Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/229 E. 2023/176 K. 26.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARETMAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2022/229 Esas
KARAR NO : 2023/176
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 26/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Türkiye genelinde satış ve imalat yapan … markasının grup şirketlerinden olan müvekkilİ şirket ile İsviçre’de yerleşik, …A.S arasında iplik alım satımı hususunda 90 gün vadeli akreditif ödemeli, CIF satış ile anlaşmaya varıldığını, davalı … malları parsiyel halde teslim etmeyi taahhüt ettiğini, … firması, anlaşmaya konu bu malları parsiyel olarak taahüt ettiğini, Kore ve Endonezya’dan temin ettiği parsiyel teslime konu 1.835.000 kg (+%10 opsiyonlu) ipliğin bir bölümünün taşınması için davalı … ile bir bölümünün de taşınması için dava dışı başka bir lojistik firması ile anlaştığını, sözleşme kapsamındaki iplikler 2018 Nisan ayından itibaren müvekkili şirkete teslim edilmeye başlandığını, ancak özellikle müvekkili şirket bankasınca akreditif bedelinin ödenmesinden sonra mal teslimi konusunda ciddi sorunlar baş gösterdiğini, müvekkilinin söz konusu mallarının bir kısmını gecikmeli de olsa sorunsuz teslim aldığını, davalıların hukuka aykırı hapis uygulaması nedeniyle mahkeme marifetiyle teslim alabildiğini, dava konusu bir kısım mallarını ise bedelini ödediği halde hiç teslim alamadığını, … firmasının müvekkiline düzenlediği iki adet faturaya ilişkin olarak davalıların iki adet konşimentosunu düzenlediğini ve akreditif bedellerinin ödeneceği … Bankasına sunulmasını birlikte temin ederek, toplam 220.241,55 USD akreditif bedelinin vadesinde banka tarafından satıcı bankasında ödemesini temin ettiğini, müvekkili şirketin mallar teslim edilmediği için akreditif bedelinin davalılarca çözülmesine engel olmak istediğini, ancak … Bankası davalılarca hazırlanarak sunulmuş olan evrakların eksiksiz ve tam olduğunu ödemeye mecbur bulunduklarını bildirdiğini ve ödeme banka tarafından gerçekleştirildiğini, davalı taşıyan malları teslim aldığına dair konşimento asıllarının müvekkili şirket bankasına ibrazını sağlayarak toplam 2.444 kaplık 220.241,55 USD’lik akreditif bedelinin, satıcı … firmasına ödenmesine neden olduğunu, böylece 2018 Temmuz Ağustos ayları itibarıyla müvekkili bankasınca tüm mal bedelleri ödendiğini, ödemesi yapılan mallar hakkında defalarca davalılara bilgi talebinde bulunulduğu halde davalılarca yükleme bilgisi verilmediğini, davalıların bir kısım iplikleri Ambarlı Varış Limanı gümrüklü sahasına indirmelerine rağmen tüm taleplere karşın müvekkili şirkete teslimden imtina etmeleri üzerine müvekkili nezdinde davalılara kaşı güven tamamen sarsıldığını ve yükleme bilgisi paylaşılmayan mallarla ilgili olarak hukuki sürecin başlatılmasına ihtiyaç duyulduğunu, müvekkiline teslim edilmeyen malların teslim alınması için … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/… d.iş sayılı dosyasından talepleri doğrultusunda karar verildiğini, davalılar nezdindeki ipliklerin müvekkiline teslimi sağlandığını, gümrüklü sahada bekletilen malların mahkeme ilamı ile teslim alınmasını takiben bu kez, davaya konu konşimentolardaki ipliklerin tesliminin yapılması için son kez davalıya müvekkili tarafından … Noterliğinin 20 Kasım 2018 tarih … sayılı ihtarnamesi keşide edilerek, taşıma konşimentolarına konu malların teslim edilmesi aksi halde ödenmesine sebebiyet verdikleri mal bedelli olan toplam 220.241,55 USD’nin fiili ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile ödenmesi ihtar edildiğini, ancak davalı taşıyan tarafından ihtar hükümleri yerine getirilmediğini, davalılar yasal düzenlemeye aykırı olarak malları teslim almadan konşimento düzenlediği ve/veya düzenlenmesini temin ederek müvekkili şirket bankası olan … Bankasına ibrazla, satıcı … nin bankasına toplam 220.241,55 USD akreditif bedelinin ödenmesine sebebiyet verdiğini beyanla fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile davanın kabulü ile toplam 220.241,55 USD davacı müvekkili zararının fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Türk Lirası karşılığı 1.363.317,22 TL’nin 28.08.2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faiziyle davalılardan müştereken müteselsilen tahsiline, davacı müvekkilinin teslim edilmediği için satın almak zorunda kaldığı iplikler nedeniyle uğradığı maddi kaybın tespiti ile bu zarara karşılık şimdilik 10.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalılara yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davayı gerek acentası olmadıkları bir yabancı firmaya izafeten müvekkiline, gerekse de doğrudan müvekkiline yöneltildiğini, davacı yan dava dilekçesinde davalı olarak yabancı bir şirkete izafeten müvekkilini gösterdiğini, ancak işbu yabancı şirket ile müvekkili şirket arasında herhangi bir acentelik ilişkisi olmadığını, davacı tarafça sunulan 2 adet konşimentonun düzenleyicisinin bu yabancı şirket olduğu, bu konşimentoların davacı tarafından sunulan İngilizce/Türkçe suretlerinde bu firmanın logosunun, ticari unvanının ve kaşesinin bulunduğu, üzerinde de imza yer aldığı görüldüğünü, müvekkili şirketin bu yabancı şirketin acentası olmadığını ve kendileri ile her hangi bir konuda müteselsil sorumlu olması söz konusu olmadığını, mahkemeye delil olarak sunulan konşimentoların ön yüzünde bu şirketin bizzat kendisinin taşıyana izafeten acenta sıfatı ile konşimento düzenlediği yazdığını, konşimentoların hukuka aykırılığı ve geçersizliği hakkındaki savunmalarımız saklı kalmak kaydı ile eğer davacı davasını bu konşimentolara dayanarak açtıysa zaten kendisinin diğer davalı yabancı şirketin taşıyana izafeten acenta olarak konşimento düzenlediğini görmesi gerektiğini, ancak bu gerçek saklanmak için bu konşimentolar eksik tercüme ettirildiğini, davacı dava dilekçesinin 3. sayfasının 7.1.bendinde müvekkili ile herhangi bir bağlantısı bulunmayan mahkemenin 2018/… esas ve 2018/… d.iş. sayılı dosyalarına atıfta bulunduğunu, mahkemenin 2018/… esas sayılı dosyasına sundukları cevap dilekçemizde ayrıntılı olarak izah ettikleri üzere, işbu davaların huzurdaki dava ile herhangi bir ilgisi bulunmadığını, müvekkili şirketin TTK 917 vd. maddelerinde tanımlandığı şekliyle taşıma işleri komisyonculuğu yapmakta olan bir şirket olup, müvekkilinin fiili taşıyıcı sıfatı kesinlikle bulunmadığını, bu bağlamda müvekkilinin sadece aracılık, komisyonculuk, simsarlık hizmeti verdiğini, konşimentoların 25. maddesinde ihtilaf halinde ABD hukukunun uygulanacağı ve uyuşmazlığı çözme yetkisinin bu ülke mahkemelerinden olan New Jersey mahkemelerinde olduğu açıkça yazılı olduğunu, yetkisiz İstanbul Mahkemelerinde açılan bu davanın yetki yönünden reddine karar verilmesini talep ettiklerini, … nolu ve 30.05.2018 tarihli konşimento diğer davalı yabancı şirket tarafından acenta sıfatı ile düzenlenmiş olup bu konşimentoda, TTK 1228 ve 1229. Maddeleri uyarınca bulunması gereken zorunlu unsurların neredeyse hiçbirinin bulunmadığı görüldüğünü, … nolu ve 30.05.2018 tarihli konşimento diğer davalı yabancı şirket tarafından acenta sıfatı ile düzenlenmiş olup bu konşimento da TTK 1228 ve 1229. Maddeleri uyarınca bulunması zorunlu unsurların neredeyse hiçbirinin bulunmadığı görüldüğünü, bu konşimentolardan yükün yüklendiği anlaşılmadığını, müvekkili … Ltd. Şti.’nin sadece taşıma işleri komisyonculuğu yapmakta olan, aracı bir firma olduğunu, davaya konu olayda taşıyıcı, taşıyan, nakliyeci olmadığını beyanla davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememiz dosyasına sunulan 13/03/2023 tarihli bilirkişi raporunda; Davalılar … Şti ile … l’ın birbirinden tamamen bağımsız şirketler olduğunu söylemenin mümkün olmadığı, bu iki şirket arasında yoğun bir ilişkinin/bağın bulunduğunu, … Ltd. Şti. davacının talepleri bakımından, … ‘ın sorumlu olduğunu ileri sürmekteyse de, yapılan işlemlerin hem … Şti. hem de … adına yapıldığının düşünüldüğünü, bu iki şirketin dışardan tek bir şirket görünümü sağladıklarından, … Ltd. Şti ile … İnternational arasında organik bir bağın oluştuğunu, dosyadaki mevcut veriler, … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/…. E-2021/… K. Sayılı dosyanın gerekçeli kararı ve Ek Raporda yer verilen tespitler doğrultusunda… ve … AŞ arasında organik bağın oluştuğu görüş ve kanaatine varılmıştır.
Dava; alıcısına teslim edilmeyen satım konusu mallar için ödenen satış bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkememizin 2018/… Esas sayılı dava dosyasında, satıcı … in malların taşınması konusunda … … ile anlaştığı, … ‘nin malları teslim almadığı halde konişmanto düzenlediği ileri sürerek Davalı … ve … ile … ve … Tic. Ltd. Şti’ye karşı birlikte dava açmış olup … ve … … ve Denizcilik bakımından tahkikat tamamlanmadığından bunlar hakkındaki dava tefrik yargılamasına eldeki esas üzerinden devam edilmiştir.
Davacı vekili iddialarında, müvekkili ile davalı … arasında iplik alım satımı hususunda 90 gün vadeli akreditif ödemeli, CİF satış ile anlaşmaya varıldığını, Inter’in malları parsiyel halde teslim etmeyi taahhüt ettiğini, satıcının düzenlediği; … nolu 28.08.2018 tarihli kap adedi 1.260 olan 113.545,15 USD bedelli ve … nolu, 28.08.2018 tarihli, kap adedi 1.184 olan 106.696,40 USD bedelli faturalara karşılık 220.241,55 USD ödendiği halde malların teslim edilmediğini, karşılıksız kalan mal bedeli ile ikame mal alımı için fazladan ödenen tutardan davalıların birlikte sorumlu olduklarını ileri sürmektedir.
Davacının yasal ticari defterleri üzerinde yapılan mali inceleme ile, davacının 08.05.2018 ile 28.08.2018 tarihleri arasında davalı satıcı … S.A.’ya … Bankası … Şubesi hesabından akreditif yolu ile toplam 5.979.202,46 USD ödeme yaptığı, bu ödeme karşılığında 4.398.941,66 USD mal alımı yapıldığının defter kayıtlarına yansıtıldığı, dolayısıyla 31.12.2018 tarihi itibari ile davacının davalı … S.A. ‘dan 1.580.260,80 USD alacaklı gözüktüğü saptanmıştır. Eldeki davaya konu edilen 220.241,55 USD’ninde, 28.08.2018 tarihinde davacının … bankasındaki hesabından akreditif yolu ile davalı … S.A. ‘nın hesabına ödendiği, ancak faturalara konu olan malın davacıya teslim edilmediği alınan bilirkişi raporları ile dosya kapsamınadan anlaşılmaktadır.
Davacı taraf, işbu dosya ile aynı alım satım ilişkisinden dolayı mahkememizde açılan 2018/… ve 2018/… Esas sayılı dava dosyalarında taşıyanlarca eşya tesellüm edilmeden konşimentoların düzenlendiğini, daha sonrada konişimentolar bankaya ibraz edilerek akreditif yolu ile mal bedelinin tahsil edildiğini ileri sürmektedir. Mahkememizin 2018/… E. Sayılı dosyasında alanan 1. bilirkişi raporunda, davacının bu uygulamadan haberdar olduğu yönünde değerlendirme yapılmış olsa da; 02.03.2022 tarihli bilirkişi raporunda teknik bilirkişinin yapmış olduğu tespitlerden anlaşıldığı üzere, dava konusu olmayan mal teslimlerinde ki fazla ve eksik teslimlerin miktar olarak olması gereken net ağırlık bilgisi yerine koli/ karton biriminin baz alınmasının hatalı sonuçlar elde edilmesine yol açtığı, 2473 numaralı konişimento kapsamında kap adedinde fazlalık olduğu ileri sürülse de konişimento muhtevası ürüne ait gümrük giriş beyannamesinin incelenmesinden fatura, konişimento ve beyannamede belirtilen malın net ağırlık bilgisinin aynı olduğunun anlaşıldığı, fatura konusu olan iplik emtiasının değerini belirlemede birim ölçüsünün ağırlık olduğu, her bir iplik makarası, kolisi standart ağırlıkta olmadığından bunların içine konulduğu kolilerinde aynı ağırlıkta olmasının yani homojen olmasının mümkün bulunmadığı, kap sayısının eksik veya fazla olmasının değil toplam ürün ağırlığının faturadan farklı olmasının sorun teşkil edeceği oysa 2473 numaralı konişimento da ağırlık bazlı bir fark mevcut olmadığından bu konişimento bazında fazla bir mal teslim edilmesinin sözkonusu olmadığı, sonucuna varılmıştır. Dolayısıyla yapılan bu değerlendirmeden ilk bilirkişi raporunda davacının eşya teslim edilmeden konişimento tanzim edilmesinden haberdar olduğu kanaatine varılmasına yol açan fazla teslim vakasının gerçekte sözkonusu olmadığı, bunun eşyanın net ağırlığı yerine koli sayısının esas alınmasından kaynaklanan bir hesap yanlışlığı olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca davacının bu uygulamadan haberdar olduğunu gösteren başka bir delil de sunulamamıştır. Yine davacı şirket yetkilisi … tarafından … şirket yetkilisine gönderilen 04.05.2018 tarihli e-posta yazısında “Bizde ki 1237 numaralı konişimento da brüt kilogram 90.846, sizin bize ilettiğiniz ihbarda ise 86.310 kg, kilogramı kontrol etmenizi rica ederim” ifadeleri ile … yetkilisinin cevabi mailinde “Kontrol ettik, yanlışlık var fakat bize bu şekilde bildirildi, konuyu … şirketi yetkilileri ile görüşün,” denilmesi üzerine bu kez aynı kişinin 09.05.2018 tarihli E-posta ile … şirketi yetkilisine “4 ton fark var, kontrol etmenizi rica ederim” bildiriminde bulunduğu görülmektedir. Yine davacı şirket yetkilisi tarafından davalı … şirketine gönderilen 01.11.2018 tarihli e-posta da … numara konişimento muhteviyatı konteynerlara ilişkin olarak” yeni gelen iki konteynerin … numaralı konişimentoyla ilgili olduğunu söylemiştiniz, fakat … konişimento da kap sayısı …, gelen iplik ise … kap. başka konişimento ile ilgili olmasın. Ekte konişimento görüntüsünü bilginize sunarım” ifadeleri yer almaktadır. Sözkonusu e-posta yazışmalarının içeriğine bakıldığında da davacının uygulamadan haberdar olmadığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla dava dosyasında aksi kanıtlanamadığından, taşıyıcı … tarafından eşya tesellüm edilmeden konişimento düzenlendiğinden davacının bilgisinin olmadığı değerlendirilmiştir.
Yine bu taşımalar ile ilgili olarak, … Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/… numaralı soruşturma dosyasında … A.Ş.’nin yetkilisi olan … ‘un ifadesinin alındığı, adı geçen şahsın buradaki ifadesinde ” Yurt dışında ki mal ihracatçı firma tarafından bize taşınmak üzere teslim edilmemesine rağmen sanki teslim edilmiş gibi konişimentolar düzenlettirildiğini” beyan ettiği görülmüştür. Bu yolla tanzim edilen konişimentoların daha sonra Garanti Bankasına ibraz edilerek davacıya teslimi yapılmayan malların satış bedelinin tahsil edildiği dosya kapsamına göre sabittir.
Dava konusu uyuşmazlıkta, davacı firmaya ait olup davalı … ait 6001 ve … numaralı konşimentolara konu olan… sayılı faturalarda belirtilen 2444 koli ürünün bedeli tahsil edildiği halde, taşınarak alıcısı davacıya teslim edilmediği ileri sürülmektedir. Bahsi geçen konşimentolar ” Taşıyan Zım firmasını temsilen / acentesi sıfatıyla … ” şeklinde imzalanmıştır. Ancak dosya kapsamına göre, … in ZIM’ın acentesi olmadığı, CIF teslim şartlı satıştan satıcıya karşı taşımayı üstlendiği, belirgin bir durumdur, o halde … ‘in kendi konşimentoları ile taşımayı taahhüt ettikten sonra fiilen icrasını üçüncü kişiye bırakmış olduğundan akdi taşıyan sıfatına haiz olduğu, değerlendirilmelidir. … Ticaret Limited Şirketi konşimentolarda yer almamakla birlikte varış ihbarnameleri bunun tarafından düzenlendiğinden taşıma ilişkisinde gönderilen nazarında acente gibi değerlendirilmelidir. Bu çerçevede TTK’nın 105.maddesine göre, davalı … ‘ye izafeten … A.Ş’ye karşı dava açılması mümkün sayılmıştır.
Dava dosyasında fiili taşıyan konşimentosu mevcut olmayıp malların taşınarak alıcısına teslim edildiği davalı taraflarca ispatlanamamıştır. Bu durumdan eşyanın taşınmak üzere tesellüm edilmeden … İnternational Shipping tarafından konşimento düzenlendiği dosya kapsamına göre sabit hale gelmiştir. Aksinin kabul edilmesi halinde ise tesellüm edilen mallar alıcısına teslim edilmediği halde mal bedelinin tahsil edilmiş olduğu sonucuna varılmaktadır. Bu değerlendirmede ki birinci ihtimalde taşıyanın TBK’nın 112.maddesindeki akde aykırılık yükümlüklerine göre ikinci ihtimalde de taşıyanın sorumluluğunun düzenlendiği TTK 1178/5 .maddesi gereğince zarardan sorumlu olmalıdır.
Davalılar, … Ltd. Şti. ile … arasındaki ilişkiye bakıldığında, … Ltd. Şti.’nin … Kayıtlarına göre, şirketin ortakları … ve … ‘dir. (TTSG İlanı, T. 18.10.2016, Sayı: 9178, Sayfa: 103). Yine bu şirketin müdürlerinin … … ve … olduğu görülmektedir. (TTSG İlanı, T. 13.07.2018, Sayı: 9620, Sayfa: 462) … Ltd. Şti.’nin 05.10.2018 tarihli Ticaret Sicil Kayıtlarına göre (TTSG İlanı, T. 05.10.2018, Sayı: 9675, Sayfa: 550), şirket genel kurulunun toplantıya davet edilmesine ilişkin ilanda, genel kurul gündem başlıklarından bir tanesi: “Şirket iştiraki olan ve Amerika’da faaliyet gösteren … Shipping Usa Inc. (… Inc.) şirketine şirketimiz adına temsilci atanması,”şeklindedir. Dosyaya sunulan 07.05.2018 tarihli varış İhbarnamelerinde “… Ltd. Şti.” ve … l’ın unvanlarına birlikte-alta alta-“… ” ismi altında, yine antet kısmında bu iki şirketin adres ve telefon bilgilerine yan yana yer verildiği belirlidir. Aynı birlikteliğe, “… Ltd. Şti.” tarafından davacı şirkete gönderilen faturalarda da yer verilmiştir. Bu şekilde bu iki şirketin unvanları birlikte kullanılmıştır.Tespit edilen bu durum, bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere iki şirketin muhataplarının nezdinde, sanki tek bir şirketlermişçesine bir algı yaratıldığını düşündürmektedir. Öte yandan … Ltd. Şti.’nin yetkili temsilcilerinin e-posta yazışmalarında “… Ltd., www. … com” şeklinde ibarelere yer verildiği görülmektedir. Yine … Ltd. Şti.’nin ortağı ve müdürü olan … ”ın sosyal medya hesabı olan Linkedn hesabında “ , … , ” kaydına yer verilmiştir. Bu hususlar göz önüne alındığında, davalılar … Ltd. Şti. ile … ‘ın birbirinden tamamen bağımsız şirketler olduğunu söylemek mümkün değildir. Aksine bu iki şirket arasında yoğun bir ilişki/bağ bulunduğu anlaşılmaktadır. … Ltd. Şti. davacının talepleri bakımından, … ‘ın sorumlu olduğunu ileri sürmekteyse de, yapılan işlemlerin hem … Ltd. Şti. hem de … adına yapıldığı, bu doğrultuda bu iki şirket dışardan, tek bir şirket görünümü sağladıklarından, … Ltd. Şti. ile … İnternational arasında organik bağ ilişkinin bulunduğu kanaatine varılmıştır. Bu nedenle her iki davalının da teslim edilmeyen mallar için davacının hesabından ödenen bedel nedeniyle doğan zararından birlikte ve müteselsilen sorumludur.
Davacıya teslim edilmeyen mal bedeli 220.241,55 USD olup dava dilekçesinde bu tutarın ödeme tarihindeki TL karşılığının tahsili talep edilmektedir. Ödemenin 28.08.2018 tarihinde yapıldığı dosya kapsamına göre sabittir. 220.241,55USD nin 28.08.2018 tarihindeki kur üzerinden karşılığı (220.241,55 USD X6.2391= 1.374.109,05TL) 1.374.109,05TL olmakla birlikte, dava dilekçesinde talep edilen meblağ 1.363.317,22 TL olduğundan taleple bağlı kalınarak, 1.363.317,22 TL’nin tahsiline karar vermek gerektiği değerlendirilmiştir. Davacı teslim edilmeyen mal yerine ikame mal alımından doğan zararının da tahsilini talep etmiş ise de, davacı bu zararını ispatlayamamış olduğundan bu yöndeki talebin reddi gerektiği sonucuna varıldığından, tüm bu değerlendirmelerin neticesinde; davalılar … Ltd. Şti. ile … … hakkındaki davanın 1.363.317,22 TL üzerinden KISMEN KABULÜ ile 1.363.317,22 TL’nin 28.08.2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte mahkememizin 2018/556 Esas sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya ÖDENMESİ yönünde aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile 1.363.317,22 TL’nin 28.08.2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte mahkememizin 2018/… Esas sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak üzere davalılar … Ltd. Şti. ile … den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya ÖDENMESİNE,
2-Dosya tefrik edildiğinden, tefrik aşamasında harç alınmadığından, 179,90 TL başvurma, 179,90 TL peşin harcın davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3- Davacı taraf vekil ile temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 7/2 maddesi uyarınca tayin olunan 9.200 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
4- Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 496,00 TL posta gideri ile 8.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 8.496,00 TL’nin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu ( … Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/04/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır