Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/421 E. 2021/92 K. 26.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2020/421 Esas
KARAR NO : 2021/92
DAVA : İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/11/2020
KARAR TARİHİ : 26/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketinin Fildişi Sahillerinden 1.451,45 MT kakao çekirdeği cinsi emtia satın alındığını, emtianın Türkiye’ye sevk edildiğini, emtianın Türkiye Limanlarına nakliyesinin müvekkili tarafından sigorta edildiğini, davalı taşıma şirketi … numaralı konişmento tahtında … isimli gemiye yüklendiğini, … Limanına varış yapılması beklenen 58 konteynerden … no.lu konteynerin 13/06/2018 tarihinde tahliye edilmediği görüldüğünü, yapılan incelemeler neticesinde yükün bulunduğu konteynerin 01/07/2018 tarihinde Felixstowe, İngiltere aktarma limanında fiziksel hasar görmesi nedeniyle gemilere yüklenilmesine izin verilmediğini, satıcı firma tarafından konteynerin Türkiye’ye varış tarihi 27/08/2018 tarihi olarak bildirildiğini, davalı taşıma şirketi tarafından konteyner varış tarihinin 01/10/2018 olarak güncelendiğini, 13/09/2018 tarihinde … Limanından “…” isimli gemiye yüklenebildiğini, … Limanına ancak 02/10/2018 tarihinde yaklaşık 2 ay gecikmeli olarak sevk edildiğini, yüklerin teslim işlemlerinin ise daha sonra gerçekleştirilebildiği tespit edildiğini, dava dışı sigortalı şirkete ait kakao çekirdeklerinde nem ve küflenme meydana geldiğini, emtianın kısmen kullanılmayacak hale geldiğini, müvekkili sigortalısı tarafından yapılan hasar bildirimi üzerine tanzim edilen ekspertiz rapoları ile teyit edildiğini,müvekkili şirketi ilgili nakliyet abonman sigorta poliçesi kapsamında sigortalısı … Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi tarafından yapılan hasar başvurusun incelemiş ve hasar kapsamında müvekkil şirket kendi sigorta hissesi olan %30 ‘a isabet eden 3.908,38 Euro sigorta tazminat tutarını 28/03/2019 tarihinde sigortalısan ödemiş ve böylece sigortalısın haklarına halef olmuş ve tazminat hakkını temellük ettiğini, davalı tarafın gecikmeden ve gecikmeye bağlı olarak vuku bulan hasardan sorumlu olmasından hareketle müvekkili aleyhinde icra takibi tarihindeki faizi ile birlikte toplam 3.996,95 Euro tutarında …. İcra Müdürlüğü nezdinde 2019/… Esas sayısı ile icra takibi başlatıldığını davalı şirket tarafından itiraz edildiği ve böylece takibin durduğunu, davalı icra takibine haksız itirazlarının iptali ile fazlaya ilişkin hakların saklı kalmak kaydı ile sigortalı şirketi tarafından yapılmış olan tazminat ödemesi talebinin tahsiline, müvekkili şirketinin dava dışı sigortalıya ödeyerek haklarına halef olduğu ödeme tarihinden itibaren işletilecek ve işlemiş faizi ile birlikte 3.996,95 Euro alacağın işletilecek en yüksek temerrüt avans faizi eklenmek suretiyle davalıdan tahsiline, davalı başlatılmış olan icra takibine karşı mapmış oldukları haksız ve yersiz itirazlar nedeniyle %20 den aşağı olmaka üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine mahkeme masrafları ile ücreti vekaletin ve diğer tüm giderlerin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu ihtilaf merkezi Koperhang Danimarka’da bulunan konteyner … Limanından İstanbul … … Limanına taşınan 20 adet konteyerden sadece … numaralı 1 adet konteynerin denizyolu taşıması esnasında gemiye yüklenememesini, denizyolu taşımasının gecikmesi iddiası ile konteyner içindeki bir kısım yükün küflendiğini, denizyolun taşımasının ve navlun sözleşmesinin ademi ifa edilmesi iddialarıyla ikame edilen itirazın iptali şeklinde sigorta rücu davası olduğunu, milletlerarası yetki itirazlarının olduğunu, taraf teşkili itirazlarının olduğunu, icra dosyasındaki borçlu ile itirazın iptali davasındaki davalı taraflar farklı olduğunu, pasif husumet itirazlarının olduğunu, … A.Ş.’nin … A/S ‘e izafeten dava edilmesi mümkün olmadığını, … A/S’nin … “isimli geminin donatanı olarak dava edilmesi mümkün olmadığını, … A/S firması ” … ” isimli geminin sahibi işletmecisi, kiracısı, donatanı olmadığını, … isimli gemi taşımanın sadece ve sadece yükleme limanı olan Fildişi Sahilleri’nin San Pedro Limanından ilk aktarma limanı olan İngiltere’nin … Limanı arasındaki taşımayı gerçekleştirildiğini, TTK.1185.md gereğince taşıyana süresinde hasar ihbarı yapılmadığını, buna göre yükün konişmentoda yazıldığı şekilde taşındığı ve alıcısına teslim edildiğinin kabul edildiğini, TTK m. 1185/2 uyarınca hasarlı olduğu iddia edilen yük üzerinde her iki tarafın iştiraki ile ve mahkemeler vasıtası ile yapılmış bir tespit bulunmadığını, davacının iddialarının aksine, tahliye limanında yük üzerinde vitsan mümessillik firması tarafından yapılan özel incelemede yükteki nem oranının makul ve yasal seviyenin altında olduğu tespit edildiğini, kabul anlamına gelmemek kaydı ile muhtemel aleyhe hüküm kurulması yönünde kanaatin oluşması durumunda, her halükarda yasal oran olan %4 ‘lük fire payanın hasar hesaplamasından düşülmesi gerektiğini, sigortalı yan terüddütsüz olarak Türkiye’ye taşıttığı tüm yüklerde benzer şekilde ( taşımalarda gecikme olsun ya da olmasın) küflenmeye dayalı hasar iddiasında bulunmakta olduğunu, bu keyfiyeti tesadüf olarak değerlendirmek mümkün olmadığını, keyfiyet ancak yükün kendine hasar mahiyeti ve yetersi kalitesi olarak değerlendirilebileceğini, Hasarı artmasında Sigortalı sebebiyet verdiğini, Küflendiği iddia edilen çuvalların ayıklanması ve üretime alınması %26 oranında fire olacağı keyfiyeti bir tespit değil, sigortalının kendi beyanı olduğunu, aynı sigortalının yurt dışındaki aynı satıcıdan satın aldığı ve farklı taşımalar ile farklı tarihlerde Türkiye’ye getirip küflenme iddiasını ileri sürdüğü tüm yükler aynı tarihte biri birine karıştırılarak sigortalının deposunda sigorta eksperince incelendiğini, davacının mal bedelini ödeyip ödemediği belli olmadığını, taşımaya ilişkin konişmentoda bulunan ” … , stow, weıght and count” kaydına göre taşıyan konteyner içindeki yüklerin halini vaziyetini ve durumunu bilmediklerini, hasar hesabına %10 ilave bedelin neye dayanarak ve hangi hukuki gerekçe ile eklendiği anlaşılamadığını, iddia edilen hasar taşımanın gecikmesinden kaynaklanıyor ise geciktif ifade edilen 1 adet … numaralı konteyner muhteviyatı yük için taşıyanın sorumluluğu TTK M. 1186/6 uyarınca ödenen navlunun 2.5 katı ile sınırlı olduğunu, davacı yan sadece abonman sigorta poliçesini dosyaya sunmuş ancak dava konusu taşıma için düzenlendiği poliçeyi ve bu poliçenin özel şartlarını dosyaya sunulmadığını, konişmentolarda bulunan Milletlerarası yetki şartı uyarınca davanın yetki yönünden reddine, takip dosyasındaki borçlu ile itirazın iptali davası8ndaki davalı tarafların farklı olmasından dolayı davanın taraf teşkili yönünden reddine, … A.Ş.’nin siortalının novlun sözleşmesinin kurulmasına aracılık etmediğinden bahisle izafeten dava edilen … A.Ş. Yönünden davanın Pasif Husumet yokluğundan reddine ve gerekirse davanın doğrudan … aleyhine yönlendirilmesine, Her halikarda haksız ve hukuka aykırı davnaın esas yönünden reddine, aksine kanaatin oluşması ve muhtemel aleyhe hüküm kurulmasının gerekmesi durumnda ise TTT M.1186/6 uyarınca sorumluluğumuzun toplam navlun bedeli olan 535,50 USD ile sınırlandırılmasına, yargılama giderli ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesin talep ve beyan etmiştir.
Davanın, davacı … şirketine nakliyat sigorta poliçesi ile sigortalı emtianın davalının sorumluluğunda taşınması sırasında oluştuğu iddia edilen emtiadaki hasar nedeni ile davacının sigortalısına ödediği hasar bedelinin TTK 1472 maddesi gereği davalıdan rücuen tahsili amacıyla yapılan icra takibine itirazın İİK nun 67.maddesi gereğince iptaline ilişkin olduğu, uyuşmazlığın ise, tarafların husumet ehliyetinin olup olmadığı, geçerli bir sigorta sözleşmesinin bulunup bulunmadığı , geçerli bir sözleşme uyarınca ödeme yapılıp yapılmadığı, hasara ilişkin süresinde ve geçerli bir ihbarın olup olmadığı , hasarın deniz taşıması sırasında meydana gelip gelmediği, hasardan davalının sorumlu olup olmadığı, hasar miktarının tespiti ile davanın hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı ve milletlerarası yetki itirazının kabul edilip edilmeyeceği noktasında toplandığı anlaşılmış, davalı vekili tarafından cevap süresi içerisinde milletlerarası yetki itirazında bulunulduğundan öncelikle yetki itirazının değerlendirilmesi gerekmiştir.
MÖHUK 47. madde hükmüne göre yer itibariyle yetkinin münhasır yetki esasına göre tayin edilmediği hallerde, taraflar arasında yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkisinden doğan uyuşmazlığın yabancı bir devlet mahkemesinde görülmesi konusunda anlaşmaları mümkündür. Yetki şartı taraflar arasındaki ilişkiyi düzenleyen sözleşmeye ayrı bir madde olarak konabileceği gibi ayrı bir sözleşme olarak da düzenlenebilir. MÖHUK 47. madde hükmüne göre yetki şartının geçerli olması için uyuşmazlığın yabancılık unsuru taşıması, Türk mahkemelerinin yetkisinin münhasır yetki esasına göre düzenlenmemiş olması, uyuşmazlığın borç ilişkisinden doğması gerekir.
Dosya kapsamından, dava dışı … Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından yurtdışından satışı yapılan emtianın davacı … nezdinde 31/03/2018 başlangıç tarihli nakliyat sigorta poliçesi ile sigortalandığı, taşımanın Fildişi Sahilleri San Pedro Limanı’ndan İstanbul … Limanı’na … isimli gemi ile yapıldığı, taşımaya ilişkin konişmentonun … AS adına San Pedro’da düzenlendiği, konşimentonun … AS adına Türkiye acentesi tarafından düzenlendiğine dair dosyada delil bulunmadığı, … AS’nin Danimarka’da kurulu yabancı bir şirket olduğu, taşıyıcı şirket, konşimentoyu düzenleyip imzalayan acente ile geminin yabancı olması nedeniyle uyuşmazlığın yabancılık unsuru taşıdığı, konişmentonun 26.maddesindeki yetki klozu ile taşıma sözleşmesinin uygulanmasından kaynaklanan uyuşmazlıklara İngiliz Hukukunun uygulanacağı, yetkili mahkemenin ise Londra’da İngiliz Yüksek Adalet Mahkemeleri olduğunun kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.
Yabancı unsuru taşıyan uyuşmazlıkların çözümünde yetkili kanunun tayininden önce çözümü gereken sorun açılan davada mahkemenin milletlerarası yetkisinin bulunup bulunmadığı hususuna ilişkin olduğundan (Aysel Çeliker/Bahadır Erdem, Milletlerarası Özel Hukuk, Sayfa 19) uygulanacak hukuktan önce yetki konusunun karara bağlanması gerekmektedir. MÖHUK 47.maddesinde yer itibari ile yetkinin münhasır yetki esasına göre tayin edilmediği hallerde taraflar arasında yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkisinden doğan uyuşmazlığın yabancı bir devlet mahkemesinde görülmesi konusunda anlaşma yapılması mümkündür. Yetki şartı taraflar arasındaki ilişkiyi düzenleyen sözleşmeye ayrı bir madde olarak konulabileceği gibi ayrı bir sözleşme olarak da düzenlenebilecektir. Anılan hükme göre yetki şartının geçerli olması için uyuşmazlığın yabancılık unsuru taşıması, Türk Mahkemelerinin yetkisinin münhasır yetki esasına göre düzenlenmemiş olması ile uyuşmazlığın borç ilişkisinden doğması gerekmektedir.
Eldeki dosyada somut uyuşmazlığın, … AS’nin Danimarka’da kurulu yabancı bir şirket olması, taşıyıcı şirket ile geminin yabancı olması, konşimentoyu düzenleyen acentenin … AS’nin Türkiye acentesi olduğuna dair dosyada delil bulunmaması nedeniyle yabancılık unsuru taşıdığı, dava konusunun Türk mahkemelerinin yetkisinin münhasır yetki esasına göre düzenlenmiş bir konuya ilişkin olmayıp deniz taşımasından yani akdi ilişkinden kaynaklandığı, konişmentonun 26.maddesinde düzenlenen yetki klozunun halefiyet hükümlerine göre davacı … şirketini bağladığı, konişmentodaki yetki şartına göre somut uyuşmazlık yönünden Londra’da bulunan İngiliz Yüksek Adalet Mahkemesinin yetkili olduğu kanaatine varıldığından, davalı vekilinin milletlerarası yetki itirazının kabulü ile davanın yetkisizlik nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davalının Milletlerarası yetki itirazının KABULÜ ile, mahkememizin yetkisizliği nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç tarifesi uyarınca 59,30 TL karar harcının 491,70 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 432,40TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı taraf vekil ile temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 4.080,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflar tarafından yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
6-Tarafların zorunlu Arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00.-TL nin kabul ve red oranı dikkate alınarak davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/02/2021

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı