Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/437 E. 2021/54 K. 08.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2019/437
KARAR NO : 2021/54
DAVA : İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/12/2019
KARAR TARİHİ : 08/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, davalı şirkete ait eşyanın Çin’den Türkiye’ye taşınması işlerini organize ederek üstlendiğini, edimlerini tam ve eksiksiz olarak yerine getirdiğini, söz konusu taşımaya ilişkin olarak davalı adına tanzim edilen 10.01.2019 tarih, 845 USD, … no.lu, tahliye nezareti ücreti içerikli fatura bedelinin davalı tarafından ödenmediğini, alacağın tahsili için davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… E. no.lu dosyası üzerinden icra takibi yapıldığını, davalı tarafından, yapılan bu takibe itiraz edildiğini, dava şartı gereği arabuluculuğa başvurulduğunu ancak, anlaşma sağlanamadığını, alacağın tahsili için huzurdaki davayı açtıklarını belirterek, davalı borçlunun, …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… esas sayılı dosyasına yaptığı haksız ve mesnetsiz itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa tahmilime karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı arasında Çin’den ithal edilen malların taşınması hususunda davacı tarafından 16.05.2018 tarihinde sunulan; 7.300 USD şeklindeki fiyat teklifinin, müvekkili tarafından 31.05.2018 tarihinde kabul edilmesi ile sözleşme ilişkisinin kurulduğunu, müvekkili tarafından 7.300 USD’nın davacıya ödendiğini ve bu taşımadan kaynaklı olarak herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacının talep ettiği tutarın, sözleşmede yer almadığını, sözleşme yapıldıktan sonra fiyatlarda ve yükleme planında meydana gelebilecek değişikliklerin davacının sorumluluğunda olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin dava haklarının saklı kalması kaydı ile davanın reddine, kötü niyetli olarak icra takibi başlatan davacının, %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, dava harç ve giderlerinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlığın, davaya konu taşıma nedeniyle davacının davalıdan tahliye nezareti ücreti alacağının olup olmadığı varsa miktarı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
…. İcra Müdürlüğünün 2019/… E. sayılı icra dosyası, dosyamız arasına alınmış, dosyanın incelenmesinde, davacının davalıdan olduğunu iddia ettiği 845 USD faturaya dayalı asıl alacağını 6,23 USD işlemiş faizi ile birlikte toplam 851,23 USD olarak tahsil etmek için davalı borçlu aleyhine 15/03/2019 tarihinde icra takibine başlandığı, ödeme emrinin davalıya 19/03/2019 tarihinde tebliğ edildiği, UYAP’tan yapılan incelemede davalı borçlu tarafından 20/03/2019 tarihinde itiraz dilekçesi sunulduğu, davanın İİK 67 maddesi gereği 31/12/2019 tarihinde yasal süresi içinde açıldığı görülmüş, taraf vekillerince davaya ilişkin tüm delilleri sunulmuştur.
03.12.2020 tarihli Bilirkişi Raporunda Özetle; Davacı … Tic. A.Ş. nin düzenleyip davalıya gönderdiği navlun faturasından anlaşıldığı üzere davacının davalı şirkete ait yüklerin taşınmasını taahhüt ettiği ve bu sebeple taşıyan sıfatına sahip olduğu, davacının taşıyan olarak davalıdan navlun alacağının var olduğu ve bu alacağı 31.05.2018 tarihinde 7.300 USD bedelle hukuka uygun olarak kurulan sözleşme çerçevesinde 01.10.2018 tarihinde tahsil ettiği, yükün boşaltılması (tahliyesi) işleminin, navlun alacağının bir parçası olduğu, dolayısıyla, davacının tahliye nezareti adı altında navlun faturası haricinde 845 USD bedelli ayrı bir faturalandırma yapmasının hukuka ve uygulamaya aykırı olacağı beyan edilmiştir.
Navlun, taşıyan tarafından eşyanın yükleme limanından tahliye limanına kadar taşınması hizmeti karşılığında talep edilen taşıma bedeline bedeline verilen isimdir. Navlun sözleşmesi, TTK 1138 l/a maddesinde taraflardan birinin (taşıyan), navlun karşılığında deniz yolu ile eşya taşımayı, diğer tarafın (taşıtan) navlun ödemeyi üstlendiği sözleşme olarak tanımlanmaktadır. Navlun sözleşmesinin tarafları taşıyan ve taşıtandır. Navlun ücreti ile genel olarak navlun teferruatı olarak nitelendirilen masrafların borçlusu TTK 1200. Maddesinde de belirtildiği üzere taşıtandır. TTK1193 vd. Maddeleri gereğince navlun ücretini talep etme hakkı da taşıyana aittir. Navlun sözleşmelerinde herhangi bir şekil şartı aranmadığı gibi yazılı şekilde yapılmakla birlikte, karşılıklı olarak fax, teleks, mektup, ve elektronik posta yolu ile de gerçekleştirilmektedir. Navlun sözleşmesi çerçevesinde yapılan taşıma faaliyeti sırası ile teslim alma, yükleme, yolculuk (taşıma), boşaltma ve teslim etme safhalarından oluşmakla birlikte, eşyanın gemiden çıkartılması gideri taşıyana, geri kalan boşaltma giderleri ise gönderilene aittir. Ancak taraflar sözleşmeye koydukları klozlar ile yükümlülüklerini düzenleyebilmekte, kuralın aksini kararlaştırabilmektedirler.
Taşıma işleri komisyoncusu, ithalat ve ihracat yapan firmalara aracılık eden, malların bir yerden başka bir yere taşınmasını ve teslim edilmesini sağlayan ve bu hizmet karşılığında komisyon alan firmalardır. TTK 917/1. maddesinde “Taşıma işleri komisyonculuğu sözleşmesi ile komisyoncu eşya taşımayı üstlenir. Bu sözleşme ile gönderen, kararlaştırılan ücreti ödeme borcu altına girer.” hükmü düzenlenmiş, TTK 921. Maddesinde ise “Ücret olarak taşıma giderlerini de içeren tek bir bedel kararlaştırılmışsa, taşıma işleri komisyoncusu, taşımaya ilişkin olarak, taşıyıcının veya taşıyanın hak ve yükümlülüklerine sahip olur.” hükmüne yer verilmiştir. Bu çerçevede, Yargıtay da çeşitli kararlarında navlun faturası düzenlenmiş olması hâlinde, faturayı düzenleyenin TTK m. 921 uyarınca, fiili olarak taşıma işlemini gerçekleştirmemiş olsa dahi, akdi olarak taşıyan sayılacağına hükmetmiştir. Bu durumda komisyoncu, giderlerin ödenmesini, ancak bunun olağan olduğu hâllerde isteyebilecektir.
Tüm dosya kapsamı itibariyle, dosyada mevcut taşıma giderlerini içeren navlun faturası doğrultusunda davacının TTK 921. Madde gereğince taşıma işleri komisyoncusu olması nedeniyle taşıyanın hak ve yükümlülüklerine, dolayısıyla fiili taşıyanın hak ve yükümlülüklerine sahip olduğu, bu konuda taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlık bulunmadığı, taraflar arasında navlun sözleşmesinin elektronik olarak yapılan yazışmalar ile kurulduğu, dosya kapsamında yer alan elektronik posta yazışmalarına göre, davalı tarafın icaba daveti üzerine davacının, 16.05.2018 tarihinde, geçerlilik tarihi 15-31.05.2018 olan icapta bulunduğu, davacının icabını takiben (yapılan icabın geçerlilik süresi içerisinde) davalının kabul beyanıyla sözleşmenin, 31.05.2018 tarihinde, 7.300 USD bedel ile kurulduğu, dava konusu uyuşmazlıkta davalının üzerinde anlaştıklarını iddia ettiği 7.300 USD yi 01.10.2018 tarihinde davacıya ödemesine rağmen, davacı taşıyanın taşıma hizmeti karşılığında kararlaştırılan ücretin eksik ödendiğini belirtip davalıya “tahliye nezareti hizmeti” adı altında fatura düzenleyerek 845 USD ücret talep ettiği, navlun sözleşmesinin yükün boşaltılmasını yani tahliye faaliyetini de taşıma hizmetinin bir parçası olarak bulundurması nedeniyle davacının tahliye nezareti adı altında navlun faturası haricinde taşıma hizmeti için ayrı bir ücret talep etmesinin mümkün olamayacağı kanaatiyle, davacının davasının reddine karar verilmiş, davacının davalı aleyhine icra takibi yapmakta kötüniyetli olduğu ispatlamadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davacının davasının REDDİNE,
Koşulları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
2-Karar harcı olan 59,30 TL’den peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
3-Davalı vekili için takdir edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/02/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır