Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/147 E. 2020/240 K. 14.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2020/147 Esas
KARAR NO : 2020/240
DAVA : İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/05/2014
KARAR TARİHİ : 14/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; uluslararası alanda taşıma işleri ile iştigal eden müvekkilinin bu faaliyet kapsamında davalı borçlu ile akdettiği taşıma sözleşmesi çerçevesinde davacının gönderici olduğu yükleri deniz yolu ile konteyner içinde Mersin’den Katar’a taşıdığını, yükün varma limanında geç teslim alınması ve konteynerin geç iade edilmesi nedeni ile ek masraf ile süresterya ücreti doğduğunu, bunun içinde fatura tanzim edildiğini, fatura bedelinin ödenmemesi üzerine davalı hakkında icra takibi başlatıldığını ancak davalının itirazı nedeni ile takibin durdurulduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptali ile icra takibinin devamına alacağın % 20 sinden az olmamak üzere davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkili şirket tarafından ihracatı yapılan pet şişe su türü emtianın Katar’ın Doha limanına davacı tarafından deniz yolu ile taşındığını, varma limanında alıcı yükü teslim almayınca davalıdan yükün önce Mersin Limanına geri gönderilmesinin talep edildiğini, daha sonra başka bir firmanın malı almak istemesi üzerine bu defa emtianın bu firmaya teslim edilmesinin davalıdan istendiğini, 2. Firmanında yükü teslim almaması nedeni ile müvekkili tarafından davacıya hitaben 18/02/2013 tarihinde ” taşımaya konu emtianın konteynerden limana boşaltılması ” yönünde talimat yazısı yazıldığını, ayrıca bu konuda maillerde gönderildiğini ancak davacının ordinonun ” … ” olduğunu beyan ederek ısrarla bu talebi yerine getirmeyip demuraj ücreti işletmeye devam ettiğini, ordinonun … teslimi dolayısıyla demuraj bedelinin bu firmadan talep edilmesi gerektiğini bu nedenlede daha evvel ödenmiş olan 30.000 USD nin iadesini istediğini, davacının bu talebi kabul ederek müvekkili tarafından ödenen 30.000 USD yi iade ettiğini, bu tarihten sonra müvekkilinin demuraj bedeli ödemeyerek emtianın imhası yükün boşaltılması ve konteynerlerin iade edilmesini istediğini, davacı tarafından istenilen demuraj ücretinin faiş olduğunu zira taşınan emtianın değerinin 35.000 USD navlun ücretinin 7.300 USD olduğu halde davacı tarafından 169.647,55 USD demuraj ücreti istendiğini ileri sürerek davanın reddi ile müvekkili lehine % 20 den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini istemiştir.
Dava; demuraj ücretinin tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali davası olup İİK nın 67.maddesinde düzenlenen 1 yıllık hakdüşürücü sürede açılmıştır. Dava konusu olan … İcra Müdürlüğünün 2013/… E. Sayılı icra dosyasının incelenmesinden, davacının 169.647,65 USD asıl alacak ile 1.587,37 USD işlemiş faizden oluşan toplam 171.231,02 USD nin, asıl alacağa takip tarihinden itibaren % 9,5 oranında faiz uygulanmak sureti ile davalıdan tahsili için 10/10/2013 tarihinde icra takibi başlatıldığı, davalının süresinde borca ve faize itiraz etmesi nedeniyle takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Yapılan yargılama sonunda iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; gönderilenin eşyayı teslim almamış olması nedeni ile oluşan konteyner gecikme bedelinden davalı taşıtanın sorumlu olduğu, 06/02/2013 tarihli e-mail yazısında, davalı taşıtanın alıcı tarafından konşimento ve ordinonun teslim alındığı fakat firmanın malları çekmediği, demuraj masraflarının önlenmesi bakımında Katar’da bulunan 5 adet konteynerin limanda boşaltılmasını talep ettiği, yine 18/02/2013 tarihli e-mail yazısında da, konteynerlerin boşaltılmasını ve ürünlerin imha edilmesini veya hibe edilmesini, 18/02/2013 tarihinden itibaren konteyner işgaliye bedeli ödenmesinden sorumlu olmadığını bildirdiği, davacının ise 19/02/2013 tarihli e-mail yazısında, ordinonun dava dışı alıcı tarafından teslim alınmış olması sebebi ile alıcının yük üzerinde feragati olmadan veya yazılı bir evrakı olmaksızın davalı tarafından talep edilen işlemlerin yapılamayacağını bildirdiği, dosyaya sunulan taşıma şartlarına ilişkin sözleşmenin 22.3. maddesinde malların makul süre içerisinde alınmamış olması halinde davacının satıcının riskinde ve giderinde olmak üzere satabileceği terk edebileceği veya sair suretle elden çıkarabileceğinin kararlaştırıldığı, dolayısıyla davacının davalının talimatları doğrultusunda hareket etmeyerek konteyner gecikme bedelinin işlemesine sebebiyet verdiği, demuraj ücretinin davacının 18/02/2013 olan imha başlangıcından, imhanın tamamlanmasına kadar geçecek olan 60 günlük makul süre sonuna kadar konteyner işgaliye bedeli-demuraj ücreti isteyebileceği, davacının isteyebileceği demuraj alacağının 58.590 USD olduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, davalının icra takibine vaki itirazının kısmen iptaline, 58.590 USD’nin takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa’nın 4/a maddesi gereğince işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsili için icra takibinin devamına, taktiren alacağın % 20 si üzerinden hesap edilen 23.318,82 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Sözkonusu karar taraf vekillerince temyiz edildiğinden Yargıtay … Hukuk Dairesi tarafından karar düzeltme aşamasında yapılan inceleme neticesinde “… Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi kök ve ek raporunda davacının, davalının talep ve talimatlarını nazara almayarak gerek sözleşme şartları, gerekse TBK’nun 107-109 maddeleri uyarınca yasal girişimlerde bulunma hak ve yükümlülüğünü makul süre içerisinde kullanmaması nedeniyle gecikme bedelinin artmasına sebep olduğu, MK’nın 2. maddesine göre hak ve nesafet kuralları ve denizcilik örf ve adetleri de nazara alınarak kusurlu olduğu, 18.02.2013 tarihinden itibaren doğan zararlara davacının kendisinin katlanması gerektiği görüşüne varılarak hesaplama yapılmış ve alacak belirlenmiştir. Bu durumda, özü itibariyle bu davada alacağın saptanması bilirkişilerce yapılacak incelemeye, somut olayın özellikleri, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri ile denizcilik örf ve adetleri nazara alınarak takdir olunmasına bağlı bulunduğundan ve gerek icra takibi tarihinde gerekse dava tarihinde demuruj alacağı belirlenebilir halde bulunmadığından, mahkemece davacının icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden davalı vekilinin icra inkar tazminatına ilişkin karar düzeltme itirazlarının kabulüyle Dairemizin 26.04.2018 tarih 2016/… Esas, 2018/… Karar sayılı onama ilamının bu yönden kaldırılarak, yukarıda anılan gerekçeyle mahkeme kararının bozulmasına” karar verilmiştir.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun görülen bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ile davalının …. İcra Müdürlüğünün 2013/… E. Sayılı icra takibine vaki itirazının kısmen iptaline, 58.590 USD nin takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince işleyecek yıllık dolar faizi ile birlikte davalıdan tahsili için icra takibinin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, Yargıtay bozma ilamında açıklanan nedenlerle koşulları oluşmadığından davacı vekilinin icra inkar tazminatı talebinin reddine, reddedilen kısım yönünden davacının kötü niyetle takip yaptığı anlaşılamadığından davalının da kötüniyet tazminatı talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM/Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile davalının … İcra Müdürlüğünün 2013/… E. Sayılı icra takibine vaki itirazının kısmen iptaline, 58.590 USD nin takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince işleyecek yıllık dolar faizi ile birlikte davalıdan tahsili için icra takibinin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Koşulları oluşmadığından davacı vekilinin icra inkar tazminatı ile davalı yanın kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
3-Daha evvel itirazın iptaline dair verilen karar kesinleşmiş olduğundan harç ve vekalet ücreti konusunda yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
4-Taraflarca yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, verilen kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili dairesinden temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/10/2020

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır