Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/234 E. 2022/427 K. 28.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/234 Esas
KARAR NO : 2022/427

DAVA : Tazminat (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/02/2022
KARAR TARİHİ : 28/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirkete … no’lu Nakliyat Emtia Blok Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan … A.Ş.’ye ait…, davalı şirketin taşıyıcı olduğu Türkiye’den Avusturya’ya deniz yolu ile nakliyesi esnasında hasara uğradığı tespit edildiğini, meydana gelen hasar sebebiyle; müvekkil sigorta şirketi tarafından yaptırılan araştırma ve ekspertiz çalışması sonucu sigortalı emtiada 234,81-EURO hasar tazminatı tespit edildiğini, Bu nedenle; müvekkili şirketçe, 30/12/2021 tarihinde 234,81-EURO hasar tazminatı ödendiğini, müvekkil şirket yaptığı ödeme ile halef sıfatıyla davalı şirkete karşı rücu hakkı doğduğunu belirterek 234,81 EURO tazminatın ödenme tarihi olan 30/12/2021 tarihinden itibaren işleyecek Devlet Bankalarının Euro ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına uyguladığı en yüksek faiz oranıyla faiz, yargılama gideri, avukatlık ücretiyle birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, gerek TTK gerek CMR Konvansiyonuna göre 1 yıllık zamanaşamı süresine tabi olduğunu, davanın 16/02/2022 tarihinde zamanaşımı süresinin dolduğunu, davanın esasına ilişkin olarak emtianın hasara uğramasında taşıyıcının sorumluluğunun bulunmadığını, söz konusu hasarın taşıtanın yükleme, istifleme ve yetersiz ambalajlama hatasından ileri gelmesine rağmen davacının yeterli inceleme ve ekspertiz raporu almadan sigorta bedelini ödediğini beyanla davanın öncelikle zamanaşımı nedeni ile reddine ve nihayetinde davanın esastan da reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava davacı sigorta şirketinin sigortalısına ödemiş olduğu sigorta tazminatının davalıdan talepli alacak davasıdır.
Dava halefiyete istinaden açılmış olup bu kapsamda TTK 1188/1 maddesi gereğince eşyanın zıyaı ve hasarı ile geç tesliminden dolayı taşıyana karşı her türlü tazminat isteminin bir yıl içinde yargı yoluna başvurulmadığı takdirde düşeceği düzenlenmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasına göre ise bu süre taşıyanın eşyayı veya bir kısmını teslim ettiği veya eşya hiç teslim edilmemişse malın teslim edilmesinin gerektiği tarihten itibaren işlemeye başlar. TTK 1188/3 maddesi ile, sorumlu tutulun kişinin rücu davasının, bir yıllık hak düşürücü sürenin sona ermesinden sonra da açılabileceği; ancak, rücu davası açma hakkının, bu hakka sahip olan kişinin, istenen tazminat bedelini ödediği veya aleyhine açılun tazminat davasında dava dilekçesini tebellüğ ettiği tarihten itibaren doksan gün içinde kullanılmadıkça düşeceği hüküm altına alınmıştır. Burada taşıyanlar arasındaki rücu davası göz önünde tutularak düzenleme getirilmiş olup, sigortacının açacağı halefıyete dayanan rücu davası bu kapsamda değerlendirilemez. Zira sigortacının halefiyetinde kendisine intikal eden hakkın kullanılma süresi, esas borç münasebetine göre sigorta ettiren bakımından başlaması gereken tarihten itibaren başlar.
Bu dava bakımından TTK 1188 maddesi gereğince hak düşürücü sürenin dolacağı tarih 21/01/2022’dir. Zira davaya konu edilen emtiaların alıcısına teslim ile hasar tespit tarihi 21/01/2021olarak kayıtlıdır. Davacı vekilince bu talebi bakımından Arabuluculuk süresinin başvuru tarihi ise 14/01/2022 tarihi olup arabuluculuk süreci 09/02/2022 tarihide sonlamıştır. Bu tarihten itibaren 6325 Sayılı yasa 18A/15 maddesi gereğince duran süre yeniden işlemeye başlamış ve davacının dava açma süresi ise 16/02/2022 tarihinde dolmuştur. Oysa ki davanın 21/02/2022 tarihinde açıldığı anlaşılmakla, davanın TTK 1188 maddesi gereğince yasal 1 yıllık süre içerisinde açılmadığı mahkemece kabul edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Hak düşürücü süre itirazının kabulü ile davanın USULDEN REDDİNE,

2-Harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Davalı vekili için takdir edilen 3.632,00TL red vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Tarafların dava şartı olan Arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları, Arabuluculuk son tutanağından anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-14 bendi uyarınca ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Suçüstü Ödeneğinden ödenen 1.320,00.-TL Arabuluculuk ücretinin davanın reddine karar verildiğinden davacıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/06/2022

Katip
e-imzalıdır

Hakim
e-imzalıdır

e-imzalıdır e-imzalıdır