Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/207 E. 2022/233 K. 20.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARETMAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2021/207 Esas
KARAR NO : 2022/233
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 10/01/2005
KARAR TARİHİ : 20/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, … gemisinin üzerindeki yükle birlikte … Limanı’na yanaştığını, … … Liman İşletmeleri Müdürlüğü tarafından geminin tahliyesine başlandığını, tahliye sırasında davalı personelinin kusurlu hareketleri nedeniyle konteynırdaki tüm yüklerin sahile düştüğünü, yük alıcısı firmanın sigortacısı … Sigorta tarafından bu hasar nedeniyle müvekkili aleyhine açılan davanın devam ettiğini, müvekkilinin bu hasarda bir kusurunun bulunmadığını, ancak sigorta şirketi tarafından açılan davanın aleyhlerine sonuçlanması halinde davalıya rücu hakkının kullanılmasın, özellikle de zamanaşımı bakımından hak kaybına uğranmaması için işbu davanın açıldığını ileri sürerek müvekkilinin ödeme riski altındaki 227.954,30 Euro’nun tediye tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle , davacının herhangi bir ödeme yapmadığını, dava tarihi itibariyle bir zararının bulunmadığını, ileride tazminat ödediği takdirde doğacak rücu hakkına karşılık şimdiden dava açamayacağını, zarara davacının, donatanın ve emtianın alıcısının sebep olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Dava; taşıma sırasında meydana gelen hasar nedeni ile ödeme riski altında kalınan bedelin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Davanın dayanağı oluşturan ve bekletici mesele yapılan 2005/… esas sayılı dosyada, davacı … Sigorta A.Ş’nin TTK’nın 1361’inci maddesi gereğince, taşıyan … A.Ş. ile taşıyanın ifa yardımcısı … Genel Müdürlüğü aleyhine açtığı davada 227.924,30 Euro’nun davalılardan müteselsilen tahsilinin talep edildiği, eldeki davanın konusununda; davacı … A. Ş ile davalı …na karşı davacı … Sigorta A.Ş nin yükte meydana gelen hasar sebebiyle sigortalısına ödediği tazminatın rücuen tahsili istemi ile 28/12/2004 tarihinde …. ATM ( kapatılan) açılan ve daha sonra mahkememizin 2005/… esasına kaydedilen davada aleyhlerine karar verilmesi bir başka deyişle hasar tazminatının eldeki dosyasının davacısı … Konteynerden tahsiline karar verilmesi halinde, ödenecek tazminatın … ne rücu edilmesine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda verilen 20.09.2017 tarihli karar ile; …. ATM nin 2005/… esas sayılı kararının kesinleşmesinden sonra ilamın sigorta şirketi tarafından … İcra müdürlüğünün 2009/… E. Sayılı dosyasında takibe konulduğu , davacı … A.Ş tarafından icra dosyası hesabına mahsuben 03/07/2009 tarihinde 382.000 TL ,17/11/2011 tarihinde de 46.257,35 TL ödediği dosyaya sunulan banka dekontlarından anlaşılmış olup … A.Ş tarafından dava dilekçesinde 227.954,30 EURO’ nun tediye tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsili talep edilmiştir. Talep edilen tutar dava tarihindeki TCMB efektif satış kuru üzerinden 416.016,06 TL ye isabet etmekte olup davacının kesinleşen mahkeme ilamı nedeniyle ödediği tutar ise daha fazla olmakla birlikte dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmamış olduğundan 416.016,06 TL üzerinden davanın kabulü ile ödeme tarihlerinden itibaren avans faizi yürütülmek sureti ile davalıdan tahsili yönünde hüküm kurulmuştur. Söz konusu hüküm karar düzeltme aşamasında bozulmuştur. Yargıtay … Hukuk Dairesinin 2015/… Esas ve 2015/… Karar sayılı bozma ilamında; “mahkemece, emtianın gemiden tahliyesinin davalı tarafından yapıldığı, hasarın taşıyanın ifa yardımcısı olan davalının kusurlu eylemi ile meydana geldiği kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmişse de davalı şirket, emtianın hasar görmesinde davacının kusurlu olduğunu savunmuş, mahkemece hasara hangi tarafın ve ne oranda kusurunun sebebiyet verdiği hususunda bilirkişi raporu alınmamıştır. İşbu davanın tarafları arasında görülen … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/… Esas sayılı dosyasında davacı taşıyan, aynı olay sebebiyle sigorta şirketine ödediğinden başka emtia sahibine ödemek zorunda kaldığı tutarın da davalıdan tahsilini istemiş, mahkemece alınan iki ayrı bilirkişi raporunda taraflar eşit kusurlu kabul edilmiştir. Bu bakımdan … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/… Esas sayılı dosyası da değerlendirilerek davacının sapanlama kusurunun bulunup bulunmadığı, hasarın meydana gelmesinde davacıya bir kusur izafe edilip edilemeyeceği hususunda gerekirse bilirkişi raporu alınıp ulaşılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerektiğinden” bahisle verilen hüküm bozulmuş olup mahkememiz tarafından bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamında işaret edilen 2014/… Esas sayılı dosyada, … tarafından verilen teminat mektubunun paraya çevrilmesi sonucunda Milli Savunma Bakanlığının …dan tahsil ettiği 123.763,64 TL’nin … ‘ye rucü edilmesi talep edilmiş olup, bu dosyada alınan iki ayrı bilirkişi raporunda eşya hasarının meydana gelmesinde … ve …’nin eşit oranda(%50’şer) kusurlu oldukları kabul edilerek hüküm tesis edilmiştir. Söz konusu hüküm, eldeki dosyanın sonucu beklenilerek buna göre karar verilmesi gerektiğinden bahis ile bozulmuş olduğundan, anılan dava dosyasında eldeki dosyanın sonucunun beklenilmesine karar verilmiştir.
Eldeki dosyada Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verildikten sonra, davalının savunmaları ve mahkememizin 2014/… Esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporları değerlendirilerek davacı …’un tahliye aşamasında sapanlama kusurunun bulunup bulunmadığı, buna göre hasarın ortaya çıkmasında davalı …’ye kusur izafı edilip edilemeyeceği, ve kusur oranlarının belirlenmesi hususlarında bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir. Bu amaçla düzenlenen 14/02/2022 tarihli bilirkişi raporunda, … denizcilik firmasına ait … isimli gemi yükünü … Limanında … tarafından gerçekleştirildiği, konşimentoda bulunan … kaydına göre yükleme limanında ki konteynerlerin gemiye yüklenmesi ve varış limanında ki boşaltma masraflarının navluna dahil olduğunun anlaşılması gerektiği, buna göre … Limanında yükün boşaltma masraflarının taşıyana ait olduğu, ancak taşıyanın acentesinin boşaltmanın pazar günü yapılması nedeni ile Liman İşçi Postası için mesai ücreti yatırması gerekirken bundan kaçınması nedeniyle liman işçi postası istenmediği, vinç postası ücretinin davacı tarafından yatırıldığı, dolayısı ile sapanlama işleminin gemi personeline yaptırıldığının dosya kapsamından anlaşıldığı, … liman hizmetleri tarifesinin 3.1.4.2 maddesine göre sapanlamanın gemi personelince yapılmasının mümkün olduğu, davacının da bu maddeye istinaden sapanlama işlemini gemi personeline yaptırdığı, ancak davacının mesai ücreti yatırmaktan kaçınarak, liman işçi postası istemediğinden gemi personelinin liman işçileri yerine görev yaparak, sapanlamayı gerçekleştirmiş olmalarından dolayı davacının kazanın meydana gelmesinde kusurlu hale geldiği, boşaltma işlemini yapan … elemanı vinç operatörünün boşaltma operasyonun da … Konteyerdan taşan şaft emtiasının çıkıntılarına dikkat etmeyip, serdümen ve gemi zabitinin tüm uyarılarını önemsemeyip hareketine devam ederek, yükü … ayaklarına çarptırıp konteynerdaki yükü sahile düşürdüğü bundan dolayı şaft emtiasının kullanılamayacak derecede tamamen hasarlanmasına sebebiyet verdiği, bu değerlendirmelere göre …’nin yükün hasarlanmasında %50 oranında kusurlu olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Yapılan yargılama sonunda; Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda alınan bilirkişi raporundaki tespit ve değerlendirmeler ile eldeki dosya ile bağlantılı 2014/… Esas sayılı dava dosyasında alınan bilirkişi raporlarına göre, yük hasarının meydana gelmesinde davacı … ile …’nin %50 oranında eşit kusurlu oldukları sonucuna varılmıştır. Davadaki rücu isteminin dayanağı olan …. ATM nin 2005/… esas sayılı kararının kesinleşmesinden sonra ilamın … İcra müdürlüğünün 2009/… E. Sayılı dosyasında takibe konulduğu, … A.Ş tarafından söz konusu ilama dayalı olarak icra dosyası hesabına 03/07/2009 tarihinde 382.000 TL ,17/11/2011 tarihinde de 46.257,35 TL ödediği sunulan banka dekontlarından anlaşılmaktadır. Bu itibarla davacının … Sigorta A.Ş’ye yaptığı ödeme toplam 416.016,06 TL’dir. Davalıya izafe edilen %50 kusur oranına göre, davacının davalı …’ye rücu edilebileceği tutar 208.008,03 TL’ye tekabül ettiğinden, davanın 208.008,03 TL üzerinden kısmen kabulü ile 208.008,03 TL’nin 191.000,00 TL’sine 03.07.2009 tarihinden 17.008.03 TL’sine 17.11.2011 tarihinden itibaren avans faizi yürütülmek suretiyle davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesi yönünde aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM/Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile 208.008,03 TL’nin 191.000,00 TL’sine 03.07.2009 tarihinden 17.008.03 TL’sine 17.11.2011 tarihinden itibaren avans faizi yürütülmek suretiyle davalıdan tahsil edilerek davacıya ÖDENMESİNE,
-Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Davalı harçtan muaf olduğundan 5.616,30 TL peşin harcın davacıya kesinleşmeye müteakip talep halinde iadesine,
3- Davacı taraf vekil ile temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin olunan 23.010,56 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı vekil ile temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 22.965,92 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 11,20 TL başvurma harcı, 4.600 TL bilirkişi ücreti, 210,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 4.821,20 TL yargılama giderinin davanın kabul ve reddi oranına göre hesaplanan 2.414,30 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 200 TL posta giderinin davanın kabul ve reddi oranına göre hesaplanan 99,84 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, verilen kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili dairesinden temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 20/04/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır