Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/38 E. 2021/3 K. 11.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2019/38 Esas
KARAR NO : 2021/3
DAVA : Alacak (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/05/2016
KARAR TARİHİ : 11/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Gemi Ve Yük Alacaklılığından
Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili Dava Dilekçesinde Özetle: Davacı vekili; müvekkili nezdinde Nakliyat Abonman/Emtia Sigorta Poliçesi ile sigortalı dava dışı … San. Ve Tic. A.Ş.’ye ait etil asetat emtiasının Amerika’dan Türkiye’ye gemi ile getirildiğini, emtianın tahliyesi sırasında davalının sorumluluğunu gerektirecek şekilde 4.787 mt emtianın eksik olarak alıcısına teslim edildiğini, müvekkilinin sigortalısına eksik emtia bedeli karşılığı sigorta tazminatı ödediğini, ekspertiz tarafından yapılan incelemede eksik teslimin davalının kontrol ve sorumluluğunda bulunan tahliye limanı dahilindeki ölçümleme hatasından kaynaklandığının tespit edildiğini, davalının kusursuz sorumluluğunun bulunduğunu, müvekkilinin TTK 1472.maddesi uyarınca sigortalının haklarına halef olduğunu, ayrıca sigortalının alacak hakkını müvekkiline temlik ettiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.208,78 USD’nin fiili ödeme günündeki TCMB döviz satış kuru karşılığı olan TL hasar bedelinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek USD reeskont avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Vekili Cevap Dilekçesinde Özetle: Davalı vekili; öncelikle zamanaşımı definde bulunduklarını, ayrıca taraflar arasında akdedilen depolama sözleşmesi uyarınca müvekkilinin edimlerine eksiksiz olarak yerine getirdiğini, müvekkilinin tanklarına giren ve beyannamede belirtilen emtianın eksiksiz olarak teslim edildiğini, aynı gözetim firması tarafından gemide yapılan ölçümle sahilde yapılan ölçüm birbirinden farklı olup karada yapılan ölçümün daha sağlıklı olması nedeniyle dikkate alınması gerektiğini, kaldı ki emtia uçucu bir madde olup niteliği gereği fire vermiş olmasının da muhtemel olduğunu, ayrıca gemiden sahil depolama tankına veya sahil depolama tankından gemiye aktarımın gümrük muhafaza müdürlüğünün denetimi altında olması nedeniyle kalibrasyon hatası olmasının mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
18/11/2020 tarihli Bilirkişi Heyeti Raporunda Özetle; Dosya üzerinde yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda, sigorta sözleşmesi kapsamında ödenmesi gereken bir bedelin bulunmadığı halde ödeme yapılmış olması dolayısıyla kanuni halefiyetin gerçekleşmediği, ancak takdiri Mahkememize ait olmak üzere, sigortacının alacağı temellük eden olarak taleple bulunabileceği, meydana gelen toplam 4,787 m.ton eksikliğin buharlaşma, saçılma veya yükleme/boşaltma sırasında gemiye yüklenen boşaltılan yükün bir kısmının geminin valfleri ile terminaldeki depolara giden hatların/boru devresinin içinde kalmasından kaynaklanabileceği, dosyaya sunulan depolama sözleşmesinin 4.2. maddesi uyarınca ürünün gemiden tesise ikmalini davalı üstlenmişse de, eksilmenin bu aşamada ve davalının sorumlu tutulabileceği bir sebeple meydana geldiği hususu ortaya konulamadığından ve kurulda bulunan uzman bilirkişinin eksilmenin nedenine ilişkin teknik değerlendirmesi çerçevesinde, davalının emtianın antrepoya girişinden önce meydana gelen eksilmeden sorumlu tutulamayacağı, davalının konişmento miktarı ile yükleme sonrası gemide bulanan miktar arasındaki farktan sorumlu tutulmasının zaten mümkün bulunmadığı, boşaltma öncesi gemide bulunan emtia miktarının, konişmento miktarından da, yükleme sonrası gemide bulunan emtia miktarından da fazla olması karşısında, ölçüm hatasından kaynaklanmış olabilecek bu fazlalılığın dikkate alınmasının da mümkün olamayacağı, bu çerçevede Mahkememizce eksiklikten davalının sorumlu bulunduğu kabul edildiği takdirde, eksiklik miktarı olarak gemiye yükleme sonrası gemide bulunan miktar ile sahil tankında bulunan miktar arasındaki farkın, yani 4.391 m.ton’un dikkate alınması gerekeceği kanaati beyan edilmiştir.
… Asliye Ticaret Mahkemesinin 22/08/2018 tarih, 2016/… esas sayılı dosyası görevsizlikle mahkememize gelmiş olup, mahkememizde yukarıdaki esas numarasına kaydedilerek yargılamaya bu esas numarası üzerinden devam edilmiştir.
Davanın davacı sigortalısına ait asetat emtiasının davalı depolarında eksildiği iddiası ile sigortalıya ödenen hasar tazminatının TTK 1472 kapsamında rücuen davalıdan tahsili talepli alacak davası olduğu, uyuşmazlığın ise tarafların husumet ehliyetlerini haiz olup olmadıkları, davaya konu eksilme iddiası nedeniyle davalının kusur ve sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, varsa davacı alacağının miktarı ile alacağın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı hususlarında toplandığı anlaşılmış, hasar tarihi dikkate alındığında zamanaşımı definin yerinde görülmediğinden reddine karar verilmiştir.
Dava TTK 1472 maddesi kapsamında halefiyete istinaden açılmış olmakla; Sigortacının, sigortalısının haklarına TTK m. 1472 hükmü uyannca kanunen halef olabilmesi için geçerli bir sigorta sözleşmesinin hükümlerine göre sigorta tazminatını ödemiş olması şarttır. Buna ek olarak zarar, sigorta sözleşmesinde öngörülen rizikonun gerçekleşmesi sonucunda meydana gelmiş olmalı ve sigorta himayesi kapsamında bulunmalıdır. Son olarak rizikonun gerçekleşmesi sonucunda meydana gelen zararlar için sigortalının üçüncü şahıslara karşı tazminat talep hakkına sahip olması gerekmektedir. Geçerli olmayan bir sigorta sözleşmesine müsteniden veya sigorta sözleşmesine göre sigorta himayesi kapsamında bulunmayan bir zarar için sigorta tazminatı ödendiği takdirde, koşulları gerçekleşmediğinden kanuni halefıyet söz konusu olmaz ise de, sigortacının zarar görenin zarar sorumlusuna karşı olan tazminat talep hakkını alacağın temliki hükümleri uyarınca temellük ederek TBK m. 183 hükmü uyarınca zarar sorumlusuna rücu etmesi mümkündür. Dosyaya sunulan 04/05/2016 tarihli “İbraname ve Feragatname” başlıklı belgede dava dışı sigortalının dava konusu zarardan kaynaklanan tazminat alacağını aynı zamanda davacı sigortacıya temlik ettiği beyanı yer almaktadır. Buna göre eldeki davada sigorta sözleşmesi kapsamında ödenmesi gereken bir bedel bulunmadığı halde ödeme yapılmış olması halinde dahi sigortacının alacağı temellük eden olarak talepte bulunabileceği kanaatine ulaşılmakla davacının aktif husumet ehliyetini haiz olduğu kabul edilmiştir.
Dosyada mevcut … No’lu fatura incelendiğinde 1.019,670 m.ton etil asetat cinsi emtianın 866 719,50 Dolar bedel üzerinden … Tic. A.Ş firmasına satışının gerçekleştirildiği, 31.08.2015 tarihinde hazırlanan 510 numaralı konşimentoya göre … USA’da etil asetat cinsi emtianın, … isimli geminin … numaralı tankına 1.019,670 m.ton olarak eksiksiz yüklendiği, 31.08.2015 tarihli … numaralı … gözetim firması raporuna göre yükleme sonrası gemi tankındaki emtianın 1.019,274 mton olduğunun tespit edildiği, … Limanında SGS gözetim firması tarafından, boşaltım öncesi gemi tankında 1.019,958 mton emtia olduğunun rapor edildiği, aynı raporda emtianın … Limanında bulunan TK-13 ve TK-17 nolu tanklara tahhliyesi sonrasında kıyı tankındaki emtia miktarının 1.014,883 mton olduğu, gemi tankının boş olduğu ve kıyı tankına 4,787 mton emtianın eksik yüklendiği raporlanmıştır.
Dosyaya ibraz edilen 07/12/2015 Tarihli Ekspertiz Raporunda, … Limanında bulunan T.K-13 ve TK-17 nolu tanklara tahliye edilen emtianın sahil tanklarında yapılan ölçümler sonucunda 4,787 mt eksik olarak hesaplandığı, bu miktarın konişmento miktarının %0,47’sine eşit olduğu, sigorta poliçesinde belirtilen muafiyet oranının %0,3 olduğu, eksiklik hasarının liman içerisinde sahil tanklarının kalibrasyon farkından ve/veya ölçüm hatasından kaynaklanmış olabileceği kanaati belirtilerek hasar 1.615,68 USD olarak hesaplanmıştır. İncelemenin evrak üzerinden yapıldığı, SGS tarafından yapılan gemi ölçüm ve tank ölçüm raporları arasındaki farka dayandırıldığı, davalı tanklarında herhangi bir incelemenin yapılmadığı, farkın, davalı tanklarındaki ölçüm ile gemide yapılan ölçüm arasındaki fark olduğu, alıcıya teslim edilen emtia ile tank ölçümü arasındaki fark olmadığı anlaşılmıştır.
Dosyada mevcut 2015/009 Referanslı 16.05.2015 Tarihli, davacı sigortalısı ile davalı arasında akdedilen Depolama Sözleşmesinin 6.2. maddesinin ” Malların depolama süresi içerisinde maddenin tabiatı icabı meydana gelebilecek aylık %0,4 e kadar olan tank firesinden davalı … sorumlu olmayacaktır.” hükmüne haiz olduğu, 7.1, 7.2. Maddesinin ise ” …, masrafları kendisine ait olmak üzere …’ın kabul edeceği bağımsız bir gözetmen atayacaktır… Bu ölçümleme yüklemeden önce ve sonra olmak üzere kara tankının miktarı temel alınarak yapılacaktır. …Belirlenen miktarlar taraflar için bağlayıcı olacak ve ölçülen değer gümrüğe tescil ettirilecektir. ” Hükümlerini içerdiği, 03.11.2015 – 04.11.2015 operasyon tarihli SGS (tarafların kabul ettiği gözetmen firma) “sahil tank ölçüm raporu” ile 13 ve 17 nolu sahil tanklarının ölçüldüğü ve tespit edilen miktarın 1.014,883 mton olduğunun tespit edildiği, bu ölçüm raporuna dayanılarak 03.11.2015 tarihli gümrük beyannamesinin 1.014,883 ton üzerinden düzenlendiği, yetkilendirilmiş gümrük müşaviri ile davalı tarafından imzalanan 04.11.2015 tarihli tutanak ile de 1.014,883 ton emtia davalının … kod numaralı antrepo tanklarına boşaltıldığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, taşınan emtianın (etil asetat) renksiz sıvı formda organik bir bileşik ve kaynama noktası 77,1 °C olan uçucu özellikte bir kimyasal olduğu gözönünde bulundurulduğunda, taşınan emtianın yükleme sonrası gemi tankındaki miktarının 1.019,274 mton ve boşaltma öncesi ise gemi tankındaki miktarının 1.019,958 mton, tahliye sonrasında sahil tankında ise 1.014,883 mton olduğunun tespit edildiği hususu dikkate alındığında, meydana gelen toplam 4,787 mton eksikliğin buharlaşma, saçılma veya yükleme/boşaltma sırasında gemiye yüklenen/boşaltılan yükün bir kısmının geminin valfleri ile terminaldeki depolara giden hatların/boru devresinin içinde kalmasından kaynaklanabileceği belirtildiği dikkate alınarak, dosyaya sunulan depolama sözleşmesinin 4.2. maddesi uyarınca “ürünün gemiden tesise ikmali” ni davalı üstlenmişse de, eksilmenin bu aşamada ve davalının sorumlu tutulabileceği bir sebeple meydana geldiği hususunun davacı tarafından ispatlanamaması nedeniyle davalının emtianın antrepoya girişinden önce meydana gelen eksilmeden sorumlu tutulamayacağı kanaatiyle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacının davasının REDDİNE
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince peşin alınan 29,20 TL den karar harcı olan 59,30 TL nin mahsubu ile eksik alınan 30,10 TL’nin davacıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA
3-Davalı vekili için takdir edilen 3.597,93 TL red vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kesin olarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/01/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

TAVZİH KARARI
Davacı vekilinin 13/01/2021 tarihli talebi üzerine:
Her ne kadar kısa kararın Gereği Düşünüldü kısmında ” Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kesin olarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.” yazılmış ise de;
Hüküm fıkrasının “Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.” yazılması suretiyle TAVZİHİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinden karar verildi. 09/02/2021

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır