Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/39 E. 2021/235 K. 24.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2021/39
KARAR NO : 2021/235
DAVA : Deniz Ticaret (Deniz Taşımacılığı Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 09/02/2021
KARAR TARİHİ : 24/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan Deniz Ticaret (Deniz Taşımacılığı Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin deniz nakil vasıtaları ile yük ve eşya taşıma işi ile iştigal eden uluslararası pazarda önemli bir konuma sahip ve lojistik sektöründe çok iyi bilinen bir şirket olduğunu, davalı şirketin ise müvekkili şirketin müşterisi konumunda olduğunu, taraflar arasında mutabık kalınan hususlar dahilinde … ana konşimento, … ara konşimento, … ana konşimento … ara konşimento, … ana konşimento … ara konşimento, … ana konşimento/ … ara konşimentolar tahtında 4 farklı taşıma gerçekleştirildiğini ve konteyner içindeki davalıya ait emtiaların Gemlik Limanı’ndan Savannah ve New York Limanları’na alıcısına teslim edilmek üzere taşındığını,
Müvekkili şirketin deniz taşımalarını organize ettiğinden Türk Ticaret Kanunu madde 917 kapsamında taşıma işleri organizatörü olup, taşımayı bilfiil kendi araçları ile yapmadığını, işbu taşıma nezdinde akdi taşıyan sıfatı ile hareket ettiğini, müvekkili şirketin tüm sorumluklarını yerine getirerek anlaşmaya uygun olarak taşıma işlemini organize ettiğini, emtiaların Gemlik/Bursa limanından gemilere yüklenerek, konşimentolar tahtında varış limanları olan Savannah ve New York Limanları’na taşındığını ve yüklerin boşaltım işlemlerinin gerçekleştirildiğini, müvekkili şirketin akdi taşıyan sıfatını haiz olup gönderici/ davalı firmaya navlun faturası keserek taşıma işinin gerçekleşmesi için sözleşmesel olarak anlaşılan taraf olduğunu, davalı şirketin ise işbu taşımalar nezdinde TTK madde 1200 gereğince taşıtan sıfatını haiz bulunduğunu, müvekkili şirketin … , fatura numaralı 7 adet fatura düzenlediğini, işbu faturalara konu alacağından bakiye 15.463,59 USD nin davalı tarafça ödenmediğini, davalı aleyhine işbu borçların ödenmesi amacıyla, … İcra Müdürlüğü’nün 2020/ … sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, kendisine tebliğ edilen ödeme emrine 24.11.2020 tarihinde haksız olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu beyanla; itirazın iptaline, takibin devamına, davalının %20den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket ile davacı şirket arasında kurulan taşıma anlaşması kapsamında da Davacı Şirketin müvekkil şirketin ABD’de bulunan müşterisi … firmasına satmış olduğu 50.334,08 USD bedelindeki alüminyum ruloyu taşıma işini üstlendiğini, müvekkili şirket ile davacı şirketin emtiaların Gemlik Limanı’ndan gemiye yüklenerek New York Limanı’na deniz yoluyla taşınması, New York Limanı’ndan Chicago/ABD terminaline ise tren taşıması şeklinde yapılmasının kararlaştırdığını ve taşıma ücretinin de bu anlaşma uyarınca belirlendiğini, söz konusu emtiaların davacı şirket sorumluluğunda müvekkil şirketten 14.06.2019 tarihli ve … numaralı konşimento ile teslim alındığını, …ve … numaralı konteynerlere yüklenerek … isimli gemiye Gemlik Limanı’ndan yüklendiğini, 26.06.2019 tarihinde emtiaların İspanya’da gemiden boşaltılarak, 01.07.2019 tarihinde … isimli gemiye yüklendiğini ve 09.07.2019 tarihinde New York’ta bulunan gemiden tahliye edildiğini, bu aşamada, davacı şirket yetkilisi tarafından müvekkili şirkete 03.07.2019 tarihinde gönderilen mail ile, emtiaların ağırlıklarından dolayı, taahhüt edildiğinin aksine, son taşımanın trenle Chicago’ya yapılamayacağını, bunun yerine konteynerleri New York limanından kendi depolarına çekerek tahliye edeceklerini ve teslimatın yapılmasının istendiği Alıcı Firma’nın … adresine kadar yerel sevkiyat araçlarıyla yükleri karayolu ile taşıyacaklarını bildirdiklerini, davacı şirket tarafından müvekkili şirkete sadece emtiaların karayolu sevkiyatının gerçekleştirileceğinin bildirilmiş olup, taşımada kullanılacak araçların sahip olduğu nitelik ve korumaya ilişkin herhangi bir bilgi verilmediğini, Karayoluyla gerçekleştirilecek son taşıma için Davacı Şirketin müvekkili şirkete ilave navlun faturası düzenlediğini, emtiaların 18 Temmuz 2019 tarihinde alıcı firma’nın bildirdiği adrese teslimi sırasında, alıcı firma yetkilileri tarafından … numaralı konteynerde bulunan toplam 5.925 kg yükün ıslanmadan kaynaklı hasarlandığının tespit edildiğini ve konşimento üzerine İngilizce “18.07.2019, varışta ıslak yük” şeklinde hasar notu düşüldüğünü, alıcı firmanın müvekkili şirketi söz konusu hasardan haberdar etmesi akabinde, 19 Temmuz 2019 tarihinde, davacı şirkete göndermiş olduğu mailde, emtiaların bir kısmının ıslanma nedeniyle hasarlandığını ve kullanılamaz hale geldiğini, net hasar miktarının hesaplanmasının beklendiğinin bildirildiğini, bağımsız bir sigorta ekspertiz kuruluşu olan … Ltd. Şti.’nin yetkili uzmanı tarafından ekspertiz incelemesi yapıldığını, Eksper raporunda hasar bedeline ilişkin yapılan açıklamalarda ise, emtialarda meydana gelen toplam hasar bedelinin 16.283,35 USD olduğunu, Alıcı Firma’nın yapmış olduğu 4.067,49 USD tutarındaki ithalat masrafları da dahil edildiğinde hasar bedelinin 20.350,84 USD olduğunu, buna karşılık toplam hasar bedelinden, Alıcı Firma tarafından Müvekkil Şirket’e teklif edilen 4.887,25 USD tutarındaki sovtaj/hurda fiyatı düşüldüğünde, Alıcı Firma’nın hasarlı ürün teslimi nedeniyle nihai tutardan kesinti yaptığı bedelin 15,463,59 USD olduğunun belirtildiğini, Eksper raporunda da belirtildiği üzere, taşıma sırasında hasarlanan emtialar nedeniyle oluşan 15,463,59 USD tutarındaki hasar bedelinin Alıcı Firma tarafından Müvekkili Şirkete ödenmediğini, Müvekkil Şirket tarafından Alıcı Firma’nın ödemesini yapmadığı 15.463,59 USD tutarındaki hasar bedelinin TL karşılığı olan 88.883,17 TL bedelli “Malzeme Islanmasından Dolayı Yansıtma Faturası” açıklamasıyla düzenlenen faturanın Davacı Şirket’e tebliğ edildiğini ve Davacı Şirketin faturaya karşı süresi içinde itirazda bulunmayarak bu yolla fatura içeriğini kabul ettiğini, Davada, Müvekkili Şirketin merkezi yerleşim yeri olan … Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu davanın öncelikle usul bakımından reddi gerektiğini beyanla; haksız ve mesnetsiz davasının reddi ile davacının %20’sinden az olmamak üzere hesaplanacak olan kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlığın konusunun; dava konusu taşımalar nedeniyle davacının davalıdan bakiye navlun alacağının bulunup bulunmadığı varsa miktarı ile mahkememizin görevli ve yetkili olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmış, uyuşmazlığın TTK 5. Kitabından kaynakladığı görülmekle, davalının görev itirazın reddine karar verilmiş, … İcra Müdürlüğü’nün 2020/ … sayılı dosyasını Uyap kayıtları dosyamız arasına alınmış dosyanın incelenmesinde, İİK 67 md göre davanın süresi içinde açıldığı görülmüştür.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte incelenip değerlendirildiğinde;
6100 sayılı HMK’nın genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesininin birinci fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” Yine aynı Kanunun 10. maddesinde ise, ” Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir.” hükmü yer almaktadır.
6100 sayılı HMK’nın sözleşmeden doğan davalarda yetkiyi düzenleyen 10. maddesinde kesin yetki sözkonusu değildir. Sözleşmeden doğan davalarda HMK’nın 10. maddesi gereğince birden fazla mahkemenin yetkili kılınarak davacıya bir seçimlik hak tanınmış olduğu gözönüne alındığında, davacı, bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasının bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiç birisinde açmaz ve yetkisiz bir mahkeme de açar ise, o zaman seçme hakkı davalıya geçer.
Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman şeçme hakkı davalılara geçer (Yargıtay 5. Hukuk Dairesi’nin 09/11/2020 tarih ve 2020/7697-9549 E.K. sayılı ilamı).
Somut olayda; davalının adresinin Kocaeli’nin Gebze ilçesinde bulunduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın navlun sözleşmesinden kaynaklanan para alacağına ilişkin olduğu, BK. 89. Maddesinde yer alan “… Para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde,… ifa edilir…” hükmü gereğince davacının adresinin İzmir ili sınırları içinde olduğu, bu suretle mahkememizin açılan davada genel ve özel yetkili mahkeme olmadığı, yetkisiz mahkemede açılan davada seçme hakkının davalıya geçtiği, davalı vekilinin cevap dilekçesinde yetkisizlik itirazında bulunarak davanın Gebze mahkemelerinde görülmesini talep ettiği anlaşıldığından, mahkememizin yetkisizliğine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Dava dilekçesinin mahkememizin yetkisizliği nedeniyle usulden REDDİNE, kararın kesinleşmesi ile dosyanın HMK madde 20 gereğince talep halinde yetkili Gebze Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, (Deniz Ticareti ve Sigortalarına bakmakla görevli)
2-Yargılama gideri ve vekalet ücretine yönelik taleplerin 6100 sayılı HMK 331/2. Maddesi Gereğince Görevli ve yetkili mahkemece karara BAĞLANMASINA,
3-Taraflarca karar kesinleştikten sonra süresince dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesi talep edilmez ise, talep üzerine mahkememizce dosya üzerinden, verilen ek karar ile dava konusu harç, masraf ve ücreti vekalet konusunda KARAR TESİS EDİLMESİNE ,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/05/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır