Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/52 E. 2019/261 K. 28.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2019/52 Esas
KARAR NO : 2019/261
DAVA :Menfi Tespit
DAVA TARİHİ :28/02/2019
KARAR TARİHİ :28/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 13.11.2017 tarihinde, … Ltd / … Türkiye yetkili acentesi olan müvekkil firma … Denizcilik ve Gemi Kiralama Tic Ltd Şti ile …-… San. ve Tic. Aş. arasında 16 adet muhtelif tipte patlayıcı madde yüklü konteynerin Mersin’den Djibouti limanına taşınması konusunda anlaşma imzalandığını, yine müvekkil firması ile … Dan. Paz. Ins. San. Ve Tic. Ltd. Sti arasında 13 adet muhtelif tipte patlayıcı madde yüklü konteynerin Mersin’den Djibouti limanına taşınması konusunda anlaşma imzalandığını, 13.11.2017 tarihinde … Ltd / … , … Co. Ltd, Firmasının Lübnan yetkili acentesi olan … Denizcilik ile müvekkil firma arasında … isimli gemiyle 29 adet muhtelif tipte patlayıcı madde yüklü konteynerin Mersin’den … limanına parsiyel yük bazında taşınması konusunda anlaşma imzaladığını, anlaşma üzerine 19.11.2017 tarihinde … isimli geminin İskenderun limanında Oman’ın … limanına boşaltmak üzere 11 adet LPG tankı yükledikten sonra 22/11/017 tarihinde 07:18’de Mersin Limanına yanaştığını, 23/11/2017 saat ll:28’de tehlikeli patlayıcılarla yüklü 29 adet konteynerin … isimli geminin yüklemeyi tamamladığını, tüm yük evraklarının kaptan tarafından imzalandığını, gemi kaptanı Mersin liman acentesi olan … Denizcilikle, …-lere uygun olarak konşimento imzalama yetkisi verildiğini, saat 13:40 da geminin … limanına gitmek üzere hareket ettiğini, Mersin – … arası Süveyş kanal geçişi haricinde başka yere uğramadan gidilmesinin planlandığını, geminin taşıdığı yükün hassasiyeti ve tehlikeleriyle alakalı tüm bilgilerin gemi kaptanına anlatılarak yazılı doküman olarak da verildiğini, 24.11.2017 tarihinde bahse konu taşımayla alakalı navlunun … faturasına istinaden …’in … Bankası hesabına aktarıldığını, 26.11.2017 tarihinde gemi işletmecisi olan … Corp isimli firma tarafından gönderilen e-mail ile bahse konu yükle alakalı navlunun alınmadığını ve ödemede gecikme olması halinde gemi üzerindeki yüklerin haczedileceğinin bildirildiğini, bu e-mailin yüklerle alakalı tüm yükleyici, alıcı, taşıtan vs firmalara gönderildiğini, müvekkil firma tarafından anlaşmaya göre henüz navlun ödenmesiyle alakalı zamanın dolmadığının bildirildiğini, aynı zamanda navluna hak kazanmaları için gemi sigorta poliçesindeki ticaret alanının genişletilmesini ve Süveyş kanalı sonrasındaki seyrin bu sigortaya eklenmesini, ayrıca gemi pozisyonunun internet üzerinden takip edilemediğini ve geminin nerede olduğu sorulduğunu, bu işe yarayan … cihazının kapatılmaması gerektiğinin bildirildiğini, navlun ödemesinin yapılabilmesi için vermiş olduğu Kıbrıs Rum kesimindeki banka hesabının geçersiz olduğunu ve başka bir ülkede banka hesabı vermesi hususu navlun ödemesinde yaşanan gecikmelerden kendisinin sorumlu olduğunun bildirildiğini, işletmecinin ise buna cevaben, gecikmeyi kabul etmediğini, banka hesabını değiştirmek istemediğini ve yükleri satmak için araştırma yaptığını, Nijerya ve Arnavutluk gibi ülkelerden alıcılar olduğunu bildirdiğini, 01.12.2017 tarihinde … firmasının, tüm bu gelişmelerden rahatsızlığını ifade ettiğini ve geminin … sigortasındaki seyrüsefer sahasının genişletildiği yenilenmiş poliçeyi sunmadan, navlun ödemesini yapmak istemediğini ve kendi haklarını savunmak üzere Hamburg Fleet avukatlık firmasını yetkilendirdiğini bildiren bir e-mail gönderdiğini, bunun üzerine … firması avukatları tarafından konu ile alakalı olayın hızlı bir şekilde çözülmesi için üç alternatif sunulduğunu, …, armatörün kesmiş olduğu navlun faturasındaki miktarı, aynı gün havale ederek ödeme swiftini yollandığını, 08.12.2017 tarihinde Armatör, navlun ödemesinin hesabına ulaştığını ancak 23.257 USD eksik ödeme yapıldığını bildirildiğini ve imzalanmış olan B/L lerin geçersiz olduğunu, 10.12.2017 tarihinde Süveyş kanal acentesi … shipping tarafından, bir e-maille gemi kaptanından aldığı habere göre geminin GYRO pusulasının ve AIS cihazının arızalı olduğunu, bu arizalar giderilmeden geminin Süveyş Kanal geçişi yapamayacağını bildirildiğini, Armatör, elektrikçi ayarlaması ve gerekli tamirin yaptırılmasını istemişse de tamir için gerekli masrafları ödemeyi kabul etmediğini, 13.12.2017 tarihinde armatörün gemideki arızaların tamiri için gerekli onayı vermediğini ve ödemelerin yapılmadığını, … acente, limandaki tamir firmasına armatörün önceki seferlerden borcu olduğunu ve firmanın gemi üzerine haciz işlemi başlatacağını, armatörün bu konuda da hiçbir ödeme girişiminde bulunmaması sebebiyle geminin Süveyş kanalı geçiş işlemlerine başlanamadığını, 18.12.2017 tarihinde armatör, günlük olarak yüklerin uygun bir antrepoya boşaltılacağını ve yüke haciz koyacağını bildiren e-mailler yollamaya devam ettiğini, tarafların sulh olması için İstanbul’da görüşme ayarlanmışsa da … firması sahibi … tarafından, yol masrafları için parası olmadığı gerekçesiyle kendisine USD 1000 havale yapıldığı, 11.01.2018 tarihinde müvekkil firma tarafından, tüm denizcilik haber sitelerinden …’nin Yunanistan Deniz Kuvvetleri gemisi tarafından, Misurata/libya ya doğru seyrederken yakalanıp, Girit adasındaki … Limani’na getirildiği, yüklerin limana boşaltıldığı ve tüm gemi personelinin tutuklandığı bilgisine ulaşıldığını, geminin yakalanma olayı 06.01,2018 tarihinde gerçekleştiği halde tüm bu gelişmeler müvekkil firmadan saklandığını ve ekstra ödeme tahsil edilmesi amaçlandığını belirterek müvekkilinin davalı tarafa borçlu olmadığının tespiti ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; uyuşmazlık konusu miktarın belirli olup, navlun bedeli 89.000,00 Amerikan Doları, yükün değeri 445.396,60 Amerikan Doları ve hukuki masraflar için en az 100,000,00 Amerikan Dolar tutarında olmak üzere toplam 634.396,60 Amerikan Dolar olduğunu, navlun bedeli ve kargo bedelinin tam olarak ve hukuki masraflar da yaklaşık olarak belirli, yani minimum tutar tespit edilebilir durumda iken, işbu tespit davasının belirsiz dava şeklinde açılmasında hukuki yarar olmadığını ve davanın kesin olan minimum tutar üzerinden açılması gerektiği sebeple usule aykırılık mevcut olduğunu ve 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 30. maddesi uyarınca, harcın tamamlatılması gerektiğini, taraflar arasında, Londra Deniz Hakemleri Birliği (LMAA) nezdinde 28.11.2018 tarihinde 013/2018 sayılı tahkim yargılaması başlatılmış ve Sayın Todor Vassilev tek hakem olarak atandığını ve halihazırda yürüyen bir tahkim yargılamasının olduğunu, bu tahkim yargılamasında uyuşmazlığın tarafları, dava konusu ve dava sebebi ve ileri sürülen vakıalar aynı olması sebebiyle konusu ve talep sonucu aynı davanın tekrar başka bir mahkemenin huzuruna getirilmesi HMK m.H4/ı hükmüne aykırılık teşkil ettiğini, bu nedenle davanın usulden reddi gerektiğini, somut uyuşmazlıkta davacının davayı ikame etmekte hukuki menfaati bulunmadığını, somut uyuşmazlıkta tahkim yargılamasının derdest olduğunu, davacı ile davalı taraf arasında mevcut Taşıma Sözleşmesinin 23.maddesinde tahkim şartı öngörüldüğünü, davacın tarafın tahkim yargılamasında öne sürdüğü “Tahkim sözleşmesinin Geçersizliğime dair iddiası 12/02/2019 tarihli Ara Karar ile reddedildiğini, ilgili tahkim kararında hakem, yetkisini sözleşmeye uygulanacak hukuk olan İngiliz Hukuku kapsamında belirlendiğini, bu davanın açılmasının sözleşmeye ve tahkim şartına aykırı olduğunu, müvekkil “…”nin gerek tescil gerekse faaliyet adresi “…” olduğunuve başkaca şubesi olmaması sebebiyle HMK m.6 uyarınca davaya bakmakla yetkili mahkeme Ankara Mahkemeleri olduğunu, taraflar arasında imzalanan Taşıma Sözleşmesi uyarınca uyuşmazlığın esasına İngiliz Hukuku’nun uygulanması gerektiğini, taraflar arasında imzalanan Taşıma Sözleşmesi uyarınca müvekkilin TAŞITAN’ı olduğu yükün, taşıyan sıfatını haiz davalının belirlediği … isimli gemiye yine sözleşmede belirlenen günde Mersin/Türkiye Limanı’nda yüklenmiş ve navlun Davacı/Taşıyan’ın banka hesabına ödendiğini, yükün tahliye limanı …/Etiyopya olmasına karşın bilinmeyen bir nedenle fiili taşıyan ve davacının da aralarında bulunduğu alt taşıyanlar arasında ortaya çıkan uyuşmazlık neticesinde fiili taşıyıcı tarafından sebepsiz yere gemi rotasından çıkarılarak alakasız bir şekilde yük Yunanistan’ın hükümranlık alanına terk edildiği ve Yunanistan devleti tarafından yükün müsadere edildiğini, Yunanistan Devleti tarafından müsadere edilen yükün dava tarihi itibariyle raf ömrünü tamamladığından iade edilse bile ticari olarak tekrar satışı mümkün olmadığından yükün bütünüyle zayi olduğunu, davalı Müvekkil Şirket, mallarını taşıtmak üzere Davacı Şirket ile taşıma sözleşmesinin akdedildiği Taşıyan, Türk Ticaret Kanunu’nun (“TTK”) Taşıyanın Sorumluluğu başlıklı hükmü ve devamı hükümlerince Taşıtan’a verdiği zararlardan sorumlu olduğunu, somut olayda armatörün fiili taşıyan konumda olduğunu, müvekkilin taraflar arasında imzalanan Taşıma Sözleşmesi uyarınca navlunu ödemiş ve yükü gemiye yüklendiğini, Davacı Taşıyanın ise yükü tam ve hasarsız olarak tahliye limanına taşıma sorumluluğunu üstlenmiş ve fakat gemiyi nedensiz yere kasıtlı ve kötü niyetli olarak gemiyi rotasından çıkarmak suretiyle geminin rotasının binlerce mil uzağında ilgisiz bir devletin hükümranlık alanına terk etmek suretiyle yükün zayi olmasına neden olduğunu, yasa hükümleri uyarınca ortaya çıkan zarardan müteselsilen sorumluluğu bulunduğunu kabulü ile davanın tahkim şartı nedeniyle davanın usulden reddini, tahkim itirazının kabul edilmemesi halinde yetkili Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini, davanın esastan da reddini talep etmiştir.
Davanın; davalıya ait emtialara deniz taşıması esnasında el konulması nedeniyle oluşan zarardan davacının sorumlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit davası olduğu; uyuşmazlığın; milletlerarası tahkim itirazı, derdestlik itirazı, iç hukuk yetki ve hukuki yarar yokluğu itirazı ile davacının zarar nedinyli sorumluluğunun bulunup bulunmadığı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Davacının birden fazla ilk itirazı bulunmakla evleviyetle tahkim itirazının irdelenmesi gereklidir. Dosyaya sunulan ve dava tarafları arasında imzalanan taşıma sözleşmesinin 23. Maddesinde “Arbitrasyon gerekirse Londra da yapılacak ve İngiliz Hukuku Kuralları ana kanunlar olarak geçerli olacaktır” kaydı yer almaktadır. Ayrıca Londra Deniz Hakemleri Birliği nezdinde de 28/11/2018 tarihinde 013/2018 sayılı tahkim yargılamasına başlandığı ve eldeki dosya davalısının Tahkim Sözleşmesinin Geçersizliği itirazının 12/02/2019 tarihinde reddolduğu davalı delilleri ve davacı beyanları ile anlaşılmıştır.
Her ne kadar davalı taraf cavaba cevap dilekçesi ile “arbitrasyon gerekirse” ifadesinden ötürü tahkim anlaşmasının kesin ve belirli olmaması nedeniyle tahkim anlaşmasının geçersizliğini ileri sürmüşse de; bu durumun tarafların tahkim anlaşması yapma iradesine şüphe düşürmediği, tarafların tacir olması nedeniyle sözleşmelere konan maddelerin hüküm ve sonuçlarını basiretli tacir olmanın gereği olarak bilmeleri gerektiği anılan ifadenin “anlaşmazlık halinde” olarak yorumlanması gerektiği kanaati ile davalı yan itirazı mahkemece dikkate alınmamıştır. Kaldı ki … Mahkemesi … Hukuk Dairesi … Esas … Karar sayılı ilamında da belitildiği üzere; tahkim şartının ayrılabilirliği ilkesi nedeni ile tahkim şartının geçerli olup olmadığı asıl sözleşmede değerlendirilecek olup bu konuda karar verme yetkisi kompetenz-kompetenz ilkesi uyarınca hakem heyetindedir. ( Mustafa ERKAN Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XVII, Y.2013, Sa. 1-2,sf. 557 ) (Y.15.hd 2014/3330 E. – 2014/4607 K. sayılı ilam )
Anılan gerekçelerle taraflar arasında tahkim anlaşması bulunduğu kabul edilerek mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR ; Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı tarafın tahkim itirazının kabulü ile dava dilekçesinin mahkememizin görevsizliği nedeniyle REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç tarifesi uyarınca 25,20 TL karar harcının 26,85-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 1.65 -TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 1.500,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan 13,00-TL tebligat giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davalı tarafa iadesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin gıyabında, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/05/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır