Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/13 E. 2022/413 K. 21.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2021/13 Esas
KARAR NO : 2022/413
DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/02/2019
KARAR TARİHİ : 21/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı ve ortağı tarafından, gerek kendisinin söze itimat eden bir kimse olmasından, gerekse yaşı ile hülus ve saffetinden faydalanılarak dolandırıldığını, davalıya devrettiği Bianco isimli teknenin satış bedeli kendisine ödenmediğini, … Gayrimenkul tarafından, İstanbul İli, … İlçesi, … Mahallesi … Mevkiinde kain … Müdürlüğü’nün nezdinde 12 pafta, … parsel ile 21 pafta … parselde kayıtlı taşınmaz üzerine inşa edilen projeden dükkan almak isteyen müvekkiline davalıların tekne karşılığında alacağını söylediklerini, Davalı ve ortağının müvekkili teknenin devri için sıkıştırdıklarını, müvekkilinin işlemler tamamlanmadan tekneyi devretmeye başta yanaşmamışsa da davalıların sıkıştırmaları karşısında 20.11.2017 tarihinde teknenin bağlama kütüğüne kayıtlı olduğu İstanbul Liman Başkanlığı’nda davalı …’e devrini gerçekleştirdiğini, müvekkilin verdiği vekaletname ile yapılmış olan devir bedelinin ise gerçeğe aykırı olarak 1.540.000 Euro olarak yazıldığı da müvekkilce sonradan yapılan araştırma ile öğrenildiğini, davalı … in müvekkilden devir ve teslim aldığı tekneyi ortağı olan …’a 02.10.2018 tarihinde 12.000.000 TL bedelle devir ettiğini, müvekkilinin davalı ve ortağın tarafından dolandırıldığını ve devrettiği teknenin bedelini alamadığını, davanın kabulünü,yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; teknenin müvekkiline resmi kayıtlarda da görüleceği üzere bedel karşılığınde satıldığını, tekne bedelini almadan mülkiyetin Liman Başkanlığı huzurunda müvekkilin mülkiyetine geçirilmiş olmasının hayatın olağan akışına aykırı oldugunu, satışa dair resmi kayıtlarda tekne bedelinin alındığı bizzat davacı tarafından kabul edildiğini, Gayrimenkul satış vaadine dayalı koşullar davacı tarafından yerine getirilemediği, bir hak kaybı var ise de bunun sorumlusu gene müvekkili olmadığını, öncelikle hukuki yarar yokluğundan davanın reddine; aksi halde haksız davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizde açılan işbu davanın …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 14/01/2021 tarih, 2021/… esas ve 2021/… sayılı gönderme kararı geldiği anlaşılmıştır.
Dava, Tekne alım satımdan kaynaklı tekne bedelinin tahsiline ilişkin alacak davası, uyuşmazlığın konusunun, davacı tarafından davalıya satışı yapılan ve davalı tarafından tekne bedelinin ödenip ödenmediği, yapılan satış belgesindeki bedele ilişkin muvaza olup olmadığı, satışın geçerli olup olmadığı, davacının dava açmakta hukuki yararının olup olmadığı, tarafların aktif ve pasif husumet ehliyetlerinin olup olmadığı, davanın hak düşürücü sürede açılıp açılmadığı hususunda toplandığı anlaşılmıştır.
Mahkemenin görevi HMK ‘nun 114.maddesi gereğince kamu düzeni ile ilgili bir dava şartı olup, HMK’nun 115.maddesine göre yargılamanın her aşamasında resen gözetilmesi gerekmektedir. 6102 sayılı TTK nun 4 ve 5. maddeleri gereğince mahkememizin görevinin tayini için öncelikle davanın 6102 sayılı TTK dan veya diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine veya deniz sigortasına ilişkin bir dava olup olmadığının saptanması gerekmektedir.
Denizcilik İhtisas Mahkemeleri 28/04/2004 tarihli resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5136 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkındaki Kanunla kurulmuştur. 5136 sayılı Kanun’un 1. maddesiyle 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine son fıkra olarak “İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun olumlu görüşü ile Adalet Bakanlığınca, bu kanunun dördüncü kitabında yer alan deniz ticaretine ilişkin ihtilaflara bakmak ve asliye derecesinde olmak üzere Denizcilik İhtisas Mahkemeleri kurulur. Bu mahkemelerin yargı çevresi Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından belirlenir” hükmü eklenmiştir. Bu maddeye göre Denizcilik İhtisas Mahkemeleri’nin görev alanı 6762 sayılı TTK’nın dördüncü kitabında yer alan deniz ticaretine ilişkin uyuşmazlıklarla sınırlıdır. 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile yürürlükten kaldırılmıştır (m.1533). 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu’nun 5(2) maddesinde “Bir yerde Asliye Ticaret Mahkemesi varsa, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevi içinde bulunan ve 4’üncü madde hükmünce ticari sayılan davalarla özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere asliye ticaret mahkemesinde bakılır. Bir yerde ticaret davalarına bakan birden çok asliye ticaret mahkemesi varsa, iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca asliye ticaret mahkemelerinden biri veya birkaçı münhasıran bu Kanundan ve diğer Kanunlardan doğan deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirilebilir” hükmü getirilmiştir. Yeni Ticaret Kanunun’da “Dördüncü Kitap” yerine “bu Kanundan ve diğer Kanunlardan doğan” denilerek söz konusu mahkemenin bakacağı işlerin alanı, amaca uygun olarak genişletilmiş, münhasıran deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarıyla ilgili olarak Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulunun görevlendirme yapabileceği belirtilmiştir. 6102 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden sonra açılan davalarda ticaret mahkemelerinden hangisinin münhasıran deniz ticareti ve deniz sigortası ile ilgili hukuk davalarına bakacağı Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun görevlendirme kararına göre belirlenecektir.
Somut olayda dava, 6102 sayılı TTK’nın yürürlüğe girmesinden sonra açılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığı, deniz ticareti ve deniz sigortalarından kaynaklanmadığı, uyuşmazlığın tekne alım satım sözleşmesinden kaynaklandığı, tekne satımının muvaazalı olduğu iddiasına dayandığından uyuşmazlığın sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanuna göre incelenip çözümlenmesi gerekir.
Dosyaya celb edilen sicil kayıtlarından davaya konu teknenin özel tekne statüsünde olduğu anlaşılmıştır. Davacının, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden hukuken tüketici niteliğini haiz gerçek kişi olduğu mahkemece kabul edilmiştir. 6502 sayılı yasanın 83/2 maddesi “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” hükmünü düzenlemiştir. Aynı yasanın 73. Maddesi ise;” Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Mahkememizin görevinin deniz ticareti ve deniz sigortasından kaynaklanan davalara ilişkin olması nedeni ile işbu dava yönünden mahkememizin görevsiz olduğu, davaya konu teknenin özel tekne olup ticari amaçla kullanıldığına dair herhangi bir delil bulunmadığından davacının tüketici sıfatını haiz olduğunun kabul edildiği, Yargıtay … Hukuk Dairesi 2016/… Esas ve 2020/… Karar sayılı 30/01/2020 tarihli ilamı da gözetilerek ve HMK yetkiye ilişkin hükümlerde değerlendirilerek, mahkememizin Deniz İhtisas Mahkemesi olması hususu ile yetki çevresinin İstanbul İli ile sınırlı olması da gözetilerek usul ekonomisi gereği görevli ve yetkili mahkemenin İstanbul Adliyesi Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu kanaatine varılmakla, bu kanaat ışığında mahkememizin görevsizliği yönünde aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, Tüketici Mahkemelerinin görevli bulunduğuna, karar kesinleştiğinde, süresinde ve talep halinde dosyanın görevli bulunan İstanbul Tüketici Mahkemelerine GÖNDERİLMESİNE,
2-Yargılama gideri ve vekalet ücretine yönelik taleplerin 6100 sayılı HMK 331/2. Maddesi Gereğince görevli ve yetkili mahkemece karara BAĞLANMASINA,
3-Süresinde görevli mahkemeye gönderilmesi talebinde bulunulmaması halinde dosyanın resen ele alınarak HMK 20/son cümle gereğince davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verileceğinin taraflara İHTARINA, (ihtaratın tebliğ yolu ile yapılmasına)
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde … Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/06/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır