Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/238 E. 2021/353 K. 03.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2020/238 Esas
KARAR NO : 2021/353
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 17/08/2020
… ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
28/04/2021 TARİHLİ VE 2020/… ESAS,
2021/… KARAR SAYILI DOSYASI İLE TEVHİTLİDİR
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 01/09/2020
KARAR TARİHİ : 03/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı firma ile müvekkili şirket arasında 22/12/2018 tarihinde imzalanmış bir eser sözleşmesi bulunduğunu, bu sözleşme gereği müvekkili firmaya bir dalış ve gezi teknesi inşa ederek bitmiş halde teslim edeceğini, anlaşma gereği geminin teslim tarihinin 2019 yılının 37 haftası olduğunu, sözleşmede bayrağın Filipin olarak belirlendiğini, anlaşmada belirtildiği gibi teknelerin inşa edilebilmesi için omurgası konulmadan önce her iki tarafında mutabık kaldığı Uluslararası … kuruluşunun kurallarının ve teknenin bağlı olacağı bayrak devletinin onayı doğrultusunda inşa edilecek teknenin plan onayları yapıldıktan sonra teknenin inşasına başlanacağını, inşa da önemli olan teknenin tipi ve ne maksatla üretileceğinin önceden belli olması ile class onayı gerçekleşip tekne inşası başlatılacağı, ancak davalı firmanın kendine göre nedenlerle Filipin Bayrağından vazgeçtiğini, bu hususun davacı tarafa bildirildiğini, Palau Bayrağına geçilmesini talep ettiğini ve Palau bayrağının 18/04/2019 tarihinde bayrak devleti geçici sertifikası olarak yayınlandığını, ancak bu sertifika proje ilerlemesi için gerekli kural ve regülasyon bilgisin içermediğini, geminin ana çelik yapısına ait planların 21/02/2019 tarihinde onaya teslim edildiğini, ancak 18 Nisan’da sertifikasyon tamamlandığını ve bu tarihten sonra planların tekrardan hazırlanıp çelik imalata başlanabildiğini, bayraktan dolayı esas yaşanan sorunların gemideki borular, pompalar ve diğer işleyen sistemlerin alt yapıları olan kısımlar olduğunu, 28/05/2019 tarihinde palan onay için verilen planların 23/10/2019 taraflarına onaylanarak ulaştığını, bayraktan doğan gecikme nedeni ile 40.hafta teslim edilmesi planlanan geminin planları müvekkilinin eline ancak 43.hafta ulaştığını, inşaat sürerek iş sahibinin daha önce ödemelerde başlattığı aksama, mutfak mobilyası alımında ödenecek 81.000 USD’nin ödenmemesi ile sürdüğünü ve sonuçta davalının temerrüdü ile birleşince geminin inşasının durduğunu, sözleşmeye konu … isimli geminin inşası için 22/12/2018 tarihli sözleşmede belirtilmiş olan … bayrak devleti ve tekne tipi … olarak başlandığını, tekne inşaatını talep eden Inscol Healtcare sözleşme yapıldıktan sonra tekne tipi ticari yat bayrak devleti Palau Cumhuriyeti olarak değiştirilmesini talep ettiğini, … yat inşa kuralının … and … 2.1.1 maddesinde klas onayı devletinin istekleri ve onayı doğrultusunda onaylandıktan sonra inşa başlatılacağının açıkça belirtildiğini, proje kapsamında yapılan harcamaların ekipman satın alımları, işçi ücretleri toplamı, bu tutar içinde firmanın bordrosundaki mühendisi ve marangoz personellerinin 165.807 TL tutarında maliyeti yer almadığını, geminin bayrak ve tip değişikliğinin maliyete ek ilaveleri olduğunu, ancak buna davalı iş verenin yeni talepleri de eklendiğini, değişiklik nedeni ile şu ana kadar yapılan ekstra işlerle ilgili maliyet tutarının toplam 199.372,49 USD olduğunu, tersane giderinin 60.000 USD, ayrıca halen yapılmayan ancak istek üzerine plana alınan 151.260 USD tutarında ekstra gider kalemleri de bulunduğunu, davalı işverenin 16/04/2020 tarihli e-mail mesajında müvekkili firmaya hitaben yetersiz proje yönetimi yapıldığını ve proje yönetiminden yüklenicinin sorumlu olduğunu iddia ederek gecikme nedenlerini yükleniciye yüklemek iddiasına girdiğini, davalı işverenin sözleşmeye aykırı davranma yolunu seçtiğini, ödeme planında 1, 2, 3 nolu ödemelerin yapıldığını, ancak 270.000 USD ile vadesinde 3 ay sonra yine Mayıs’ta ödenecek 250.000 USD’nin 5 ay sonra ödendiğini, 81.500 USD’nin bugüne kadar ödenmediğini, müvekkili firmanın iyi niyeti ile davalı ile çözüm arayışı içinde bulunduğunu, davalının temsilcisi ile ortaklaşa çalışmalar yürüttüğünü, olumsuzluklara rağmen yüklenici inşaatı iyi niyetle sürdürdüğünü, buna rağmen davalının ödeme yapmadığı gibi gecikmeden yükleniciyi kusurluymuş gibi sözleşmenin 6.2 maddesinde yer alan cezai şartın talep edileceği belirttiğini fazlaya ve diğer alacak, tazminat gibi her türlü hak ve talepleri saklı kalmak üzere taraflar arasındaki sözleşmenin yeni şartlara uyarlanarak, ekstra talepler ve zorunlu değişiklik nedeni ile ek işlerin maliyetlerinin ve süresinin tespitine, bu sebep ile maliyete eklenen şimdilik 259.372 USD’nin ödemeye eklenmesini ve sözleşmenin bitiş tarihinin 12 ay uzatılmasına ve bu doğrultuda sözleşme bedelinin fiyat ve süre bakımından uyarlanmasına, bu olmayacak ise sözleşmenin feshi ile işin tasfiyesine karar verilmesini, bu aşamada tespit edilecek alacak tutarında inşa halindeki gemi üzerinde kanuni rehin hakkının gemi siciline işlenmesine, masraf ve ücreti vekaletin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asılda davada davalı vekili tarafından dosyaya cevap dilekçesi sunulmadığı görülmüştür.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı firma ile müvekkili firmanın 22/12/2018 tarihli eser sözleşmesi imzaladığını, davalı sözleşme gereği tekneyi meydana getirmeyi taahhüt ettiğini, davacının da bunun karşılığında bir bedel ödeyeceğini taahhüt ettiğini, sözleşmede ifa ve edim zamanının kesin olarak belirlendiğini, davalının sözleşmeye aykırı olarak bir takım hususları eksik ve hatalı hazırladığını, müvekkilinin sözleşmede belirtilen sürelerde davalıya ödemelerini eksiksiz yaptığını, ancak davalının edimlerini herhangi geçerli bir neden ileri sürmeksizin taahhüt edilen edimlerin ifasını sona erdirdiğini, davalı yüklenicinin kendi kusuruyla temerrüde düştüğünü belirterek fazlaya dair hakkı saklı kalmak kaydıyla dava konusu teknenin zilyetliğinin ve mülkiyetinin davacıya verilmesine, dava konusu teknenin başka bir yükleniciye yaptırılmasından doğabilecek her türlü ilave ücretin davalıya yükletilmesine, sözleşme gereği cezai şartın temerrüt tarihi itibariyle davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilemesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin yarım kalan işleri tamamlamaya çabaladığını, davacı ile müvekkili arasında İstanbul Deniz İhtisas Mahkemesinde uyarlama davasının açıldığını, eldeki dosyada açılan davanın beklenilmesinin gerektiğini yahut birleştirilmesinin gerektiğini belirterek açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl Dava; taraflar arasında akdedilen 22/12/2018 tarihli asıl dava davalısına ait dalış ve gezi teknesi inşasına yönelik sözleşmeden kaynaklanan ve sözleşmenin değişen şartları nedeni ile sözleşmenin uyarlanması ile bu olmayacaksa sözleşmenin feshi ile oluşan zararların tahsili ile birlikte gemi üzerine kanuni rehin tesisi istemine ilişkindir.
Birleşen Dava; taraflar arasında akdedilen 22/12/2018 tarihli asıl dava davalısına ait dalış ve gezi teknesi inşasına yönelik sözleşmenin, şartalar uygun ifa edilmemesi nedeniyle oluşan zararın tahsili ile geminin mülkiyet ve zilyetliğinin verilmesi istemine ilişkindir.
Birleşen dosyaya sunulan 02/12/2020 tarihli bilirkişi raporunda; davacının ödeme takvimine göre şuan da ödemesi gereken bir meblağ bulunmadığı, mobilya montajı tamamlandığında 81.500 USD, teslimde 168.500 USD ödeme yapması gerektiği, ekstra istenen işler dahil edilmediği, teknenin sözleşmede taahhüt edilen işlerinin %60’ının tamamlandığını, kalan işin yapılması için gerekecek sürenin çalışma şartlarına göre değişeceğinden 5-6 ay gibi bir sürede bitirilebileceği kanaatine varıldığı anlaşılmıştır.
HMK’nun 114.maddesi gereğince mahkemenin görevi kamu düzeni ile ilgili bir dava şartı olduğundan HMK’nun 115.maddesine göre yargılamanın her aşamasında Hakim tarafından resen gözetilmesi gerekmektedir.
6102 sayılı TTK’nun 4 ve 5.maddeleri gereğince mahkememizin görevinin tayini için öncelikle davanın 6102 sayılı TTK’dan veya diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine veya deniz sigortasına ilişkin bir dava olup olmadığı saptanmalıdır. TTK’nun 5.maddesinde ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi kurumundan hareket ederek Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu dava ve işler düzenlenmiştir.
Asıl ve birleşen davaya konu uyuşmazlığın, asıl dosya davacısının davalı birleşen dosya davalısına karşı yapımını üstlendiği bir adet dalış ve gezi teknesi inşaasına yönelik 22/12/2018 tarihli sözleşmenin ifasından kaynaklandığı, dolayısıyla taraflar arasında bir eser sözleşmesi ilişkisinin bulunduğu, her iki davaya konu taleplerin de tekne yapım sözleşmesine aykırılık iddiasına dayandırıldığı belirlidir. Bu durumda, hukuki uyuşmazlığın sözleşme ve TBK’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi hükümlerine göre incelenip sonuçlandırılması gerekmektedir. Mahkememizin görevinin deniz ticareti ve deniz sigortasından kaynaklanan davalara ilişkin olması nedeniyle eser sözleşmesinden kaynaklanan işbu dava yönünden mahkememizin görevsiz olduğu, Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli bulunduğu değerlendirilmiştir. Nitekim, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15.Hukuk Dairesinin 2018/587 esas 2018/479 karar sayılı 27/04/2018 tarihli kararı; 2020/202 esas ve 2020/190 karar sayılı 05/02/2020 tarihli kararı; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37.Hukuk Dairesinin 2020/855 esas ve 2020/1675 karar sayılı 25/09/2020 tarihli kararı ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14.Hukuk Dairesinin 2020/1152 esas ve 2020/965 karar sayılı 25/09/2020 tarihli kararlarında da benzer nitelikteki uyuşmazlıklar için genel ticaret mahkemelerinin görevli olduğuna karar verilmiştir.
Açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen dava yönünden mahkememizin görevsizliğine, Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli bulunduğuna, karar kesinleştiğinde, süresinde talep halinde, dosyanın görevli bulunan İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Asıl ve birleşen dava yönünden mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli bulunduğuna,
2-HMK ‘nun 331/2.maddesi gereğince yargılama giderleri ve vekalet ücreti hususunun görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 03/09/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır