Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/181 E. 2020/329 K. 02.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2020/181 Esas
KARAR NO : 2020/329
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 10/05/2018
KARAR TARİHİ : 02/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin sigortacılık işi ile iştigal eden bir şirket olduğunu, bu kapsamda davadışı sigortalı …’e ait “…” isimli teknenin 15.11.2016 başlangıç ve 15.11.2017 bitiş tarihli … numaralı Yat Sigorta Poliçesi ile teminat altına alındığını, teknenin sigortalı ile davalı arasındaki 01.01.2017 tarihli bağlama ve … numaralı hizmet sözleşmesi kapsamında … Yat Limanı’nda bağlı bulunduğunu, davalının dava konusu zarara sebep olan yangın hadisesinin meydana geldiği … Yat Limanı’nın işleteni olduğunu, 10.04.2017 tarihinde, sigortalıya ait … isimli teknenin davalı …’ne ait yat limanında bağlı olduğu sırada teknede yangın çıktığını, sigortalının marinaya ulaştığında teknenin tamamen yanmış, güverte üst yaşam mahalli enkaz haline gelmiş ve teknenin %90’ı batmış durumda olduğunu, yapılan araştırmalarda yangının, marinaya dışarıdan giren yabancı uyruklu şahıslar tarafından çıkartıldığı tespit edildiğini, meydana gelen yangın hasarının, … Yat Limanı’nda emniyet ve güvenlik yetersizliği, bekçi kulübesi bulunmaması, bekçi ve güvenlik personelinin bulunmaması, giriş ve çıkışlarda güvenlik denetiminin bulunmaması sebebiyle izinsiz olarak rahatça sigortalı tekneye giren alkollü şahıslar tarafından çıkartılan yangına, tesisin tüm sahasında ihbar ve ikaz sistemleri ile yangın istasyonu ve yangın söndürme cihazlarından oluşan yangın önleme istasyonları olmaması ve yetersiz personel donatılı olması sonucu müdahale edilememesi neticesinde marina sorumluluğunda oluştuğu, eksperler tarafından olay yerinde yapılan incelemeler neticesinde tespit edildiğini, yangın sebebiyle sigortalıya ait teknenin yanısıra başka teknelerin de hasara uğradığını, bir kişinin de hayatını kaybettiğini, müvekkilinin hasar nedeniyle sigortalısının uğradığı zarar ve ziyanı tazmin etmiş olup, 6102 Sayılı TTK 1472. Maddesine göre hukuken sigortalının haklarına halef olduğunu, ayrıca temlikname de düzenlendiğini, müvekkilinin “kanuni halef” sıfatının yanında TBK’nun 183. maddesi kapsamında “akdi halef” sıfatını da haiz olduğunu, tüm bu nedenlerle davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğü 2017/… esas sayılı dosyası ile başlatılan takibe borçlu tarafından yapılan itiraz haksız ve mesnetsiz olup, tamamen kötü niyetli olarak alacağının sürüncemede bırakmak amacıyla yapıldığını beyanla itirazın iptali ile takibin devamına, haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet veren davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 07/12/2016 tarihinde Deniz ve İç Sular Düzenleme Genel Müdürlüğünden … Yat Yanaşma Yerine … adına işletme izni almak için başvuru yapıldığını, kıyı tesisi için gerekli eksikliklerin giderilerek inceleme, tespit ve denetim komisyonu marifetiyle yapılan kontrol ve İTDK Raporu sonucunda işletme izni verileceğinin bildirildiğini, İTDK tarafından düzenlenen rapor ve Büyükşehir Belediyesi sorumluğunda bulunan Cumhuriyet Meydanı rıhtımları, yalı mevkii rıhtımları, dere içi rıhtımları ve geri sahalarına işletme izni verilmesinde, seyir, denizde can, mal ve çevre güvenliği açısından sakınca olmadığı yönündeki görüşlerinde iddiaların mesnetsiz olduğunun açık olduğunu, Kıyı Tesislerine İşletme İzni Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik kapsamında … Limanı İşletme izninin verildiğini, dava konusu olay sonrasında gerek … Liman Başkanlığı gerekse de işletme izni veren Deniz ve İçsular Düzenleme Genel Müdürlüğü tarafından yapılan incelemeler sonrasında herhangi bir eksiklik bulunmayarak işletme iznini askıya alınmasına gerek görülmediğinde, belediye tarafından sağlanan güvenlik hizmetlerinin sadece caydırıcılık amacı taşıdığını, … isimli teknenin donatanı …’in limanın bu durumundan haberdar olduğu imzaladığı sözleşme ve sözleşme ekinde taahhütname ile sabit olduğunu, yapılan incelemede mevzuat hükümleri gereği söz konusu eksikliklerin giderildiği ve limanda her türlü durumlarda müdahale edilecek teçhizatın bulunduğunun tespit edildiğini, 10/04/2017 tarihinde meydana gelen olayda saat 04.00’da vardiyada bulunan palamar personelince limanın tonoz bölgesinden bulunan iki adet teknede yangın çıktığının görüldüğünü, aynı saatte liman sorumlusuna bilgi verildiğini, personelce yangına müdahale amacıyla palamar bot ile yangın bölgesine gidildiğini, limana giriş yapan itfaiye ekiplerinin saat 04.06’da yangına müdahaleye başladığını, ofis bölgesinde görevli güvenlik personelinin ofisin güvenilir tedbirlerini aldıktan sonra yangın bölgesine intikal ederek yangına yardıma başladığını, güvenli bölge oluşturulması için yanan teknelerin yanında bulunan 2 teknenin halatları kesilerek bölgeden uzaklaştırıldığını, palamar botun yedekleme işleminin bitmesine müteakip tekrar yangın bölgesine gelindiğinde yanmakta olan … isimli tekne içerisinden gelen ses üzerine karadan dalgıç personel alarak tekne içerisinde bulunan bir kişinin teknenin baş tarafında bulunan lumbozdan çıkarıp sağlık ekiplerine teslim edildiğini, tekneden çıkarılan vatandaşın teknede bir kişi daha olduğunu söylediğini, ancak kısa sürede büyüyen yangın sebebiyle tekneye tekrar yanaşılamadığını, tekne yangının 06.20’de kontrol altına alındığını, yanan … isimli tekne içerisinde … isimli vatandaşın ölü olarak çıkarıldığını, deniz kirliliğini önleme çalışmaları yapıldığını, kıyı tesisi işletmecisi olarak gerek yapılan müdahalenin öncelik sıralaması ve zamanlaması, gerekse alınan tedbirlerin olayın doğasına ve teamüllere uygunluğu açısından yerinde olduğunu, teknelerin zarar görmesinde müvekkili idarenin herhangi bir kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını belanla davanın reddi ile icra takibinin iptal edilmesini, icra takibi sebebiyle de inkar tazminatı hükmedilmesini talep etmiştir
Dava; sigorta şirketi tarafından tekne sigorta poliçesi kapsamında sigortalıya ödenen hasar bedelinin davalıya rücu edilmesi için başlatılan icra takibine itirazın iptali davası olup, … İcra Müdürlüğünün 2017/… esas sayılı icra takibinde davalı-borçlu … vekili tarafından süresinde sunulan itiraz dilekçesinde tekne bağlama hizmet sözleşmesi uyarınca müvekkili idarenin bulunduğu … İcra Daireleri yetkili olduğundan bahisle icra dairesinin yetkisine itiraz edildiği bildirilmiştir.
Dosyaya sunulan sözleşme örneğinden davacının sigortalısı olan …’e ait … isimli teknenin davalı …nin işletmekte olduğu yat limanına bağlanması konusunda 05/01/2017 tarihli hizmet sözleşmesi düzenlendiği, sözleşmenin 12.maddesinde taraflararasında ortaya çıkacak uyuşmazlıklar için … Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili kılındığı anlaşılmaktadır.
Sigortalı teknenin davalının işletmekte olduğu marinada bulunurken çıkan yangın sonucunda hasarlandığı iddia edilmekte olup yangın olayı haksız fiil niteliği taşımakta ise de, sigortalı ile davalı arasında akdedilen hizmet sözleşmenin uygulandığı sırada vuku bulmuş olduğundan davalının sorumluluğunun haksız fiile göre değil sözleşmeye aykırılık hükümlerine göre değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda, davalının yetki itirazı yönünden haksız fiiller için yasada öngörülen yetki hükümlerinin uygulanması sözkonusu olamayacaktır.
Taraflararasında akdedilen bağlama sözleşmesinde uyuşmazlıklar için yetki şartı kabul edilmiş ise de, tekne maliki …’in gerçek kişi olması nedeniyle HMK’nun 17.maddesine göre yetki şartının kendisini bağlamayacağı, bu durumda yetkili icra dairesinin sözleşmeler için getirilen yetki düzenlemeleri ile HMK’nun 6.maddesinde yer alan genel yetki kurallarına göre belirlenmesi gerekmektedir.
Tekne maliki ile davalı … arasındaki bağlama sözleşmesi …’da yapıldığından İİK’nun 50/1-son maddesine göre … İcra Dairelerinin yetkili olduğu gibi sözleşmenin ifa yeri de … olduğundan HMK’nun 10.maddesine göre de … İcra Daireleri yetkilidir.
Öte yandan, davalının …’da bulunması nedeniyle HMK’nun 6.maddesindeki genel yetki kuralına göre de takibin yapıldığı İstanbul İcra Daireleri yetkisiz olduğundan davalı borçlunun icra dairesinin yetkisine vaki itirazının yerinde olduğu kabul edilerek icra dairesinin yetkisizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın icra dairesinin yetkisizliği nedeniyle usulden REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç tarifesi uyarınca 54,40 TL karar harcının 8.306,31 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 8.251,91 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı taraf vekil ile temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/12/2020

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır