Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/271 E. 2021/138 K. 16.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2020/271 Esas
KARAR NO : 2021/138

DAVA : Tazminat (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/07/2019
KARAR TARİHİ : 16/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Maddi tazminat istemi yönünden; Müvekkili şirket taşıma işine aracılık yaptığı dökme yükün, … tarafından işletilen … gemisi tarafından taşınması için 10.10.2018 tarihli Taşıma Sözleşmesini akdetmiş olduğunu fakat sözleşme kurulduktan sonra 23.10.2018 tarihinde Taşıyan sıfatını haiz … yetkilisi tarafından gönderilen eposta ile söz konusu taşıma sözleşmesinin feshedildiği ihtarı alındığını, fesih gerekçesinin epostada belirtilmemesi nedeniyle şirket yetkilileri arasında gerçekleştirilen telefon görüşmesinde 1 No.lu Davalının çalışanı … tarafından kendilerine çalışılmaması yönünde uyarıda bulunulduğunu ve bu hususun kendilerini tedirgin ettiğini bu nedenle de sözleşmeyi fesh ettiklerini bildirdirdiğini, müvekkilinin bu taşıma işi nedeniyle hak kazanacağı 3.001,00 USD komisyon ücretinden mahrum kaldığını, müvekkili şirketin uzun zamandır birlikte çalıştığı … isimli yabancı menşeli şirket, davalıların haksız rekabet fiilleri sonrasında kendi isimlerinin de itibar kaybettiğini ayrıca adı sirküle edilen bir … ile artık çalışmak istemediklerinden bahisle … isimli gemi ile yapılan taşıma işinden hak kazanılan 3.087,58 usd tutarındaki komisyon ücretini ödemeyi reddettiklerini bildirdiklerini, müvekkilinin en önemli müşterilerinden olan … isimli şirket ileriye dönük olarak da davacı ile çalışmayı reddettiğini, davacının geleceğe sair olarak da beklenen kar kayıplarının olduğunu, davacının … île yapılan taşıma işleri nedeniyle son bugüne kadar hak kazanılan net karı yaklaşık 12.409,46 usd olduğunu ve işlem hacmi gideren artan bir grafiğe sahip olduğunu, bu tutarın 5.850,00 usd … isimli gemi ile yapılan taşıma ve 3.471,88 usd tutarı ise … isimli gemi ile yapılan taşımanın oluşturduğunu yapılan sirküle nedeniyle 15.500 m/ton mısır yükünün taşınması işi … tarafından reddedildiğini, müvekkilinin bu taşıma sözleşmesinin kurulmaması nedeniyle maddi kaybı 4.800,00 usd tutarında olduğunu, Manevi tazminat istemi yönünden ise; kişilerin şeref ve haysiyetleri MK m.24 ve TBK m.49 ile hukuken koruma altına alınmış olduğunu tüzel kişilerin de bu hükümlerden yararlanabilecekleri doktrin ve Yargıtay kararları ile de desteklendiğini ve tüzel kişilerin de manevi tazminat isteyebileceklerine karar verildiğini, sonuç olarak, sektörde aleyhinde karalama ve kötüleme kampanyası yürütülmek suretiyle ekonomik geleceği tehlikeye sokulan müvekkil şirketin manevi tazminat isteme hakkının bulunduğunu beyanla, davanın kabulü ile davalının haksız rekabet fiilinin tespitine ve men edilmesine, verilen kararın üç büyük ulusal gazetede yayımlanmasını, yargılama sonucu tespit edilecek maddi zararımıza göre değeri sonradan belirlenmek üzere şimdilik 5.000,00 Amerikan Doları asgari maddi tazminatın dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun m.2 uyarınca işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı müvekkiline verilmesini, davalının haksız eylemi nedeniyle davacının uğradığı manevi zararların giderimi için 120.000,00 TL (YüzyirmibinTL) tazminatın dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun m.2 uyarınca işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; iş bu davayı ikame etmekte asıl sebep olarak gösterilen mail sirkülesinde davacı tarafı kötüleyen herhangi bir ibaresinin yer almadığını, davacı tarafın her ne kadar broker olarak herhangi bir yükümlülüğü bulunmadığı iddiasında bulunmuş olsa da türk ticaret kanunu’n 520 ve devamı maddeleri kapsamında brokerların vekil sıfatı ile hareket etmekte olduğunu, hiçbir kabul anlamına gelmemek kaydı ile- bir an için müvekkil şirketin mezkur elektronik posta mesajında davacı tarafı hedef aldığı düşünülse dahi ihtilafa sebep taşıma işinde davacı taraf iş ve yükümlülüklerini basiretli bir tacir gibi yerine getirmemiş olduğunu bu nedenlerle davacı tarafın ikame etmiş olduğu davanın TTK’nun 55/1-a maddesi kapsamında yer almadığı anlaşıldığını0, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde ise uyuşmazlığa konu taşıma işinde davacı tarafın basiretsiz bir tacir gibi hareket ettiği izahtan vareste olduğunu, müvekkili davalıları büyük zarara uğrattığı, tüm bu ihtilafa kusuru ile sebebiyet verdiği dolayısıyla hem kusuru ile hareket ederken hem de haksız ve mesnetsiz iddialar ile işbu davayı ikame etmiş olması sebebi ile davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini belirtmiştir.
Davalı … – (… Imo Nolu … Gemisi Donatanı …’Ya İzafeten Acentesi Sıfatıyla … Ltd. Şti. Vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket yönünden zorunlu arabuluculuk kanun yoluna başvurulmamış olduğundan müvekkili şirket yönünden davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin izafeten husumet yöneltilen … gemisinin donatanı … nın acentesi olmadığını, bu nedenle müvekkili şirkete husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkili şirketin … ya fatura karşılığı hizmet verdiğini, … nın ünvanın yanında … Ltd. Şti. Ünvanlı şirketin yer aldığı göz önüne alınarak acentelik sıfatının değerlendirilmesi gerektiğini, acentelik yetkisinin kabulü halinde ise müvekkili şirketin taşımacılık işinin içinde yer almadığını, müvekkili şirketin en son 2014 yılı için … Liman Başkanlığı geçişi esnasında acentelik hizmeti verdiğini ve bu hizmetten kaynaklı sorumluluğunun geminin çıkışı ile sona erdiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; davalılar tarafından davacının ticari itibarının zedelenmesine sebebiyet verildiği iddiasına dayanılarak bu nedenle maruz kalınan maddi ve manevi zararların tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemenin görevi HMK’nun 114.maddesine göre kamu düzenine ilişkin dava şartlarından olduğundan HMK’nun 115.maddesi gereğince yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınması gerekmektedir.
Mahkememiz 6102 sayılı TTK ‘nun görev hususunu düzenleyen 5.maddesinde TTK ‘nun 5.kitabında yer alan Deniz Hukukuna ilişkin ihtilaflara bakmak üzere Denizcilik İhtisas Mahkemesi olarak kurulmuş olup, 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nun 5.maddesi uyarınca Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu 1.Dairesinin 10/07/2012 tarih ve 1888 sayılı kararıyla Türk Ticaret Kanunundan ve diğer kanunlardan doğan Deniz Ticaretine ve Deniz Sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirilmiştir.
6102 sayılı TTK’nun 5.maddesi gereğince mahkememizin görevini tayin için öncelikle dava konusu uyuşmazlığın TTK’nun 5.kitabında yer alan Deniz Ticaretine ilişkin ihtilaflardan olup olmadığı hususunun tespit edilmesi gerekmektedir.
Dava konusu somut uyuşmazlıkta, Ağustos 2017 ayı içerisinde yükleme limanı … tahliye limanı … olan bir deniz taşıma işinde davacının yük sahibi ile davalılar gemi ilgililerini bir araya getirerek brokerlık hizmeti verdiği, tahliye limanında yükün eksik olduğunun tespiti sonrası gemi ilgilileri ile yük alıcısı arasında oluşan ihtilaf nedeniyle davalılar tarafından haksız ve gerçek dışı ithamlar, hakaret ve tehdit içeren elektronik postaların gönderilmesi ve bunların Türk denizcilik camiasında yayılması sebebiyle davacı şirket hakkında karalama kampanyası başlatıldığından ve bu nedenle davacının ticari itibarının zedelendiğinden ve işlerinin bozulduğundan bahisle TBK’nın 57 ve TTK 56. maddeleri uyarınca haksız rekabet fiillerini tespiti ve men edilmesi ile kararın Türkiye de üç büyük ulusal gazetede yayınlanması, ticari itibarın zedelenmesinden dolayı maruz kalınan maddi ve manevi zararların tahsili talep edildiğinden, uyuşmazlığın TBK ile TTK 1. Kitap 4. Kısımda düzenlenen Haksız Rekabete ilişkin hükümlerine göre çözümlenmesi gerekmektedir.
Bu durumda; dava konusu uyuşmazlığa mahkememizin görev alanına giren TTK’nun 5.kitabında yer alan Deniz Ticaretine ve Deniz Sigortalarına ilişkin uygulanacak herhangi bir hüküm bulunmayıp, TTK ve TBK’da yer alan genel hükümlere göre çözümlenmesi gerekmektedir. Somut olayda, her iki tarafta tacir olup, uyuşmazlık her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğduğundan TTK’nun 4.maddesine göre Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından görülüp sonuçlandırılması gerektiği kanaatine varıldığından, bu kanaat ışığında mahkememizin karşı görevsizliğine, Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli bulunduğuna, karar kesinleştiğinde, süresinde ve talep halinde dosyanın görevli bulunan Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Dava konusu uyuşmazlık bakımından, Mahkememizin karşı görevsizliğine, dava dilekçesinin görevsizlik nedeni ile REDDİNE,
Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunun tespiti ile, görevsizlik kararının yasa yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi halinde merci tayini bakımından dosyanın HMK 21/C maddesi gereğince ve 5235 sayılı yasanın 36/2 maddesi uyarınca İstanbul BAM 37 HD ye GÖNDERİLMESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/03/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır