Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/78 E. 2020/140 K. 16.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO:2018/292 Esas
KARAR NO:2020/103

DAVA: İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:10/08/2018
KARAR TARİHİ:23/06/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının %25 hisse ile sigorta teminatı altında bulunan … A.Ş.’ye ait yoğuşma/ayrıştırma (distüation) kolonu ünitesinin davalı taşıyanın nakliyesi sırasında hasar gördüğünü, eksper incelemesi ile muafiyet sonrası hasar tutarının 139.300,00 USD olduğunun tespit edildiğini ve 22/05/2017 tarihinde davacının %25 hissesine denk 34.825,00 USD’nin ödendiğini, davalı taşıyanın meydana gelen hasardan sorumlu olduğunu ve rücu taleplerinin sonuçsuz kaldığını, hasar tutarının davalıdan tahsili için başlatılan icra takibinin haksız itirazı ile durdurulduğu açıklanarak … İcra Dairesi’nin … sayılı dosyasıyla 34.825,00 USD hasar tutarı ile ödenme tarihi 22/05/2017 itibariyle 607,00 USD işlenmiş faizinin toplamı 35.432,00 USD’nin tahsili için 22.08.2017 tarihinde başlatılan icra takibine itirazın iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; hak düşürücü süre itirazında bulunarak emtianın varış tarihinin 20/08/2016 ve icra takip tarihinin 22/08/2017 olduğu dikkate alındığında I yıllık hak düşürücü sürenin dolmasından sonra başvuru yapıldığını, taşıyıcıya TTK 1185 madde ve … kuralları III/6 çerçevesinde süresinde bildirim yapılmadığını, taşıyıcının kusurlu ve sorumlu olduğu yönünde belge olmadığını, davanın dayanağı olarak sunulan 29/03/2017 tarihli ekspertiz raporunun kabul edilmediğini, bu raporun davacının iddialarını kanıtlamaktan uzak olduğunu, raporun eşya alıcısına teslim edildiği tarihten 7 ay sonra düzenlendiğin,, hasarın taşıma sırasında meydana geldiğinin ispata muhtaç olduğunu, TTK. 1186 madde ve … kuralları IV/5-a hükmü gereği koli veya ünite başına 666,67 SDR ya da hasara uğrayan eşyanın gayri safi ağırlığın her bir kg’ı için 2,00 SDR sınırlı sorumluluk hükümlerinin dikkate alınması gerektiğini belirterek davanın reddi talep edilmiştir.
Bilirkişi heyetinden alınan 13/02/2020 havale tarihli raporda özetle; davalının dava konusu taşıma bakımından taşıyıcı sıfatına haiz olduğunu, taahhüt ettiği taşımanın gerek deniz gerekse kara yolu ayaklarını içerdiğinden karma bir taşıma olduğunu, dava dışı sigortalı …’ın dava konusu yük üzerinde sigortalanabilir menfaati bulunduğunu ve davacının, sigorta himayesi kapsamındaki rizikonun gerçekleşmesi sonucunda geçerli bir sigorta sözleşmesine dayanarak ödemesi gereken sigorta tazminatını ödediğini, dolayısıyla dava dışı sigortalısının haklarına TTK m. 1472 uyarınca halef olduğu, dosya içeriğinde hasarın TTK m. 1185/1’e uygun şekilde taşıyana ihbar edildiğine yahut TTK m. 1185/2’ye uygun olarak tarafların katılımıyla mahkemece inceleme yapıldığına dair bir belge ya da bilgi bulunmadığından TTK m. 1185/4 uyarınca ispat yükünün taşıyan lehine yer değiştirdiğini, gerek ekspertiz raporunda hasar nedeninin tahmini olarak belirlenmesi gerekse kurulda bulunan uzman bilirkişinin teknik incelemesi neticesinde dosyadaki bilgi ve belgeler çerçevesinde hasarın tam olarak ne şekilde meydana geldiğini ve bunda taşıyıcının yahut eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusurunun bulunup bulunmadığını tespit edememesi karşısında ve ispat yükünün taşıyıcıdan talepte bulunana ait olması nedeniyle davalı taşıyıcının dava konusu zarardan sorumlu bulunduğu hususunun ispatlanamadığını, takdiri mahkememize ait olmak üzere hak düşürücü süre dolmadan icra takibimi başlatıldığını, mahkemenin taşıyanın zarardan sorumlu olduğu kanaatine varması durumunda zararın miktarının hesaplanması gerekeceğini, dosya içeriğinde bulunan ekspertiz raporunda, 5.000,00 Amerikan Dolan tenzilli hasar tutarının 139.300,00 Amerikan Doları olarak belirlendiğini, davacı sigortacının bunun %25’i olan 34.825,00 Amerikan Doları ödemede bulunduğunu, kurulda bulunan uzman bilirkişinin görüşüne göre bu meblağın uygun olup kadri maruf olduğunu, 34.825,00 Amerikan Doları asıl alacak ile 490,88 Amerikan Doları işlenmiş faiz toplamının 35.315,88 Amerikan Doları olarak belirlenebileceğini, TTK m. 1186/1 hükmü uyarınca 382.988 kg x 2 ÖÇH = 765.976 ÖÇH’nin taşıyanın sorumluluğunun üst sınırı olup fiili ödeme günündeki kur üzerinden TL’ye çevrilmesi gerektiği kanaatine ulaşıldığı bildirmiştir.
Sigorta ve Taşıma Hukuku Uzmanı … tarafından verilen 13/02/2020 havale tarihli ayrık raporda özetle; itirazın iptaline dayanak teşkil eden ve 22/08/2017 takip tarihli …İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasına konu edilen alacak taşıma/nakliye sırasında ortaya çıktığı iddia ve beyan olunan hasar olduğunu, 20/08/2016 tarihinde Aşkaabat- Türkmenistan’da nihai depo varış işlemlerinin tamamlanmış olduğunun dosyada yer alan taşıma belgelerine göre ifade edildiğini, dosyada davacı delilleri arasında ve ekspertiz raporu ekinde tercümeleri yapılarak sunulan eksik fazla hasarlı malzeme tutanağı tanımlı ve dava dışı sigortalının proje/şantiye sahasında kendi yetkilileri tarafından ek taraflı olarak tanzim olunan tutanaklar kapsamında taşıma konu distilasyon kulesi ve ekipmanlardaki hasarların sigortalı emteaları varma mahalline ulaşmasında ve fili teslim gerçekleşerek taşımayı yapan araçların buradan ayrılmalarından yaklaşık bir ay sonra tespit edildiğini ve bu süreden de üç ay sonra hasar ihbarında bulunulduğunun anlaşıldığını, TTK. 1179. madde uyarınca ziya veya hasarın en geç eşyanın gönderilene teslimi sırasında taşıyana yazılı olarak bildirilmesi ve ziya veya hasar haricen belli değilse, bildirimin eşyanın gönderilene teslimi tarihinden itibaren aralıksız olarak hesaplanacak üç gün içinde gönderilmesi şart olup ,taraf delilleri arasında yer alan bilgilere göre Liman sahasında tahliyelerin bitimi ve/veya şantiye sahasına kara araçtan taşınarak indirildiği tarihte hasarın sorumluluların katılımıyla tespit edilmediğini, alıcının ve/veya adına hareket eden tarafların hasarı öğrendikleri aşamada da derhal gerekli ihbarları davalı taşıyıcıya yapılarak taşıyanın sorumlu tutulduğunun ve hasarla ilgili ortak bir sörveye davet edildiğine dair bir tespitin dosyada bulunmadığının görüldüğünü, kanunun madde gerekçesinde ise ziya veya hasardan farklı olarak zamanında ihbar edilmeyen gecikmeden doğan zararlardan taşıyanın sorumlu olmayacağı ifade edildiğini, ancak eşyanın incelenmesi tarafların katılımıyla mahkeme veya yetkili makam ya da bu husus için resmen atanmış uzmanlar tarafından yapılmışsa bildirime gerek olmadığını, eşyanın ziya veya hasar ne bildirilmiş ne de tespit ettirilmiş olursa, taşıyanın eşyayı denizde taşıma senedinde yazılı olduğu gibi teslim ettiğini ve eğer eşyada bir zıya veya hasarın meydana geldiği belirlenirse bu zararın taşıyanın sorumlu olmadığı bir sebepten ileri geldiği kabul olunduğunu, taşıyana süresinde veya hiç hasar bildiriminde bulunulmaması halinde TTK m. 1185/4 gereğince taşıyanın eşyayı konişmentoda yazılı olduğu gibi teslim ettiğini ve eşyada bir hasar veya zıya söz konusu ise bu zararın taşıyanın sorumlu olmadığı bir sebepten kaynaklandığı kabul edilmediğini, ancak bu iki karinenin aksi ispat edilebildiğini, tazminat talep eden yük ilgilisinin eşyanın bir hasar veya zıya uğradığını ve bu hasar veya zıyanın taşıyanın sorumlu olduğu bir sebepten kaynaklandığını ispat etmesi gerektiğini, ispat yükümlülüğü taşıyan lehine yer değiştirdiğini, dosya kapsamında sunulan delillerle davacının meydana gelen hasarın taşınma sırasında meydana geldiğini, diğer bir ifade ile taşıyanın sorumlu olduğu bir sebepten ileri gelmiş olduğunu ispatlayamadığını, bu durumda davalı yanın deniz/kara taşımaları bakımından meydana gelen zarardan sorumlu olmayacaği kanaatine varıldığını, dosyaya sunulmayan CMR hamule senetleri dikkate alınırsa dava konusu taşımanın kara taşıması kısmının CMR hükümlerine tabi olarak gerçekleştirilmesi gerektiğini, bu durumda davalının hasardan sorumluluğu CMR hükümlerine göre belirlenmesi ve CMR m.30 uyarınca eşyanın tam ve sağlam olarak teslim edilmiş olduğu kabul olunması gerektiği anlaşıldığını, bu durumda CMR hükümlerine göre süresinde hasar ihbarında bulunulmaması sonucu eşyanın hamule senedinde yazılı olduğu gibi teslim edildiği kabul edilmiş olacağını ve dosyaya sunulan ekspertiz raporunda hasarın sebebi belirlenmemiş olduğundan davacının eşyanın taşıyıcının sorumlu olduğu bir sebeple hasara uğramış olduğunu ispatlayamadığı kabul edilmesi gerektiği kanaatine varıldığını, teslimden yaklaşık bir ay sonra 24/09/2016 tarihinden başlayarak … montaj aşamalarının devamı sırasında peyder pey hasarın/hasarların tespit edilmesi ve teslimden dört ay sonra bildirilmesi halinde hasar bildiriminin süresinde yapılmadığı kabul edilmesi gerektiğini, buna göre dava dosyasında mübrez bulunan belgeler üzerinde yapılan incelemeler sonucunda taşıyana süresi içide yapılmış hasar bulunmadığı neticesine ulaşıldığını, TTK.’nın 1188. maddesi hükmü gereğince ilgili talep açısından zamanaşımı süresinin yıl olduğunu, buna göre sigorta şirketinin zarar verene karşı sahip olduğu rücu hakkını kanunda öngörülen bu süre zarfında yerine getirmek zorunda olduğunu, Borçlar Kanunu gereği zamanaşımı sürelerinin sözleşme ile değiştirilemediğini, davaya mesnet teşkil eden icra takibi belirtildiği üzere 22/08/2017 harç tarihli takip talebi ve derdest davanın 10/08/2018 harç tarihli dava dilekçesi ile açıldığını, olayda karayolu taşımasının tamamlanmasının akabinde eşyanın nihai varış yerinde tesliminin 20/08/2016 tarihinde gerçekleştiğini, buna göre davalı tarafından yapılan takibe karşı süresi içinde itirazında bulunulduğu ve yine hak düşürücü süre yönünden dava kapsamında süresi içinde bu yöne dair itirazın yapıldığının belirlenmesi halinde davalıya karşı TTK 1118 maddesinde yer alan düzenleme uyarınca davacının talep hakkını yitireceğine dair ayrık görüşünü bildirmiştir.
Dava; davacı sigorta şirketine nakliyat sigorta poliçesi ile sigortalı emtianın davalının sorumluluğunda taşınması sırasında oluştuğu iddia edilen emtiadaki hasar nedeniyle sigortalısına ödediği hasar bedelinin davalıdan rücuen tahsili amacıyla yapılan icra takibine itirazın İİK nun 67.maddesi gereğince iptali davası olup; uyuşmazlığın; davanın hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı, tarafların aktif ve pasif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı, sigorta sözleşmesinin geçerli olup olmadığı, geçerli bir sözleşme uyarınca ödemenin yapılıp yapılmadığı, hasara ilişkin süresinde ve geçerli bir ihbarın bulunup bulunmadığı ve hasarın deniz taşıması esnasında meydana gelip gelmediği, hasardan davalının sorumlu olup olmadığı ve hasar miktarının tespiti noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
…İcra Müdürlüğü’nün … Esas numaralı icra takip dosyası incelendiğinde, davalı borçlu aleyhine21/08/2017 tarihinde icra takibine başlandığı, davalı borçluya ödeme emrinin davalı borçluya 24/08/2017 tarihinde tebliği akabinde davalı borçlu tarafından 25/08/2017 tarihinde borca itiraz dilekçesi sunulduğu eldeki davanın ise, 10/08/2018 tarihinde İİK 67 maddesi gereği 1 yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraf vekillerince davaya ilişkin tüm delilleri, konişmento, nakliyat sigorta poliçe örneği, ödeme belgesi, hasar dosyası, navlun faturası dosyaya sunulmuştur.
Davalı tarafından TTK md 1188 uyarınca hak düşürücü süre itirazı bulunulmuştur. TTK nun 1188. Maddesi uyarınca “eşyanın zıyaı veya hasarı ile geç tesliminden dolayı taşıyana karşı her türlü tazminat istem hakkı bir yıl içinde yargı yoluna başvurulmadığı takdirde düşer ve bu süre eşyayı veya bir kısmını teslim ettiği veya eşya hiç teslim edilmemişse, onun teslim edilmesinin gerektiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Zıyaı ve hasarından ileri gelen zararın tazmini için taşıyana talep ve dava hakkına ilişkin bu süre niteliği itibariyle hak düşürücü süredir. ” hükmünün yer aldığı, dava konusu emtianın dosyada mevcut ekspertiz raporuna ve taşıma belgelerine göre Aşkabat – Türkmenistan’da bulunan nihai depoya teslim tarihi 20/08/2016 olmakla bir yıllık hak düşürücü sürenin HMK 92/2 maddesi gereğince 20/08/2017 tarihinde sona erdiği, icra takibinin ise 21/08/2017 tarihinde yapıldığı anlaşılmakla davacının davasının hak düşürücü süre nedeniyle reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın hak düşürücü süre nedeniyle usulden REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince peşin alınan 2.648,58 TL den karar harcı olan 54,40 TL nin mahsubu ile fazla alınan 2.594,18 TL’nin kesinleşmeye müteakip talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı yargı gider toplamı olan 11,00 TL’nin davacıdan alınıp davalıya ödenmesine, bakiye giderin davalı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı vekili için takdir edilen 3.400,00 TL red vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı taraf yokluğunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/06/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır