Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/230 E. 2021/229 K. 18.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2020/230 Esas
KARAR NO : 2021/229
DAVA : İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/08/2020
KARAR TARİHİ : 18/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin … numaralı Nakliyat Emtia Sigorta Poliçesi ve Abonman Sözleşmesi ile davadışı sigortalı … Tic. A.Ş.’ye ait oto koltuğu parçası emtialarının, taşıma sırasında oluşabilecek rizikolara karşı sigorta teminatı altında olduğunu, dava konusu araba koltuğu emtiasının yüklü olduğu konteynırların, davalının düzenlemiş olduğu … numaralı deniz yolu taşıma senedi tahtında Türkiye’den Amerika’ya taşınmak üzere “… …” gemisine hasarsız bir şekilde yüklendiğini, … no’lu konteynerin tahliyesi esnasında emtiaların ıslak olduğunun tespit edildiğini, ekspertiz incelemesi ile söz konusu konteynerin sefer sırasında delinerek içine su alması sonucunda emtianın ıslanması olarak belirtildiğini, hasarın davalının sorumluluğunda gerçekleştiğini, …. Noterliğinin … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalı şirkete hasar ihbarı yapıldığını, davalının “fiili taşıyan” ve zarardan sorumlu olduğunu, davacının sigortalısına 161.994,22 TL hasar tutarını 05.03.2019 tarihinde ödediğini, ibraname ve temlikname düzenlendiğini, davalıdan tahsili için başlatılan icra takibinin haksız itirazı ile durdurulduğu açıklanarak, …. İcra Dairesinin 2019/… E dosyasıyla 161.994,22 TL hasar tutarının takip tarihi itibariyle avans faizi ile tahsili için 08.11.2019 tarihinde başlatılan icra takibine itirazın iptali ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, taşıma senedine göre uyuşmazlığın Türk hukukuna göre yürütülmesi gerektiğini, dava konusu … no’lu konteynerin denizyolunda hasarsız taşındığı ve tahliye edildiğini, süresi içinde hasar ihbarı yapılmadığı; ayrıca hasarın istif hatası nedeniyle meydana geldiğini, konteyner hasan ve delinmesine ilişkin delil olmadığı açıklanarak; davanın reddi ve %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Dava, Davacı sigortalısına ait emtiaların Deniz Taşıma esnasında hasarlandığı iddiası ile sigortalıya ödenen hasar tazminatının rücuen davalıdan tahsili amacı ile başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali davası olup, Uyuşmazlığın konusunun;Tarafların aktif ve pasif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı, sigorta sözleşmesinin geçerli olup olmadığı, geçerli bir sözleşme uyarınca ödemenin yapılıp yapılmadığı, hasara ilişkin süresinde ve geçerli bir ihbarın bulunup bulunmadığı ve hasarın deniz taşıması esnasında meydana gelip gelmediği, hasarda davalının sorumlu olup olmadığı ve hasarın miktarının tespiti noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
… İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı dosyası incelendiğinde; Alacaklı … Sigorta A.Ş. tarafından borçlu … A.Ş. aleyhine 08/11/2019 tarihinde toplam 161.994,22.TL’nin tahsili için ilamsız icra takibi yapılmış olduğu, borçluya ödeme emrinin 20/11/2019 tarihinde tebliği üzerine borçlunun 27/1/2019 tarihli itirazı ile takibin durduğu, iş bu davanın 07/08/2020 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce resen seçilen bilirkişiler … ,… , … tarafından tanzim edilen 12/04/2021 tarihli raporda, Davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı, Davalının pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı, Hasar ihbarının süresinde yapılmamış olması sebebiyle, karine olarak hasarın davalının sorumlu olduğu süre zarfında gerçekleşmediğinin kabul edileceği, Meydana gelen ıslanmanın deniz suyu kaynaklı olup olmadığı tespit edilmediğinden dava konusu hasarın taşımanın hangi aşamasında meydana geldiğinin davacı tarafından açıkça ortaya konulamamış olmasına bağlı olarak ıslanma kaynaklı zararın taşıyanın sorumlu olduğu süreçte meydana geldiğinin ispat edilemediği ve bu sebeple davaya konu zarardan davalı taşıyanın sorumlu tutulamayacağı, Mahkemenin aksi kanaatte olması durumunda, ekspertiz raporunda 161.984,22 TL olarak hesaplanan hasar tutarının gerçekçi ve kadri marufunda olduğuna ilişkin görüş ve tespitlerini bildirmişlerdir.
Davalı vekiline her ne kadar cevap dilekçesi ile, uyuşmazlık bakımından davaya konu konşimento kayıtları gereğince uyuşmazlık bakımından COGSA hükümlerinin uygulanması gerektiği savunulmuşsa da, itiraza konu konşimentoda davacı sigortalısı taraf olmadığından uyuşmazlık bakımından Türk Hukuku’nun uygulanması gerektiği kabul olunmuştur.
Dava halefiyete istinaden açılmış olmakla, öncelikle davacının TTK 1472 maddesi uyarınca halef sıfatını kazanıp kazanmadığı değerlendirilmelidir. Davacı sigorta şirketinin halef sıfatını kazanabilmesi için, geçerli bir sigorta sözleşmesinin kurulmuş olması, sigortacının himaye kapsamında yer alan riziko sebebiyle meydana gelen zararları ödemiş olması ve zarardan sorumlu üçüncü bir kişinin bulunması gereklidir. Dosya içeriğinde yer alan … poliçe numaralı 27/11/2018 tanzim ve 19/11/2018 başlangıç tarihli Nakliyat Emtia Sigorta Poliçesi incelendiğinde, davacı sigorta şirketi ile dava dışı sigortalı … San. Tic. AŞ arasında davaya konu emtiların taşınması esnasında meydana gelecek kaza ve hasar rizikolarına karşı sigortalandığı anlaşılmıştır. Dosyaya, dava dışı emtiaların alıcısı olan … Şirketi adına, davaya konu hasar nedeniyle tazminatın dava dışı sigorta ettiren … AŞ ye ödenmesi hususunda devir ve temlik belgesi sunulmuştur. Bu kapsamda sigortacının himaye kapsamında yer alan riziko sebebiyle ödeme yapmış olma koşulu bakımından , dosya içeriğinde yer alan 05/03/2019 tarihli … Bankası na ait ödeme talimat belgesi incelendiğinde, dava dışı sigorta ettiren … AŞ’ye davacı sigorta şirketi tarafından 161.994,22 TL tutarında tazminat ödendiği anlaşılmaktadır. Ayrıca dosyaya sunulan 28/02/2019 tarihli Tazminat İbraname başlıklı belge incelendiğinde ise dava hakınını davacı sigorta şirketine temlik edildiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle davacı sigorta şirketinin yapmış olduğu ödeme ile sigortalının haklarına halef olduğu ve aktif husumet ehliyetinin bulunduğu mahkemece kabul olunmuştur.
Davalının pasif husumet ehliyetine sahip olup olmadığını tespiti, esasında dava konusu taşıma sebebiyle taşıyan sıfatını haiz olup olmadığına bağlıdır. Bu bağlamda genel olarak ifade etmek gerekirse; bir tarafın (taşıyan) denizyolu ile yük taşıma taahhüdünde bulunduğu; diğer tarafın (taşıtan) ise ücret (navlun) ödeme borcu altına girdiği sözleşme olan navlun sözleşmesinde, taşıma taahhüdünü üzerine alan kişi taşıyandır ve taşıyanın sıfatını tayinde dikkate alınan en önemli belge ise konşimentodur. Nitekim TTK 1238 maddesi uyarınca konişmentoyu taşıyan sıfatıyla imzalayan veya konişmento kendi ad ve hesabına imzalanan kişi, taşıyan sayılır. Ancak konişmento da taşıyan sıfatını tespite yönelik yegane belge değildir. Bu bilgiler dahilinde, pasif husumet ehliyetinin varlığından bahsedebilmemiz için dava konusu taşıma işleminde taşıma taahhüdünün kim tarafından verildiğini, bir başka ifade ile “taşıyan” sıfatına kimin haiz olduğunu … no.lu konşimento çerçevesinde belirlememiz gerekir. Söz konusu konşimentoda davalı … A.Ş. nin fiili olarak yükün taşıyanı ve dava dışı … A.Ş. nin de yükün yükleteni (shipper) olduğu görülmektedir. Dolayısıyla navlun sözleşmesi dava dışı … A.Ş. ile … A.Ş arasında kurulmuştur. Bu sözleşme çerçevesinde davalı … dava dışı … A.Ş. e karşı taşıyan sıfatı ile taşıma taahhüdünde bulunmaktadır. Davalı … A.Ş. tarafından düzenlenen … numaralı konişmentoya göre; Yükletenin dava dışı … A.Ş. Alıcının/İhbar olunanın ABD’de mukim … … Inc., taşıma konusu toplam 82 adet brüt 23.950 kg. oto koltuğu emtiasının …. …, … numaralı 5 adet 40′ HC konteyner içerisine istiflendiği ve mühürlendikten sonra “… isimli geminin … no’lu seferi için Gemlik limanında 30/11/2018 tarihinde yüklenerek varış yeri olan ABD’nin New York limanına deniz yoluyla sevk edilmiş olduğu görülmektedir. Bu hali ile, dosyada alınan bilirkişi raporundaki tespitlerin aksine, dosyaya sunulan gümrük beyannamesi ile … numaralı konşimento kayıtları bir arada değerlendirildiğinde, davalı … Taşımacılık ve Denizcilik AŞ’nin fiili taşıyan, dava dışı … Şirketi’nin ise akdi taşıyan sıfatını haiz olduğu ve dolayısı ile davalının pasif husumet ehliyetini haiz olduğu mahkemece kabul edilmiştir.
… numaralı konşimento üzerinde bulunan kayıtlar incelediğinde;
-SHIPPER’S LOAD, STOW & COUNT kaydından; emtianın konteyner içerisine yüklenmesi, istifi ve sayımı İşlemlerinin bizzat yükleten tarafından gerçekleştirilmiş olduğu,
-FCL/FCL kaydından; konteynerin tamamının tek bir yükleyici tarafından tek bir alıcıya sevk edilmiş olduğu,
-FOT/LO (Free on truck/Liner out) kaydından; yükleme limanında konteynerin alıcı tarafından belirlenen kamyona satıcı tarafından teslim edilmiş olduğu, tahliye limanında ise konteynerin gemiden boşaltma masraflarının taşıyan tarafından karşılanmış olduğu, anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık konusu istem, … numaralı 40′ lık High Cube kapalı konteynerde bulunan koltuk emtiasının bir bölümünün ıslaklık sebebiyle hasarlanmış olmasından dolayı davalı taşıyanın sorumlu olduğuna dayanmaktadır. Dava konusu taşımaya ilişkin olarak davalı … A.Ş. tarafından düzenlenmiş bulunan … numaralı konişmentoda; “Teslim Alma Yeri ile Nihai Varış Yeri” belirtilmeksizin sadece “Yükleme Limanı ile Tahliye Limanı” gösterildiğinden söz konusu taşımanın “Limandan Limana Taşıma” (Port To Port) bir taşıma olduğu anlaşılmaktadır. Bu taşıma şeklinde; taşıyanın mallara ilişkin sorumluluğu TTK düzenlemesine paralel olarak malların yükleme limanında eşyanın yüklenmeye başlaması ile başlamakta ve tahliye limanında geminin küpeştesinden tahliye edilmesiyle (boşaltmanın tamamlanmasıyla) sona ermektedir. Taşıyan her ne şekilde olursa olsun, her nasıl kaynaklanırsa kaynaklansın yüklemeden önce ve tahliye limanında geminin küpeştesinden boşaltılmasından sonra mallara gelecek her nevi zarardan veya gecikmeden dolayı sorumlu olmamaktadır.
Davaya konu konişmentonun ön yüzünde bulunan … LOAD, STOW AND COUNT kaydından ve satıcı dava dışı sigortalı Bursa’da yerleşik … Koltuk Sistemleri firmasının beyanından; dava konusu emtianın konteyner içerisine yüklenmesi, istiflenmesi, sayımı ve bilahare konteyner kapılarının mühürlenmesi işlemlerinin bizzat dava dışı satıcı sigortalı … Tic. A.Ş. tarafından gerçekleştirilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Diğer bir ifadeyle, dava konusu … numaralı konteyner içi istiflenmiş ve mühürlenmiş bir halde kapalı olarak davalı taşıyana teslim edilmiştir.
Dosya münderecatından dava konusu emtianın, sigortalı satıcı …’nin Bursa’da bulunan tesislerinde kendi adamları tarafından 5×40′ HC konteyner içerisine istiflendiği, daha sonra … tarafından kara yoluyla Gemlik limanına getirildiği, buradan da 30/11/2018 tarihinde davalıya ait … … isimli konteyner gemisine yüklenerek ABD’nin New York limanına kadar deniz yoluyla taşındığı ve taşıma konusu konteynerlerin New York limanına 18/12/2018 tarihinde tahliye edildiği, gümrük işlemlerinin tamamlanmasını müteakip 19/12/2018 tarihinde … (Tır No. …) tarafından kara yolu ile New York terminalinden … firmasının deposuna getirildiği, yükler burada boşaltıldıktan sonra konteynerlerin limana boş olarak geri gönderildiği, depodaki tahliye sırasında … numaralı konteyner içerisinde bulunan 16 kap koltuk emtiasından 6 adedinin sağlam geri kalan 10 adedinin ise nem, küf ve koku sebebiyle kullanılamaz olduğunun farkedildiği ve ” Delivery Order ” yani Yük Teslim Ordinosu”’ üzerine el yazısı ile Paletler, nem nedeniyle ıslak ve küflü teslim alındı.” şeklinde şerh düşülmüş olduğu anlaşılmaktadır.
Uluslararası konteyner taşımacılığında, tüm konteynerler yükleme limanında gemiye yüklenmeden önce ve tahliye limanında gemiden indirildikten sonra gerek liman ve acente görevlileri gerekse geminin zabitleri tarafından kontrol edilerek varsa gözle görülen hasarlar tespit edilip “Container Interchange Receipt And Damage Report” olarak tanımlanan “Konteyner El Değiştirme ve Hasar Makbuzuna” işlenmektedir. Ancak somut olayımızda … numaralı konteynerle ilgili olarak limanda düzenlenmiş böyle bir hasar tutanağına dosya içerisinde rastlanmamıştır. Dosyada, Gümrük işlemleri tamamlandıktan sonra konteynerin New York limanından çıkışı esnasında ve/veya kara nakliyesi için teslim alındığı esnada düzenlenmiş herhangi bir hasar tutanağına da rastlanmamıştır. Ayrıca davacı delilleri arasında sunulan teslim ordinosunda da, konteynerin dış görünüşüne ve hasarlı olduğuna dair bir beyanın bulunmadığı görülmüştür.
“… isimli denetim firması tarafından 05/01/2019 tarihinde … … firmasının deposunda yapılan sörvey çalışması sonrasında hazırlanan 13/01/2019 tarihli sörvey raporuna göre hasarın sebebinin; ” İmalatçı … tarafından koltuk tipi ürünlerin ıslak paletler kullanılarak paletlenmesi sonucu konteynerde nemli ve küf gelişimine yol açacak bir ortam oluştuğu, … … tarafından düzenlenen “Nemlilik nedeniyle paletler ıslak ve küflü teslim alınmıştır” şeklindeki notun da sevkıyatın ıslak konteynerlendiğini ve yaklaşık 20 gün boyunca böyle taşındığını desteklemektedir.” olarak belirtilmiş olduğu görülmüştür.
… Sigorta Ekspertiz firması tarafından evrak üzerinden hazırlanan 11/01/2019 tarihli Ekspertiz Raporunda ise, ” İbraz edilen fotoğraflardan ıslaklığın nedeni Konteyner delik mi? Çatlak mı? Kapakları deforme mi?'” anlaşılamamıştır.” şeklinde belirtilmiştir. Son olarak, emtiadaki ıslaklığın yağmur suyundan mı yoksa deniz suyundan mı kaynaklandığını belirleyen gümüş nitrat testinin de gönderilenin deposunda yapılmamış olduğu görülmektedir.
Buna karşılık dava dosyasına getirilen maddi vakıa, emtianın suyla ıslanmış olduğudur. Nerede ve ne şekilde ıslandığı, ıslanma zararının taşıyanın sorumluluk alanı içerisinde mi yoksa dışarısında mı meydana geldiği belirli değildir. Aşağıda izah edileceği üzere taşıyanı sorumlu tutan davacının emtianın hangi aşamada ıslandığını da ispat etmesi gerekmektedir.
TTK 1185 maddesi gereği zıya veya hasarın haricen belli olması durumunda en geç eşyanın gönderilene teslimi sırasında, haricen belli olmaması halindeyse eşyanın gönderilene teslimi tarihinden itibaren aralıksız olarak hesaplanacak üç gün içinde taşıyana ihbar edilmesi gerekmektedir. İhbarnamede zıya veya hasarın neden ibaret olduğunun genel olarak belirtilmesi gereklidir.” TTK 1185/2 maddesinde ise eşyanın incelenmesi tarafların katılımıyla mahkeme veya yetkili makam ya da bu husus için resmen atanmış uzmanlar tarafından yapılmışsa bildirime gerek olmadığı hüküm altma alınmıştır.
Bu bilgilerden hareketle huzurdaki uyuşmazlığı değerlendirecek olursa; davaya konu yük gönderilene 19/12/2018 tarihinde teslim edilmiş olunmasına rağmen tarafların katılımıyla bir ekspertiz incelemesinin yapılmadığı ve hasara yönelik ihbarın davalı taşıyana ilk kez 31/12/2018 tarihinde e-posta ile yapıldığı görülmekle; şu halde, davalı taşıyana hasar ihbarının ilk kez yükler teslim edildikten yaklaşık 11 gün sonra 31/12/2018 tarihinde yapılmış olduğu anlaşılmaktadır. Bununla birlikte TTK 1185 maddesi uyarınca dava konusu hasarın haricen belli (gözle görülen) bir hasar olması münasebetiyle, bildirimin teslim tarihinde yapılması gerekir. Ancak yine dosyadaki bilgi ve belgelerden, yükün 19/12/2018 tarihinde teslim alınmış olunmasına rağmen, TTK 1185 maddesinde öngörülen sürede davalı taşıyana bildirilmediği anlaşılmıştır. İhbar yükümlülüğünün yerine getirilmemesi halinde eşyanın konişmentoda yazılı olduğu şekilde teslim edildiği ve herhangi bir zıya veya hasar söz konusu ise bunun taşıyanın sorumlu olmadığı bir sebepten ileri geldiği yönünde iki karine doğmakta olup, eldeki dosyada davacının bu iki karinenin aksini ispat ederek davalının sorumluluğunu ispatlaması gerekmektedir. Ancak yukarıda bahsedildiği üzere, hasarın ve ıslanmanın taşımanın hangi safhasında meydana geldiği dosya kapsamından anlaşılamadığından ve dosyada gümüş nitrat testi de bulunmadığı değerlendirildiğinde ve taşımaya konu konişmentolardaki “SHIPPER’S LOAD, COUNT AND SEALED” kaydı gereği yüklerin yükletenin sorumluluğunda, konteyner içerisine yüklendiği, istiflendiği, sayıldığı ve mühürlendiği, taşıyıcı/taşıyanın konteyner içerisindeki yükün akıbetinin ne olduğu hususunda sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı, varma yerinde yapılan kontrollerde konteynerin mühürlerinin sağlam olduğunun tespiti karşısında, emtiaların gemiye hasarsız olarak teslim edildiği de davacı tarafından ispatlanamadığından; ayrıca ıslanmanın deniz suyundan kaynaklandığına ilişkin de dosyaya bir delil sunulmadığından hasarın, davalının sorumluluk alanı içerisinde ve deniz taşıması esnasında meydana geldiğine dair mahkemede kanaat uyanmamıştır.
Açıklanan tüm nedenlerle dava konusu hasarın taşıyanın sorumlu olduğu süreçte meydana geldiğinin ispat edilememesi gerekçesi ile davalının sorumlu tutulamayacağı mahkemece kabul olunarak davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince peşin alınan 1.956,49TL den karar harcı olan 59,30TL nin mahsubu ile fazla alınan 1.897,19.TL’nin kesinleşmeye müteakip talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davalı vekili için takdir edilen 19.339,45.TL red vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Tarafların dava şartı olan Arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları, Arabuluculuk son tutanağından anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-14 bendi uyarınca ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Suçüstü Ödeneğinden ödenen 1.320,00.-TL Arabuluculuk ücretinin davanın reddine karar verildiğinden davacıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/05/2021

Katip …

Hakim …
¸e-imzalıdır