Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/105 E. 2021/661 K. 06.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2013/105 Esas
KARAR NO : 2021/661
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 18/04/2013
KARAR TARİHİ : 06/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Cumhuriyeti vatandaşı olan müvekkilinin davalı şirketin %100 iştirakı olan …’daki … Şirketine 27.09.2006 tarihli davalı şirketi yönetim kurulu kararı ile tek haşına temsile yetkili olmak üzere atandığını, müvekkili ile davalı şirket arasında 01.01.2009 tarihli … Ticaret Sözleşmesi imzalandığını, 2 yıl süreyle davalı yan tarafından üretilen ürünlerin … ve çevre ülkelerde satışının yaptırılması karşılığında , satışı yapılan herbir metrekare ürün başına 0,35 EURO komisyon verileceğini, ayrıca sözleşme ile belirlenen kota miktarının aşılması halinde yine m2 başına 0,25 EURO ek satış pirimi ödenmesinin taahhüt edildiğini, müvekkilince sözleşmeye uygun şekilde edimlerin yerine getirildiğini, ancak müvekkilinin alacağı olan komisyon ve prim ödemelerinin yapılmadığını, davalıya gönderilen 02.11.2010 tarihli ihtamamenin sonuç vermediğini öne sürerek müvekkilinin hak etmiş olduğu prim ve komisyon tutarlarının tespitini fazla hak saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000.EURO’luk prim ve ek prim ve ek primleri alacakların doğduğu tarihten itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; aynı konuda …’ın … Bölge Mahkemesinde … dava numarası ile müvekkiline karşı açılmış dava bulunduğunu, her iki dava dilekçesi incelendiğinde , huzurdaki dava konusu sözleşmenin ihlali sebebi ile birçok kalem alacak ve tazminat talep edildiğinin açıkça görüldüğünü, huzurdaki davada talep edilen miktarın taraf . konu ve sehep bakımından … ‘daki dava ile aynı olup, davacı tarafından mükerrer olarak ve kötüniyetli olarak dava açıldığı, bu nedenle davanın yabancı derdestlik itirazları nedeniyle reddi gerektiğini, davanın esas yönünden de haksız olduğunu savunarak reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
Ticari defterler, özel statülü satış ofis ve ticaret sözleşmesi, ihtarname, bilirkişi raporu, … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/… Esas sayılı dosyası.
GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında yapılan sözleşme kapsamında davalı tarafından üretilen ürünlerin davacı tarafından satılması karşılığında, satış miktarları üzerinden belirlenen satış komisyon ve primin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2010/… Esas sayılı dosyası üzerinden yürütülen yargılama sonunda “Davalı vekilince , … … Bölge Mahkemesinde açılan dava ile ilgili dava dilekçesinin yeminli bir tercümesi dosyaya sunulmuştur. … Bölge Mahkemesine açılan davanın tarafları aynıdır. Dava dilekçesinde, satılan ürünler için metrekare başına 0,35EURO komisyon ödeneceğinden söz edilmiştir. Buna göre davacının 92.649,56 metrekare hacminden ürün satışını sağladığı ve bunun karşılığında davacıya 43.304 ABD Doları tutarından komisyon borcu olduğu belirtilmiştir. Ayrıca ofis masrafları ve sözleşmedeki diğer taahhütlerin yerine getirilmediğinden bahisle alacak ve tazminat kalemleri sıralanmıştır. Dolayısıyla davanın konusununda aynı olduğu açıkça görülmektedir. … … Bölge Mahkemesi’nde aynı konuda ve aynı taraflar arasında daha önce açılmış derdest dava bulunduğu anlaşılmıştır. Süresinde derdestlik itirazında bulunulmuş olup; davalının itirazı nedeniyle mahkememize sonradan mükerrer olarak açılan işbu davanın reddi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” gerekçesi ile davalının derdestlik itirazının kabulü ile davanın derdestlik nedeniyle reddine karar verilmiştir.
… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/04/2011 tarihli 2010/… Esas, 2011/… Karar sayılı kararının davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 12/11/2011 tarih, 2011/… Esas, 2012/…Karar sayılı ilamı ile “dava, komisyon ve prim alacağına ilişkindir. Uyuşmazlık, öncelikle, aynı taraflar arasında, aynı konuda davacının uyruğunu taşıdığı ülkede daha önce açılan davanın, işbu dava bakımından derdest kabul edilip edilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Türk Hukuku bakımından, Türk Mahkemelerinde açılmış bir davada, yabancı mahkemede açılmış bir dava ileri sürülmek suretiyle derdestlik (yabancı derdestlik) itirazında bulunulamayacağı hususunda doktrin ittifak içerisinde olup Dairemizin uygulaması da aynı yöndedir (Dairemizin 6.3.1985 gün ve 123-1209 sayılı vb. kararları). Derdestlik itirazına konu davanın açıldığı … Cumhuriyeti ile ülkemiz arasında, bu nitelikteki itirazların akit taraf mahkemelerinde karşılıklı olarak ileri sürülebileceğine dair uluslar arası bir antlaşma da bulunmamaktadır. Şu halde, mahkemece, derdestlik itirazının reddiyle işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmek gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru olmamış, davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile yerel mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir” gerekçesi ile … Asliye Ticaret Mahkemesince verilen kararın bozulmasına karar verilmiştir.
… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/04/2013 tarihli yazısı ile Hakimler arasında düzenlenen 03/08/2011 tarihli protokole istinaden dosyanın … Asliye Ticaret Mahkemesine aktarılması için tevzii bürosuna gönderilmiş olup; dosya mahkememize tevzii edilerek 2013/… Esas üzerinden yargılamaya devam olunmuştur.
19/03/2013 tarihli celsede Yargıtay Bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Dosya ile davalı şirketin yasal ticari defterleri üzerinde inceleme yapılarak, tarafların iddia, savunma ve itirazları değerlendirilmek suretiyle davacının talepleriyle ilgili kanaat bildirir rapor düzenlenmesi için dosya uzman hukukçu, dış ticaret uzmanı, muhasip bilirkişiden oluşan heyete tevdii edilmiş olup, bilirkişiler tarafından düzenlenen raporda özetle; taraflar arasında bir sözleşme ilişkisinin kurulduğu ve bu sözleşmenin davalı tarafından fes edildiğinin tartışmasız olduğu, davacı tarafın sözleşme gereğince kendisine ödenmesi gereken komisyonun ödenmeden sözleşmenin haksız olarak fes edildiğini ileri sürdüğünü, davalının ise komisyon ödenmesine ilişkin sözleşme şartlarının gerçekleşmediğini, sözleşmenin feshinin ise haklı olduğunu beyan ettiği, dosya kapsamındaki davalı şirkete ait 27/09/2006 tarihli yönetim kurulu kararından davacının davalı şirkete temsil yetkisine sahip müdür olarak atandığı, bunun dışında taraflar arasında yapılan 01/01/2009 tarihli sözleşme ile davalının yaptığı satışlardan prim almasının kararlaştırıldığının görüldüğü, her iki sözleşmenin birbiri ile bağlantılı olduğu, davacının şirket yönetiminde belirli fiyat aralıklarına ilişkin işlemleri kendi insiyatifi ile yapma yetkisinin olduğu, bu durumda davacının davalının işçisi değil, vekili sıfatıyla hareket ettiğinin sonucuna ulaşılabileceğini, davacı tarafın, davalının rapor hazırlama yükümlülüğünü yerine getirmediğini, bu nedenle görevinden azledildiğini beyan ettiğini, dosya kapsamında yer alan 04/10/2010 tarihli yönetim kurulu kararında davacının görevini suistimal ettiği için azledilmesine ve işine son verilmesine karar verildiğinin görüldüğünü, yönetim kurulu kararındaki gerekçeleri ispata yarayacak olguların dosyada yer almadığını, vekalete ilişkin hükümlerin uygulanması halinde davalı şirketin davacıyı kural olarak dilediği zaman azletme yetkisine sahip olması gerektiği, davalının davacıyı azletmesinin haksız olduğunun söylemeyeceği sonucuna ulaşıldığını, davacının şirket müdürlüğü görevinden azli ile birlikte yapılan satışlardan prim almasına yönelik sözleşmeninde sona erdiğini, davacının sözleşmenin son bulduğu ana kadar geçen sürede yapılan satışlardan dolayı sözleşmede kararlaştırılan şartlar gerçekleşmişse prim talep edebileceği, sözleşmenin 3/F maddesinde danışmanın firmadan ön izin alarak fiyat listesi altında satış yapabileceğinin açıkca belirtilmiş olmasına rağmen davacının bu konuda ön izin aldığına yada talep ettiğine dair belgeye rastlanılmadığını, davalı tarafından sunulan listelerde ve hakediş 2 olarak gösterilen hesaplama tarzında davacının ilan edilen fiyat listelerinin altında yaptığı satışlarda komisyon talep edemeyeceği esas alınarak hesaplama yapıldığı, davalının hesaplama tarzının sektör uygulamasına uygun olduğu, bu şekilde yapılan hesaplamada davacının hak ettiği metrekare 9.786 olup, 9.786×0,35=3.425EURO talep edebileceği, kanaatine varıldığı rapor edilmiştir.
Davalı vekilinin 18/04/2014 tarihli dilekçesi ile derdestlik itirazına konu … Mahkemesince verilen kararın …Asliye Ticaret Mahkemesinde tanıma ve tenfiz davası açıldığını, beyan ederek söz konusu davanın bekletici mesele yapılmasını talep etmesi üzerine … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/… esas sayılı dosyası bekletici mesele yapılmıştır.
HMK’nun 115.maddesi gereği mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır ve dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.
Dava şartları 6100 Sayılı HMK’nun 114.maddesi ile belirlenmiş olup, aynı davanın daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması dava şartları arasında sayılmıştır.
Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.
… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/11/2017 tarih 2014/… Esas ve 2017/… Karar sayılı kararı ile tenfizine karar verilen Bakü … İlçe Mahkemesi’nin kararının incelenmesinde; davacının Settar oğlu Habil Rehimli, davalıların … Ltd.Şti ve … San.ve Tic. A.Ş., olduğu, davacının diğer taleplerinin yanısıra 01/01/2009 tarihli özel statülü satış, ofis ve ticaret sözleşmesinin 3.maddesi kapsamında komisyon olacağı talebinde bulunduğu, mahkemece davanın reddine dair verilen kararın İstinaf edilmesi üzerine … İstinaf mahkemesinin … nolu 23/04/2012 tarihli kararı ile “… ‘nin davasının red edilmesine ilişkin bölümün yani Settar oğlu Habil Rehimli’nin davasının red edilmesine ilişkin bölümün değiştirilmeden tutulmasına ” karar verildiği ve … Cumhuriyet Yargıtayı’nın 16/10/2012 tarihli 2(102)-3325/12 sayılı kararı ile Bakü … Mahkemesi’nin 23/04/2012 tarihli … sayılı kararının değiştirilmeden tutulduğu ve kesinleştiği, anlaşılmıştır.
… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/11/2017 tarih 2014/… Esas ve 2017/… Karar sayılı kararı ile davanın kabulü ile MÖHUK 50 ve 54.madde ilgili hükümler gereği … Cumhuriyet Yargıtayı’nın 2(102)-3325/12 sayılı kararı aynen onanarak kesinleşmiş olan Bakü şehri … İlçe Mahkemesi’nin 29/07/2011 tarihli kararının tenfizine karar verilmiş olup; verilen kararın yasal süresi içinde taraflarca İstinaf edilememesi üzerine kesinleştiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamında; … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/11/2017 tarih 2014/… Esas ve 2017/… Karar sayılı kararı ile tenfizine karar verilen karar ile mahkememizde görülen davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olduğu, … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/… Esas ve 2017/… Karar sayılı kararı ile verilen hüküm kesinleştiğinden aynı taraflar arasında, aynı konu ve dava sebebine dayanılarak yeni bir dava açılamayacağından davanın Hmk114/1-i ve 115-2. maddeleri gereği usulden reddine, karar verilmiş aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Hmk114/1-i ve 115-2. Md. Gereği usulden reddine,
2-Sair hususların gerekçeli kararda belirtilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30-TL harcın peşin alınan 290,75-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 231,45-TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
4-Davalı …vekil ile temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince 4.080-TL maktu ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-HMK’nun 333. maddesi hükmü gereğince taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın hüküm kesinleştiğinde iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/10/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır