Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/12 E. 2022/431 K. 28.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2020/12 Esas
KARAR NO : 2022/431

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 02/01/2020
KARAR TARİHİ : 28/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete Nakliyat Emtia Sigortası Abonman Sözleşmesi kapsamında, … A.Ş. (sigortalı) adına rulo kağıt emtiasının sigortalı firmanın …’de bulunan tesislerinde davalı akdi taşıyanın (taşıma işleri yüklenicisi/forwarder) … Ltd. Şti. Organizasyonunda navlun faturası tahtında, nakliyeci … tarafından temin edilen …, …, …, …, ….tanıtıcı numaralı konteynerlere yüklendiğini, … limanına gönderildiğini, gerekli işlemlerin yapılıp “…” isimli gemiye yüklendiğini, konşimento tahtında İngiltere’ye sevk edildiğini, fiili taşıyıcı tarafından konteynerlerin alıcıya teslimi anında alıcı firma tesislerinde ürünlerin teslimi amacıyla konteyner kapıları açıldığını, … numaralı konteyner tavan panelinde delik olduğunu, bu delikten sirayet eden su sebebiyle 4 rulonun ıslandığını, 2 rulonun da fiziksel hasara uğradığının görüldüğünü, sevk evrakı üzerine “4 rulo ıslak teslim alındı, 2 rulo hasarlı şekilde” şeklinde not düşülerek hasarın kayıt altına alındığını, … Ltd. Şti.’ye … tarihli … 5. Noterliği ihtarnamesi ile hasarın ihbar ve ihtar edildiğini, cevabi ihtarname ile hasardan sorumlu bulunmadıklarının bildirildiğini, yapılan ekspertiz incelemesinde sigortalı …, …, …, … nolu bobinlerin ıslanmak suretiyle hasarlandığının tespit edildiğini, yapılan sovtaj çalışmaları neticesinde hesaplanan 9.087,77 TL’lik sigorta tazminatının sigortalıya 06.02.2019 tarihinde ödendiğini, davalı akdi taşıyanın, emtianın Türkiye’den İngiltere’ye alıcıya teslimi işini üstlendiğini, dava dışı fiili taşıyıcı …A.Ş. aracılığıyla deniz ve kara taşıma işini gerçekleştirdiğini, alacaklarının tahsili için … 9. İcra Müdürlüğü …Esas sayılı icra dosyasına kayden 9.087,77 TL asıl alacak ve 06.02.2019 ödeme tarihinden itibaren 1.233,20 TL işlemiş ticari avans faizi olmak üzere toplam 10.320,97 TL’nin tahsili için icra takibine geçildiğini, … 9. İcra Müdürlüğü …Esas sayılı dosyasında davalı şirketin borca itirazı üzerine takibin durduğunu, itiraz üzerine işbu itirazın iptali davasının ikamesinin zorunluluğunun hasıl olduğunu, davalının takip öncesi faize yaptığı itirazın haklı olduğunu, itirazın kısmen iptalini talep ettiklerini, dava konusu uyuşmazlık zorunlu arabuluculuk görüşmesine tabi olduğundan İstanbul Arabuluculuk Bürosu’nda arabuluculuk sürecinin yapıldığını, uyuşmazlığın çözümlenmediğinden işbu itirazın kısmen iptali davasının açıldığını, davalının … 9. İcra Müdürlüğü…Esas sayılı icra dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptaline ve takibin asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi yönünden devamı ile yargılama harç ve masraflarının, dava vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı vekilinin dilekçe ekinde bulunan arabuluculuk son tutanağında taraflarına bütün iletişim vasıtaları ile ulaşılmaya çalışıldığı halde ulaşılamadığından bahis ile son tutanağın taraflarının yokluğunda düzenlendiğini, bu dosya kapsamında taraflarına ulaşan hiçbir arabuluculuk daveti veya bildirimi bulunmadığını, dosya ile alakalı hiçbir şekilde yazılı bir şekilde davet veya bildirimde bulunmayan arabulucu aleyhine hem Adalet Bakanlığı Arabuluculuk Daire Başkanlığı’na şikayette hem de arabulucunun kamu görevlisi olmasından bahisle “görevi kötüye kullanma” suçundan dolayı ….Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğunu, işbu uyuşmazlığa ait arabuluculuk sürecinin usulüne uygun şekilde işletilmediğinden dolayı davanın usulden reddini talep ettiklerini, dava konusu uyuşmazlığın temeli olan taşımaya ait …. nolu konşimentonun Amerika Birleşik Devletleri’nde mukim ….’e ait olduğunu, taşımayı yapan geminin yabancı bayraklı olan …. olduğunu, taşınan yüklerin ….’den …. taşınması gibi hususlar ile işbu taşımada yabancılık unsurunun olduğunu, işbu taşımaya ilişkin olan konşimentonun taşıma şartlarını içeren arka yüzünde yer alan navlun sözleşmesinde konşimento tahtındaki taşımalardan kaynaklanacak tüm uyuşmazlıklarda uygulanması gereken yasaların Pensilvanya Eyaleti yasaları olduğunu, münhasır yetkili mahkemenin ise Pensilvanya Doğu Bölgesi Bölge Mahkemesi olduğunun kabul edildiğini, diğer tüm mahkemelerin yetkisinin ortadan kaldırıldığını, işbu davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, bu sebep ile davanın reddini talep ettiklerini, müvekkili şirketin konteynerdaki delik ve buna bağlı olarak ortaya çıktığı iddia edilen zarardan sorumlu tutulamayacağını, ilgili konşimentonun arkasındaki hükümler gereği taşıyıcı konumundaki müvekkili şirketin sorumsuzluğunun düzenlendiğini, konteynere ilişkin yetersizliğin veya kusurun konteyner gönderilmeden önce tacir veya müvekkili şirket tarafından yapılacak makul inceleme de görülmesi gerektiğinin, başlangıçta konteyner dahilinde herhangi bir kusur veya yetersizlik bulunmadığını, böyle bir durumda sigortalı firmanın konteyneri reddedeceğini, davaya konu konteynerde herhangi bir olumsuzluğunun belirlenmediğini, davacı ile sigortalı firmanın aralarında gerçekleştirmiş oldukları sigorta sözleşmesinin geçersiz olduğunu, taşımaya konu olan ve hasarlandığı iddia edilen malların kanuni olarak sahibinin sigortalı … firması olmadığını, davacının sunmuş olduğu 26/11/2018 tarihli … nolu faturada … firmasının taşımaya konu olan emtiaları Amerika Birleşik Devletleri’ndeki … firmasına 46.795,90 İngiliz sterlini karşılığında sattığını, emtialara ait kanuni mülkiyet hakkının doğabilecek tüm risklerle beraber … firmasına geçtiğini, davacının hasarın gerçekleştiği iddiasının bulunduğu taşımaya ait … numaralı konşimentoda gönderici kısmında …. firmasının bulunduğunu, ilgili emtialara ait kanuni mülkiyet hakkının … firmasına ait olduğunu, … firmasının işbu emtialar üzerinde sigortalabilir herhangi bir menfaatinin bulunmadığını, dava için aktif husumet ehliyeti olmadığını, sigorta ekspertiz raporunun tek taraflı ve dosya üzerinden yapılmış incelemeye bağlı olarak düzenlenmiş bir rapor olduğunu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 14.05.2001 tarih, 2001/2137 Esas 2001/4213 Karar sayılı emsal kararında taşıyanın veya temsilcisinin yokluğunda yapılan hasar tespitlerinin taşıyanı bağlamayacağının hüküm altına alındığını, yapılan incelemenin usulüne uygun yapılmaması sebebiyle zarar iddiasına ve zarar miktarına itiraz ettiklerini, davacının talep ettiği faiz oranın fahiş olduğunu bu sebeple talep edilen faiz oranına itiraz ettiklerini, işbu taşımada müvekkili şirketin taşımanın organize edilmesinden sorumlu olduğunu, fiili taşıma operasyonunu gerçekleştirmediğini, müvekkili şirketin akdi taşıyıcı konumunda olduğunu, fiili taşıma işinin … tarafından gerçekleştirildiğini, taşımanın gerçekleştirildiği konşimentonun da … konşimentosu olduğunu, davanın usulden reddine karar verilmesini, usuli itirazları yerinde görülmez ve esas yönünden incelemeye karar verilir ise esastan reddine karar verilmesi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davacı sigorta şirketince sigortalanmış bulunan emtialarda deniz taşıması esnasında meydana geldiği beyan edilen hasar nedeniyle sigortalısına ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili talebi ile başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali davası olup; uyuşmazlığın konusunun; arabuluculuk dava şartı prosedürünün usulüne uygun yürütülüp yürütülmediği, davalı vekilinin milletler arası yetki itirazının yerinde olup olmadığı, tarafların aktif ve pasif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı, sigorta sözleşmesinin geçerli olup olmadığı, geçerli bir sözleşme uyarınca ödemenin yapılıp yapılmadığı, hasara ilişkin süresinde ve geçerli bir ihbarın bulunup bulunmadığı ve hasarın deniz taşıması esnasında meydana gelip gelmediği, hasarda davalının sorumlu olup olmadığı ve hasarın miktarının tespiti noktasında toplandığı görülmüştür.
… 9. İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 18/10/2019 tarihinde icra takibine başlandığı, ödeme emrinin davalı borçluya 22/10/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 23/10/2019 tarihli borca itiraz dilekçesi ile takibin durduğu ve eldeki davanın da 02/01/2020 tarihinde İİK 67 maddesi gereğince yasal 1 yıllık sürede açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce resen seçilen bilirkişiler …, …ve … tarafından tanzim edilen 25/04/2022 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; taraflar arasındaki navlun sözleşmesi tahtında Türk mahkemelerinin münhasır yetkisi bulunduğu, konşimentoda yer alan uyuşmazlığın yabancı mahkemelerde görülmesine dair yetki şartının davacıya karşı ileri sürülemeyeceği, bu yetki şartının Türk mahkemelerinin münhasır yetkisini ortadan kaldırır nitelikte olması nedeniyle geçersiz olduğu, geçerli bir sigorta sözleşmesinin bulunduğu, satış bedelinin peşin ödenip ödenmediği dava dışı alıcının hasar bedelini mahsup edip edemediği veya cari hesaba kayıt edilip edilmediği hususlarının uzmanlık alanları dışında olduğu, tarafların davada husumet ehliyetinin bulunduğu hasar ihbarının süresi içerisinde yapıldığı, fiili taşıyan tarafından teslim belgesine kayıt düşüldüğü, eşyanın hasarına sebebiyet veren olgunun davalının hakimiyetinde bulunduğu sürede meydana geldiği, yük hasarından davalının sorumlu tutulacağı, mahkememizce hasarın deniz yoluyla taşıma sırasında meydana geldiği kanaatine varılırsa 1,327,6 GBP hasar tutarının gerçekçi ve kadr-i marufunda olduğu, bu miktarın TTK m. 1186/21 uyarınca hesaplanan üst sınır toplam zarar miktarının altında olduğundan zararın tamamının davalıdan talep edilmesinin mümkün olduğu sonucuna varıldığı belirtilmiştir.
Davalı vekilince taraflarına arabuluculuk davetiyesinin gönderilmediğinden ve arabuluculuk sürecinden haberdar edilmediklerinden bahisle dava şartının yerine getirilmediği itirazında bulunulmuş olmakla mahkemece öncelikle bu hususun incelenmesi gerekmiştir. Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü Arabuluculuk Daire Başkanlığı’na yazılan müzekkere cevabı ile arabulucu hakkında uyarma kararı verildiği belirtilmiştir. Ancak her ne kadar dava yartı olan arauluculuk sürecinde davalının usule uygun haberdar edilmemesi nedeni ile arabulucu hakkında disiplin işlemi uygulanmışsa da, bu durumun arabulcuya başvuru yapmış olan davacı aleyhine sonuç doğurmayacağı mahkemece değerlendirilmiştir. Zira davacı vekilince dava şartı gereği yerine getirilmiş olup aksinin düşünülmesi davacının kendi kusurundan kaynaklanmayan nedenlerle hak arama hürriyetinin kısıtlanması sonucunu doğuracaktır. Kaldı ki davalının da bu durumda bir hak kaybına uğradığından bahsetmek de mümkün değildir zira tarafların yargılama aşamasında da arabulucuya gitmek ya da sulh olmak imkanları bulunmaktadır. Bu nedenle davalı vekilinin dava şartınını yerine getirilmediği itirazı yerinde görülmemiştir.
Davalı vekilince ayrıca davaya konu edilen konşimentoda bulunan yetki kayıtları nedeni ile milletlerarası yetki itirazında bulunulmuşsa da; yerleşim yeri Türkiye olan davalının ikametgah mahkemesinde kendisini daha iyi savunabilecek olması nedeniyle yetki itirazı MK’nun 2.maddesi hükümleri ile bağdaşmayacağından davalı vekilinin yetki itirazı yerinde görülmemiştir.
Dava halefiyete istinaden açılmış olmakla, davacının TTK 1472 maddesi gereğince halef sıfatını ve hali ile aktif husumet ehliyetini kazanabilmesi için, geçerli bir sigorta sözleşmesinin kurulmuş olması, sigortacının himaye kapsamında yer alan riziko sebebiyle meydana gelen zararları ödemiş olması ancak bu ödemenin geçerli bir sözleşme uyarınca ve gerçek hak sahibine yapılması gerekmektedir. Sigortacının halefiyeti, kanundan kaynaklandığından kendiliğinden meydana gelir. Sigortacı tazminatı ödediği anda, sigortalının yerine geçer ve sigortalının zarara sebep olan üçüncü şahsa karşı olan talep hakkı düşer.
Son olarak ise halefiyetin gerçekleşmesi için, zarar nedeni ile sorumlu bulunan üçüncü bir kişinin varlığı gereklidir. Sonuç olarak davacı sigortacının, sigortalısının haklarına halef olabilmesi için, sigortalının
üçüncü şahıslara karşı tazminat talebi hakkına sahip olması, sigortacının sigorta tazminatını gerçek hak sahibine ödemiş olması ve geçerli bir sigorta sözleşmesinin var olması gerekir. Dosya içerisinde bulunan14198168 numaralı 27/11/2018 teklif tarihli nakliyat emtia sigorta poliçesinden dava dışı sigortalı …AŞ. tarafından …arası …isimli gemi ile yapılacak … emtiasının davacı tarafından nakliye rizikolarına karşı sigorta himayesi altına alındığı anlaşılmıştır. Dosyaya sunulan…Bankası’na ait 06/02/2019 tarihli dekonttan davacı tarafından dava dışı sigortalıya 9.087,77 TL ödendiği anlaşılmaktadır. Uyuşmazlığa konu teşkil eden ve taşıma esnasında zarar gören malın teslim şekli satım faturasında “…” olarak belirlenmiştir….esasına göre malların kararlaştırılan yerde teslimine kadar tüm masraf ve riskler satıcıya at olmakla, hasar ancak teslimden sonra alıcıya geçmektedir. Buna göre davacı sigortalısı olan satıcının davaya konu hasar bakımından sigortalanabilir menfaatinin devam ettiği anlaşıldığından, buna göre davacının TTK 147 maddesi gereğince halefiyet yolu ile kazandığı aktif husumet ehliyetini haiz olduğu mahkemece kabul edilmiştir.
Davalının pasif husumet ehliyeti bakımından yapılan değerlendirmede ise; dosyada bulunan ve davalı tarafından davacı sigortalısı adına düzenlenen 30/11/2018 tarihli ve … numaralı Navlun açıklamalı fatura bilgilerinin davaya konu konşimento bilgilerine göre düzenlendiği ve davaya konu taşımanın da davalı yanca acente sıfatı ile imzalanan konşimento tahtında gerçekleştiği anlaşılmakla, davalının TTK 921 maddesi gereğince taşıyan ve dolayısıyla pasif husumet ehliyetini haiz olduğu kabul edilmiştir.
Davaya konu edilen emtia hasarının ilk olarak, 20/12/2018 tarihinde taşıyan tarafından konteynerlerin alıcıya teslimi anında alıcı firma tesislerinde ürünlerin teslimi amacıyla konteyner kapıları açıldığında … numaralı konteyner tavan panelinde delik olduğu ve bu delikten sirayet eden su sebebiyle 4 rulonun ıslandığı 2 rulonun da fiziksel hasara uğradığının görülmesiyle fark edildiği, sevk evrakı üzerine “4 rulo ıslak teslim alındı, 2 rulo hasarlı şekilde” şeklinde not düşülerek hasar kaydının alındığı anlaşılmıştır.TTK 1185 maddesi gereği zıya veya hasarın haricen belli olması durumunda en geç eşyanın gönderilene teslimi sırasında, haricen belli olmaması halindeyse eşyanın gönderilene teslimi tarihinden itibaren aralıksız olarak hesaplanacak üç gün içinde taşıyana ihbar edilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla, belirtilen hasar kaydı dikkate alındığından hasara yönelik yazılı ihbarın TTK 1185/1 maddesi uyarınca davalı taşıyana bildirildiği mahkemece kabul edilmekle buna göre yasal karine gereği hasarın davalı sorumluluğunda meydana gelmediği hususunda ispat yükü davalı üzerinde bulunmaktadır.
Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda yapılan değerlendirme neticesinde, davaya konu olan kağıt bobinlerin ıslanması neticesinde meydana gelen hasarın, delil olarak sunulan resimlerden elde edilen bilgiler ışığında konteyner tavanındaki delikten konteyner içerisine giren sıvı(su) nedeniyle meydana gelmiş olduğu belirtilmiş, tavanda delik etrafında bulunan paslanma – korozyon – izlerinin varlığı, deliğin hasar tespit edilmeden önce meydana|gelmiş olduğunu ve tavan yüzeyinde paslanma yaratacak kadar belirli bir süre boyunca içeriye su girişine ve ıslanmaya neden olduğu da açıklanmıştır. Buna göre hasarın deniz taşıması esnasında konteyner tavanında bulunan delikten içeriye su girmesi sonucunda gerçekleşmiş olduğu ve hasarın eşyanın taşıyanın hakirniyetinde bulunduğu süre içerisinde meydana geldiği sonucuna varılmakla davalı taşıyanın emtianın uğradığı hasar bakımından sorumlu bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı tarafça talep edilen bedelin TTK 1186 maddesi kapsamında yapılan hesaplamaya göre sınırlı sorumluluk tutarının altında kaldığı anlaşıldığından, zarar miktarının tamamının talep edilebileceği anlaşılmıştır. Bilirkişilerce yapılan değerlendirme neticesinde davacının talep edebileceği gerçek zarar miktarının 1.327,69 GBP olduğu belirtilmiştir. Davacı tarafça talep edilen hasar miktarı içerisinde sigorta sözleşmesinden kaynaklanan %10 ilave bedelin de bulunduğu görülmekle, davacının dava dışı sigortalı ile arasındaki sözleşme kapsamında ödediği görülen bu bedelin gerçek zarar miktarı içerisinde bulunmadığı, davalının ancak gerçek zarar miktarını azmin ile yükümlü bulunduğu değerlendirildiğinden davacı taraça talep edilebilecek zarar miktarı 1.327,69 – 248,03 = 1.079,66 GBP olarak kabul edilmiştir. Buna göre davacı vekilinin 16/06/2022 tarihli beyan dilekçesi doğrultusunda mahkemece yapılan hesaplama ile ödemede dikkate alındığı belirtilen 6.8448 TL kur bilgisi doğrultusunda; 1.079,66 GBP x 6,8848 =7.390,05 TL zararın davacı tarafından talep edilebileceği mahkemece kabul edilmiştir.
Açıklanan nedenlerle mahkemece resen yapılan faiz hesabı neticesinde davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki hali ile karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile … 9. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı icra takip dosyasına yönelik itirazın KISMEN İPTALİNE, takibin 7.390,05 TL asıl alacak ile 1.002,82 TL işlemiş faiz bakımından DEVAMINA, asıl alacağa icra takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
-Şartlar oluşmadığından icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
2-Karar harcı olan 504,81 TL’den peşin alınan 103,60 TL’nin mahsubu ile bakiye 401,21 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacının peşin olarak yatırdığı 103,60 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı yargı gider toplamı olan 3.213,60 TL’nin (54,40 TL başvurma harcı, 159,20 TL posta gideri ve 3.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere) davanın kabul ve reddi oranına göre hesaplanan 2.613,09 TL’sinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı için takdir edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı vekili için takdir edilen 1.697,72 TL red vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
7-Tarafların dava şartı olan Arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları, Arabuluculuk son tutanağından anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-14 bendi uyarınca ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Suçüstü Ödeneğinden ödenen 1.320,00.-TL nin Arabuluculuk ücretinin kabul ve red oranı üzerinden hesaplanan 1.074,08-TL sinin davalıdan, 245,91-TL sinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Bakiye gider avansının kesinleşmeye müteakip talep halinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/06/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır