Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/514 E. 2022/699 K. 13.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO :2021/514 Esas
KARAR NO :2022/699
DAVA :Tazminat
DAVA TARİHİ :26/06/2007
KARAR TARİHİ :13/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 09.09.2005 tarihinde …’nden … Motor İskelesine, mali sorumluluk sigortası davalı şirketçe yapılmış davalı … Kooperatifine bağlı, davalı … Ltd. Şti. adına kayıtlı … isimli deniz arıcı ile seyahat ettiğini, motorun kıyıya yanaşması sırasında çalışanların motoru bağlamadan indirmeye başlamaları nedeniyle yolcular inerken dalgaların da yoğunlaşması sonucu müvekkilinin ayağının dışarıya attığı anda gerekli güvenlik önlemi alınmaması nedeniyle motorun iskeleye çarptığını ve müvekkilinin ayağının motor ve iskele arasında sıkıştığını, çevredekilerin yardımı ile müvekkilinin sıkıştığı yerden kurtarıldığını, müvekkilinin motorda görevli bir kişi ile birlikte … Hastanesine kaldırıldığını ve otuz günden fazla hastanede kaldığını, müvekkilinin sağlığı nedeniyle yapmak zorunda kaldığı bir çok gideri belgelendiremediğini, esasen bu durumda bir kişinin belge toplamasının hayatın olağan akışına da uygun olmadığını, … Sulh Ceza Mahkemesinin 2006/… esas sayılı dosyası ile kamu davası açıldığını, …. Noterliğinin 15.11.2006 tarih ve … yevmiyeli ihtarnamesi ile talep edilen zararların ödenmediğini, müvekkilinin hastanede kaldığı dönemde tedavi harcamaları yaptığını, İstanbul’ da ve Rize’ de birçok masraf yapmak zorunda kaldığını, müvekkilinin uğradığı maddi zararlar toplamının 10.000,00 TL olduğunu, bu miktarın 2.000,00 TL’lik kısmının tedavi gideri, 1.000,00 TL’lik kısmının zorunlu ilaç ve acil tıbbi yardım gideri, 2.000,00 TL’lik kısmının bakıcı gideri, 5.000,00 TL’lik kısmının çalışılmayan sürede yoksun kaldığı gelir olduğunu, müvekkilinin olay nedeniyle manevi zararlara da uğradığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak üzere 10.000,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminatın faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar …San. Ltd. Şti ve … … vekili cevap dilekçesinde özetle; haksız fiilden kaynaklanan tazminat davasının zararın öğrenmesinden itibaren bir yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, olayın 09.09.2005 tarihinde meydana geldiğini, çok uzun bir süre önce davacının ceza davası ile talepte bulunduğunu, dolayısıyla doğan zararını bilmesine rağmen zamanaşımı süresinde talepte bulunmadığından davanın öncelikle zamanaşımı yönünden reddi gerektiğini, müvekkili şirkete ait teknede kaptan olarak görev yapmakta olan … …’nun yönetimindeki teknenin iskeleye yanaşması sırasında davacının tekneden inmeye çalıştığını, meydana gelen dalganın da etkisiyle bacağının iskeleye sıkıştığını, müvekkili tekne kaptanı davacının hastaneye gönderilmesini sağladığını, davacının ayakta tedavi edilerek taburcu edildiğini, kaza nedeniyle davacının ciddi bir rahatsızlığının bulunmadığını, olaydan uzun süre sonra talepte bulunmasının kötü niyetli olduğunu, müvekkiline ait aracın sigortalı olması nedeniyle tazminat talebinin öncelikle sigorta şirketine yöneltilmesi gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya bakmakla görevli mahkemenin deniz ihtisas mahkemesi olduğunu, müvekkilinin kaza yapan geminin donatanı maliki ve işleticisi olmadığını, davanın zamanaşımı süresi içinde açılmaması nedeniyle reddi gerektiğini, davacının zararlarını ve sağlık durumu konusundaki iddialarını kanıtlamak zorunda olduğunu, davacının kazayı tedbirsiz ve hatalı hareketiyle sebep olması nedeniyle belirlenecek tazminat miktarının tenkisi gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … A. Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davacının tazminat talebini ve tedavi giderlerini belgelendirmediğini, olayın davacının kusurundan kaynaklandığını, hiç bir deniz taşıtının iskeleye yanaşmadan yolcularını tahliye edemeyeceğini, arıcın durdurulmadan yolcuların zorla tahliye edilmesinin mümkün olmadığını savunarak, davanın usul ve esas yönünden reddine karar verilmesini istemiştir.
… Asliye Hukuk Mahkemesi’ nce yapılan yargılama neticesinde, 03/10./2007 tarih, 2007/… esas, 2007/… karar sayılı karar ile davanın ticari bir dava olduğundan bahisle … Asliye Ticaret Mahkemesi’ ne görevsizlik kararı verildiği, … Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2007/… esas, 2007/… karar sayılı kararı ile davanın yasal dayanağının TTK md 1130 olması nedeniyle görevsizlik kararı verilerek dosyanın birleşme sonucu kapatılan …. Asliye Ticaret Mahkemesi’ ne geldiği anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin 21/06/2010 tarihli dilekçesinde, davalı … A.Ş yönünden davadan feragat ettiklerini bildirdikleri görülmüştür.
Mahkememiz dosyası içerisinde bulunan Kapatılan … Sulh Ceza Mahkemesi’ nin ( … Sulh Ceza Mahkemesi’ nin) 2012/… esas sayılı dosyasının incelenmesinde; sanığın … …, müştekinin … … ( dosyamız davacısı ve davalısı) olduğu, suçun taksirle yaralama olduğu ve mahkemece yapılan yargılama neticesinde, sanık hakkında verilen beraat kararının Yargıtay … Ceza Dairesi’ nin 2013/… esas, … karar sayılı kararı ile onanarak kesinleştiği anlaşılmıştır.
… Sulh Ceza Mahkemesi’ nin ( … Sulh Ceza Mahkemesi’ nin) 2012/… esas sayılı dosyası içerisinde mevcut bilirkişi raporlarının incelenmesinde, 24/07/2009 tarihli 1. bilirkişi raporunda; Olayda kasıt aranmaksızın motor kaptanı … …’nun tam olarak ve birinci derece kusurlu olduğu bildirilmiştir.
Ceza Mahkemesi tarafından aldırılan 10/01/2010 tarihli bilirkişi raporunda; Müşteki … …’nun kişisel önlemini almamış olduğu anlaşılmakla olayın meydana gelmesinde %50 oranında, müştekinin inişi sırasında etkili olan ve kendisini kararsızlığa iten deniz koşullarının yol açtığı kaçınılmazlık/önlenemezlik payının %50 oranında paylarının bulunduğu, müştekinin motordan inişi sırasında nezaret görevinin yapılmış olduğu tanık beyanlarıyla anlaşılmakla sanık motor kaptanına atfıkabit herhangi bir kusur söz konusu edilmeyeceği bildirilmiştir.
Ceza Mahkemesi tarafından aldırılan içlerinde alanında uzman uzak yol kaptanı ve gemi inşaa makine mühendislerinin bulunduğu bilirkişi heyetinden aldırılan bila tarihli raporda; Meydana gelen olayın tanım ifadesiyle kaza olduğu, dosya konusu olayda herhangi bir kasıt olmadığı, yolcu indirme/bindirme işlemi sırasında oluşan tekne üzerindeki hareketlenme neticesi meydana gelen kazadan ibaret olduğu, müştekinin kendi ifadesi ile “dalgaların birden yoğunlaşması nedeniyle motorunda bağlı olmaması sebebiyle sarsıntı oldu ve benim ayağım dışarıya çıktı” ibaresinin olayda herhangi bir kasıt olmadığı sadece bir kaza olduğunu gösterdiği, bahse konu olay esnasında meydana gelen sarsıntı veya sallantı inen/binen yolcuların neden olacağı tekne üzerindeki hareketlerden ve o esnada manevra yapan veya geçmekte olan diğer deniz araçları ve teknelerden kaynaklandığı, olayın meydana gelmesinde yolcu indiren teknenin arkasından geçen şehir hatları vapurunun deniz üzerinde yapmış olduğu dalganın ana etken durumda olduğu, olayın tümü ile kaza olduğu, bu nedenle olayın meydana gelmesinde deniz koşullarının yol açmış olduğu önlenemezlik/kaçınılmazlık payının %100 olduğu, yukarıda bahsedilen inceleme ve tespitler neticesi şüpheli … …’nun meydana gelen kaza ile ilgili herhangi bir kastı ve kusuru olmadığı, bahsedilen inceleme ve tespitler neticesi … …’nun meydana gelen kaza ile ilgili herhangi bir kastı ve kusuru olmadığı bildirilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nın … tarih ve Karar No:… sayılı raporunda, davacı … … ‘ nun yaralanmasının “basit tıbbi müdahale ile giderilecek ölçüde hafif nitelikte olduğu, muvacehesinde fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğundan sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, dosya içerisinde mevcut tıbbi belgelere göre iyileşme(geçici iş görememezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 15 güne kadar uzayabileceği” şeklinde kanaat bildirildiği görülmüştür.
Mahkememizden verilen 23/05/2017 tarih ve 2014/… Esas 2017/… Karar sayılı davanın reddine dair kararın davacı vekilinin talebi üzerine istinaf edildiği, … Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 18/11/2021 tarih, 2019/ … Esas, 2021/… Karar sayılı ilamıyla, mahkememiz kararın kaldırılarak geldiği ve eldeki esas numarasını aldığı anlaşıldı.
Dava; haksız fiil hukuki nedenine dayalı maddi ve manevi tazminat talepli alacak davasıdır.
Mahkemece … Hukuk Dairesi’nin 18/11/2021 tarih, 2019/… Esas, 2021/… Karar sayılı ilamı doğrultusunda, kusur değerlendirilmesi yapılarak varsa davacının zararın tespiti hususunda yeniden rapor alınması yoluna gidilmiştir.
Mahkememizce resen seçilen bilirkişiler Uzakyol Kaptanı …, Aktüerya Uzmanı … ve Taşıma Uzmanı … tarafından tanzim edilen 05/07/2022 havale tarihli raporda özetle; Dosya kapsamı üzerinde yapılan incelemede,
tekne kaptanı … …’nun %75 oranında kusurlu olduğu, davacı
müştekinin ise %25 oranında kusurlu olduğu, davalı … …’nun TTK 1089. madde ile kaptanın sorumluluğu hükmü uyarınca kusur sorumluluğunun bulunduğu, davalı … Kooperatifi’nin yolcu taşıma sözleşmesinde taşıyanın sorumluluğu kapsamında kusur aranmaksızın sorumlu olduğu ancak sorumluluğunun 250.000 ÖÇH ile sınırlı olduğu, davalı …Tic. Ltd. Şti’nin donatan olduğu, donatanın yolculara karşı sorumluluğunun, taşıyanın sorumluluğu hükümlerine yapılan atıfla belirlendiği, bu nedenle bu davalının da kusur aranmaksızın sorumlu olduğu ancak sorumluluğunun 250.000 ÖÇH ile sınırlı olduğu, aktüerya yönünden; davacının hesaplanan maddi tazminatından kusur oranı ve davalı … A.Ş. tarafından yaplan ödemenin tenzilinden sonra talep edebileceği bir maddi zararının kalmadığı belirtilmiştir.
Davacıya davalılardan … tarafından 7.765,00 TL ödeme yapılmış olup, davacı vekilince 21/06/2010 tarihli dilekçesi ile bu davalı bakımından feragat dilekçesi sunulduğu anlaşıldığından davalılardan … A.Ş. Hakkındaki davanın feragat nedeni ile reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının olay tarihi olan 09/09/2005 tarihinde saat 13:30 sularında … 2 isimli davalılardan … İnş. Tur. San. Ltd. Şti adına kayıtlı deniz taşıma aracı ile …nden … Motor İskelesine geldiği, yolcular inerken davacının ayağını dışarıya attığı anda motorun iskeleye çarptığı ve davacının ayağının motor ve iskele arasında sıkıştığı olayda mahkememizce Bölge Adliye Mahkemesi ilamı öncesi Adli Tıp Kurumundan aldırılan rapor içeriğine göre davacının yaralanmasının basit tıbbi müdahale ile giderilecek ölçüde hafif nitelikte olduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece aldırılan bilirkişi raporunda kusur değerlendirmesi neticesinde, teknede yolcuların iniş-biniş yaptığı baş tarafta yolcunun kaymasını
engelleyeci kumlu boya, paspas v.s bulunmaması, teknenin baş-kıç ve/veya sancak iskele sallanması durumunda, yolcuların dengelerini kaybetmeleri halinde
tutunabilecekleri tek şeyin baş tarafın en ucunda bulunan direk olması, bunun
haricinde herhangi bir seyyar veya sabit korkuluk bulunmadığı, tekne kaptanının,
iskelenin konumu itibariyle gelen gemiyi görebilecek durumda olması, tanık
… ’ın ifadesinde “yolcuların tahliyesi esnasında şehir hatlarına ait büyük bir geminin geçtiği” beyanı da dikkate alındığında, bu durumun tekne
kaptanı tarafından geminin geçmesi durumunda teknenin yandan alacağı
dalgalar ile sallanmasının öngörülebilmesinin gerektiği, bunun öngörülemediği,
geçebilecek gemilerin olabileceğinin dikkate alınmadığı ve kontrolünün
yapılmadığı sebeplerle meydana gelen kazada tekne kaptanı …
…’nun %75 oranında kusurlu olduğu, davacı müştekinin ise kişisel önlemini yeterince almamış olması, inmek için
kendi inisiyatifini kullanmış olması dikkate alındığında %25 oranında kusurlu
olduğu belirtilmiştir. TTK 1089 maddesi gereğince davalılardan kaptan … …’nun sorumluluğu ve kusuru bulunduğu mahkemece kabul edilmiştir.
Davaya konu kazaının yaşandığı “…2” isimli geminin malikinin davalılardan …cilik firması olduğu ve davalılardan …cilik ile … arasında akdedilen 12/01/2002 tarihli GEmi Kiralama ve İşletme Sözleşmesi gereğince adı geçen geminin davalı …cilik tarafından donatılan personel ile birlikte davalı … a kiraya verdiği anlaşılmıştır. Bu sözleşme kapsamında yolcu taşımacılığı yapan davalı … olmakla birlikte, %75 oranında kusurlu bulunan kaptan ise kiralama sözleşmesine göre diğer davalı …cilik tarafından istihdam edilmektedir.
Yolcu taşıma sözleşmeleri TTK 1247’de “Deniz yoluyla yolcu taşıma sözleşmesi, yolcunun veya yolcu ve bagajının deniz yolu ile
taşınması için, taşıyan tarafından veya onun adına ve hesabına yapılan sözleşmedir.” şeklinde tanımlanmıştır. Taşıyanın kavramı TTK 1248’de “Taşıyan, taşıma ister bizzat onun tarafından, isterse bir başkası, fiili taşıyan, tarafından gerçekleştirilmiş olsun, taşıma sözleşmesini yapan veya taşıma sözleşmesi adına ve
hesabına yapılan kişidir.” şeklinde tanımlanmış olup, edeki dosyada davacı, … Şirketinin işlettiği vapur ile yolculuk yapmıştır.
Taşıma sözleşmesi … şirketi ile yapıldığından taşıyan …’dur.
Deniz yoluyla yolcu taşıma sözleşmesinin tarafı olan taşıyanın sorumluluğu ise, TTK
1256’da; “(1) Taşıyan, yolcunun gemi kazası yüzünden ölmesi veya yaralanmasından doğan
zarardan sorumludur. Taşıyanın sorumluluğu, zarar gören yolcu başına her bir gemi
kazası için 250.000 Özel Çekme Hakkı ile sınırlıdır. Şu kadar ki, kazanın savaş, terör, iç
savaş, isyan veya istisnai nitelikte, kaçınılamaz ve engellenmesi mümkün olmayan
nitelikteki bir doğa olayından veya tamamıyla bir üçüncü kişinin onu meydana getirmek
kastıyla gerçekleştirdiği bir fiil veya ihmalinden kaynaklandığını ispatlayan taşıyan,
sorumluluktan kurtulur. Taşıyan kusurlu ise, yolcunun yukarıdaki miktarı aşan
zararından da sorumlu olur; kusurlu olmadığını ispat yükü taşıyana aittir.” şeklinde düzenlenmiştir. Madde metninden anlaşıldığı üzere taşıyanın gemi kazası nedeniyle yolcunun ölmesi
ve yaralanmasından doğan sorumluluğu kusursuz bir sorumluluktur. Burada kusur
aranmayacaktır. Kusur, ancak 250.000 ÖÇH ile sınırlandırılan miktarın üzerinde bir
zararın varlığı halinde, bunun istenebilmesi için önemli olmaktadır. Taşıyan bu
kusursuz sorumluluk halinden, hukukun genel ilkelerine uyumlu olarak, yalnızca
mücbir sebebin varlığı ya da illiyet bağının kesilmesi neticelerinde kurtulabilir. Bu
husus madde metninde de açıkça yer almaktadır. Bu nedenle dosyaya konu olayda
meydana gelen kaza bir gemi kazası ise -ki bu husus aşağıda ayrıca incelenecektir-
taşıyan …’un kusurunu araştırmaya gerek olmaksızın 250.000 ÖÇH ile sınırlı
sorumluluğu kabul edilmiştir. Bu noktada davaya konu olayın gemi kazası olup olmadığı önem arz etmekte olup, bilirkişilerce yapılan değerlendirme ile yaşanan olayın gemi kazası olduğu görüşü belirtilmiş olup, mahkemece de bu tespit benimsenmiştir. Bu kapsamda davalı …’un dava konusu olay bakımından sorumluluğu bulunduğu ve talebe konu zara miktarı gereği bu sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu mahkemece kabul edilmiştir. Diğer davalı …cilik bakımından bilirkişilerce net bir değerlendirme yapılmamışsa da, bilirkişi raporunun tanzimi sonrası dosyaya sunulan gemi kiralama sözleşmesi gereği davalı … her ne kadar donatan sayılmaktaysa da, yukarıda açıklandığı hali ile %75 oranında kusurlu bulunan kaptan ise kiralama sözleşmesine göre diğer davalı …cilik tarafından istihdam edilmekte olup, Türk Borçlar kanunu 66 maddesi gereğince, dosyada kurtuluş kanıtı sunamayan davalı …cilik firmasının da TBK 66 maddesi gereğince sorumluluğu bulunduğu kabul edilmiştir.
Davacı yaralanmasının kalıcı maluliyet oluşturmadığının ATK raporu ile tespiti kapsamında 15 günlük geçici iş göremezlik dönemine ilişkin aktüerya hesabı bilirkişi tarafından yapılmış olup, bu zararın 175.08 TL olduğu tespit olunmuştur. Tedavi ve ilaç gideri talepleri bakımından davacı vekilince değerlendirmeye esas alınabilecek deliller sunulmadığından bu alacak kalemi maddi zarar talebi bakımından değerlendirmeye alınamamıştır. Davacıya hakkında feragat dilekçesi sunulan sigorta şirketi tarafından yapılan 7.765,00 TL ödeme dikkate alındığında, davacının talep edebileceği başkaca maddi zararının bulunmadığı, zararın fazlası ile tazmin edildiği anlaşıldığından maddi tazminat talebi bakımından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Manevi tazminat talebi bakımından ise, tazminat talebine konu kaza neticesinde kalıcı maluliyet oluşmaması, geçici iş göremezlik durumunun 15 gün olması, kazanın meydana gelmesinde davacının da kusurunun bulunması, yaralanmanın şiddetine göre davacının manevi yönden etkilendiği, elem ve acı duyduğu yönünde mahkemede yeterli kanaat oluşmadığı, davacının ispat olunan gerçek maddi zararının üzerinde bir tazminatı tahsil etmiş olduğu, tazminatın talep eden bakımından zenginleşme aracı olarak uygulanmaması gerektiği hususları bir arada değerlendirildiğinde, davacının manevi tazminat talebi bakımından da davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hali ile hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davalılardan … A.Ş. Hakkındaki davanın feragat nedeni ile REDDİNE,
2-Davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince peşin alınan 202,50 TL den karar harcı olan 80,70 TL nin mahsubu ile fazla alınan 121,80 TL’nin kesinleşmeye müteakip talep halinde davacıya iadesine,
4-Davalı …cilik ile … … vekilinin yargı gider toplamı olan 110,00 TL posta giderinin davacıdan alınıp işbu davalılara ödenmesine, bakiye giderin davalılar üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı …cilik, … … ile … vekil ile temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan maddi tazminat tutarı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 9.200,00 TL; yine manevi tazminat tutarı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …cilik, … … ile … Turizm’e verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde … Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/12/2022

Katip …
-imzalıdır

Hakim …
-imzalıdır