Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/2 E. 2021/237 K. 24.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2021/2 Esas
KARAR NO : 2021/237
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 21/11/2016
KARAR TARİHİ : 24/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davadışı … Ticaret AŞ ‘nin Çin’e mal mukabili teslim şekli ile ihraç ettiği emtianın müvekkili sigorta şirketi tarafından nakliye rizikolarına karşı sigortalandığını, yükün taşınması ve konteyner temin edilmesinin davalı tarafından üstlenildiğini, malın … ve … nolu konteynerler içinde … isimli gemi ile … Ambarlı Limanından Çin’in Dalian Limanına taşındığını, ancak alıcıya teslimi sırasında yükte yırtılma, kırılma ve dağılma şeklinde hasar meydana geldiğinin tespit edildiğini, söz konusu hasar nedeniyle sigorta şirketi tarafından sigortalıya 24/03/2016 tarihinde 71.065,38 TL hasar tazminatı ödenerek sigortalıdan temlikname ve ibraname alındığını, bu şekilde davacının sigortalısının haklarına halef olduğunu, davalı taşıyanın yük hasarından dolayı TTK ‘nun 1178.maddesi hükümlerine göre sorumlu olduğunu, sigortalıya ödenen hasar bedelinin davalıdan tahsilinin talep edildiğini, ancak davalının ödeme yapmaktan kaçındığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 71.065,08 TL sigorta tazminatının 24/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin taşıyan ile taşıtan arasında aracılık yaparak sevkiyatın organize edilmesini sağladığını, bu nedenle müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, iddia edilen hasar ile ilgili olarak süresinde ve usulüne uygun olarak hasar bildiriminin yapılmadığını, davacı tarafça sunulan sörvey raporunun tek taraflı olarak düzenlendiğini, taşıyan yada taşıyanın temsilcisinin imzası bulunmadığından müvekkili açısından geçerli sayılamayacağını, ekspertiz raporunun da müvekkilinin sorumlu tutulması bakımından yeterli olmadığını, tespit edilen hasar bedelinin fahiş olduğunu, söz konusu taşımanın konteyner içerisinde yapılıp, yükleme, istifleme ve sabitleme işlemlerinin gönderen tarafından yerine getirildiğini, konişmentolarda da shipper’s load, stown and count kaydının yer aldığını, bu durumda hatalı istif, yükleme ve bağlama sebebi ile oluşan hasarlardan dolayı taşıyanın sorumlu tutulamayacağını, hasarın sigorta teminatı kapsamında olmadığını savunarak tüm bu nedenlerle davanın husumet ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava; konteyner içerisinde gemi ile taşınan malda taşıma sırasında meydana geldiği ileri sürülen hasar nedeniyle sigorta şirketi tarafından sigortalıya ödenen hasar bedelinin davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizin 12/02/2018 tarih ve 2016/… Esas 2018/ … Karar sayılı kararı ile “davacının sigortalısı olan … şirketi tarafından mal mukabili olarak ihraç edilip, … Limanından Çin’e Zım Shekou isimli gemi ile konteyner içerisinde taşınan naylon kort bezi türü emtianın alıcısına teslimi sırasında hasarlı olduğunun tespit edildiği, söz konusu hasar nedeniyle TTK ‘nun 1185.maddesine göre taşıyıcıya süresinde hasar ihbarının yapılmadığı, bu nedenle hasarın, yük taşıyıcının sorumluluk alanında iken ve taşıyıcının kusuruyla meydana geldiğinin davacı tarafça ispatlanması gerektiği, bilirkişi raporundaki teknik değerlendirmelere göre, hasarın konteyner içerisine deniz taşımasına uygun şekilde yükleme, istifleme ve bağlama işlemlerinin yapılmamış olmasından kaynaklandığı, dosyada mübrez sea waybill ve fiili taşıyanın düzenlediği konişmentodaki kayıtlara göre konteynerin satıcı firma tarafından mühürlenmeden yani kapakları açık bir şekilde davalı taşıyıcıya teslim edildiği, bu durumda davalının tedbirli bir taşıyanın göstermekle yükümlü olduğu dikkat ve özeni göstererek konteyner içindeki istif ve leasingi kontrol etmesi gerektiği ancak davalının bu yükümlülüğünü yerine getirmediği, zira konteyner içi istifleme ve yükün emniyete alınması işlemlerinin deniz taşımasına uygun olmadığı, bu nedenle de taşımanın herhangi bir aşamasında yüklerin dağılması, yırtılması suretiyle yükte hasar meydana geldiği, bu durumda TTK ‘nun 1178.maddesi gereğince davalının taşıyıcı sıfatıyla yük hasarından sorumlu olduğu, yükteki hasar miktarının 25.789,68 USD olduğu, bu tutarın davacının ödeme yaptığı 24/03/2016 tarihindeki kur üzerinden 74.490,91 TL ‘ye tekabül ettiği, ekspertiz raporunda belirtilen 3.000,00 TL sovtaj değeri düşüldükten sonra gerçek zarar miktarının 71.490,90 TL ‘ye baliğ olduğu, ancak davacı tarafça 71.065,08 TL talep edildiğinden, taleple bağlılık ilkesi gereğince rücu edilmesi gereken hasar bedelinin 71.065,08 TL olması gerektiği, bu tutara davacının ödeme yaptığı 24/03/2016 tarihinden itibaren avans faizi uygulanabileceği kanaatine varıldığından bu kanaat ışığında davanın kabulü ile 71.065,08 TL nin 24/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar vermek gerektiği ” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, İstanbul Bölge Adliye mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 21/11/2019 tarih ve 2018/919 Esas 2019/1442 Karar sayılı kararı ile, ” Taşınan emtianın alıcısına teslimi sırasında hasarlı olduğunun tespit edildiği, söz konusu hasar nedeniyle TTK ‘nun 1185.maddesine göre taşıyıcıya süresinde hasar ihbarı yapılmamıştır. Bu durumda hasarın, yük taşıyıcısının sorumluluk alanında iken ve taşıyıcının kusuruyla meydana geldiğinin davacı tarafça ispatlanması gerekmektedir.Konusunda uzman , bilirkişi raporuna göre, hasar konteyner içerisine deniz taşımasına uygun şekilde yükleme, istifleme ve bağlama işlemlerinin yapılmamış olmasından kaynaklanmaktadır. Konteynerler satıcı firma tarafından mühürlenmeden yani kapakları açık bir şekilde davalı taşıyıcıya teslim edilmiştir. Bu durumda davalının tedbirli bir taşıyanın göstermekle yükümlü olduğu dikkat ve özeni göstererek konteyner içindeki istif ve leasingi kontrol etmesi gereklidir. Konteyner içi istifleme ve yükün emniyete alınması işlemlerinin deniz taşımasına uygun olmamasına göre davalının yerine getirmediği bu bu yükümlülüğünü nedeniyle taşımanın herhangi bir aşamasında yüklerin dağılması, yırtılması suretiyle yükte meydana gelen hasardan TTK ‘nun 1178.maddesi gereğince davalının taşıyıcı sıfatıyla yük hasarından sorumlu olacaktır. Davalı tarafından düzenlenen konşimentoda belirtilen değer üzerinden taşıyıcının navlun bedeli ödenmemesi halinde art taşıyıcının paket başına ve teamüli navlun birimi veya konteyner başına taşımayla bağlantılı 500-usd yi geçen zararlardan sorumlu olmayacağı kaydına göre davalının konşimentodaki taşıyıcı olarak sorumluluğunun konteyner başına 500- USD ile sınırlı olduğuna yönelik istinaf sebebi yerinde görülmemiş ve taşıma nedeniyle yükte meydana gelen 25.789,68- usd hasardan sorumlu olduğu kabul edilmiştir. Mahkemece ödeme tarihindeki kur üzerinden ve ekspertiz raporunda belirtilen 3.000-TL sovtaj değeri düşüldükten sonra tespit edilen 71.490,90- TL gerçek zarardan davalı sorumlu olduğu gerekçesiyle taleple bağlı kalınarak 71.065,08- TL nin tahsiline karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.’nun 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; davalı vekilinin istinaf nedenleri yerinde olmadığından başvurunun esastan reddine karar verildiği” gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353 (1) b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiş, kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 16/11/2020 tarih ve 2020/ … Esas 2020/ … Karar sayılı ilamıyla “davacının selefi taşıtan/gönderen ile davalı arasındaki tesellüm konişmentosundan anlaşıldığı üzere, taşımanın yapıldığı konteyner davalı taşıyıcıya FCL kaydıyla kapalı olarak teslim edilmiş olup, bu kayda göre davalı taşıyıcının, konteyner içerisindeki emtianın istiflenmesi ve sabitlenmesi ile ilgili herhangi bir yükümlülüğü bulunmadığı gibi, fiilen kapakları kapatılmış konteynerın içindeki emtianın ne şekilde istiflendiğinin davalı tarafından kontrol edilmesi yükümü ve kabiliyeti de bulunmamaktadır. Davalı ile dava dışı fiili taşıyan arasındaki asıl konişmentoda davalının gönderen olarak gösterilmesi ve bu konişmentoda gümrüklemenin gönderen tarafından yapıldığının belirtilmesi, davanın tarafları arasındaki tesellüm konişmentosuna aykırı şekilde konteyner kapaklarının davalı tarafından kapatıldığı ya da konteyner içindeki yükün davalı tarafından istiflendiğini göstermez. Dosya içerisine kazandırılan bilirkişi heyeti raporu incelemesinden; yükteki hasarın bağlama ve sabitleme hatası nedeniyle olağan taşıma koşullarında meydana geldiği anlaşılmaktadır. Bu durumda; yüke gelen hasar sebebiyle davalı taşıyıcının taşıma sözleşmesinden kaynaklanan ne asli ne tali bir sorumluluğunun olmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi isabetli olmamış olup, ilk derece mahkemesi kararına yönelik davalı vekilinin istinaf başvurularını esastan reddeden bölge adliye mahkemesi kararının bu nedenle bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmuş, mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılarak yargılamaya bu esas üzerinden devam olunmuştur.
Ambarlı Gümrük Müdürlüğü’ne yazılan müzekkereye cevap verildiği, müzekkere cevabında, dava konusu konteynerla ilgili olarak geçici depolama alanında herhangi bir tespit, muayene ve mühürleme işlemi yapılmadığının bildirildiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı itibariyle Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ve bozma ilamı doğrultusunda taşımanın yapıldığı konteynerın davalı taşıyıcıya FCL kaydıyla kapalı olarak teslim edildiği, bu kayda göre davalı taşıyıcının, konteyner içerisindeki emtianın istiflenmesi ve sabitlenmesi ile ilgili herhangi bir yükümlülüğünün bulunmadığı, fiilen kapakları kapatılmış konteynerın içindeki emtianın ne şekilde istiflendiğinin davalı tarafından kontrol edilmesi yükümü ve kabiliyetinin de bulunmadığı, davalı ile dava dışı fiili taşıyan arasındaki asıl konişmentoda davalının gönderen olarak gösterilmesi ve bu konişmentoda gümrüklemenin gönderen tarafından yapıldığının belirtilmesinin davanın tarafları arasındaki tesellüm konişmentosuna aykırı şekilde konteyner kapaklarının davalı tarafından kapatıldığı ya da konteyner içindeki yükün davalı tarafından istiflendiğini göstermeyeceği, dosyada mevcut bilirkişi raporunda yükteki hasarın bağlama ve sabitleme hatası nedeniyle olağan taşıma koşullarından meydana geldiğinin belirtildiği, bu durumda yüke gelen hasar sebebiyle davalı taşıyıcının taşıma sözleşmesinden kaynaklanan ne asli ne tali bir sorumluluğunun olmadığı kanaatiyle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince peşin alınan 1.213,62 TL den karar harcı olan 59,30 TL nin mahsubu ile fazla alınan 1.154,32 TL’nin kesinleşmeye müteakip talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı yargı gider toplamı olan 75,70 TL’nin davacıdan alınıp davalıya ödenmesine, bakiye giderin davalı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı vekili için takdir edilen 10.038,46 TL red vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren yasal süresi içeresinde Yargıtay ilgili dairesinden temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.24/05/2021

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı

TASHİH ŞERHİ
Mahkememizden verilen kararın 24/05/2021 tarihli duruşması hüküm fıkrasında sehven “…kararın taraflara tebliğinden itibaren yasal süresi içeresinde Yargıtay ilgili dairesinden temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.” yazıldığı görülmekle;
Mahkememizin 24/05/2021 tarih ve 2021/2 E. 2021/237 Karar sayılı kararında sehven yazılan “Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren yasal süresi içerisinde Yargıtay ilgili dairesinden temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.” kısmının çıkartılarak yerine “Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.” yazılması suretiyle HMK 304 md.si gereğince kararın TASHİHİNE karar verildi. 27/05/2021

Katip … Hakim …
e-imzalı e-imzalı