Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/53 E. 2023/370 K. 05.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO :2020/53 Esas
KARAR NO :2023/370
DAVA :İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :30/12/2019
KARAR TARİHİ :05/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … ( …) adlı ABD bayraklı … karakterinde 16,76 boyunda caterpıllar … nolu motorlara sahip teknenin maliki ve tasarruf sahibi iken davalı şirket ile teknesinin park ve muhafazası için sözleşme akdedildiğini, …. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/… Esas sayılı dosyasındaki taraflar arasındaki ilşiki 2014 yılında başlamış olduğunu, davalının kusur ve ihmali ile müvekkilinin teknesinin çalındığını, şahsın sahte kimlik kullandığını ve bulunamamasından ötürü de faili mechul olarak dosyanın derdest olduğunu, davalının hizmet vermediği dönem ile ilgili olarak para talep ettiğini, yapmış olduğu icra takibine itiraz edilmiş olup itirazın iptali davasının …. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/… Esas sayılı dosyasının derdest olduğunu, bu nedenlerle …. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/… Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan hizmet sözleşmesi hükümlerine göre 1 yıllık bağlama hizmetinin karşılığı için borç doğduğunu, müvekkili şirketin anlaşma boyunca sorumluluklarını kusursuz yerine getirdiğini, davacının ağır kusuru nedeniyle teknenin çalınmasından müvekkili şirket sorumlu tutulamayacağını, teknenin çalınmasının mücbir sebep sayılmasını akabinde buna mücbir sebep denmesinin nedenini, taraflar arasında imzalanan hizmet sözleşmesinde mücbir sebebin tarifinin yapılmamasına bağlanmasını kabul etmediğini belirterek mahkememizin 2017/… esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
… Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/… esas, 2020/… karar sayılı ilamı ile dosyanın mahkememiz 2017/… esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği anlaşılmış; Mahkememizin 2017/… esas sayılı dosyasının 11/02/2020 tarihli celsesinde verilen karar uyarınca; birleşen davanın tefrikine karar verilmiş olmakla, anılı karar gereğince birleşen dava tefrik edilerek Mahkememizin 2020/… esasına kaydı yapılmıştır.
Dava, taraflar arasındaki tekne bağlama sözleşmesi ile fazla ödenen bedelin istirdatı talepli alacak davası olup; Uyuşmazlığın, davacının MÖHUK hükümleri uyarınca davacı tarafından yabancılık teminatı yatırılması gerekip gerekmediği, davacı tarafa ait teknenin davalı tarafça işletilen marinadan çalınması nedeniyle hizmet alınamadığı gerekçesiyle, peşin ödenen bağlama hizmet bedelinin iadesinin gerekip gerekmediği ve buna buna göre davacı alacağının bulunup bulunmadığı hususlarında toplandığı anlaşılmıştır.
Eldeki davanın evvela … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/… esas, 2020/… karar sayılı ilamı ile birleştirilmesine ve ardından mahkememizin 11/02/2020 tarihli celsesinde verilen ara karar uyarınca tefrikine karar verilen mahkememizin 2019/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; dosyanın davacısı olan … tarafından o dosyanın davalısı konumunda bulunan … LTD ile … aleyhine, davalılara ait bu davaya da konu olan, … isimli ABD bayraklı tekneye verilen marina bağlama hizmeti nedeni ile bakiye bağlama hizmet alacağının tahsili talebi ile başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali davası olduğu, yargılamada davalılara ait teknenin marinada bağlı bulunduğu süre içerisinde çalınması nedeni ile davacının kusur ve sorumluluğunun bulunup bulunmadığı ve bu hali ile davacının bakiye alacağının olup olmadığı hususlarının incelenerek, neticede davalı tarafça 2015-2016 yılları arasındaki sözleşmeye istinaden yapılan kısmi ödemede değerlendirildiğinde davacının bakiye alacağının bulunmadığı kanaati ile davanın reddine karar verildiği görülmüştür. Anılan dosyada, eldeki dosya davalısının, aynı tekneye ilişkin ve aynı döneme dair alacak iddiasının incelendiği anlaşılmakla, eldeki davadaki istirdat taleplerinin o yargılama neticesini beklemesi gerektiği kanaati ile 14/07/2020 tarihli celse ara kararı ile, mahkememizin 2017/… Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasına karar verilmiştir. Mahkememizin 2017/… Esas sayılı dosyasında verilen 11/02/2020 tarihli 2020/… Karar sayılı ilamın, … Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 2020/… Esas ve 2023/… Karar sayılı 16/06/2023 tarihli kararı ile düzeltilmek sureti ile neticede, eldeki dosya davacısı hakkındaki davanın reddi kararının kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davalı vekili tarafından, davacının ABD … Eyaletinde mukim olması nedeni ile MÖHUK 48 maddesi uyarınca yabancılık teminatı yatırması gerektiğine dair itirazı bulunmakla, mahkemece 14/07/2020 tarihli celse arar kararı ile, mahkememezin başka bir dosyasında Bakanlık Uluslararası Hukuk Masasına yazılan müzekkere cevabı dikkate alınarak, ABD ile Türkiye arasında yabancılık teminatından muafiyete ilişkin karşılıklılık bulunduğu kanaati ile davacının MÖHUK 48 maddesi uyarınca yabancılık teminatı yatırmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Gelinen aşamada mahkememizin 2017/… Esas 2020/46 Karar sayılı ilamımızınstanbul … Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin 2020/… Esas ve 2023/… Karar sayılı 16/06/2023 tarihli kararı ile düzeltilerek kesinleşmesi noktasında, mahkememiz kararı ile BAM … Hukuk Dairesi’nin ilamında bahsedildiği hali ile; taraflar arasında teknenin, 10/10/2015 tarihinde davacıya ait marinadan ayrıldığı konusunda ihtilaf bulunmadığı; buna göre teknenin fiilen 24 gün davalı marinasında bulunduğu ve bağlama hizmeti aldığı, 10/10/2015 tarihinden itibaren marinada olmadığı, teknenin çalınmış olmasının, taraflar arasındaki sözleşme bakımından “ifa imkânsızlığı” niteliğinde olduğu ve davalıların da çalınma olayından sonra bağlama hizmeti almadığı hususlarının kesinleşmesi karşısında, eldeki dava bakımından, davacının davalıdan 2015 yılında aldığı bağlama hizmeti nedeni ile 16.000 TL ödeme yaptığı görülmekle, 24 günlük hizmet sonrası taraflar arasındaki sözleşme bakımından ifa imkansızlığı söz konusu olduğundan 24 günlük hizmet bedeli olarak mahkememizin 2017/… Esas sayılı dosyası ile kesinlik kazanan 9.537,566 TL ödenmesi gerektiği sabit kabul edilmiş, ödenen 16.000 TL den 24 günlük hizmet bedeli olarak kesinleşen 9.537,566 TL nin mahsubu sonrası bakiye 6.462,434 TL nin davacıya iadesi gerektiği mahkemece kabul olunmuş ancak davacı talebi ile bağlılık ilkesi uyarınca neticede 6.642,00 TL nin davacıya iadesine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davalı vekilince taraflar arasındaki Hizmet Sözleşmesi Ek Kurallar 34 maddesi gereğince sözleşmenin müşteri tarafından tek taraflı olarak iptal edilemeyeceğinin ve bu gerekçe nedeniyle veya erken ayrılma durumunda müşteri tarafından ücret iadesinin talep edilemeyeceğinin düzenlenmiş olması gerekçesiyle davanın reddi talep edilmişse de, dosyada bağlama hizmet sözleşmesinin davacı tarafından tak taraflı feshinin söz konusu olmadığı gibi, davacı teknesinin erken ayrılmasının da söz konusu olmadığı, uyuşmazlıkta teknenin çalınması nedeni ile ifa imkansızlığı bulunması hususunun mahkememiz ve Bam 14 Hukuk Dairesi ilamı ile kesinlik kazanmış olması nedeni ile davalının bu yöndeki savunması yerinde görülmemiştir. Aynı gerekçe ile, davalının, çalınma hadisesinde kusurunun bulunmadığının ceza yargılaması neticesinde sabit olduğu yönündeki savunması da yerinde görülmemiştir, zira davanın kabulündeki esas dayanak ifa imkansızlığı olup, çalınma hadisesi bakımından kusur durumunun mahkemenin kanaatinde bir etkisi bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle davanın kabulüne dair aşağıdaki hali ile karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜ ile 6.642,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Karar harcı olan 453,71 TL’den peşin alınan 110,36 TL’nin mahsubu ile bakiye 343,35 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan (161,16 TL ilk harç, 520,00 TL posta ücreti olmak üzere toplam) 681,16 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı vekili için takdir edilen 6.642,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Tarafların dava şartı olan Arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları, Arabuluculuk son tutanağından anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-14 bendi uyarınca ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Suçüstü Ödeneğinden ödenen 1.320,00.-TL Arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Bakiye gider avansının kesinleşmeye müteakip talep halinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kesin olarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.05/10/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır