Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/460 E. 2022/249 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2021/460
KARAR NO : 2022/249
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 21/04/2021
KARAR TARİHİ : 26/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … San. ve Tic. A.Ş’ne ait muhtelif Alüminyum profil emtiasının müvekkili nezdinde 13.07.2018-13.07.2019 tarihleri arasında … numaralı Nakliyat Blok Sigorta Poliçesi ile nakliyat muhataralarına karşı sigortalı olduğunu, sigortalının alıcı … isimli firmaya 2 konteyner içinde 56 paket/34891 kg/33023 kg net alüminyum profil emtiası sattığını, davaya konu alüminyum profil emtiasının Ambarlı Limanı-Miami arası nakliyesi için, dava dışı … Inc. isimli firmaya gönderilmek üzere, sağlam ve eksiksiz olarak yüklendiğini, bahse konu emtianın ilk sevkiyatının, İstanbul’dan Amerika Birleşik Devletleri’ne kadar … ve … numaralı konteynırlarla davalılar sorumluluğunda gerçekleştirilmek üzere yüklendiğini, alıcının, deposuna ulaşan malda istifin kaydığı ve mekanizmalı boşaltma sisteminin çalışmadığı için tahliye yapamayacağını bildirerek malı kabul etmediğini, sigortalının, ürünler üzerinde bazı düzeltme işlemlerini başka bir depoda yaptırıp tekrar alıcıya sevk ettiğini, emtianın konteyner içinde taşıyıcı demir sehpaya hasar vererek yana yattığını, ayrıca kolilerde ıslanma olduğunun aktarma esnasında görüldüğünü, alıcının tekrar gelen malı kısmen tasnif ettiğini, ıslanma izi olmayanları kabul ettiğini ve diğer kısmı reddettiğini, emtiada oluşan hasar nedeniyle müvekkili şirket tarafından ödenen 251.713,57. TL hasar tazminatının ödeme tarihinden itibaren işleyecek faiziyle davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar … Denizcilik Anonim Şirketi ve … İzafeten … A.Ş. vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Dava kanusu denizyolu taşımasının merkezinin Kopenhag Danimarka ‘da bulunan … tarafından fiilen ifa edildiğini, nitekim bu hususta yabancı taşıyan … ‘nin “Fiili Taşıyan” sıfatı ile üstlenildiğini, nitekim dava konusu taşıma için fiili taşıma konşimentosunu düzenleyen ve bu taşımayı fiilen ifa eden … firması olduğunu, asaleten dava edilen 2 numaralı davalı müvekkili … A.Ş’nin ise dava konusu taşımada sigortalıya ya da başkaca herhangi birine karşi “Akdi Taşıyan” , “Taşıyan” veya “Fiili Taşıyan” sıfatlarını haiz olmadığını, … A.Ş.’nin dava konusu yüklerin taşınması işini üstlenmediğini, bu yükleri taşımadığını, ne sigortalı ne de başka bir kişi ile bu taşıma için herhangi bir navlun sözleşmesi akdetmediğini, ne sigortalıya ne de başka birine herhangi bir fatura kesmediğini, asaleten dava edilen 2 numaralı davalı müvekkili … A.Ş.’nin sadece sigortalının “Fiili Taşıyanı” olan … firmasının Türkiye genel acentesi olduğunu, her halükarda işbu davada müvekkili … A.Ş’nin fiili taşıyan … A/S’ye izafeten dava edilmesinin mümkün olmadığını, iddia edilen hasarın nerede, ne zaman, nasıl, ne şekilde ve kimin sorumluluğu altında meydana geldiğinin belli olmadığını, her iki konteyner içindeki yüklerin istifinin bozulduğunu ve her iki konteyner içindeki yüklerin yine konteyner içinde kayarak konteynerin içinde, bu konteynerin yan duvarına yaslandığını, her iki konteynerin kendisinde (yani fiziki kondisyonunda) herhangi bir darbe, hasar, delik, yırtık, çatlak, deformasyon bulunmadığını, İşte bu iki hususun konteyner içindeki emteanın istifinin hatalı ya da yetersiz olduğunu gösterdiğini, zira her iki konteyner içindeki yüklerin aynı şekilde istifinin bozulmasının bir tesadüf olmadığını, bu kayda göre her iki konteyner muhteviyatı yükün konteyner içine yüklenmesi ve istiflenmesinin konşimento üzerinde “Shipper” yani “Yükleten” olarak yer alan diğer davalı … A.Ş. tarafından yapıldığını, istif hatasından fiili taşıyan müvekkili … ‘nin sorumluluğunun bulunmadığını, sadece taşıma sorumluluğunun yükleme limanında yükü teslim almakla başlayıp, dava dışı yük alıcısının deposunda yükü alıcısına teslim etmekle sona erdiğini, sigorta ekspertiz raporunda açık şekilde ifade edildiği üzere, konteynerlerin kendisinde, yani fiziki kondisyonunda herhangi bir darbe, hasar, delik, yırtık, çatlak, deformasyon bulunmadığını, o halde bu her iki konteyner içindeki yüklerin nasıl deniz suyuna aynı anda maruz kalmış olabileceğinin taraflarınca anlaşılamadığını, TTK m. 1185 gereğince taşıyana süresinde hasar ihbarı yapılmadığını, buna göre yükün konşimentoda yazıldığı şekilde taşındığı ve alıcısına teslim edildiğinin kabul edildiğini, tüm bu açıklamalarına istinaden, gerek 3 günlük ihbar süresi içinde taşıyana herhangi bir hasar ihbarında bulunulmadığı gerekse de iddia olunan hasarla ilgiti olarak her iki tarafın iştiraki ile mahkemelerce herhangi bir tespitin yapılmadığından bahisle, TTK m.1185/4 uyarınca yüklerin konşimentoda nasıl yazılmış ise o şekilde taşındığını, eğer yükte bir hasar varsa dahi bu hasardan taşıyanın mesul olmadığını beyanla; davanın görev yönünden, hakdüşümü yönünden, pasif husumet yokluğundan, dava ehliyeti yokluğundan ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Lojistik Anonim Şirketi vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu Miami’deki hasara ilişkin raporun dosyaya sunulmadığını, bu sebeple hasarın neden oluştuğu hakkında bilgilerinin bulunmadığını, bu rapor ve tercümesinin taraflarınca ibraz edilmeden dosyaya cevap verilmesinin mümkün olmadığını, aldıkları bilgiye göre sörvey tarihinin 23.04.2019 olduğunu, malların ise 09/03/2019 da tahliye edilmekle, TTK 1184. maddeye göre inceleme yapılmadığı gibi, TTK 1185/3.maddesine göre bildirim süresinde olmadığı gibi, TTK 1185/4. maddesine göre malların hasarsız teslim edildiği karinesinin doğduğunu, deniz tuzu testi yapılmasına rağmen, bunun denizde ıslanmış olacağına ilişkin … testlerinin yapılmadığını, Mayıs 22’de yapılan nihai sörvey raporunda ise bu raporun istenilen belgelerin verilmemesi sebebi ile kesin olmadığının belirtildiğini, bu nedenle davacının davasını ispatlayamadığını, hasarın kara yolunda mı deniz taşımasında mı olduğunın belli olmadığını, konteynerlerin Miami’den alınarak Lakeworth’a nakledildiğini, limanda TTK 1184’e göre hasar tutanağı tutulmamakla, malların sağlam teslim alındığının kabul edilmesi gerektiğini beyanla; davanın hak düşürücü süre nedeniyle ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davacı sigortalısına ait emtiaların, davalılar sorumluluğunda deniz taşımasında hasarlandığı iddiası ile sigortalıya ödenen hasar tazminatının rücuen davalılardan tahsili talebi ile başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali davası olup, uyuşmazlığın konusunun, davalılar vekilinin milletlerarası yetki itirazının yerinde olup olmadığı, davanın hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığı, tarafların aktif ve pasif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı, sigorta sözleşmesinin geçerli olup olmadığı, geçerli bir sözleşme uyarınca ödemenin yapılıp yapılmadığı, hasara ilişkin süresinde ve geçerli bir ihbarın bulunup bulunmadığı ve hasarın deniz taşıması esnasında meydana gelip gelmediği, hasarda davalının sorumlu olup olmadığı ve hasarın miktarının tespiti noktasında toplandığı görülmüştür.
… İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde, davacı tarafından davalı borçlular aleyhine 16/06/2020 tarihinde takibe başlandığı, ödeme emrinin davalı borçlulara 22/06/2020 ve 24/06/2020 tarihlerinde tebliğ edildiği, davalı borçluların süresi içerisinde sundukları borca itiraz dilekçeleri ile takibin durduğu eldeki davanın ise İİK 67 maddesi gereğince 21/04/2021 tarihinde 1 yıllık sürede açıldığı anlaşılmıştır.
Dava halefiyete istinaden açılmış olmakla, davacının TTK 1472 maddesi gereğince halef sıfatını ve hali ile aktif husumet ehliyetini kazanabilmesi için, geçerli bir sigorta sözleşmesinin kurulmuş olması, sigortacının himaye kapsamında yer alan riziko sebebiyle meydana gelen zararları ödemiş olması ve zarardan sorumlu üçüncü bir kişinin bulunması gereklidir. Dosya içerisinde bulunan … numaralı,13/07/2018 -06/07/2019 tarihleri arasını kapsar Nakliyat Emtea Sigorta Poliçesi’nden, davacı sigorta şirketi ile dava dışı sigortalı … San. Ve Tic. AŞ arasında davaya konu alüminyum profil emtialarının, Ambarlı – Miami arası taşıması sırasında meydana gelebilecek nakliye rizikolarına karşı sigorta sözleşmesi kurulduğu anlaşılmaktadır. Sigortacının himaye kapsamında yer alan riziko sebebiyle ödeme yapmış olma koşulu bakımından dosyaya sunulan 21/10/2019 tarihli ödeme belgesi ile davacının sigorta tazminatını dava dışı sigortalıya ödediği anlaşılmaktadır. Buna göre davacının yapmış olduğu ödeme gereğince TTK 1472 maddesi uyarınca aktif husumet ehliyetini haiz olduğu kabul edilmiştir.
Dosyaya sunulan … numaralı konişmento incelendiğinde konşimentonun davalı … firması tarafından düzenlendiği ve imzalandığı ve yine dosyaya davacı delilleri arasında sunulan navlun faturasının davalı … firması tarafından dava dışı sigortalı adına düzenlendiği anlaşılmıştır. Bu kapsamda, TTK 921 maddesi gereğince davalı Notum şirketinin taşıma işini sigortalı firmaya karşı üstlenerek pasif husumet ehliyetini haiz olduğu, davalılardan … firmasının ise taşıma işihi fiilen gerçekleştirerek pasif husumet ehliyetin haiz olduğu mahkemece kabul edilmiştir. Kaldı ki anılan davalı vekillerince de pasif husumet itirazında bulunulmamıştır. Ne var ki davalılardan … AŞ nin taşımadaki rolu kapsamında dosyaya davacı vekilince somut bir delil sunulamamış olduğundan, davacı vekilinin 23/06/2021 tarihli dilekçesinde kendi kabulünde de olduğu üzere, bu davalının acente olduğu ve “yerleşik Yargıtay içtihatları gereğince izafeten olmak kaydıyla acenteye dava açılabileceği” anlaşıldığından bu davalı bakımından dosya kapsamında, husumet ehliyeti ispat olunamadığından bu davalı bakımından davanın pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeni ile reddine karar vermek gerekmiştir.
Dava sigortalıya ödenen hasar tazminatının rücuen davalıdan tahsili talebine ilişkin olmakla; TTK 1188/1 maddesi uyarınca eşyanın zıyaı veya hasarı ile geç tesliminden dolayı taşıyana karşı her türlü tazminat istem hakkı, bir yıl içinde yargı yoluna başvurulmadığı takdirde düşer. TTK 1185/2 gereği bu süre taşıyanın eşyayı veya bir kısmını teslim ettiği tarihten itibaren işlemye başlar. Ancak aynı maddenin 3.fıkrasında sorumlu tutulan kişinin rücu davasının, birinci fıkrada öngörülen hak düşürücü sürenin sona ermesinden sonra da açılabileceği, bu durumda rücu davası açma hakkına sahip olan kişinin, istenen tazminat bedelini ödediği veya aleyhine açılan tazminat davasında dava dilekçesini tebellüğ ettiği tarihten itibaren doksan gün içinde dava açması gerektiği belirtilmektedir.
Davacı delilleri arasında bulunan, dava dışı sigortalı tarafından davalı … firmasına gönderilen ihtarname de davaya konu edilen Alüminyum profil emtiasının 09/03/2019 tarihinde alacıya hasarlı olarak teslim edildiğinin bildirildiği anlaşılmıştır. Yine davacı delilleri arasında dosyaya sunulan ekspertiz raporunda ise hasar tespit tarihinin yazışmalara göre 18/03/2019 olduğu kayıtlıdır. Ekspertiz raporunda, alıcının deposuna ulaşan mallarda istifin kaydığı ve mekanizmalı boşaltma sistemi çalışmadığı için tahliye yapamayan alıcının malı kabul etmediği; dava dışı sigortalının ürünler üzerinde bazı düzeltme işlemlerini başka bir depoda yaptırıp yeniden alıcıya sevk ettiği, bu aşamadan sonra alıcı tarafından ayrıştırma yapılıp teslim alınmayan ürünlerin Türkiye’ye getirilerek ekspertiz raporu düzenlendiği belirtilmiştir. Bu hususa ilişkin olarak mahkemece davacı vekiline 22/03/2022 tarihli ön inceleme celsesi ara kararı ile açıklama yapılması için süre verilmiş olup, davacı vekilince 05/04/2022 tarihli beyan dilekçesi ile; ekspertiz raporunda tespitlere paralel bir açıklama yapılarak ekspertiz raporuna ve davaya konu olan emtiaların sigortalı tarafından bir kısım düzeltme işlemlerinin yapılması sonrası 18/03/2019 tarihinde alıcı ile sigortalının anlaşamaması üzerine Türkiye’ye getirilen emtialar olduğunu belirtmiştir. Buna göre davaya konu emtiaların dava dışı alıcı firmaya esasen 09/03/2019 tarihinde teslim edildiği mahkemece kabul edilmiştir. TTK 1188 maddesi bakımından sürelerin tespitinde bu tarih esas alındığında ise; hak düşürücü sürenin 09/03/2020 tarihinde sona erdiği anlaşılmaktadır. Bu süre ülkemizde yaşanan Covid-19 pandemisi kapsamında alınan tedbirlerin başlama tarihinden öncesi olmakla bu kapsamda sürelerin de durmadığı anlaşılmaktadır. Eldeki davaya konu icra takibinin 16/06/2020 tarihinde başlatılmış olduğu dikkate alındığında, davalı vekillerinin hak düşürücü süre itirazlarının yerinde olduğu mahkemece kabul edilmiştir.
Açıklanan nedenlerle davalı … Denizcilik A.Ş. Hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile ve diğer davalılar bakımından ise davanın hak düşürücü süre nedeni ile usulden reddine dair aşağıdaki hali ile karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davalılardan … A.Ş. Hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile USULDEN REDDİNE,
2-Davalılardan … Loj. A.Ş. İle … ye izafeten … A.Ş. Hakkındaki davanın hak düşürücü süre nedeni ile USULDEN REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince peşin alınan 2.917,08 TL den karar harcı olan 80,70 TL nin mahsubu ile fazla alınan 2.836,98 TL’nin kesinleşmeye müteakip talep halinde davacıya iadesine,
4-Davalı … Denizcilik A.Ş vekili için takdir edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Davalılar … Lojistik A.Ş ve davalı … vekili için takdir edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine,
6-Tarafların dava şartı olan Arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları, Arabuluculuk son tutanağından anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-14 bendi uyarınca ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Suçüstü Ödeneğinden ödenen 1.320,00.-TL Arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/04/2022

Katip …
✍e-imzalıdır.

Hakim …
✍e-imzalıdır.