Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/120 E. 2018/286 K. 21.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İSTANBUL18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2013/120 Esas
KARAR NO: 2018/286
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ: 06/05/2013
KARAR TARİHİ: 21/03/2018
Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalılardan …’nın, gerek… nolu ilk yıl poliçesi ve gerek bu poliçenin devamında akdedilmiş olan … nolu Can Sağlığı Sigorta poliçisi kapsamında müvekkili şirketin sigortalısı olduğunu, söz konusu başvuru formunun doldurulması sırasında poliçe ile sigorta kapsamına alınacak olan kişilerin sağlık durumu ile ilgili olarak her hangi bir rahatsızlıkları olup olmadığı hususunda sorulara yanıt verilirken, bağırsak rahatsızlığı sorusuna hayır yanıtının verildiğini, poliçenin de bu esaslar alınarak akdedildiğini, ancak davalı sigortalının … Hastanesinde kolonik inertia/kabızlık rahatsızlığı nedeni ile ilgili olarak geçirmiş olduğu ameliyata ilişkin bulunan giderlerin incelenmesinde, davalının söz konusu operasyona neden olan bağırsak kabızlık rahatsızlığının poliçe başlangıç tarihi öncesine dayandığını öğrendiklerini, … Hastanesinin 07/08/2010 tarihli kaydında, davalının sigortalının mide ve karın ağrısı yakınmaları ile başvurduğunu, son 1 yıdır 22 kilo verdiği, muayene sırasında 46 kg olduğu, aşırı kabızlık için günde 20 adedi bulan …isimli ilacı kullandığını, yine … Hastanesinin 16/08/2010 tarihli kaydında da, davalı sigortalının kronik kabızlık nedeni ile kolon grafisinin yapılmış olduğu bilgisine ulaşıldığı, davalının sigortalının … Hastanesinde opere edilmesine ilişkin bulunan kolonik inertia/kabızlık rahatsızlığının poliçe başlangıç tarihinden daha öncesine dayanmakta olduğunu öğrenmiş bulunduklarını, poliçe başlangıç tarihinden öncesine dayanan rahatsızlıkların gerektirdiği tetkik ve tedavi giderleri poliçe teminatları dışında bulunduğunu, esasen poliçe öncesine dayanan mezkur rahatsızlık müvekkili şirkete beyan edilmiş olsa idi, müvekkili şirketin riski değerlendirebileceğini, ya poliçeyi hiç akdetmeyecek ya da şarta bağlı olarak akdedilebileceğini, davalının poliçe başlangıç tarihi öncesine dayanan mevcut rahatsızlığını müvekkili şirkete beyan edilmemiş olması ile müvekkil şirket doğru risk değerlendirmesi yapma imkanından mahrum kaldığını belirterek, davanın kabulü ile 41.231,68-TL tedavi giderinin, ihtarla gerçekleşen temerrüt tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizleri ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen rücuen tahsiline, tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili …’nın …İstanbul adresinde, diğer müvekkilinin ise Milas’da ikamet ettiğini, müvekkillerinin ikamet adresleri nedeni ile İstanbul ya da Milas Mahkemelerinin yetkili bulunduğunu, yetkisiz mahkemede açılan davanın reddine karar verilmesini, davalı …’nın söz konusu sigorta poliçesinin tarafı ve lehtarının olmadığını, … aleyhine açılan davanın husumetten redinin gerektiğini, davalı …’nın bağırsak rahatsızlığının önceki tarihlere rastladığını, bu durumu bilmesine rağmen gizledğine dair iddianın gerçek olmadığını, 1 yılda 22 kg. zayıfladığı ve bir günde 20 adedi bulan ilaç kullandığına dair iddianın da yerinde bulunmadığını, müvekkilinin doktor olmadığını, günlük sıhhı sıkıntıların bir rahatsızlıktan kaynaklanıp kaynaklanmadığını tespit edecek eğitime ve yeterliliğe sahip olmadığını, müvekkilinin bir miktar kilo verdiğini ancak, verdiği kilonun kendi istek ve iradesi ile olduğunu, davacnın TTK hükümlerine tabi tacir olduğunu, tüm işlemlerinde basiretli gibi davranmak zorunda olduğunu, işlemlerde şayet bir eksiklik varsa davacının kendisinden ya da istihdam ettiği kişilerden kaynaklandığını, müvekkilinin kendisine ait sağlık bilgilerini eksiksiz olarak bildirdiğini belirterek, sonuç olarak; haksız ve yersiz davanın reddine, mümkün olmaması halinde davanın esastan reddine karar verilmesini savunmuştur.
Çorlu 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/106 Esas 2012/274 Karar sayılı ilamı ile, önce yetkisizlik kararı verilerek dosyanın İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderildiği, akabinde İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/116 Es, 2013-152 K. Sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verilerek dosya mahkememize gönderilmiştir.
Davalı …’nın tüm tedavi evrakları ile davalının tedavi masraflarına ilişkin yapılmış ödeme dekontu ile taraflar arasındaki sigorta poliçesi dosyaya ibraz edilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda sigortalının hastalığının ne zaman ortaya çıktığı, sigorta poliçesinin düzenlendiği tarihte mevcut olup olmadığı, kendisinin hastalığını bilebilecek durumda olup olmadığı, buna göre sigortalının doğru ihbar yükümlülüğünü yerine getirip getirmediği, sonuç olarak sigorta şirketinin tazminat ödeme koşulları oluşup oluşmadığı hususlarında sigorta uzmanı Hüseyin Arif Ünsal, Uzman Doktor Prof. Dr. Yılmaz Büyükuncu, Hukukçu Yrd. Doç. Halil Ali Dural’dan oluşan heyetten rapor aldırılmasına karar verilmiş olup, bilirkişilerden Yılmaz Büyükuncu heyetten ayrık rapor sunmuş olup, bilirkişi heyetinin kök ve ek raporunda özetle; davalı …’nın, hayli uzun zamandır kronik bir kabızlık sorunu yaşamasına ve bunun için kendisine incelemeler yapılmış ve ilaçlar kullanmış olmasına rağmen, davacı vekili tarafından poliçe başlangıç tarihinden önceki tarihlere ilişkin olarak dava dosyasına ibraz edilmiş olan hastane kayıtlarında ve raporlarında, davalı …’nın sonuçlarının sağlıklı ve 16.8.2010 tarihinde yapılan Kolon Grafisi sonucunun da normal çıkmış ve yapılan tetkikler sonucunda kabızlık şikayetinin herhangi bir patolojik bulgusu tespit edilememiş oluğunu, … Hastanesinde 27/05/2011 tarihinde Kolonik İnertia ve Kolektomi düşünülmüşse de, ancak kendisine ilk defa 12.9.2011 tarihnide Kolonik İnertia tanısı konulduğunu ve ameliyat edilmesi göz önüne alındığında, başvuru formunun imzalandığı ve … no.lu Can Sağlığı Sigortası Poliçesi tanzim edildiği, 18.8.2010 tarihinde, ayrıca … no.lu Can Sağlığı Sigortası Poliçesinin 2. yıl yenileme tarihi olan 18.8.2011 tarihinde kronik bir kabızlık rahatsızlığı mevcut ise de, sigorta yapıldığı sırada veya öncesinde kolonik inertia teşhisinin konulduğunu gösteren somut ve kesin bir belge mevcut olmadığından, davalı sigortalı …’nın kolonik inertia hastalığını bilebilecek durumda olmadığını, kaldı ki; 23.6.2010 tarihi itibariyle Başvuru Formları düzenlenen Can Sağlığı sigortası poliçeleri için geçerli olan özel şartların 15.maddesinin 16. bendinde ise, ” inflamatuar bağırsak hastalıkları ( ülseratif kolit, crohn )’ nın teminat kapsamı dışında tutulmuş olduğunu, davalı …’nun kronik kabızlığının teminat kapsamı dışında tutulmamış olduğu, aksine teminat kapsamına dahil olduğu ve davacı … şirketinin sorumluluğunun bulunduğu, bu nedenle davacı … şirketinin davalıdan rücu talebinde bulunmasının mümkün olmadığı rapor edilmiştir.
Dr. bilirkişi Yılmaz Büyükuncu’nun sunmuş olduğu ayrık raporda özetle; dosyadaki belgelerden anlaşıldığı kadarı ile …’nın değişik sağlık kuruluşlarına getirilmesine neden olan ana yakınması tekrarlayan kabızlık, mideye ait çeşitli şikayetler ve bunlara eşlik eden diğer ilave belirtilen söz konusu olduğu, başvurulan sağlık kuruluşlarında yapılan tetkikler bu ana yakınmaya yol açabilecek hastalıkları belirlemeye yönelik olarak planlanmış ve uygulanmış olduğu, yapılan tetkiklere ait hastane kayıtlarının çoğunluğu 2010 yılına ait olup, bunların çoğu sigortalanma işi yapılmadan önce gerçekleştiği, önceden var olma olasılığı yüksek olduğu hastanın mide hazımsızlık ve kabızlık şikayetlerinin uzun süreden beri var olmasına rağmen yapılan sigortalama sırasında sigorta ettirilenin daha önce her hangi bir rahatsızlığı olup olmadığına dair bir soruya sigorta ettiren tarafından hayır cevabı verildiği, başka bir tarihteki hastaneye başvuru sırasında, yakınmaların 6 ay önce başladığı şeklinde yanıltıcı bir bilgi olduğu dikkat çektiği, sonuç olarak davalı …’nın kolonik inersiya tanısı ile ameliyat olmak için hastaneye başvurduğu sırada ifade ettiği mevcut şikayetlerin 6 aydan daha uzun aylar ve yıllar önce başlamış olduğu , tanımlanan klinik bulguların özel sağlık sigortası yapılmadan önceki zamanda ortaya çıktığı kanaatine varıldığına ilişkin rapor düzenlenmiştir.
Hukukçu ve sigortacı bilirkişiden oluşan heyet raporu ile ayrık rapor düzenleyen Dr. bilirkişiye ait rapor arasında çelişki bulunması nedeni ile itiraz noktalarında genel cerrahi alanında uzman Prof. Dr. Yaşar Mesut Pekcan’dan alınan raporda özetle; yapılan tetkiklere ait hastane kayıtlarının çoğunluğu 2010 yılına ait olup, bunların çoğu sigortalanma işlemi yapılmadan önce gerçekleştiği, önceden var olma olasılığı yüksek olduğu ” hastanın mide hazımsızlık ve kabızlık şikayetleri ” uzun süreden beri var olmasına rağmen yapılan sigortalanma sırasında 18/08/2010 tarihinde sigorta ettirenin daha önce her hangi bir barsak rahatsızlığı olup olmadığına dair bir soruya sigorta ettiren tarafından hayır cevabı verildiği başka bir tarihte yani 4 ay sonra hastaneye başvuru sırasında yakınmaların 6 ay önce haziran 2010 gibi şeklinde yanıltıcı bir bilgi olduğu dikkat çektiği, davalı …’nın dosya bilgilerine dayanarak hastalığı 07/08/2010 tarihinde … Hastanesinde dispepsi şikayeti nedeni ile yapılan gastroskopik incelemesi ve 16/08/2010 tarihinde yine … Hastanesinde kronik kabızlık nedeni ile inceleme istendiği, dosyada ilgili muayeneleri yapan doktorlar tarafından doldurulmuş ve imzalanmış hasta muayene raporları olmadığından, 07/08/2010 tarihinden ne kadar önce hastalığın başladığı konusunda fikir yürütmenin doğru olmadığını ancak, klasik bilgiler ve deneyimler genel olarak bu tür hastalığın başlangıcında hastaların geleneksel çevresel çarelere başvurdukları, daha sonra olanakları varsa hastanelere ve çeşitli doktorlara danışarak tedavi olmaya çalıştıkları, bu sürecin ise en az 1-2 sene gibi zaman aldığını, bu nedenle 18/08/2010 tarihinde davalı …’nın kronik kabızlığının farkında olmadığı olasılığının bulunmadığı, ayrıca sigortalanma işleminden sadece 2 gün önce yani 16/08/2010 tarihinde kronik kabızlık nedeni ile çift kontrastlı kolon grafisi çekildiği ve rapor edildiği bildirilmiştir.
Davalı vekilinin itirazları ve önceki rapordaki çelişkilerin de giderilmesi amacı ile sağlık sigortasında uzman sigortacı bilirkişi ile genel cerrahi alanında uzman Dr. bilirkişiden oluşan heyetten alınan raporda özetle; davalı …’nın, sigorta poliçesi yaparken beyan yükümlülüğüne uygun davranmadığı ve konusu geçen hastalığın geçmişten gelen rahatsızlık olarak değerlendirildiği, bunu sigorta poliçesinde belirtmediği, sorulara hayır cevabı verdiği, … Hastanesinden alınan kayıtlarından alınan bilgiler incelendiğinde, poliçe tanzim tarihinden birisi sadece 2 gün önce ve diğeri de 10 gün önce olmak üzere, poliçe tanziminden sadece bir kaç gün öncesinde söz konusu şikayetler için davalı …’nın hastaneye gittiği, dosyadaki belgelerle açık şekilde görüldüğü, sağlık sigortası tanzimi aşamasında hastalığın ve yapılan tetkiklerin bildirilmemesi sigortada doğru beyan esasına ters düştüğü, sigorta poliçesi yapılırken davalı … başvuru formunun 6. sorusuna sigorta kapsamına alınacak bireylerin şu an ameliyat gerektiren veya tedavi gördüğü rahatsızlığı var mı?, her hangi bir ilaç kullanıyor mu ? sorusuna cevabı hayır olduğu, 9. Soruya sigorta kapsamına alınacak bireyler aşağıdaki hastalıkları geçirdi mi ? ve bunlarla ilgili rahatsızlığı var mı ? sorusu şıkları arasında barsak hastalıkları ve mide ülseri, mide fıtığı ve diğer mide hastalıkları seçeneklerine de cevabı hayır olduğu, nitekim söz konusu başvuru formunun 11. Sorusunda açık şekilde, yukarıda belirtilen durumlar dışında sigorta kapsamına alınacak bireylerin Doktor başvurmasına neden olsun, olmasın her hangi bir sağlık sorunu var mı ? sorusuna cevabı hayır olduğu, kaldı ki 7/8/2010 tarihli hastane kaydında ön tanı bölümünde açık şekilde fonksiyonel barsak bozuklukları ifadesine yer verildiği , sonuç olarak, davalı …’nın sigorta poliçesi yapılmadan önce hasta olduğu ve sigorta poliçesi tanzim olunurken bunu sigortacıdan sakladığı ve beyan yükümlülüğünü yerine getirmediği görüş ve kanaatine varıldığına ilişkin rapor düzenlenmiştir.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde, davalı … ile davacı … şirketi arasında 18/08/2010 tarihinde Can Sağlığı Sigorta Poliçesi düzenlendiği, davacı şirket tarafından davalı …’nın barsak operasyonu ile ilgili muayene, tetkik ve tedavi giderlerinden oluşan toplam 41.231,68-TL tedavi giderinin 31/10/2011 tarihinde davalının tedavi gördüğü … Hastanesinin hesabına yatırılmış olduğu anlaşılmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporlarında da ayrıntılı şekilde belirtildiği üzere; davalı …’nın tanımlanan klinik bulguları özel sağlık sigortası yapılmadan önceki zamanda ortaya çıktığı ve sigorta poliçesi tanzim olunurken bunu sigortacıdan sakladığı, sorulan sorulara verilen cevaplar dikkate alındığında beyan yükümlülüğünü yerine getirmediği kanaatine varılmakla, davalı … yönünden rücuen tazninat şartları oluşmakla, ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tedavi giderlerinin davalı …’dan tahsiline karar verilmiştir. Her ne kadar … hakkında dosyaya ibraz edilen sigorta poliçesinin sigorta ettiren konumunda olduğu, sözleşmenin tarafı ve başvuru formunda imzası bulunduğundan bahisle …’ya husumet yöneltilmiş ise de, dosyaya ibraz edilen sigorta poliçesi ve başvuru formunda …’nın imzasının bulunmadığı, sözleşmenin … ile davacı … şirketi arasında düzenlenmiş olduğu anlaşılmakla, davalı … yönünden davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş, aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davalılardan … yönünden DAVANIN HUSUMET YOKLUĞUNDAN REDDİNE,
2-Davalılardan … yönünden açılan davanın KABULÜ İLE
41.231,68 TL’nin ödeme tarihi olan 31/10/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli olan 2.816,48 -TL karar ilam harcından peşin alınan 612,30-TL nin mahsubu ile noksan kalan 2.204,18-TL bakiye ilam harcının davalı …’dan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan dava açılış gideri:636,75 -TL, davetiye gideri:375,25-TL, bilirkişi ücreti: 1.800,00-TL olmak üzere toplam: 2.812,00–TL. yargılama giderinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı davalı … tarafından yapılan bilirkişi ücretinden oluşan 1.400,00-Tl yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiği için kabul edilen miktar bakımından hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ne göre tayin ve takdir olunan 4.885,41-TL avukatlık ücretinin davalı …’dan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiği için, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’nin 7/1. maddesine göre tayin ve takdir olunan 2.180,00–TL avukatlık ücretinin davalcıdan davalı …’ya ödenmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır