Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2012/106 E. 2018/1298 K. 29.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2012/106
KARAR NO : 2018/1298

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 08/05/2012
KARAR TARİHİ : 29/11/2018

DAVA : Davacı vekili mahkememize ibraz ettiği dava dilekçesi ile , müvekkili ile davalı şirket arasında 4 Ağustos ila 09 Eylül 2006 tarihleri arasını kapsayan … Konserlerinin ana sponsorluğu yapımı konusunda sözleşme imzalandığını, sözleşme uyarınca müvekkili şirket tarafından … Konserleri etkinliklerinin başlandığını, etkinliklerin devamı sırasında 18/08/2006 tarihinde davalı tarafın tek taraflı olarak sözleşmeyi haksız bir şekilde feshettiğini bunun üzerine müvekkilince … Noterliği kanalı ile gönderilen ihtarname ile haksız fesihten dolayı zarar ziyan ve cezai şart talep edildiğini, davalı tarafın haksız fesihle konserlerin yarım kalmasına neden olduğunu bu nedenle müvekkilinin zara uğradığını, sözleşmenin 11 maddesi gereğince tüm zarar ve ziyanların 12.maddesi gereğince de 100.000 USD cezai şartın ihtarname ile talep edildiğini, müvekkilince sözleşmenin yapılacağına olan güven nedeniyle 413.000 TL masraf ve ödeme yapıldığını, yine bu güvenle dava dışı firmalarla 144.865,00 TL lik yan sponsorluk ve reklam anlaşmaları yapıldığını, 01/08/2007 tarihinde … Asliye Ticaret Mahkemesinde açtıkları ve fazlaya ilişkin haklarının saklı tuttukları davada talep ettikleri 10.000 TL tazminatın müvekkiline verildiğini, şimdi ise fazlaya ilişkin hakları kapsamında bu davayı açtıklarını belirterek , haksız fesih nedeniyle müvekkili şirketin menfi zararları olan 413.000 TL + 144.865,00 TL =557.865,00 TL + 175.000 TL ( 100.000 USD cezai şart bedeli karşılığı ) cezai şarttan kısmı dava değerinin 10.000 TL nin düşümü ile 486.485,00 TL nin 01/08/2007 tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAH:Davacı vekili 10/04/2014 tarihli dilekçesi ile , dava dilekçesinde kanuni faiz istediklerini belirterek kanuni faizi ticari faiz olarak ıslah ettiğini bildirtir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davanın zamanaşımına uğradığını, bu nedenle reddi gerektiğini, öncelikle taraflar arasında 04/8/2006 ve 09/Eylül 2006 tarihlerini kapsayan 95.000 USD bedelli sponsorluk sözleşmesinin yapıldığını, bu sözleşme ile davacının organizasyonun eksiksiz olarak yerine getirmeyi davalının ise 95.000 USD yi ödemeyi yüklendiğini, davacı vekili tarafından davalıdan 75.000 USD ödeme alındığının … Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan davada cevaba cevap dilekçesinde ikrar ettiğini, bunun haricinde bir takım ödemelerin bizzat davacı şirket temsilcisine imza karşılığında yaptıklarını, bir kısmını da davacı şirketin banka hesabına yatırdıklarını, bunların … Ticaret Mahkemesince dikkate alınmadığını, davacının yeterli maddi olanağa sahip olmadığını için sözleşmede taahhüt ettiği hususları yerine getiremediğini, sanatçılara ücret ödemesini yapmadığını, bir kısım sanatçıların ücretlerinin ödenmediği için sahneye çıkmadıklarını, konser alanının kirasının davacı tarafından ödenmediği için konser alanının konser saatine kadar kilitli kaldığının, müvekkilinin yükümlülüğünün olmasına rağmen, son iki konsere çıkan sanatçı ücretlerinin ,mekan kirasının müvekkili tarafından ödendiğini, sözleşmeyi davacı tarafın ihlal ettiğini, davacı tarafın müvekkiline 186.000 TL borçlu olduğunu, müvekkili tarafından … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile davacı hakkında takip başlatıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, sözlemenin haksız feshedildiği iddiasına dayalı menfi zararların tazmini ve cezai şart bedelinin tazminine ilişkindir.
Deliller; … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas nolu dosyası , sözleşme, ihtarnameler, ticari defter ve belgeler ve bilirkişi incelemesi,
Davalı tarafında zamanaşımı definde bulunmuş ise de, taraflar arasında sözleşme bulunması nedeniyle zamanaşımı 10 yıl olup, taraflar arasındaki sözleşmenin 2006 tarihinde imzalandığı davanın ise 08/5/2012 tarihide açılması nedeniyle 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmadığından zaman aşımı definin reddine karar verilmiştir.
… Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas nolu dosyası alınıp incelendiğinde;
Davacı vekili, taraflar arasında yapılan sözleşmeyi davalının tek taraflı olarak feshettiğini, bu suretle müvekkili şirketin zarara uğradığını bildirerek müvekkili şirket ile davalı şirket arasındaki sponsorluk sözleşmesinin davalının tek taraflı olarak feshi nedeniyle müvekkili şirketin uğramış olduğu 200.000 TL maddi zarar+120.870 TL cezai şart olmak üzere toplam 320.870 TL’den fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, 320.870 TL zarar söz konusu ise, bu zararın ortaya çıkmasından itibaren, bir yılı aşkın bir süre boyunca, sessiz kalarak tüm olup bitenlere seyirci kalan davacının iyi niyetli olmadığını, müvekkili şirketin ana sponsor olarak üzerine düşen tüm mükellefiyetleri tam anlamıyla ve harfiyen yerine getirmesine rağmen bazı sanatçılara, konser alanının kirası yanında ses ve ışık düzenin yanı sıra ekipmanına paralarını ödemediği için sözleşmenin usule ve yasaya uygun olarak haklı sebeple feshedildiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
… Ticaret Mahkemesince alınan kök raporda, sponsorluk bedelinin 95.000 USD olduğu, buna karşılık davalı tarafından 236.070,85 TL ödeme yaptığı , davacının davalının yükümlülüklerinin yerine getirmediğinden dolayı zarara uğradığı iddiasının ispata muhtaç olduğu buna bağlı olarak cezai şart talebinin mümkün olmadığının bildirildiği, aynı bilirkişiden alınan birinci ek raporda, davacının sözleşmelerden doğan gelir kaybı kapsamında davacı ile başka firmalar arasında imzalanan sözleşmelerin davalı tarafın sözleşmeyi feshetmesinden dolayı toplam 144.865,00 TL organizasyon için yapılan masraflar kapsamında (… ajans ile yapılan anlaşmada 60.000 TL , … Prodüksiyon masraflarına karşı 75.300,00 TL ,…’a yapılan avans 25.000 TL, organizasyon yeri kiralama bedeli 100.000 TL , çeklere uygulanan adli para cezası 153.000 TL ) 413.300,00 TL olmak üzere toplam 558.165,00 TL olarak hesaplama yapıldığı, sonuç kısmında ise davalının dosyada sözleşmeyi fesheden beyanına rastlanmadığı, sözleşmeye aykırılığın davalıdan kaynaklandığının ispatlanamadığı yönünde görüş bildirildiği görülmüştür.
… Ticaret Mahkemesine ait gerekçeli karar incelendiğinde, uzman bilirkişi kurulu tarafından taraf ticari defter ve kayıtlarında incelemeler yapılmış, tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmadıkları tespit edilmiş, davacı yanca uğranılan zarar kalemlerine ilişkin dosya sunulmuş, davalı ticari defterlerinden davacıya toplam 236.070,95.TL ödeme yaptığı tespit edilmiş, bilirkişi kurulunun 1.ek raporunda davacı ile dava dışı şirketler arasında sponsorluk sözleşmesi nedeniyle düzenlenen sözleşmeler sonrası davacı tarafından yapılan ödemeler tespit edilmiş, ayrıca davacının organizasyon nedeniyle yapmış olduğu ödemeler tutarı 413.300.TL olarak hesaplanmış, dava dışı firmalara yapılan sözleşmeler toplamı 144.865.TL olarak tespit edildiği belirtilerek , mahkemece, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin davalı yanca sözleşmenin başlangıç tarihi olan 24/08/2006 tarihinden önce feshedildiği, sözleşmenin feshinin haklı nedenlere dayalı olduğu hususunun kanıtlanmadığı, bu durumda davacının BK’nın 108. maddesine dayanarak menfi zararını talep edebileceği, sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak zarar tutarlarının belirlendiği, sözleşmenin 12. maddesinde “taraflar sözleşme nedeniyle üstlendikleri görevlerinden dolayı haklı bir sebebe dayanılmaksızın sözleşme süresi dolmadan fesih ettiği taktirde 100.000 USD cezai şartı kabul eder” hükmünün yer aldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere 10.000 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesi 01/7/2013 tarih … esas … karar nolu ilamı ile kararı onamış , karar düzeltme talebi de reddedilerek karar kesinleşmiştir.
… Asliye Ticaret Mahkemesine ait dosyadan alınan bilirkişi raporunun, Yargıtay … Hukuk Dairesinin 28/4/2005 tarih … esas … karar nolu içtihadında da belirtildiği üzere hüküm vermeye yeterli olmamasına nedeniyle mahkememizce tekrar rapor alınması cihetine gidilmiştir.
18/01/2016 tarihli raporda, sözleşmeden doğan gelir kaybı kapsamında taraflar arasında imzalanan sponsorluk anlaşmasına göre davacının davalıdan 95.000 USD talep edebileceği belirtilerek bunun TL karşılığı olan 138.206,00 TL ile davacının davalı ile imzalanan sözleşmeye dayanılarak başka firmalarla yapmış olduğu sözleşmelerden dolayı elde etmeyi umduğu gelirleri elde edemediği belirterek , bu sözleşme bedelleri tek tek sıralanarak 138.206,00 TL asıl sözleşme bedeli de dahil olmak olmak üzere toplam 283.071,00 TL olarak belirlendiği, organizasyon masrafları olarak ise 100.000 TL kiralama bedeli, …’a ödenen 25.000 TL lik avans bedeli, … Ajans ile yapılan anlaşma nedeniyle 60.000 TL, … Prodüksiyon masraflarına karşılık 75.300 TL olmak üzere 260.300 TL olmak üzere davacının yaptığı giderler ve muhtemel kar kaybının 543.371 TL olduğu davalının yaptığı ödemeler tutarının ise 198.312,00 TL olup daha önceki davada hükmedilen 10.000 TL nin mahsubu ile davacının talep edebileceği net alacak (zarar tutarının 335.059 TL olduğunun raporda açıklandığı görülmüştür. Rapora itiraz edilmesi üzerine ek rapor alınmış, bilirkişilerin ek raporda bilirkişiler kök rapordaki görüşlerini tekrarladıkları görülmüştür.
… Ticaret Mahkemesinde alınan bilirkişi raporu ile mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile çelişki olması nedeniyle başka bir bilirkişi heyetinden rapor alınmış, 12/10/2017 tarihli bilirkişi raporu incelendiğinde, sözleşme kapsamında davalı şirketin davacı şirkete 198.312 TL ödeme yaptığı , 100.000 TL lik kira ödemesinin davalı şirketçe davacı şirket adına yapıldığının tespit edildiğini, davacı şirketin sözleşmeden doğan gelir kaybı toplamının; … ajansı ile yapılan sözleşme bedeli 18.000,00, … AŞ ile yapılan sözleşme bedeli 31.865,00 TL, … AŞ ile yapılan sözleşme bedeli 27.000 TL, … ile yapılan sözleşme bedeli 28.000 TL, … ile yapılan sözleşme bedeli 40.000 TL, ana sözleşmeden kaynaklanan KDV hariç gelir kaybı bedeli 117.123,73 TL olmak üzere toplam 261.988,73 TL , organizasyon için yapılan masraf ve giderler karşılığı olarak … Ajans ile yapılan anlaşma 60.000 TL, … Prodüksiyon masraflarına karşılık 68.500,00 TL, …’a yapılan avans 25.000 TL organizasyon kiralama bedeli (KDV hariç kısmı ) 84.745,76 TL, (çeklere uygulanan para cezası bedeli hesaba katılmaksızın ) olmak üzere toplam 238.245,76 TL olarak belirlenmiş, tüm miktarlarının toplamının 500.234,49 TL olarak hesaplandığı, davalı tarafından ödenen 198.312,00 TL nin mahsubu ile kalan tutarın 301.922,49 TL olarak hesaplandığının bundan daha önce hükme bağlanan 10.000 TL nin düşümü ile davacının talep edebileceği kısmının 291.922,49 TL olarak hesaplandığı görülmüştür.
14/12/2017 tarihli duruşmada alınan ara kararı ile , ” Daha önceki bilirkişi heyetinin yanına menfi ve zarar konusunda uzman bir bilirkişi eklenerek; Takdiri mahkemeye ait olmak üzere , 818 BK nun 106-108, Yeni Borçlar Kanunun 125.maddesinde seçimlilik haklarının sıralandığı, bu madde ve yargıtay uygulamaları gereğince, menfi ve müsbet zararın birlikte istenemeyeceği, onananarak kesinleşen … Asliye Ticaret Mahkemesine ait … esas … karar nolu ilamda Yargıtay içtihattında da menfi zarardan bahsettiği dolayısıyla davacı tarafın menfi zarar talebinde bulunduğu dikkate alınarak, en son raporda tespit edilen zararların hangisinin menfi zarar hangisinin müsbet zarar kapsamında kaldığının ayrı ayrı değerlendirilmesinin yine davacı tarafın cezai şart talebi de olduğu dikkate alınarak, sözleşmede tespit edilen 100.000 USD cezai şartın, davalının ekonomik mahfına sebep olup olmayacağı hususu davalı tarafın bilançoları incelenerek tespit edilmesinin istenilmiştir.
Alınan ek rapor incelendiğinde, olumlu zarar alacaklının borcunun ifasındaki çıkarının gerçekleşmemesi yüzünde uğradığı zarardır. Alacaklının mal varlığının borcunun ifası halinde alacağı durum ile borcun ifa edilmemiş olması halindeki durumu arasındaki farktır. Olumsuz zarar ise, hüküm doğurduğuna güvenilen bir sözleşmenin geçersiz olması veya kurulacağına güvenilen bir sözleşmenin kurulmaması yüzünden uğranılan zarardır. Güvenen kimsenin sözleşmenin hüküm ifade etmemesi veya kurulmaması halinde mal varlığının aldığı durum ile bu olay hiç gerçekleşmese idi mal varlığının içinde bulunacağı durum arasındaki fark olumsuz zararı ifade etmektedir. Hiçbir zaman hem olumlu zararın hemde olumsuz zararın tazmini birlikte istenemez. Zira olumlu zararın tazmini isteyen, borç doğru dürüst ifa edilseydi, zarar kapsamında yer alan kayıpları katlanacak olurdu. Diğer taraftan olumsuz zararın tazmini isteniyorsa borç hükümsüz sayılıyor demektir ki hüküm ifa etmeyen borcun ifasına ilişkin çıkarın tazmini istemez. Menfi zararda tazmini gereken hususlar kurulamayan veya geçerli olmayan bir sözleşmeden kaynaklanıyorken, müspet zarardan söz konusu olan zarar sözleşmenin feshedilmesinden değil, borcun ifa edilmemesinden kaynaklanmaktadır. Fili zarar mal varlığında meydana gelen azalmayı, yoksun kalınan kar ise mal varlığının artma imkanının kaybını ifade etmektedir. Bilirkişi heyeti rapordaki görüşlerinde fiili zarar ve kar kaybının olumlu yada olumsuz zarar tarzında ortaya çıkabileceğini belirterek sonuç kısmında gelir kaybı toplamı olan 144.865,00 TL lik tutarın olumlu yada olumsuz zarar tarzında ortaya çıkabileceği ana sözleşme bedelinden mahrum kalınma durumunun yani 117.123,73 TL nin müspet zarar olacağı, organizasyon için yapılan masraf ve giderler toplamı olan 238.245,76 TL lik tutarın ise menfi zarar olabileceği görüş ve kanaatine varıldığı görülmektedir.
Davacı vekili dava dilekçesinde, menfi zararlarını talep ettiğini belirtmektedir . Müspet zarar ve menfi zararın birlikte talep edilmesi mümkün değildir. Müspet zarar ve menfi zararların tamını en son ek raporda bilirkişilerce yapılmıştır. Kar kaybı kardan mahrum kalma karşılığı meydana gelen zarardır. Genelde sözleşmeyi kusuru ile fesheden taraftan istenir. Kardan yoksun kalan kusurlu fesih yüzünden mal varlığında ileride meydana gelebilecek çoğalmadan mahrum kalır. Kar kaybı zararı müspet zarar kapsamındadır. 12/12/2017 tarihli raporda bilirkişi heyetince belirlenen zarar kalemleri irdelendiğinde ana sözleşmeden yani davacı ile davalı arasında imzalanan sözleşmeden kaynaklı gelir kaybı bedeli 117.123,73 TL ( 95.000 USD karşılığı ) ile davacını n davalı ile imzalamış olduğu sözleşmeye güvenerek başka firmalarla reklam anlaşması yaptığı ve bu anlaşmalar gereğince dava dışı firmalardan elde etmeyi umduğu gelir kayıpları ise … Ajansı ile yapılan sözleşme 18.000 TL, Sütaş ile yapılan sözleşme bedeli 31.865,00 TL, … ile yapılan sözleşme 27.000 TL , … ile yapılan sözleşme bedeli 28.000 TL, … ile yapılan sözleşme bedeli toplamı olan 144.865.00 TL lik gelir kaybı da kar kaybı kapsamında müspet zarardır, dolayısıyla ikinci raporda belirtilen 261.988,73 TL lik kısım müspet zarar kavramına girmektedir . 12/10/2017 tarihli raporda, davacının organizasyon için yaptığı masraf ve giderler karşılığı sıralanarak … ajansı ile yapılan anlaşma 60.000 TL … Prodüksiyon masraflarına karşılık 68.500,00 TL …’a yapılan avans ödemesi 25.000 TL organizasyon kiralama bedeli 84.745,76 TL olmak üzere belirlenen miktar 238.245,76 TL olup, bilirkişi heyetince kiralama bedeli davacının zararları kapsamına dahil edilmiş ise de, toplanan delillerden kira bedelinin davalı tarafından yatırıldığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle kiralama masrafı düşüldüğünde davacının menfi zarar toplamı 153.500 TL yapmaktadır.
Borçlar Kanunun 179.maddesine göre, “Cezanın sözleşmenin ifası ile ilişkisi başlığı altında , bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumu için bir ceza kararlaştırılmış sa , aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça alacaklı , ya borcun yada cezanın ifasını isteyebilir. Ceza , borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmış sa alacaklı , hakkından açıkça feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça, asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir. Borçlunun kararlaştırılan cezai ifa ederek sözleşmeyi , dönme veya fesih suretiyle sona erdirmeye yetkili olduğunu ispat etme hakkı saklıdır. ”
Borçlar Kanunun 180.maddesine göre, “alacaklı hiçbir zarara uğramamış olsa bile kararlaştırılan cezanın ifasını ister. Alacaklının uğradığı zarar kararlaştırılan ceza tutarını aşıyorsa, alacaklı , borçlunun kusurunun bulunmadığını ispat etmedikçe aşan miktarı isteyemez . ” denilmektedir.
Davaya konu olan 09/8/2006 tarihli sözleşme incelendiğinde, sözleşme bedelinin KDV dahil 95.000 USD olduğu, cezai şartın sözleşmenin 12 maddesinde düzenlendiği, buna göre sözleşmenin haklı bir sebebe dayanılmaksızın süresi dolmadan feshedilmesi halinde 100.000 USD nin cezai şart olarak kararlaştırıldığı görüldüğünden , sözleşmedeki cezai şartın ifaya bağlı yani ifaya eklenen cezai şart olarak kararlaştırılmadığı anlaşılmaktadır. Davacı taraf , dava açmadan önce davalıya göndermiş olduğu ihtarnamede cezai şart bedelinin talep ettiği görülmektedir . BK 180.maddesine göre, alacaklı zarara uğramış olsa bile kararlaştırılan cezasının ifasını isteyebilecektir. Aynı maddenin ikinci fıkrasına göre alacaklının uğradığı zarar kararlaştırılan ceza tutarını aşıyorsa alacaklı borçlunun kusurunun bulunduğunun ispat etmedikçe aşan miktarı isteyemeyecektir. Dava konusu olayda yukarıda da belirtildiği üzere davacı taraf menfi zararının tazmini istemektedir. Kaldı ki , müspet zarar ve menfi zararın birlikte talep edilmesi de zaten mümkün değildir. Yukarıda da açıklandığı üzere davacının menfi zararının toplamı 153.500 TL yapmaktadır. Sözleşmede 100.000 USD cezai şart kararlaştırılmıştır, davacının menfi zararının cezai şart miktarının aşıp aşmadığı irdelendiğinde ; davacı taraf … Asliye Ticaret Mahkemesinde 03/08/2007 tarihide dava açmış olup davacı 1 USD yi 1.2807 TL den çevirerek talepte bulunmuştur. Mahkeme cezai şart kapsamında 10.000 TL ye karar vermiştir. Dava tarihinde 1 USD 1.3092 TL ‘dir. 10.000 TL /1.3092 =7.638,25 USD cezai şarta karar verildiği anlaşılmaktadır. İşbu davada , davacı taraf 175.000 TL (100.000 USD nin TL karşılığı ) diyerek cezai şart talebinde bulunmuş olup, işbu davanın açılış tarihi 08/5/2012 dir. Bu tarihteki kur karşılığı 1.7606 TL olup davacı ise 1 USD 1.75 TL den çevirmiştir. Cezai şart kapsamında daha önce hükmedilen cezai şart miktarı düşüldüğünde 100.000 USD – 7.638,25 USD =92.361,75 USD cezai şart miktarı kalmıştır.
92.361,75 USD ‘yi davacının talep etmiş olduğu gibi 1.75 TL ‘den TL ye çevirdiğimizde talep edilebilecek TL karşılığı cezai şart miktarının 161.633,06 TL yaptığı görülmektedir. Davacının uğramış olduğu menfi zarar miktarı 153.500 TL olup bu miktar cezai şart miktarını aşmadığından davacı 161.633,06 TL cezai şartın ödenmesinin Borçlar Kanunun 180.maddesi kapsamından davalıdan talep edebilecektir .
Cezai şartın ödenmesi davalının ekonomik mahvına sebep olup olmayacağı hususunda araştırılmış olup, davalının bilançoları alınarak dosyaya bırakılmış mali müşavir ve finans bilirkişi duruşmaya çağrılarak beyanı alınmış, davalının bilanço durumuna göre söz konusu cezai şartın ödenmesinin davalının ekonomik mahvına sebep olmayacağı bildirilmiştir.
Toplanan tüm deliller alınan bilirkişi raporları … Asliye Ticaret Mahkemesine ait kısmi cezai şartın tahsili ile ilgili kesinleşmiş ilam, BK 180.maddesi kapsamında davacının ancak davalıdan cezai şart talep edebileceği kalan cezai şart miktarının yukarıda yapılan açık almaya göre 161.633,06 TL olduğu , söz konusu miktarın davalının ekonomik mahvına sebep olmayacağı dikkate alınarak 161.633,06 TL cezai şartın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınmasına aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. ( Davacı taraf dava dilekçesinde kanuni faiz istemiş olup daha sonra ıslahla avans faizine çevirmiştir, ıslahla faiz türü değiştirilemeyeceğinden yasal faize hükmedilmiştir.)
HÜKÜM : Yukarıda izah edilen sebep ve gerekçelere göre;
1-Davacının davasının kısmen kabulü ile 161.633,06 TL cezai şartın dava tarihi olan 8/5/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2- Davacının diğer taleplerini ve fazlaya ilişkin taleplerinin reddine,
3-Davacı vekille temsil edildiğinden 15.647,98 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine ,
4-Davalı vekille temsil edildiğinden 25.459,72 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 7.228,95 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine ,
6-Davacı tarafından yapılan 3.478,15 TL yargılama giderinin kabul ve ret edilen oranlara göre takdir edilen 1.155,00 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine bakiyesinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın davacıya iadesine,
9-Bu dava sebebiyle 11.041,15 TL karar ve ilam harcı alınması gerektiğinden peşin alınan 7.228,95 TL nin mahsubu ile bakiye 3.812,20 TL nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 29/11/2018

Başkan … Üye … Üye … Katip …

HARÇ BEYANI
11.041,15 TL İ.H,
7.228,95 TL P.H.
3.812,20 TL B.İ.H,

DAVACI SARFI
24,45 TL İlk Masraf
3.000,00 TL bilirkişi ücreti
453,70 TL Tebligat ve tezkere
3.478,15 TL