişlerinin karşılanmadığı yönündeki iddiaları kabul edilse bile, davacı- karşı davalının ceza-i şart talebinin davacı- karşı davalının ceza-i hesap alacağını ispata yarayacak tek olgunun davacının ticari defterleri olduğu, dosya kapsamından davacı- karşı davalının davalının 2012 yılına ait yevmiye defterinin kapanış tasdikinin yaptırılmadığının anlaşıldığı, bu hususun takdirinin mahkemeye ait olduğunu, eğer mahkeme davacı-karşı davalının ticari defterlerinin delil olarak kabul edilebileceği kanaatindeyse, davacı- karşı davalının 476,61-TL bakiye cari hesap alacağı talep edebileceği, mahkeme aksi kanaatteyse, davacı- karşı davalının bakiye cari hesap alacağının reddinin gerektiğini, davacı- karşı davalının tanıtım, bidon değişimi, bedelsiz su bedellerinin tahsiline yönelik talebinin yerinde olmadığını, karşılık dava açısından, davalı- karşı davacının manevi tazminat talebinin takdirinin mahkemeye ait olduğunu, davalı- karşı davacının teminat senedinin iadesi talebinin kabulü için 15.08.2013 tarihli sözleşmenin davacı-karşı davalı açısından bağlayıcı olduğunun veya davacı- karşı davalının sona eren bayilik sözleşmesi nedeniyle alacaklı olmadığının kabulü gerektiği hususları rapor edilmiştir.
Taraf vekillerinin itirazlarının değerlendirilmesi için, bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına, karar verilmiş olup, alınan 16.11.2015 tarihli ek raporda özetle; alacaklının, borçlunun sözleşme sırasında borca aykırı davranışlarına ses çıkarmamasının, bu aykırılıklara rıza gösterdiği şeklinde yorumlanabilmesine imkan tanıyacak olguların dosya kapsamında yer almadığını, ayrıca, söz konusu sözleşmenin imzalanmasında davalı-karşı davacının iradesinin sakatlandığını ispata yarayacak… delil dosyada bulunmadığını, bu nedenle, kök bilirkişi raporunda yer alan görüşlerde bu değişiklik olmadığını, bir kişiye ait kişisel bilgilerin rızası dışında, sözleşme ilişkisinde olduğu kişi tarafından bir başkasına aktarılması, bu kişi ile bayi arasındaki sözleşmedeki koruma yükümlülüklerine aykırı düşeceği ve aktarılan bilgilerin kişilik hakkına dahil olması durumunda, bu davranış kişilik hakkının ihlali niteliği taşıdığını, bu açıdan, bayi ile üretici arasındaki sözleşmede yer alan düzenlemenin bir anlam ifade etmediğini, üreticinin, tüm üretim ve satış ağını bu tür bir düzenleme üzerine kurmasının da, hukuka aykırılığı gidermeyeceğini, kök raporda ver alan bu konuya ilişkin görüşlerinde bir değişikliğe gidilmesine gerek olmadığı rapor edilmiştir.
Davalı tarafça ibraz edilen protokol ve teslim tutanaklarında imzası bulunan … ve …’ın mahkememizce, dinlenilmesine karar verilmiş olup, …’ın beyanının alındığı, ancak …’ın hazır bulunmaması nedeni ile dinlenemediği anlaşılmıştır.
10/10/2018 tarihli celsede dinlenen davalı tanığı …, beyanında ” Ben davacı …Şirketinde yanlış hatırlamıyorsam 2012 ya da 2013 senesinde işe girmiştim. Ben dağıtım şoförüydüm. 2014 yılında davacı şirketten ayrıldım. Benim çalıştığım dönemde davalı … bizim şirketin bayisiydi. Bana göstermiş olduğunuz 2460 adet boş damacanın teslim edildiğine ilişkin belgedeki imza bana aittir. O gün davacı 2460 adet boş damacanayı teslim ettiği içi bu belgeyi düzenledik. Ancak davalı başka firmaların damacanalarını da dağıttı için o gün teslim edilen damacanalar için muhakkak başka firmaların damacaları da vardır. Çünkü bu şekilde toplu teslim alıyorduk. Davalı bizim firmanın damacanalarını kenara diğer firmanın damacanaların ise ortaya farkedilmeyecek şekilde yerleştiriyordu. Biz sayım yaparken damacanaları tek tek inceleyemediğimizden bu durumu farketmemiştik. Damacana teslim aldıktan sonra yaklaşık 50 kadar damacanın başka firmalara ait olduğunu tespit etmiştik. … da o dönemde bizim şirkette çalışıyordu. … Yanlış hatırlamıyorsam pazarlama müdürüydü. Bana göstermiş olduğunuz 15/08/2013 tarihli protokol hakkında bilgim yoktur” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafından açılan tazminat davası taraflarca takip edilmediğinden 24/06/2020 tarihine işlemden kaldırılmış olup, 24/06/2020 tarihten itibaren üç aylık yasal süre içinde yenilenmediğinden, HMK 150/5 maddesi uyarınca asıl davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Türk Borçlar Kanunu nun 58/1.maddesinde “Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir.” denilmiştir.
Davalı-karşı davacı tarafça manevi tazminat isteminde bulunulmuş ise de kişilik haklarının zedelendiği ispat edilemediğinden manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
Davalı-karşı davacı tarafça 15/08/2013 tarihli protokol başlıklı evrak sunulmuş ise de; protokolü davacı…adına imzalayan …’ın davacı-karşı davalı şirketi temsile yetkili kişilerden olmadığı ticaret sicil kayıtlarından anlaşıldığından bu protokol dikkate alınmamıştır.
Davalı-karşı davacı tarafça 30/07/2012 tarihli ve 25.000TL bedelli senetten dolayı borçlu olmadığının tespiti talep edilmiş ise de ; her iki tarafın ticari kayıtları birbiriyle uyumlu olup davalı- karşı davacının , davacı-karşı davalıya 476,61 TL borçlu olduğu anlaşıldığından karşı davadaki menfi tespit talebinin kısmen kabulü ile; davalının 30/07/2012 tarih, 25.000 TL bedelli senedin 24.523,39 TL lik kısmından borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Asıl davanın açılmamış sayılmasına,
a-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 54,40-TL harçtan peşin alınan,1.300,85-TL’nin düşümü ile arta kalan 1.246,45-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
b-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
c-Davalı-karşı davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine,

2-Karşı davanın kısmen kabulü ile; davalının 30/07/2012 tarih, 25.000 TL bedelli senedin 24.523,39 TL lik kısmından borçlu olmadığının tespitine,
3-Karşı davacının manevi tazminat isteminin reddine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
a-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 1.675,19TL harçtan peşin alınan, 597,75-TL nin düşümü ile eksik kalan 1.077,44-TL bakiye ilam harcının davacı-karşı davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
b-Davalı-karşı davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine
c-Davalı-karşı davacı tarafından yatırılan 597,75-TL peşin harcın davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine,
d-Reddedilen manevi tazminat ile ilgili olarak, davacı-karşı davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine,
4-Davacı-karşı davalı tarafından yapılan 2.854,55 TL yargılama giderinin kabul ve red oranı dikkate alınarak 257,90TL nin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine, bakiyenin davacı-karşı davalı üzerinde bırakılmasına,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 18/12/2020
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

..