Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/56 E. 2020/260 K. 26.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2019/56
KARAR NO : 2020/260
DAVA : İtirazın iptali
DAVA TARİHİ : 03/05/2016
KARAR TARİHİ : 26/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili, müvekkilinin … olup … Sahilinde bulunduğunu, üyelerinin balıkçı olduklarını, kooperatifin kendisine ait limanı bulunduğunu ve üyeleri hariç kooperatife ait limana tekne bağlayan tüm misafirlerin kooperatife … Tarım İl Müdürlüğünce belirlenen fiyat tarifesi üzerinden palamar ücreti ödemek zorunda olduklarını, palamar ücretinin de bir yıllık peşin alındığını, davalının müvekkiline ait limana 7,5 metre boyunda … isimli teknesini bağladığını, davalının müvekkili kooperatif üyesi olmadığını, 01/12/2013-01/06/2014 tarihi arasındaki 6 aylık palamar ücreti olarak 1.529,28 TL ödeme yaptığını, 01/06/2014-01/04/2015 tarihleri arasındaki palamar ücretinin 3.540,00 TL olduğunu, davalının bu ücretin de 1.220,72 TL’ sini ödediğini, kalan 2.329,28 TL’ sini ödemediğini, 01/04/2015-01/04/2016 tarihleri arası palamar ücretinin 4.460,00 TL olup bu ücretin de ödenmediğini, müvekkilinin eksik ödenen palamar ücretleri için davalı hakkında … İcra Müdürlüğünün 2015/… esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından takibe haksız olarak itiraz edilmesi üzerine takibin durdurulduğunu, bu nedenle davalının haksız itirazının iptaline takibin devamına ve davalının icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin … 09 adlı teknesi için davacı şirketle kendilerinin işlettiği limanda 01/12/2013 tarihinden itibaren 6 ay süresince yanaştırmak suretiyle sözlü akde varıldığını, buna göre 01/06/2014 tarihine kadar davalı şirkete 1.529,28 TL palamar ücreti ödendiğini, bu tarihten sonra müvekkile ait tekne yine müvekkil tarafından 01/11/2014 tarihine kadar 5 ay süre boyunca limana uğradığını ve sonrasında teknenin hiçbir surette limana uğramadığı gibi ne bu süre zarfına kadar ne de bundan sonraki süreç için davalı ile herhangi bir sözlü/yazılı anlaşmaya varılamadığını, 01/06/2014 – 01/11/2014 tarihleri arasında da davalı şirkete 1.220 TL palamar ücreti ödendiğini, bu tarihler dışında müvekkile ait teknenin limanda olduğunun ispat yükünün davacı şirkette olduğunu, dosyaya sunulan tekne formunun müvekkilinin bilgisi dahilinde olmadığını, tekne formunun altında müvekkilinin imzası bulunmadığını, imzayı atan kişinin de bu hususta yetkilendirilmediğini, etkisiz bir kişi ile müvekkili adına sözleşme yapan davacı teknenin sanki sürekli limandaymış gibi gösterdiğini ve bu dayanaksız sözleşme ile müvekkilinin kötü niyetli olarak borçlu gösterildiğini, bu sözleşmenin geçerli bir sözleşme olduğu varsayımında dahi sözleşmenin başlangıç ve bitiş tarihi anlaşılamadığını, takipte istenen 01/06/2014 vade tarihli palamar ücretinin 1.529 TL olduğunu ve bu bedelin ödendiğinin zaten tekne formunda belirtildiğini, 01/04/2015 vade tarihli 4.460 TL bedelli palamar ücreti istendiği halde tekne formunda kira bedelinin 3.540 TL olduğunun yazıldığını, takip tarihinin 29/12/2015 olduğu gözetildiğinde fahiş istenen bedeli kabul etmenin mümkün olmadığını, takiple tekne formu arasında hiçbir uyum olmadığını, sırf bu durumun dahi tekne formunun sonradan düzenlenmiş olabileceği ihtimalini gözler önüne serdiğini, davacının dava dilekçesinde belirttiği üzere davalı teknesini hangi ücretler karşılığı limana yerleştirebileceğini bildiğini, daha önceki yıllarda kooperatife ödeme yapılmış olmasının müvekkille davacı arasındaki sözlü sözleşmenin 01/11/2014 tarihinde sona erdiği gerçeğini değiştirmeyeceğini, davacının sunduğu veya sunacağı delillerin hiçbir surette davalı ile arasında herhangi bir yazılı sözleşme bulunduğuna delalet teşkil etmediğini bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
… Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/… esas sayılı dosyası görevsizlik kararı ile mahkememize gönderilmiş, yukarıdaki esas numarasını almış, … İcra Müdürlüğünün 2015/… esas sayılı dosyası, dosyamız arasına alınmıştır. İcra dosyasının incelenmesinde davalı borçlu aleyhine 30/12/2015 tarihinde icra takibine başlandığı, ödeme emrinin davalı borçluya 19/01/2016 tarihinde tebliği akabinde davalı borçlu tarafından 25/01/2016 tarihinde borca itiraz dilekçesi sunulduğu, eldeki davanın ise 03/05/2016 tarihinde İİK 67 maddesi gereği 1 yıllık süre içerisinde açıldığı, taraf vekillerince tüm delillerin sunulduğu anlaşılmıştır.
Yargılama sırasında dinlenen tanık … ; “Tarafları tanırım ve bilirim, davacı kooperatif başkanı idim, 2017 yılında ayrıldım, tarihini tam olarak hatırlayamıyorum, tekne getirdi, boş yer vardı, kabul ettik, bu hususta misafir tekne formunu tanzim ettik, yıllık palamar ücreti ödemesi gerekiyordu, ilk yıl ödedi, ikinci yıl ödemedi, ücreti hatırlayamıyorum dedi, dosyada bulunan misafir tekne formu gösterildi; gösterilen misafir tekne formu doğrudur, imza bana aittir, muhasip tarafından dolduruldu, biz imzaladık, bir suretini de davalıya verdik, davalı teknesi 201 6yılının 2 veya 3. ayında ayrılmış, habersiz ayrıldığı için herhangi bir form tanzim etmedik, telefon gör üşme si yap 11 k, bakıma götürdüğünü söyledi, ancak geri dönmedi, bize tekneyi getiren kişi ile formu tanzim ettik, parayı da o ödedi, bu kişinin kim olduğunu hatırlayamıyorum.
Tanık … ise; “Tarafları tanırım ve bilirim, davalı …’ in teknesi olduğunu biliyorum, davalı teknesinin 2013 yılında orada olduğunu ve 2014 yılının sonlan veya 2015 yılının başlarında ayrıldığını tahmin ediyorum, kesin olarak tarihi bilemiyorum, para ödeyip ödemediğim de bilmiyorum, … isimli kişiyi tanırım, bu kişi ile davalı … arasındaki ilişkiyi bilemiyorum, ben davaya konu tekneyi … ‘ dan izin alarak bir kaç kez kullandım.” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
19/11/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davaya konu teknenin barınağa giriş ve çıkış tarihlerini gösterir kayıtların davacı tarafından dosyaya sunulmamış olması nedeniyle davalının tam olarak hangi tarihler arasında bağlama hizmeti aldığının dosya içeriğinden belirlenemediği beyan edilmiştir.
03/07/2020 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; Mahkemenin 13/01/2020 tarihli ara kararı gereğince yapılan değerlendirmede, kök raporda vardıkları sonucu değiştiren bir maddi vakıa ya da hukuki dayanağa rastlanmadığı beyan edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı itibariyle, dava konusu uyuşmazlıkta, davacı taraf, davacı Kooperatif üyesi olmayan davalıya ait 7,5 metre boyundaki … 09 isimli teknenin, misafir tekne olarak davacının işletimindeki limana 01/12/2013 tarihinde bağlandığını, bu tarihten itibaren 01/06/2014 tarihine kadar olan 6 aylık Palamar ücreti olan 1.529,28-TL yi davacıya ödediğini, 01.06.2014-01.04.2015 tarihleri arası palamar ücreti olan 3.540,00-TL nin l.220,72-TL’sinin ödendiği, ancak kalan 2.319,28-TL’sinin ve 01/04/2015 – 01/04/2016 tarihleri arası palamar ücreti olan 4.460-TL’nin davalı tarafından ödenmediğini iddia ederken, davalı taraf ise 01/06/2014 – 01/11/2014 tarihleri arasında 5 ay süre boyunca limana uğramamasına rağmen davacı kooperatife 1.220 TL palamar ücreti ödendiğini, ancak 01/11/2014 tarihinden sonra teknenin limana uğramadığını, ne bu süre zarfına kadar ne de bundan sonraki süreç için davacı ile herhangi bir sözlü/yazılı anlaşmaya varılmadığını iddia etmiştir.
13/12/1996 Tarih 22846 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Balıkçı Barınakları Yönetmeliği’nin Beşinci kısım “Barınakların İşletilmesi – İşletme Esasları” başlıklı 9. Maddesi; “Barınak işletmecisi, o barınak için özel olarak hazırlanan kira şartnamesinde belirlenen maddelerden ve ayrıca barınağı karadan gelebilecek tehlikelere karşı sınırlarını tel, çit veya ihata duvarı ile belirlemek gibi güvenlik önlemleri almak, giriş-çıkışları kontrol altında tutmak ve temizlik, bakım-onarım hizmetleri ile barınaktan yararlananlar arasındaki koordinasyonu sağlamaktan sorumludur. Barınak işletmecisi bu amaçla;….
b) Gemilerin barınağa giriş, bağlama, kalkış ve çıkışlarını düzenler. Barınaktan sürekli veya geçici olarak yararlanan gemi ve sahibi için gerekli kayıtları tutar.

e) Gemilerin barınma giriş vc çıkış kontrolü ile emniyetlerinin sağlanmasını temin eder.” hükmüne haizdir. Bu madde kapsamında, davacı barınak işletmecisi tarafından düzenlenmiş, davalıya ait “… ” isimli teknenin … Balıkçı Barınağı’na giriş ve çıkış tarihlerini gösteren bir kaydın davacı tarafından sunulmadığı, … isimli teknenin tam olarak hangi tarihler arasında barınma hizmeti aldığının dosya kapsamından tespit edilemediği, 01/12/2013 – 01/06/2014 tarih aralığındaki 6 aylık Palamar ücreti olan 1.529,28-TL. ve 01/06/2014 – 01/11/2014 tarih aralığı için de 1.220 TL palamar ücretinin davalı tarafından ödendiği, dolayısıyla bu tarihler arasında davacıdan hizmet alındığının davalının da kabulünde olduğu, 01/11/2014 tarihinden 01/04/2016 tarihine kadar olan süre zarfında ise, … 09 isimli teknenin davacıdan hizmet alıp almadığının dosya kapsamı ve tanık beyanları ile tespit edilemediği, davacının davasını ispatlayamadığı görülmekle davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince peşin alınan 126,51 TL den karar harcı olan 54,40 TL nin mahsubu ile fazla alınan 72,11 TL’nin kesinleşmeye müteakip talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı vekili için takdir edilen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/10/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır