Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/37 E. 2023/62 K. 21.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO :2023/37 Esas
KARAR NO :2023/62

DAVA :İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :28/01/2021
KARAR TARİHİ :21/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından … numaralı Nakliyat Abonman Sigorta Poliçesi ile sigortalanan sigortalı … Ltd. Şti.’ye ait ham kumaş cinsi emtiaların borçluların sorumluluğunda … gemisi ile …’den …’ya nakliyesi esnasında hasara uğradığını, nakliye işleminin davalılar tarafından gerçekleştirildiğini, fatura ve yapılan tespitler gereğince sovtaj durumunun dikkate alınarak 5.717,80 Euro (asıl alacak) sigortalı zararının müvekkili şirket tarafından tazmin edildiğini, TTK. ve poliçe hükümleri ile 17.10.2019 tarihli banka ödeme dekontunun halefiyet kuralları ve sigortalının temlik talebi gereğince TBK ilgili hükümleri temlik esasına göre sigortalısının haklarını devralan müvekkilinin TTK ve ilgili konvansiyon hükümleri ile davalıya rücu hakkı doğduğunu, davalılara müracaatta bulunulduğunu, arabuluculuk görüşmesi yapıldığını, sonuç alınamadığını, davalı …’a taşıyan sıfatıyla dava açıldığını, Davalı … Şirketine izafeten … gemisinin equasis kayıtları ve web sitesi ekran görüntüleri’ne istinaden … sigortacısı sıfatıyla dava açıldığını, emtiaların İzmir’den Barselona’ya nakliyesi esnasında konteynerin sert/kaba elleçlenmesi ve konteynerin darbe alması sebebiyle hasara uğradığının tespit edildiğini, konteyner taşıma belgesine hasara ilişin olarak 26.08.2019 tarihinde “konteyner darbesi ve darbeden dolayı ticari mallar 22 palet” şeklinde hasar notu düşüldüğünü, eksper raporunda; emtianın fiili nakliye işinin … Şirketi’ne verildiğinin tespit edildiğini, hasarın emtianın istifinin bozularak dağılması, ani ve sert bir tesire maruz kalması suretiyle gerçekleştiğini ve emtianın zayi olduğunun tespit edildiğini, rücu muhatabı olarak … Şirketi’nin gösterildiğini, davalının basiretli bir taşıyıcı olarak gerekli dikkat ve özeni göstermediğini, bu nedenle işbu hasarın meydana geldiğini, taşıma işlemini gerçekleştiren davalı …’ın sorumluluğunun bulunduğunu, davalılara müracaatta bulunulduğunu, akabinde arabuluculuk görüşmesi yapıldığını ancak sonuç alınamadığını, dava konusu icra takibinin … 6. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile 24.12.2019 tarihinde başlatıldığını, davalının itirazlarına müteakip 31.12.2020 tarihinde icra dosyası ve tüm fer’ileri için arabuluculuk başvurusu yapıldığını, arabuluculuk sürecinin 22.01.2021 tarihinde anlaşmama ile sonuçlandığını, davalıların borca itiraz dilekçesinin taraflarına tebliğ olmadığını, müvekkilinin davalılardan 5.717,80 Euro alacağına ilişkin … 6. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasına vaki itirazın iptali ile takibin euro üzerinden devamına, taleplerinin kabul edilmediği takdirde davanın alacak davası olarak devamına, dava dışı sigortalıya ödeme tarihinden itibaren işleyecek en yüksek kamu banka Euro faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, %20’den az olmayan oranda icra inkar tazminatı ile yargılama giderlerinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya yurt dışı istinabe yolu ile dava dilekçesinin tebliğ edildiği ancak davalı tarafından cevap sunulmadığı anlaşıldı.
Mahkememizin 2021/28 esas sayılı dosyasının 31/01/2023 tarihli celsesinde verilen ara karar uyarınca; davalı … hakkında açılan davanın tefrikine karar verilmiş olmakla, ara karar gereğince davanın tefrik edilerek Mahkememizin 2023/37 esasına kaydı yapıldı.
Dava, davacı sigortalısına ait emtiaların, davalı sigortalısı sorumluluğunda deniz taşımasında hasarlandığı iddiası ile sigortalıya ödenen hasar tazminatının rücuen davalıdan tahsili talebi ile başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali davası olup, uyuşmazlığın konusunun, usule uygun bir icra takibinin bulunup bulunmadığı, davanın hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığı, tarafların aktif ve pasif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı, sigorta sözleşmesinin geçerli olup olmadığı, geçerli bir sözleşme uyarınca ödemenin yapılıp yapılmadığı, hasara ilişkin süresinde ve geçerli bir ihbarın bulunup bulunmadığı ve hasarın deniz taşıması esnasında meydana gelip gelmediği, hasarda davalı sigortalısının sorumlu olup olmadığı ve hasarın miktarının tespiti noktasında toplandığı görülmüştür.
… 6. İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde, davacı alacaklı tarafından eldeki dosya davalısı …, … A.Ş., …, … LTD. ŞTİ. aleyhine 24/12/2019 tarihinde takibe başlandığı, … adına ödeme emrinin tebliğ edilmediği, davalı borçlu adına … ŞTİ.’ne 09/01/2020 tarihinde, …A.Ş.’ye ödeme emrinin 07/01/2020 tarihinde tebliği üzerine bu şirketler tarafından …adına tebligat almaya ehil olmadıklarına dair itiraz dilekçesi ile borca itirazların sunulduğu anlaşılmıştır.
Eldeki dosyanın tefrik edildiği mahkememizin 2021/28 Esas sayılı dosyasında ise husumet …, …’e izafeten …A.Ş. aleyhine açılmış olup, anılan şirket vekili tarafından aynı savunma mahkememizde de yapılmış olmakla mahkemece … A.Ş.’nin davalı adına TTK 105 maddesi gereğince davayı takip etmeye esas olmak üzere davalı ile aralarında acentelik ilişkisi bulunduğu hususu kabul edilmeyerek davalının davaya dahili ile taraf teşkilinin sağlanması adına Yurt dışı istinabe yapılması yoluna gidilmiştir.
İİK 67.maddesine göre itirazın iptali davası açılabilmesi için borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmiş olması ve borçlu tarafından da yasal süre içerisinde ödeme emrine karşı itiraz edilmiş olması yasal bir zorunluluktur. Dolayısıyla borçluya usulüne uygun olarak ödeme emrinin tebliğ edilmesi itirazın iptali davasının ön koşuludur.
TTK’nın 105.maddesinde acentenin aracılıkta bulunduğu sözleşmelerden doğacak uyuşmazlıklardan dolayı acentenin müvekkili adına dava açabileceği, kendisine karşıda aynı sıfatla dava açılabileceği düzenlenmiştir. Anılan hükmün açık ifadesine göre, acentenin ancak doğrudan aracılık ettiği sözleşmeler nedeniyle müvekkiline izafeten kendisine karşı dava ya da takip yöneltilebilecektir. Uyuşmazlık konusu icra dosyasında, davalı adına izafeten her ne kadar … A.Ş.’ye ödeme emri tebliği yapılmışsa da, açıklandığı hali ile bu şirket tarafından acente olmadıklarından bahisle adlarına davalıya izafeten ödeme emri tebliği yapılamayacağı icra takip dosyasına, dava açılamayacağı ise mahkememize bildirilmiş olup, davacı tarafından …’ın davalı acentesi olduğu hususu ispat olunamamıştır. Dolayısıyla davalı …’e usulüne uygun yapılmış bir ödeme emri tebliği ve davalı tarafından sunulmuş usule uygun bir borca itiraz dilekçesi olmadığından, bu şirkete karşı itirazın iptali davası açılamayacağı değerlendirilmekle, açıklanan nedenlerle davanın İİK 67 ile HMK’nın 114/2 ve 115/2.maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Dava şartı yokluğu nedeni ile davanın USULDEN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı taraf yokluğunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.21/02/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır