Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/157 E. 2020/350 K. 09.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2020/157 Esas
KARAR NO : 2020/350
DAVA : Alacak (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/06/2020
KARAR TARİHİ : 09/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İsviçre’de mukim bir anonim şirket olan müvekkilinin davalı şirkete koklaşabilir taş kömürünün satışı konusunda teklif verdiğini, sözleşmenin ifası için davalı taraf ile navlun sözleşmesi görüşmelerine başlandığını, … ve … tahsisi ile ilgili olarak davalıdan teyit talep edildiğini, davalının sözleşme teklifini kabul ettiğini, sözleşme uyarınca taşıtanın davacı, gönderilenin ise davalı şirket olduğunu, … ve … yerine limana daha sonra gelen … isimli başka bir gemiyi boşaltma sırasında nomine edilen gemilerin önüne aldığını, davalının sözleşmeye aykırı şekilde … gemisinin rıhtıma yanaştırması, yükünü boşaltmasında geçen süre ve davalıya ait diğer nedenlerden ötürü … ve …’nin sürestaryaya girdiğini, davalının ortaya çıkan zarardan sözleşmesel, Türk Ticaret Kanunu uyarınca ve yasa gereğince sorumlu olduğunu belirterek davalının … ve … için ödenen sürestarya ücretinden sorumlu olduğunun tespitine, davacı şirketin ödemiş olduğu sürestarya ücretini akdi ve yasal halefiyet kuralları uyarınca davalı şirkete rücu etmesi ile ödenmiş bulunan 805.684,76 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, asıl alacağa ödeme tarihi olan 03/01/2020 gününden itibaren ticari avans oranında faiz işletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, müvekkili şirketin merkezinin Karabük’te olduğunu, müvekkili şirketin sürestarya ücretinden sorumlu olmadığını, sözleşmede müvekkili şirketin imzasının bulunmadığını, müvekkili şirket ile davacı arasında teselsül ilişkisinin bulunmadığını, zamanaşımı itirazının bulunduğunu belirterek yetki itirazı doğrultusunda mahkemenin yetkisizliğine, yetki itirazı kabul edilmez ise haksız davanın usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davacının davadışı taşıyana ödediği sürestarya ücretinin davalıya rücu edilmesi istemine ilişkin olup, dava dilekçesindeki beyanlardan davacı ile davalı arasında taş kömürü satışı yapıldığı, taşımayı yaptıranın da satıcı davacı olduğu anlaşılmaktadır.
Davalı vekili cevap süresi içerisinde yetki itirazında bulunmuş olduğundan uyuşmazlığın esasına geçilmeden önce yetki itirazının değerlendirilmesi gerekmektedir. Davacının İsviçre’de mukim bir şirket olması, taşımanın Ukrayna’dan Zonguldak Limanına yapılması, taşımayı yapan gemilerin de yabancı bayraklı olması nedeniyle uyuşmazlığın yabancılık unsuru taşıdığı belirlidir. Bu durumda, yetkili mahkemenin tayininde MÖHUK hükümlerinin tatbik edilmesi gerekmekte olup, MÖHUK 40.maddesinde Türk Mahkemelerinin milletlerarası yetkisinin iç hukukun yer itibariyle yetki kurallarına göre tayin edileceği kabul edilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, taraflararasında yapılmış bir yetki sözleşmesi bulunmadığından yetkili mahkemenin sözleşmeler için geçerli olan yetki kuralları ile genel yetki kuralına göre tayin edilmesi gerekmektedir. Satım konusu mal Ukrayna’dan Zonguldak Limanına taşınmış olduğundan bu durumda HMK’nun 10.maddesi gereğince sözleşmenin ifa yeri olan Zonguldak Mahkemeleri yetkili olup, HMK’nun 6.maddesinde düzenlenen genel yetki kuralına göre de davalının şirket merkezinin bulunduğu Karabük Mahkemeleri dava konusu uyuşmazlık açısından yetkilidir.
Davacı vekilinin cevaba cevap dilekçesinde davacının temsilcisinin İstanbul’da ikamet etmesi ve dava konusu edilen sürestarya ücretinin İstanbul İcra Dairelerine yapılması nedeniyle İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu ileri sürmüş ise de, davanın şirket temsilcisi tarafından değil doğrudan İsviçre’de mukim yabancı şirket vekili tarafından ikame edildiği, taşıyıcı ile davacı arasında görülen bir başka davanın sonucuna göre davacının İstanbul İcra Dairelerine ödeme yapmış olması işbu dava açısından İstanbul Mahkemelerini yetkili hale getirmeyeceği, bu nedenle HMK’nun 6.maddesine göre davalının mukim olduğu Karabük Mahkemelerinin yetkili olduğu değerlendirildiğinden, açıklanan nedenlerle davalı vekilinin yetki itirazının kabulüne, Karabük Ticaret Mahkemelerinin yetkili bulunduğuna, karar kesinleştiğinde süresinde talep halinde dosyanın Karabük Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davalı vekilinin yetki itirazının kabulü ile mahkememizin yetkisizliğine, Karabük Ticaret Mahkemesinin yetkili bulunduğuna, karar kesinleştiğinde süresinde talep halinde dosyanın yetkili olan Karabük Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
2-HMK’nun 331/2.maddesi gereğince yargılama giderleri ve vekalet ücreti hususunun görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/12/2020

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır