Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/119 E. 2022/337 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2022/119
KARAR NO : 2022/337
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 20/05/2021
KARAR TARİHİ : 31/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin işvereni olan 1 Nolu Davalı “…” IMO numaralı M/V “… …” gemisi donatanına izafeten gemi yöncticisi … Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.nin fiili idari merkezinin İstanbul olduğunu, 2 nolu davalı sigorta şirketinin acentesi … Sigorta ve Reasürans Brokerliği Anonim Şirketinin de idari merkezinin İstanbul olup iş kazası bütün yazışma ve görüşmelerin işbu sigorta şirketinin aracılık ettiğini, sigorta şirketlerine karşı açılan davaların TTK m.4/l-a ve 5. hükümleri uyarınca mutlak ticari dava mahiyetinde olup görevli mahkemelerin “Asliye Ticaret Mahkemesi” olduğunu, işbu davanın “Deniz Sigorta Poliçesine” ilişkin olarak donatan ile birlikte … sigortacısına karşı ikame edilen bir tazminat davası mahiyetinde olup görevli ve yetkili mahkemenin … Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, Müvekkilinin 05.09.2020 tarihli Gemiadamı İş Akdi uyarınca “…” IMO numaralı M/V “… …” gemisinde kaptan olarak hizmet vermekteyken mürettebatı ile birlikte 30.11.2020 rarihinde … |limanında korsan saldırısına uğradıklarını, korsan saldırısı sebebiyle müvekkilinin mürettebattaki diğer gemidamları ile bir süre esir tutulduğunu, müvekkilinin fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kaldığını, doktor raporlarıyla da sabit olduğu üzere müvekkilinin depresif nöbetler geçirdiğini ve bu sebeple tedavi gördüğünü, bu süreçte maddi ve manevi olarak zor günler yaşadığını, gemi adamlarının uğradıkları zararların tazmin edilebilmesi için davalılar ile irtibat kurulduğunu ve 05.12.2020 tarihinde 1 nolu davalı gemi donatanı ile borç mutabakatı imzalandığını, 05.12.2020 tarihli Borç Mutabakatının m.3.2, m.3.3 ve m.3.4 uyarınca, gemi adamlarının uğradığı korsan saldırısının iş kazası mahiyetinde olduğunu ve zararlarının tazmini konusunda Donatan ve … sigortacısının birlikte müteselsilen sorumlu olduklarının kabul edildiğini ve imza altına alındığını, işbu davada talep edilen zararların pek çok defa söz verilmesine karşın davalılar tarafından bugüne kadar tazmin edilmediğini, gemiadamının gemide veya gemi dışında bulunduğu esnada hastalanması, yaralanması veya ölmesi durumunda gemiadamına ödenmesi gereken tedavi masraflarının ücret ve iaşe masrafları, hastaneye ulaştırma ve yurda iade masrafları ve tazminatların (maddi ve manevi tazminat) 2 Nolu Davalı Sigorta Şirketi tarafından davacıya ödenmesi gerektiğini, zararlarının tazminine ilişkin davalılar nezdinde yapılan iyi niyetli girişimlerinin sonuçsuz kaldığını ve dava şartı arabuluculuğun anlaşamama şeklinde sonuçlandığını, müvekkilinin gemi adamı olarak vermiş olduğu hizmet karşılığı doğan hak ve alacaklarının 6102 sayılı TTK m.1320/1-a maddesi uyarınca kendisine “gemi alacaklısı hakkı” verdiğini beyanla; HMK m.109 uyarınca … Konvansiyonu, … Toplu Sözleşmesi ve 05.09.2020 tarihli Gemiadamı İş Akdi gereği; yurda iade edildikten sonra hastalığı devam cden müvekkili gemi adamına 130 günlük maaşına eşdeğer hastalık ödeneği olarak şimdilik 2.000,00 Amcrikan Doları’nın (İkibin USD) dava tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı kanunun 4/a maddesine göre Devlet Bankalarının 1 yıl vadeli dövize uygulanan en yüksek faiz oranı ile birlikte, HMK m-107 uyarınca, daimi iş göremezlik, ekonomik geleceğinin sarsılması ve tedavi süresi nedeniyle maddi tazminata mahsuben şimdilik 100,00 Amerikan Doları’nın haksız fiil ika tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi geçmemek üzere 3095 sayılı kanunun 4/a maddesine göre Devlet Bankalarının 1 yıl vadeli dövize uygulanan en yüksek faiz oranı ile birlikte ayrıca 50.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil ika tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak müvekkiline ödenmesine, müvekkilinin “…” numaralı … “… …” isimli gemi üzerinde TTK m.1321 uyarınca rehin hakkı sahibi olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle;Mahkemenin müvekkili şirkete karşı açılan işbu davayı görmeye MÖHUK m.46 hükmü uyarınca yetkisiz olduğunu, davanın bu kapsamda yetkisiz mahkemede açılmış olmasına ek olarak sigortalı tarafından zarar tazmin edilmeden … sigortacısı olan müvekkili şirkete husumet yöneltilmesinin de hukuken dayanaksız olduğunu, diğer davalı sigortalı … Gemicilik’in olayın gerçekleşmesinde herhangi bir kusuru bulunmamakta olup olay akabinde diğer davalı tarafından gemi mürettebatına gerekli tüm destek ve yardımın sağlandığını, İşbu nedenle usule ilişkin tüm itirazları saklı kalmak ve hiçbir kabul anlamına gelmemek kaydı ile diğer davalının sigortacısı konumunda olan müvekkili şirkete her halükarda sigortalısının sorumluluğu ölçüsünde sorumlu olacağından ve somut olayda diğer davalının da sorumluluğunu doğuran bir hadise bulunmadığından davanın esas yönünden de reddine karar verilmesini, 5718 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk Ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 46. maddesi uyarınca mahkemenin İşbu davayı görmekte yetkisiz olduğunu, anılan hüküm uyarınca müvekkili sigorta şirketinin işyeri olan Londra mahkemelerinin yetkili olup, davanın müvekkili şirket bakımından tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydını ve akabinde yetkisizlik kararı verilerek davanın usulden reddine karar verilmesini talep ettiklerini, somut olayda anılan Kanun maddesinde hüküm bulan iki ihtimalin de uygulama alanı bulmadığını, davacı gemi adamının çalışmakta olduğu gemiye ilişkin … Sigorta Sözleşmesinin bizzat müvekkili şirket … Limited tarafından imza edilmiş olup, sigorta sözleşmesinin yapılmasında herhangi bir acente aracılık etmediğini, Sigortacı olan müvekkili şirketin yurtdışı tebligatı yapılan adresi ile de sabit olduğu üzere esas işyerinin Londra İngiltere olduğunu, ayrıca Türkiye’de herhangi bir şubesi ya da acentesinin de bulunmadığını, geminin donatanı (diğer Davalı) ile müvekkili şirket arasında akdedilen sigorta sözleşmesi kapsamında müvekkili şirketin “sigortacı” konumunda olup MÖHUK 46. maddesinin 2. cümlesinde bahsi geçen sigorta ettiren, sigortalı ve lehtar olma şartlarından hiçbirini karşılamadığından kendisi aleyhine sigorta sözleşmesi kapsamında ikame edilecek herhangi bir davada yetkili mahkemenin Türk Mahkemeleri olmayacağını, yetki itirazları baki kalmak ve hiç bir kabul anlamına gelmemek kaydıyla, mahkeme aksi kanaatte ise anılı davanın her halükarda müvekkili şirket yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini, davacı tarafından müvekkili şirkete husumet yöneltilmesinin hatalı olduğunu, davacının çalıştığı … “IMO numaralı M/V “… …” gemisinin Vanuatu bayraklı olduğunu, yabancı bayraklı gemide çalışan mürettebatın iş sözleşmelerinde bulunmayan düzenlemeler bakımından Türk Borçlar Kanunu hükümlerine tabi olduğunu, bu bağlamda, davaya konu olayın 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun ilgili hükümleri kapsamında iş kazası olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığını, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek ve aleyhe beyan teşkil etmemek kaydıyla davacının gemideki çalışması esnasında bir zarara uğramışsa ihtilafın ancak Türk Borçlar Kanununun hizmet sözleşmesi ve haksız fiil hükümleri çerçevesinde çözülmesi gerektiğini, diğer davalının sunduğu cevap dilekçesi ve ekinde sunulan delillerden de görülebileceği üzere davacının da aralarında bulunduğu gemi mürettebatına, söz konusu bölgede korsan saldırıları yapıldığını ve dikkatli olunması gerektiği yönünde gerekli uyarıların yapıldığını ve gemiye bildirildiğini, Sigortalı diğer davalı şirket yetkilisi kaptan … tarafından gemiye gönderilen 17.11.2020 tarihli e-postada, … bölgesinin korsan saldırıları bakımından yüksek risk taşıdığı ve gemide mevcut Ship Security Alert System (SSAS) sisteminin aktif hale getirileceği çalışır durumda olup olmadığı hususunun test edilmesi gerektiği hususunun gemiye bildirildiğini, ayrıca bölgedeki diğer gemilere yapılan korsan saldırılarına ilişkin raporların da 21.11.2020 tarihinde gemiye iletildiğini, bu durumda Diğer Davalının müvekkili şirketin her halükarda kendisinden beklenen sorumluluğu yerine getirerek gerekli önlemleri almış olduğunı ve olayın gerçekleşmesiyle ilgili olarak kendisine kusur atfedilemeyeceğinin açık olduğunu, dava dilekçesinde her ne kadar depresyon ve birtakım diğer problemler öne sürülmüşse de davacının gerek maddi gerekse manevi tazminat taleplerinin somut bir şekilde ortaya konamadığını, davacının 130 günlük ücret alacağı talebinin yasal dayanağı bulunmadığını, davacının hiçbir kabul anlamına gelmemek ve de yetki ve pasif husumet itirazları saklı kalmak kaydıyla sözleşme hükümleri uyarınca yalnızca tedavi masraflarını talep edebilecek olup bu kapsamda bir masraf yapıldığına dair hiçbir somut delil sunulmadığından söz konusu haksız talebin reddine, ayrıca yetkisizlik ve pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, ayrıca açıklananlar kapsamında haksız ve ispatlanamayan davanın bu bağlamda esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, Davalıya ait gemide davacının iş kazası geçirdiği beyanıyla oluşan maddi ve manevi zararın tahsili talepli alacak davası olup uyuşmazlığın, mahkememizin görevli bulunup bulunmadığı, davalı vekilinin milletler arası yetki itirazının yerinde olup olmadığı, davaya konu hadisenin iş kazası olarak nitelendirilip nitelendirilemeyeceği davalıların kusur ve sorumluluklarının bulunup bulunmadığı ve bunlara göre var ise davacı alacak miktarının tespiti hususlarında toplandığı anlaşılmıştır.
Mahkememizin 2021/… E.sayılı dosyasının 08/03/2022 tarihli celsesinde davalılardan … Ltd hakkındaki davanın tefriki ile yeni esasa kaydının yapılmasına karar verilmiş olup, yukarıdaki esas numarasına kaydı yapılmıştır.
Davacı, … numaralı “… …” isimli gemide kaptan olarak görev yapmaktayken 30/11/2020 tarihinde Batı Afrika da Gine açıklarında bulunan … Bölgesi’nde korsan saldırısına uğradığından bahisle maddi ve manevi zararların tahsili talepli eldeki alacak davasını açmıştır. Davalı sigorta şirketi, davaya konu hadisenin yaşandığı “M/V … …” isimli geminin … sigortacısı olup, davalı Londra-İngiltere de mukim bir şirkettir. Davalı vekilince MÖHUK 46 maddesi gereğince milletlerarası yetki itirazında bulunulmuş olduğundan öncelikle yetki itirazının değerlendirilmesi gerekmiştir.
5718 sayılı MÖHUK 46.maddesinde “Bir davada ileri sürülen alacak talebi sigorta sözleşmesinden kaynaklanıyor ise davaya bakmaya yetkili olan mahkemenin sigortacının esas iş yeri veya sigorta sözleşmesini yapan şubenin yada acentesinin Türkiye’de bulunduğu yer mahkemesi” olduğu kabul edilmiştir. Davacı taraf davalıya karşı ileri sürdüğü tazminat talebini davalı ile gemi donatanı arasındaki sorumluluk sigortasına dayandırmış olduğundan yetkili mahkeme MÖHUK 46.maddesine göre belirlenmelidir. Eldeki dosyada, “… …” gemisiyle ilgili sigorta poliçesini düzenleyen davalı ile ilgili uyuşmazlık bakımından mahkememizin yetkili hale gelmesi, MÖHUK 46 maddesi gereğince sigorta poliçesinin sigortacının Türkiye’de bulunan bir şubesi ya da acentesi tarafından düzenlenmiş olması koşuluna bağlıdır. Davalı vekilince dosyaya sunulan sunulan sigorta poliçesi örneği ile tercümesinden, taşımada kullanılan sigortalı … … gemisinin davalı … tarafından sigortalandığı, sigorta poliçesininde 14/02/2020 tarihinde davalının şirket merkezinin olduğu Londra’da düzenlendiği görülmektedir. Sigorta poliçesine göre poliçenin düzenlenmesine Türkiye acentesinin aracılık ettiğine ilişkin bir kayıtta bulunmamaktadır. Bu itibarla, MÖHUK 46.maddesinde düzenlenen yetki kuralına göre davalı vekilinin milletlerarası yetki itirazının yerinde olduğu, yetkili mahkemenin davalının faaliyet merkezinin bulunduğu Londra Mahkemeleri olduğunun kabulü ile mahkememizin yetkisizliği nedeni ile davanın usulden reddine dair aşağıdaki hali ile karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davalı vekilinin milletler arası yetki itirazının kabulü ile mahkememizin yetkisizliği nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı vekili için takdir edilen 5.100,00 TL maddi tazminat, 5.100,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 10.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Bakiye gider avansının kesinleşmeye müteakip talep halinde taraflara iadesine,
Dair,Taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde … Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/05/2022

Katip …
✍e-imzalıdır.

Hakim …
✍e-imzalıdır.