Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/78 E. 2020/155 K. 09.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2019/78 Esas
KARAR NO : 2020/155
DAVA : Alacak (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 09/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davadışı … San ve Tic Ltd Şti arasında lojistik hizmeti konusunda sözleşme imzaladığını, verilen hizmetler yönünden bu şirketin müvekkiline faturalar düzenlediğini, fatura bedelleri ödendiğinden herhangi bir borcun bulunmadığını, ancak davadışı … firmasının birtakım borçlarından dolayı hacze düştüklerini öğrendiklerini, bu esnada davalı şirketin müvekkili ile irtibata geçerek kendilerinin … firmasının taşeronu durumunda olduklarını, … ‘in müvekkili … AŞ’nin birkısım konteyner taşıma işlerini kendilerine verdiğini, konteynerlerin bir kısmının Ambarlı Limanına ulaştığını, bir kısmının da halen yolda olduğunu, ancak … firmasından 60.000,00 USD alacaklı olduklarını, bunun için alınan çeklerin ödenmeme ihtimali bulunduğundan 60.000,00 USD’nin müvekkili şirket tarafından ödenmesini, ödeme yapılmaması halinde gümrükte bekleyen mallar ile yolda gemide bulunan malların taşıma belgeleri ve ordinolarının teslim edilmeyeceğinin bildirildiğini, bu şekilde müvekkilinin haksız ve hukuk dışı bir yolla tam bir müzayaka durumuna düşürüldüğünü, zira taşınan malların …dan kazanılan ihale nedeniyle biran önce teslimi gerektiğinden konteynerlerin ivedi şekilde gümrükten çekmek zorunda olduklarını, bu nedenle limanda bekleyen ve ordinoları haksız şekilde bloke edilen malların biran önce müvekkili tarafından teslim alınması gerektiğini, konunun çözümü için … Noterliğinden davalıya ihtarname gönderilerek haksız şekilde bloke edilen mallara ilişkin müvekkilinin herhangi bir borcunun bulunmadığı, davadışı … ‘in borcundan dolayı malların bloke edilemeyeceği, malları bloke etmenin hiçbir hukuki dayanağının bulunmadığı, müvekkilinin ciddi zararlara uğratıldığından derhal ordino ve taşıma belgelerinin teslim edilmesinin istenildiğini, buna karşın davalının … firmasından olan alacaklarının … tarafından ödenmesi aksi halde ordinoları teslim etmeyeceklerini tekraren bildirdikleri, şifahi görüşmelerden de sonuç alınamadığını, bu nedenle müvekkilinin başkaca bir seçeneği kalmadığından müzayaka halinde ödeme yapmak zorunda kaldığını, davalı tarafından düzenlenen 18/05/2018 tarihli 31.770,00 USD karşılığı 207.982,31 TL tutarındaki fatura ile 27/08/2018 tarihli 15.940,00 USD karşılığı 95.550,74 TL tutarındaki faturaların ödenmek zorunda kalındığını, ödemeden sonra davalının mallara ilişkin ordinoları teslim ettiğini, son ordino teslim alındıktan sonra … Noterliğinden çekilen ihtarname ile davalının haksız şekilde tahsil ettiği tutarları iade etmesinin ihtaren bildirildiğini, ancak davalının iadeye yanaşmadığını, bu nedenle dava açma gereği hasıl olduğunu ileri sürerek müvekkilinin 18/05/2018 tarihli 31.770,00 USD karşılığı 207.982,31 TL tutarındaki fatura ile 27/08/2018 tarihli 15.940,00 USD karşılığı 95.550,74 TL tutarlı faturalardan dolayı müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, sözkonusu faturalar nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100.000,00 TL’nin … Noterliğinden çekilen 10/09/2018 tarihli ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 12/09/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari ve reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş olup, 22/05/2019 tarihinde fatura tutarları üzerinden eksik harcı ikmal ederek makbuzunu dosyaya ibraz etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın TTK’nun 1246.maddesine göre bir yıllık zamanaşımı süresine tabi olup, dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolduğunu, taraflararasındaki her türlü ilişkinin karşılıklı mutabakat çerçevesinde gerçekleştiğini, davacının ihtarnamelerine cevaben gönderilen … Noterliğinde keşide edilmiş 18/09/2018 tarihli ihtarname üzerine davacının borcu kabul ederek üstlendiğini, varılan mutabakata uygun şekilde müvekkili şirketin faturalar düzenleyerek davacıya gönderdiğini, davacının herhangi bir itiraz ileri sürmeden fatura bedellerini ödediğini, dolayısıyla iddia edildiği şekilde müzayaka yada benzeri bir durumun sözkonusu olmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla tacir sıfatına haiz olan davacının müzayaka hali içinde bulunduğunu ileri sürmesinin mümkün olmadığını, zira faturaları kabul ederek ödemeyi gerçekleştirdiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava; müzayaka halinde ödendiği ileri sürülen fatura bedellerinin TBK’nun 77 ve devamı maddelerine göre istirdadı istemine ilişkindir.
Davacı yan iddiasında özet olarak, yurtdışından ithal edilen malların taşınması konusunda davadışı … firması ile anlaşmaya varıldığını, bu şirketin alt taşıma sözleşmesi ile fiili taşımayı davalı … şirketine yaptırdığını, davalı şirketin malların teslim belgesi- ordinosunu teslim etmek için, kendisinin … firmasından olan alacaklarının ödenmesini şart koştuğunu, davacının başka firmalarla olan anlaşmaları çerçevesinde malları biran önce teslim almak zorunda olduğundan müzayaka halinde davalı firmanın düzenlemiş olduğu fatura bedellerini ödemek zorunda kaldığı ileri sürülerek, bu koşullarda davalıya ödenen bedelin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesini talep etmektedir. Davalı vekili ise, müzayaka iddiasını reddederek ödemelerin mutabakat çerçevesinde yapıldığını savunma olarak ileri sürmektedir.
Uyuşmazlığın çözümü açısından alınan bilirkişi raporunda; davacı ile davalı arasında sözleşmesel bir ilişkinin bulunmadığı, davadışı … ile … arasındaki taşıma ilişkisinden doğan konteyner demurajı alacağının hesabının dosyada ortaya konamadığı, bu kapsamdaki bir borcun geçerli bir şekilde davacıya nakline dair belgenin de bulunmadığı, davacının … ile … arasındaki taşıma ilişkisi açısından üçüncü bir kişi konumunda olduğu, davalının varsa demuraj alacağı bunun muhatabının alt taşıtan konumundaki … firması olduğu, … firmasının ancak kendi akide konumundaki davacıya rücu edebileceği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Dosya kapsamı, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, davacı …’nün yurtdışından satın aldığı malların taşınması konusunda davadışı … firmasıyla anlaşmaya vardığı, bu çerçevede taahhüt edilen taşıma işinin … ile … arasında yapılan alt navlun sözleşmesi ile davalı … tarafından yerine getirildiği, dolayısıyla davacı ile davalı arasında doğrudan akdi bir ilişkinin bulunmadığı, davalının fiili taşıyan, davacının da yük ilgilisi-teslim alan konumunda olduğu, uyuşmazlık konusu 18/05/2018 tarihli 31.770,00 USD karşılığı 207.982,31 TL bedelli ve 27/08/2018 tarihli 15.940,00 USD karşılığı 95.550,74 TL tutarındaki faturaların demuraj faturası olup taşıtandan kaynaklanan gecikmeler nedeniyle ortaya çıkan zarar için düzenlendiği, taşıma ilişkisinde davacı davalının taşıtanı olmadığından demuraj alacağının davalıdan istenemeyeceği, varsa demuraj alacağı bunun muhatabının alt taşıtan davadışı … firması olduğu kabul edilmiştir.
Davalı taraf savunmasında demuraj faturalarının ödenmesi konusunda davacı ile mutabakata varıldığını ileri sürmüş ise de, savunmanın dayanağı olan, davalının davacıya gönderdiği e-mailde yer alan “varılan mutabakat” ibaresinin tek taraflı bir beyan olduğu, yazının devamında malın teslim edilmesinin ön koşullarının sıralandığı, davacının e-maillerinde ise mutabakattan bahsedilmediği görüldüğünden demuraj ödemesi konusunda e-posta yazışmalarıyla tarafların mutabakata vardıklarının söylenemeyeceği, öte yandan davacının davalıya ve davadışı … firmasına çektiği ihtarnamelerde de demuraj borcunun kabul edildiğine ilişkin bir beyanın bulunmadığı, dolayısıyla demuraj faturalarından dolayı taraflararasında bir mutabakatın sözkonusu olmadığı değerlendirilmiştir.
Sonuç olarak, davalının davacı adına düzenleyip tahsil ettiği demuraj faturalarının akdi ve hukuki bir dayanağı bulunmadığından TBK’nun 77 ve devamı maddelerinde düzenlenen sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iade gerektiği kanaatine varılmış olduğundan bu kanaat ışığında davacının dava konusu faturalar nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalının tahsil etmiş olduğu toplam 303.533,00 TL fatura bedelinin davacıya iadesine, davacının … Noterliğinden çekmiş olduğu 10/09/2018 tarihli … yevmiye nolu ihtarname ile davalı temerrüde düşürülmüş olduğundan temerrüt tarihinden itibaren kabul edilen alacağa avans faizi yürütülmesine, ihtarnamenin tebliğ belgesi sunulmamış olduğundan temerrüt tarihinin davalının cevabi ihtarname tarihi olan 18/09/2018 tarihi kabul edilerek bu tarihten itibaren 303.533,00 TL ‘ye avans faizi yürütülmek suretiyle davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesi yönünde aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ ile dava konusu olan 15/08/2018 tarihli 207.982,31 TL bedelli ve 27/08/2018 tarihli 95.550,74 TL bedelli demuraj faturalarından dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
Sözkonusu faturalar nedeniyle davacının davalıya ödemiş olduğu 303.533,00 TL’nin 18/09/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince tayin olunan 20.734,34 TL harçtan 1.707,75 TL peşin harç ile 3.475,84 TL ıslah harcı toplamı 5.183,59 TL harcın mahsubu ile bakiye 15.550,75 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına,
3-Davacı taraf vekil ile temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin olunan 29.697,31 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 5.224,69 TL ilk harç, 169,35 TL posta gideri, 6.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 11.394,04 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/09/2020

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır