Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/57 E. 2020/173 K. 22.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2020/57 Esas
KARAR NO : 2020/173
DAVA : Alacak (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/02/2020
KARAR TARİHİ : 22/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin paraffin tüevleri imal ederek ihracat yapan bir firma olduğunu, müvekkilinin bir kısım malları Kenya’daki müşteriisne ulaştırmak üzere davalı şirket ile anlaştığını, anlaşma sonucu 2 defa sevkiyat yapıldığını, sevkiyatlardan sonra davalı tarafından … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/2 E. Sayılı dosyası ile alacak davası açıldığını, işbu davaya karşı dava açtıklarını, karşı davanın tefrik edilerek 2019/336 Esas sayısını aldığını ve yapılan yargılama neticesinde dava şartı yönünden usulden reddedildiğini, arabuluculuk dava şartı yerine getirilerek huzurdaki davanın açıldığını, müvekkiline ait malların … Limanından 29/06/2018 tarihinde … ve 30/07/2018 tarihinde … isimli gemilere yüklendiğini, … numaralı konşimento tahtında taşınan … numaralı konteynerde sızıntı olduğunun davalı tarafından fark edildiğini, konteynerin içerindeki malların farklı konteynere aktarıldığını ve konteynerin 51 gün aktarma limanında bekletildiğini, … numaralı konşimento tahtında taşınan … numaralı konteynerde sızıntı olduğunun davalı tarafından fark edildiğini, konteynerin içerindeki malların farklı konteynere aktarıldığını ve konteynerin aktarma limanında bekletildiğini, sızıntı olayında müvekkilinin hiçbir sorumluluğu olmadığını, sorumluluğun tamamen taşıyıcıya ait olduğunu, sızıntının nedeninin konteynerlerin uzun süre korumasız bir şekilde güneşin altında bekletilmesi ve yüksek ısıya maruz bırakılması olduğunu, sızıntıya sebebiyet verenin davalı taraf olmasına rağmen konteynerlerin aktarım işlemleri için müvekkilinden ödeme talep edildiğini, müvekkili şirket tarafından 3.520,00 USD’nin davalı tarafa gönderildiğini, mal teslimi sırasında müvekkilinden 12.534,80 USD beklemeden dolayı oluşan ardiye masrafının müvekkilinden alındığını, davalı kusuru nedeniyle müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğratıldığını belirterek davanın irtibatlı ve taraflar arasında derdest olan … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/2 E. Sayılı dosyası ile birleştirilmesini, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 USD’nin davalıdan Merkez Bankası tarafından USD’YE uygulanan faizi ile birlikte tahsilini, masraf ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşıma ile ilgili olarak müvekkilimizin acenteliğini yaptığı taşıyan tarafından düzenlenen konişmentoların arkasında yer alan klozda da, taşıyana ve acentelerine karşı yük hasar ve zıyaı nedeni ile açılacak her türlü davaların 1 yıllık hak düşürücü süreye tabi olduğu açıkça yazılı olduğunu, derdest davanın yük teslim edildikten yaklaşık 1,5 yıl sonra, 13.2.2020 tarihinde açıldığını, bu sebebple davacının talebinin her ihtimalde reddi gerektiğini, dava konusu taşıma ile ilgili olarak düzenlenmiş olan konişmentolarda, “işbu konişmento tahtında taşıyana karşı doğan tüm talepler ve uyuşmazlıkların Marsilya Ticaret Mahkemeleri tarafından başkaca hiçbir ülke mahkemesinin yetkisi olmaksızın münhasıran çözüme kavuşturulacağı” ibaresinin öngörüldüğünü, … … …’ya karşı açılacak davalar bakımından Marsilya Ticaret Mahkemelerinin münhasır yetkisinin kabul edildiğini, bu nedenle derdest davanın yetkisizlik nedeniyle her ihtimalde reddine karar verilmesini talep ettiğini, dava konusu Konişmentonun 30. nolu klozunda, işbu konişmento tahtında doğan ihtilaflar bakımından Fransız hukukunun uygulanacağının kararlaştırıdığını, dolayısı ile derdest dava bakımından Fransız Hukukunun uygulanması gerektiğini, müvekkili tarafından dava konusu taşımalara ilişkin konteynerlerin aktarma limanında uzun süre beklettiği ve bu nedenle sızıntı meydana geldiği yönündeki iddiaların doğru olmadığını, aktarma limanında sızıntı meydana gelen konteynerlerle ilgili sızıntı olduğuna dair bilginin ilgili liman tarafından müvekkilinin aktarma limanındaki acentesine bildirilir bildirilmez taşıyanın yükleme limanı acentesi olan müvekkili tarafından derhal ve gecikme olmaksızın davacıya bildirildiğini, konteynerlerde sızıntı meydana gelmiş olması sebebi ile müvekkili tarafından sörvey incelemesi yaptırılacağının davacıya bildirilmiş olduğunu ve incelemeye davet edildiği halde davacının sörvey incelemesine katılmadığını, Sörvey incelemesine katılmayan davacının yüklerin ambalajlarının değiştirilmesi veya reefer konteynerlere aktarma yapılması için de müvekkilimize bir talimat veya onay vermediğini, davacının dilekçesi ekinde ibraz ettiği ödeme dekontu, dekontun üzerinde açıklama kısmında da yazılı olduğu üzere, sörvey masrafına ilişkin olduğunu, davacının aktarma limanında oluşan ve kendisine yazılı olarak bildirilen diğer masraflara ilişkin ödeme yapmaktan imtina ettiğini, aktarma limanındaki gecikmelerin tamamen davacının ödemesi gereken masraf ve ücretlerle ilgili ödeme teyidi vermemesi sebebi ile meydana geldiğini, sörvey incelemesi sonucunda düzenlenen raporlarda sızıntının davacının kusuru sebebi ile meydana geldiğinin ortaya koyulduğunu, dava dilekçesinden davacının taleplerinin neye ilişkin olduğu tam olarak anlaşılmadığını, davacı tarafından düzenlenen faturalara müvekkilimiz itiraz ettiğini, davacının yük cinsine göre, uygun konteyneri seçmek zorunda olduğu gibi, ambalaj, istif, konteyner içi yüklemede kullanılan yöntemle ilgili olarak da yükleten sıfatı ile sorumlu olduğunu belirterek hak düşürücü süre sona erdikten sonra açılan davanın reddini, mahkemenin milletlerarası yetkisizliği nedeni ile davanın reddini, davanın her ihtimalde esastan reddini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretlerinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava dilekçesinde bahsi geçen ve birleştirme talip edilen mahkememizin 2019/2 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacısının … … … olup, davalısının … olduğu, davanın alacak davası olup uyuşmazlığın aynı deniz taşıma ilişkisinden kaynaklandığı ve konularının benzer hukuki zeminde olduğu anlaşılmıştır.
HMK nun 116.maddesinde aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davaların aralarında bağlantı bulunması durumunda davanın her aşamasında talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebileceği belirtilmiş olup, HMK nun 166/4.maddesinde ise davaların aynı veya birbirlerine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda bağlantının var sayılacağı hükmüne yer verilmiş olup, mahkememizin her iki davasının da aynı sebepten doğması nedeniyle HMK nun 166.maddesi gereğince birleştirilmesine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Dosyanın mahkememizin 2019/2 E sayılı dava dosyası ile hukuki ve fiili irtibatı bulunduğu anlaşıldığından HMK 166/1-4 maddeleri gereğince dosyanın mahkememizin 2019/2 E. Sayılı dosyası ile BİRLEŞTİRİLMESİNE,
2-Yargılamaya mahkememizin 2019/2 Esas sayılı dosyası üzerinden DEVAM EDİLMESİNE, bu dosyanın esasının bu şekilde KAPATILMASINA,
3-Harç, vekalet ücreti ve yargılama giderinin birleşen davada karara bağlanmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, birleştirme konusunda verilen karar esas hükümle birlikte istinaf yolu açık olmak üzere karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/09/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır