Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/69 E. 2021/239 K. 25.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2020/69 Esas
KARAR NO : 2021/239
DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 18/06/2018
KARAR TARİHİ : 25/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı sigortalı … A.Ş. tarafından Ukranya’da yerleşik … şirketine Kalsiyum Karbonot sattığını, emtianın davalı tarafından işletilen gemi ile İstendurun limanına getirilerek yüklendiğini, gemi ile Ukrayna’ya sevk edildiğini, varma yerinde emtianın hasarlı olduğu belirlenmesi üzerine sigortalıya 5.865,75-USD ödeme yapıldığını ileri sürerek ödenen miktarın halefi yet nedeni ile başlatılan takibe vaki itirazın iptalini, alacağın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin … isimli geminin işleteni olduğunu, davacı sigortalısı ile 19/10/2017 tarihinde çarterparti gereği geminin bir sefer için davacı sigortalısına tahsis edildiğini, taraflar arasındaki sözleşme gereği tahkim anlaşmanın bulunduğunu, iş bölümü gereği uyuşmazlığa Denizcilik İhtisas Mahkemesinin bakması gerektiğini, davacının aktif husumetini ispat edemediğini, müvekkiline emtia hasarına ilişkin usulü uygun ihbarın yapılmadığını, yükün tam zayii olduğunun ispat edilemediğini ve dava konusu alacağın yargılama gerektirmesi nedeni ile icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; deniz taşıması sırasında meydana gelen hasardan dolayı sigortalıya ödenen hasar bedelinin davalıdan rücuen tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali davası olup, uyuşmazlığın; davalının tahkim itirazının yerinde olup olmadığı dolayısıyla mahkememizin görevi, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı, hasar nedeniyle süresinde ve usule uygun hasar bildiriminde bulunulup bulunulmadığı, hasarın deniz taşıması esnasında meydana gelip gelmediği, hasar nedeniyle davalının kusur ve sorumluluğunun olup olmadığı hususlarında toplandığı anlaşılmıştır.
Mahkememizde açılan işbu davanın, Mahkememiz tarafından verilen 20/06/2019 tarih ve 2018/… Esas, 2019/… sayılı “tahkim itirazının kabulü ile görevsizlik” kararı İstinaf Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 13/02/2020 tarih ve 2019/… Esas 2020/… Karar sayılı ilamıyla bozularak geldiği anlaşılmıştır.
… BAM … Hukuk Dairesi Mahkememiz kararını :” …ikinci kez atıf yapılan standart çarterpartinin tahkim hükümlerinin uygulanabilmesi için geçerli bir atıf bulunması gerektiğinden hareketle ; 19.10.2017 tarihli çarterpartinin her iki yanı türk uyruklu olduğu halde yabancı dilde düzenlenmesi nedeniyle geçersiz bulunduğundan tahkim ilk itirazının reddi ile yargılamaya devam edilmesi gerekirken kabulune karar verilmesi doğru görülmediğinden… ” gerekçesi ile kaldırmıştır.
… İcra Müdürlüğü’nün 2018/ … Esas sayılı dosyası incelendiğinde; Alacaklı … Sigorta A.Ş. tarafından borçlular … San. Ve Tic. A.Ş., … Ltd., …Gemisi Donatanı … aleyhine 19/03/2018 tarihinde işlemiş faiz dahil toplam 5.926,82.USD (22.624,45.TL)’nin tahsili için ilamsız icra takibi yapılmış olduğu, borçlu … San. Ve Tic. A.Ş.’ye ödeme emrinin 05/06/2018 tarihinde tebliği üzerine borçlunun 08/06/2018 tarihli itirazı ile takibin durduğu, iş bu davanın 18/06/2018 tarihinde İİK md 67 uyarınca 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce resen seçilen bilirkişiler … tarafından tanzim edilen 29/03/2021 tarihli raporda; Dosya üzerinde yapılan inceleme ve değerlendirmeler neticesinde yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan nedenlerle; Davacının aktif, davalının pasif husumet ehliyetinin bulunduğu, Dava konusu uyuşmazlıkta TTK m. 1184 anlamında incelemenin yapıldığı anlaşılmakla, davaya konu uyuşmazlık açısından hasar ihbarının yapılmış olduğu, Dava konusu hasarın davalı taşıyanın sorumlu olduğu süreçte meydana geldiği, 21.507,36 TL olarak hesaplanan hasar tutarının gerçekçi ve kadri marufunda olduğuna ilişkin görüş ve tespitlerine yer vermişlerdir.
Dava halefiyete istinaden açılmış olmakla davacı sigorta şirketinin halef sıfatını kazanabilmesi için bir sigorta sözleşmesinin mevcut olması, sigortacının himaye kapsamında yer alan riziko sebebiyle meydana gelen zararları ödemiş olması ve dava dışı sigortalının talepte bulunabileceği zararın ortaya çıkmasından sorumlu üçüncü bir kişinin varlığı gereklidir. İlk koşul bakımından yapılan değerlendirmede, dosya içeriğinde dava konusu taşımaya ilişkin yer alan poliçe örneği ile de sabit olduğu üzere, davacı sigorta şirketi ile dava dışı … San. AŞ. arasında … numaralı Nakliyat Emtia Sigorta Poliçesi ile taşıma sırasında meydana gelebilecek nakliyat rizikolarına karşı sigorta sözleşmesi yapıldığı görülmektedir. Nitekim sigortacının himaye kapsamında yer alan riziko sebebiyle ödeme yapmış olma koşulu bakımından dosya içeriğinde yer alan belgeler arasında yer alan Türkiye … Bankasına ait ödeme dekontu incelendiğinde; davacı sigorta şirketinin 28/12/2017 tarihinde dava dışı sigortalı … San. A.Ş.’ne 5.865,00 USD tutannda ödeme yapmış olduğu anlaşılmıştır. Bu kapsamda davacının halef sıfatının ve dolayısı ile aktif husumet ehliyetini haiz olduğu mahkemece kabul edilmiştir.
Davalının pasif husumet ehliyetine sahip olup olmadığının tespiti esasında dava konusu taşıma sebebiyle taşıyan sıfatını haiz olup olmadığına bağlıdır. Bu bağlamda genel olarak ifade etmek gerekirse; bir tarafın deniz yolu ile yük taşıma taahhüdünde bulunduğu; diğer tarafın ise ücret ödeme borcu altına girdiği sözleşme olan navlun sözleşmesinde, taşıma taahhüdünü üzerine alan kişi taşıyandır ve taşıyanın sıfatını tayinde dikkate alınan en önemli belge ise konşimentodur. Nitekim TTK 1238 maddesi uyannca konişmentoyu taşıyan sıfatıyla imzalayan veya konişmento kendi ad ve hesabına imzalanan kişi, taşıyan sayılır. Davaya konu taşımaya ilişkin dosyaya sunulan konişmentoya göre yükletenin davacı sigortalısı dava dışı … Sanayi AŞ olduğu, gönderilenin … … olduğu, taşımanın … isimli gemi ile İskenderun’dan … Ukrayna’ya yapıldığı, davalının ise taşımanın yapıldığı … isimli geminin işleteni olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre dosyaya ibraz edilen navlun sözleşmesinde de davalı taraf taşıyan olarak kayıtlı olmakla esasen bu husus taraflar arasında tartışma konusu da değildir. Bu bağlamda dosyada mevcut belgeler incelendiğinde … İnş. San. ve Tic. A.Ş.’nin taşıyan sıfatını ve dolayısı ile pasif husumet ehliyetin haiz olduğu anlaşılmaktadır.
Dava konusu özetle; MV “…” isimli geminin İskenderun Limanından yüklediği 2856 Torba Net: 3.500 000 MT – Brüt: 3.508.580 MT Calcium Carbonate (Kalsiyum Karbonat) cinsi emtianın Ukraynanm … limanındaki tahliye işlemleri devam eder iken geminin ambanndan sızan deniz suyu nedeniyle emtianın ıslanmak sureti ile hasarlandığı, meydana gelen bu olayla ilgili olarak dava dışı alıcı … adlı firma tarafından gemiye Protesto Mektubu verildiği ve hasarı gösteren fotoğrafların çekildiği, yapılan ayrıştırma neticesinde de toplam 86 (64 adet bigbag ıslak -22 adet bigbag patlak) bigbag Kalsiyum Karbonat cinsi emtiada hasar meydana gelmiş olduğunun tespit edilmesi şeklindedir. Yerinde tespit yapılmaksızın evrak üzerinden hazırlanan Eksper Raporunun sonuç kısmı incelendiğinde ise özetle emtiada meydana gelen ıslaklık hasarının “M/V …” adlı gemi ile yapılan deniz nakliyesinde muhtemelen geminin ambar sintine kuyularından bir nedenden dolayı deniz suyunun geri tepmesi ve/veya trim için geminin dip balast tanklarına (D.B.T. Tanklarına) deniz suyu alındığında, ambar taban sacında oluşan herhangi bir deformasyon (çatlak, delik vs.) sonucu dolan tanktan taşan suyun, emtianın bulunduğu ambar ıç tabanına kısmen yayılması sonucu meydana geldiğinin anlaşıldığı şeklinde bir kanaate varıldığı görülmüştür.
Dosyaya mübrez renkli fotoğraflar incelendiğinde, yükün içinde bulunduğu bazı çuvalların alt kısmında ve ambar tabanında ıslak bölgelerin olduğu görülmektedir. … … Ltd. isimli sörvey firması tarafından M/V … gemisinin tahliyesi esnasında gemi üzerinde yapılan çalışma sonucunda hazırlanan Gözetim Raporunda, çuvallann alt kısmında ıslaklık olduğu tespit edilmesine rağmen bunun deniz suyundan kaynaklandığına dair bir tespit içermediği görülmüştür. Dosyaya mübrez tüm bilgi ve belgeler incelendiğinde ise bahse konu ıslanmanın deniz suyundan kaynaklandığına dair gümüş nitrat testinin yapılarak deniz suyunun varlığının tespitinin yapıldığını gösterir bir bilgi ve belgeye rastlanılmamıştır.
Dosyada bulunan SOF belgesi (Olaylar Çizelgesi) incelendiğinde; İskenderun Limanında yükleme operasyonu esnasında yağmur sebebiyle yükleme operasyonun zaman zaman durduğu, aynı zamanda kötü hava ve dalga koşulları nedeniyle geminin İskenderun demir sahasına çıktığı, devamında tekrar limana yanaşarak yükleme operasyonun devam ettiği görülmüştür. Bundan da yağmur nedeni ile ambar tabanın ıslandığı, buna mukabil gemi personeli tarafından ambar tabanında sağlıklı bir kurutma yapılamadığı, bunun sonucunda da ıslak zemin üzerine yükün konulması neticesinde emtianın ıslandığı görüşü bilirkişiyerce belirtilmiştir. Yine aynı gözetim raporunda “Denetçi, tahliye işlemi esnasında liman işçilerinin özensiz veya ihmalkar bir davranışının varlığını tespit etmemiştir şeklinde bir tespitin olduğu görülmüştür. Bu tespit doğrultusunda, ambalajının yırtılması sonucu ambalaj dışına çıktığı tespit edilen çuvallardaki patlak hasarının, yükün tahliyesi esnasında değil yükleme esnasında ve/veya çuvalların kötü istifinden kaynaklanmış olabileceği görüşü bilirkişilerce bildirilmiştir.
TTK 1185 maddesi gereği zıya veya hasarın haricen belli olması durumunda en geç eşyanın gönderilene teslimi sırasında, haricen belli olmaması halindeyse eşyanın gönderilene teslimi tarihinden itibaren aralıksız olarak hesaplanacak üç gün içinde taşıyana ihbar edilmesi gerekmektedir. Ancak davacı tarafça yukarıda bahsedilen tutanak dışında dosyaya ihbara ilişkin başkaca bir delil sunulmamıştır. Bu nedenle taşıyanları TTK gereği hasar ihbarının usule uygun yapılmamış olduğu kabul edilmiştir. İhbar yükümlülüğünün yerine getirilmemesi halinde eşyanın konişmentoda yazılı olduğu şekilde teslim edildiği ve herhangi bir zıya veya hasar söz konusu ise bunun taşıyanın sorumlu olmadığı bir sebepten ileri geldiği yönünde iki karine doğmakta olup, eldeki dosyada davacının bu iki karinenin aksini ispat ederek davalıların sorumluluğunu ispatlaması gerekmektedir. Bu bilgilerden hareketle huzurdaki uyuşmazlığı değerlendirecek olursa; dosyada mevcut … Ltd. tarafından 12-21/11/2017 tarih aralığında … Limanında M/V … gemisinin tahliyesi esnasında gemi üzerinde yapılan çalışma sonucunda hazırlanan 28/11/2017 tarih ve … no’lu Gözetim Raporu dikkate alındığında, dava konusu uyuşmazlıkta TTK 1184 maddesi anlamında incelemenin yapıldığı anlaşılmakla, davaya konu uyuşmazlık açısından davalıya hasar ihbarının yapılmış olduğu mahkemece benimseniştir.
TTK 1178 maddesi uyarınca, taşıyanın özen göstermemesi sebebiyle eşyanın zıya veya hasarı için sorumluluğu yükün teslim alınması ile başlar teslim edilmesine kadar devam eder. Bu süre zarfında taşıyan özellikle yüklerin istifi, taşınması, elden geçirilmesi ve boşaltılmasında tedbirli bir taşıyanın dikkat ve özenini göstermek zorundadır. Bu Özen borcunun yerine getirilmemesi sonucu yüke gelen zıya ve hasardan taşıyan sorumlu olur. Buna karşılık dava dosyasına getirilen maddi vaka, tahliye esnasında ıslanmış olduğundan yola çıkarak yükte bozulmanın meydana geldiği ile yine yükün içinde bulunduğu ambalajların zarar görmesi sonucu hasara uğramış olduğudur. Yukarıda da izah edildiği Üzere, ilgili konişmentonun … yani tam ve hasarsız olarak tanzim edilmiş olduğu hususu da göz önüne alındığında, ıslanma kaynaklı zarar ile ambalaj hasarlarının davalı taşıyanın sorumlu olduğu süreçte meydana geldiği görüşü teknik bilirkişilerce bildirilmiştir.
Dosyaya sunulan bilirkişi raporundaki tespitler mahkemece denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunmuş ve dayandıkları gerekçeler ile ulaştıkları tespitler ise mahkemece dosya kapsamı ve deliller ile uyumlu bulunduğundan bilirkişi raporu da hükme esas alınarak, hasar tazminatının ödeme tarihi olan 28/12/2017 tarihinde temerrüt oluştuğu kanaati ile bu tarihten itibaren takip tarihine kadar işleyen faiz ile birliktedavanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜ ile, … İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı icra takip dosyasına yönelik itirazın İPTALİ ile, takibin 5.865,00USD asıl alacak ve 61,82USD işlemiş faiz bakımından DEVAMINA, Asıl alacağa icra takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının USD de ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
-Şartları oluşmadığından icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
2-Karar harcı olan 1.545,47.TL’den peşin alınan 386,37TL’nin mahsubu ile bakiye 1.159,10.TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan (427,47 TL ilk harç 210,00TL posta ücreti ve 2.700,00.TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam) 3.337,47.TL’nin davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı vekili için takdir edilen 4.080,00.TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE,
6-Bakiye gider avansının kesinleşmeye müteakip talep halinde taraflara İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.. 25/05/2021

Katip …

Hakim …