Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/54 E. 2021/477 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2021/54 Esas
KARAR NO : 2021/477
DAVA : İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/02/2021
KARAR TARİHİ : 09/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında 24/01/2020 tarihli tekne bağlama sözleşmesi akdedildiğini, teknenin davalıya ait … merkeze 40 dakika uzaklıkta bulunan … Marina’da bulunduğu esnada, müvekkilinin tekneden çıkan 11 yaşındaki kızının kaybolması üzerine marina çalışanlarının kızlarını aramak yerine tartışma çıkardıklarını ve müvekkilinin teknesinin marinadan çıkarılmasını istediklerini, müvekkilinin marina ücretini yıllık peşin olarak ödemesine rağmen, bakiye bağlama parasının ödenmeksizin 24 saat içinde teknenin marinadan çıkarılması için ihtarname keşide ettiklerini, müvekkilinin 225 günlük fazladan ödenmiş bağlama ücretini talep etmesine rağmen ödeme yapmadıklarını, bunun üzerine alacağın tahsili için … İcra Müdürlüğünün 2020/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla, davalının … İcra Müdürlüğünün 2020/… Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Görev itirazlarının bulunduğunu, işbu davada görevli ve yetkili mahkemenin … Tüketici Mahkemeleri olduğunu, dava gemi ve yük alacağından kaynaklanmadığını, marina bağlama yeri ve hizmetler sözleşmesinin feshinden kaynaklanan işbu uyuşmazlığın TTK’nun Deniz Ticareti hükümleri içerisine girmediğini, davacı tarafın marina bağlama yeri ve hizmetler sözleşmesini tüketici sıfatıyla imza ettiğini, husumet itirazlarının bulunduğunu, pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, 24/01/2020 tarihinde davacı ile dava dışı … a.Ş. Arasında sözleşmenin imzalandığını, davacı tarafın sözleşmenin eki ve parçası olan Marina İşletme Yönetmeliğinin 65, 133 ve 139 maddelerine aykırı davrandığını ve aynı yönetmeliğin 70 maddesi uyarınca 10/08/2020 tarihinden itibaren sözleşmenin feshedildiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile likit bir alacak söz konusu olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini beyanla öncelikle görev ve husumet itirazlarının kabulüne karar verilmesini ve nihayetinde davanın esastan da reddine karar verilmesini ve %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Mahkememizde açılan işbu davanın, … Asliye Ticaret Mahkemesinin 17/02/2021 tarih, 2021/… Esas, 2021/… Karar sayılı gönderme kararı ile tevzi edildiği anlaşılmıştır.
Dava; taraflar arasındaki tekne bağlama sözleşmesinin feshi nedeni ile marinadan yararlanılamayan süre bedellerinin tahsili talebi ile başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali davası olup, Uyuşmazlığın Mahkememizin görevi, tekne bağlama sözleşmesi feshinin haklı olup olmadığı, fesih nedeni ile marinadan yararlanılamayan sürenin hizmet bedelinin tahsilinin mümkün olup olmadığı, ve buna göre davacı alacak miktarının tespiti noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Mahkemenin görevi HMK ‘nun 114.maddesi gereğince kamu düzeni ile ilgili bir dava şartı olup, HMK’nun 115.maddesine göre yargılamanın her aşamasında resen gözetilmesi gerekmektedir. 6102 sayılı TTK nun 4 ve 5. maddeleri gereğince mahkememizin görevinin tayini için öncelikle davanın 6102 sayılı TTK dan veya diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine veya deniz sigortasına ilişkin bir dava olup olmadığının saptanması gerekmektedir.
Denizcilik İhtisas Mahkemeleri 28/04/2004 tarihli resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5136 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkındaki Kanunla kurulmuştur. 5136 sayılı Kanun’un 1. maddesiyle 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine son fıkra olarak “İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun olumlu görüşü ile Adalet Bakanlığınca, bu kanunun dördüncü kitabında yer alan deniz ticaretine ilişkin ihtilaflara bakmak ve asliye derecesinde olmak üzere Denizcilik İhtisas Mahkemeleri kurulur. Bu mahkemelerin yargı çevresi Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından belirlenir” hükmü eklenmiştir. Bu maddeye göre Denizcilik İhtisas Mahkemeleri’nin görev alanı 6762 sayılı TTK’nın dördüncü kitabında yer alan deniz ticaretine ilişkin uyuşmazlıklarla sınırlıdır. 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile yürürlükten kaldırılmıştır (m.1533). 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu’nun 5(2) maddesinde “Bir yerde asliye ticaret mahkemesi varsa, asliye hukuk mahkemesinin görevi içinde bulunan ve 4’üncü madde hükmünce ticari sayılan davalarla özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere asliye ticaret mahkemesinde bakılır. Bir yerde ticaret davalarına bakan birden çok asliye ticaret mahkemesi varsa, iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca asliye ticaret mahkemelerinden biri veya birkaçı münhasıran bu Kanundan ve diğer Kanunlardan doğan deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirilebilir” hükmü getirilmiştir. Yeni Ticaret Kanunun’da “Dördüncü Kitap” yerine “bu Kanundan ve diğer Kanunlardan doğan” denilerek söz konusu mahkemenin bakacağı işlerin alanı, amaca uygun olarak genişletilmiş, münhasıran deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarıyla ilgili olarak Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulunun görevlendirme yapabileceği belirtilmiştir. 6102 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden sonra açılan davalarda ticaret mahkemelerinden hangisinin münhasıran deniz ticareti ve deniz sigortası ile ilgili hukuk davalarına bakacağı Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun görevlendirme kararına göre belirlenecektir.
Somut olayda dava, 6102 sayılı TTK’nın yürürlüğe girmesinden sonra açılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığı, deniz ticareti ve deniz sigortalarından kaynaklanmadığı, uyuşmazlığın Marina Bağlama Hizmetine ilişkin sözleşmeden kaynaklanması nedeniyle, taraflar arasında hizmet sözleşmesi ilişkisi mevcuttur. Uyuşmazlığın sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanuna göre incelenip çözümlenmesi gerekir.
Dava konusu uyuşmazlıkta davacı taraf, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden hukuken tüketici niteliğini haiz gerçek kişidir. 6502 sayılı yasanın 83/2 maddesi “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” hükmünü düzenlemiştir. Aynı yasanın 73. Maddesi ise;” Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Mahkememizin görevinin deniz ticareti ve deniz sigortasından kaynaklanan davalara ilişkin olması nedeni ile işbu dava yönünden mahkememizin görevsiz olduğu, davacının tüketici sıfatını haiz olduğu, Yargıtay 13 Hukuk Dairesi 2016/29354 Esas ve 2020/705 Karar sayılı 30/01/2020 tarihli ilamı da gözetilerek ve HMK yetkiye ilişkin hükümlerde değerlendirilerek, mahkememizin Deniz İhtisas Mahkemesi olması hususu ile yetki çevresinin İstanbul İli ile sınırlı olması da gözetilerek usul ekonomisi gereği görevli ve yetkili mahkemenin … Adliyesi Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu kanaatine varılmakla, bu kanaat ışığında mahkememizin görevsizliği yönünde aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Mahkememizin görevsizliğine, Tüketici Mahkemesinin görevli bulunduğunun tespiti ile karar kesinleştiğinde süresinde ve talep halinde dosyanın görevli bulunan İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
2-Yargılama gideri ve vekalet ücretine yönelik taleplerin 6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevli mahkeme tarafından DEĞERLENDİRİLMESİNE,
3-Taraflarca karar kesinleştikten sonra süresince dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesi talep edilmez ise, talep üzerine mahkememizce dosya üzerinden, verilen ek karar ile dava konusu harç, masraf ve ücreti vekalet konusunda KARAR TESİS EDİLMESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/12/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır