Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/358 E. 2020/107 K. 29.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2019/358
KARAR NO : 2020/107
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 23/11/2009
KARAR TARİHİ : 29/06/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 22/11/2008 tarihinde İstanbul’da vuku bulan şiddetli fırtına neticesinde müvekkiline ait … isimli gemi Pendik’te demirli iken “isimsiz- … ” yazılı üzerinde bir adet vinç jeneratör ve konteyner olan karşı yana ait duba açıkta demirli iken demirini koparıp öncelikle … Limanı’nın girişindeki kayalıkların üstüne sürüklenip akabinde müvekkiline ait gemiye sancak baş omuzluktan çattığını bu darbeler neticesinde sancak baş omuzlukta ve bordoya yakın su kesiminin üstünde ciddi yırtılmalar meydana geldiğini, kaptanın geminin tanklarını açıp kontrol yaptığı sırada bazı postalarının hasar gördüğünü baş taraftaki araç rampasının ciddi şekilde hasarlandığını tespit ettiğini, olayın meydana gelmesi ile birlikte karşı yanın yetkililerinin olay mahaline gelerek müvekkilinin tüm zararlarını karşılayacaklarını taahhüd etmelerine rağmen bu güne kadar hiçbir ödeme yapılmadığını, bunun üzerine müvekkili tarafından … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2008/357 Değişik İş sayılı dosyası üzerinden hasar tespiti yaptırıldığını, tespit raporunda gemide meydana gelen hasar nedeni ile 9.000 Euro işçilik maliyeti ve 1.650 Euro da işletme kaybının tespit edildiğini, buna göre müvekkiline ait gemide 13.500 Euro hasar bedeli ayrıca 16.500 Euro da iş kaybı olmak üzere toplam 30.000 Euro tutarında maddi kayıp meydana geldiğini, ayrıca bilirkişilerce tespit edilmeyen 670,00 Euro günlük işletme giderinin olduğunu 10 günlük tamir süresi için bu giderin 6.700 Euro olarak saptandığını, müvekkilinin zararlarının davalı tarafından karşılanmadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla deniz kazası sonucu davalıya ait dubanın müvekkiline ait gemiye vermiş olduğu 66.000 TL tutarındaki maddi zararın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline alacağın teminatı olmak üzere davalıya ait tüm yüzer havuzların seferden meni yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; Müvekkiline ait dubanın alargada olmasının mümkün olmadığını, davacının gemisinin araç indirme rampasının Lodos’ta kayalara çarparak daha sonra da müvekkiline ait dubaya doğru sürüklendiğini, bağlama şekillerine göre davacının iddia ettiği şekilde bir kazanın söz konusu olamayacağını savunarak, asıl davanın reddi ile müvekkiline ait dubanın kayalıklara sürüklenmesi sebebi ile zarar gördüğünü, müvekkili şirket yetkililerinin davacı yana zararlarının karşılanacağı yönünde hiçbir beyanda bulunmadıklarını, bu iddianın tamamen gerçek dışı olduğunu beyanla davacının davasının reddine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 7.000 TL nin davacıdan tahsiline ve karşı davalarının kabulüne karar verilmesini istemiştir.
14/06/2012 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı karşı davalı … Tur.Tic.Ltd.Şti’nin dava konusu deniz kazası nedeniyle … isimli feribotta meydana gelen hasarın tamiri İçin uğrayacağı maddi kayıp miktarının 12.150,00 Euro olduğunu, davacı karşı davalının … Tur.Tic.Ltd.Şti’nin dava konusu deniz kazası nedeniyle uğrayacağnş iş ve kazanç kaybı raporunun (6) nolu maddesinde açıklandığı gibi yetersiz bilgi ve belge olduğu tahmin ve takdir edilemediğini, Davalı (karşı davacı) … Ltd.Şti’nin maliki olduğu dubada dava konusu deniz kazası nedeniyle meydana geldiğini iddia ettiği hasar ile alakalı olarak raporun (8) nolu maddesinde açıklandığı gibi hasarın büyüklüğünü ortaya koyan ve davalı tarafın iddialarını ispatlayan bilgi ve belge olmadığı gerekçesiyle, tahmin ve takdir edilemediğini, dava tarihi olan 23.11.2009 tarihi itibariyle TC Merkez Bankasının döviz kuru verilerine göre 1 Euro = 2,2393 TL olduğunu, dava konusu deniz kazasının meydana gelmesinde tarafların kusur oranlarının, davalı karşı davacının kaza neticesinde %50 kusurlu olduğunu, davacı (karşı davalı)’nın kaza neticesinde %50 kusurlu olduğunu beyan etmişlerdir.
02/04/2013 tarihli bilirkişi raporunda özetle; bahse konu tespiti isteyen karşı tarafın delillerinin tetkiki ve tüm dosya muhteviyatının dikkatle incelenmesi sonucunda; takdiri mahkemeye ait olmak üzere ana bilirkişi raporundaki görüşlerini korumak suretiyle ilave görüşlerini beyan etmişlerdir.
15.09.2015 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Açıklananlar ve dosya içeriği gözetilerek mahkeme görevlendirmesi çerçevesinde Yargıtay’ın 10.12.2014 günlü bozma ilamı ve taraflara verilen süre içerisinde sunulan tüm belge ve bilgilerin dosyadaki tüm delillerle birlikte değerlendirilerek yaptığımız inceleme ve ulaşılan tespitler neticesinde; Davalı- karşı davacının çarpma eyleminin meydana gelmesini engelleyici tüm tedbir ve önlemleri almamış olduğunu, davalı tarafın tüm önlemleri alması halinde dahi dava konusu çarpma eyleminin meydana gelmesinin engellenebileceğini beyan etmişlerdir.
Kapatılan … Asliye Ticaret (… Denizcilik İhtisas) Mahkemesinin 28/01/2014 tarih, 2009/681 esas, 2014/25 karar sayılı ilamı ile “…asıl davada davacının gemisi limanda bağlı iken izinsiz tamir yaptığı, Yönetmeliğin 24-25 maddelerine göre usulsüz demirlediği ve bağladığı, açıklamalı kaza raporunun 34. maddeye göre geç bildirildiği, iyi gemicilik kurallarının uygulanmadığı, tedbirlerin zamanında alınmadığı tespiti ile davacının %50 kusurlu olduğu, aynı şekilde karşı davacı yanın da kaza esnasında hiç personel bulundurmadığı, acil durumda müdahale için gerekli römorkör veya çekiciyi hazır tutmadığı, tedbirlerin tümünü almadığı, iyi gemicilik kurallarına uygun davranmadığından %50 kusurlu olduğu, davanın kısmen kabulü ile 13.601,92 TL hasar bedelinin olay tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline, karşı dava yönünden ise hasar tazminatı adı altında istenen 7.000 TL yönünden iddiayı tespite yarar bilgi belge sunulmadığı gerekçesi ile davanın reddine… ” karar verilmiş, kararın davalı – karşı davacı tarafça temyizi üzerine dosya Yargıtay’a gönderilmiş, Yargıtay 11 HD Başkanlığının10/12/2014 tarih, 2014/10691 esas, 2014/19453 karar sayılı ilamı ile “…Her ne kadar, davalı itirazlarına yönelik olarak bilirkişiden ek rapor alınmış ise de, olayın oluşu itibariyle fırtına meydana gelip davacı gemisinin halat kopararak sürüklenmesi üzerine, davalı tarafın tüm önlemleri alması halinde dahi dava konusu çarpışma eyleminin meydana gelmesinin engellenip engellenemeyeceği hususunda bir görüş mevcut olmadığından bilirkişi raporunun denetimine elverişli ve hüküm tesisine yeterli olduğundan söz edilemez. Bu bakımdan, açıklanan hususlarda gerektiğinde yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmak suretiyle hasıl olacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün temyiz eden davalı-karşı davacı yararına bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmuş, mahkememizin 2015/113 E. sayısına kaydı yapılarak yargılamaya bu esas üzerinden devam olunmuş, Mahkememizin 28/12/2015 tarih, 2015/113E.-2015/513K. Sayılı ilamı ile “…bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre, gemi ve dubanın bağlanmış olduğu yerin herhangi bir rıhtım yada iskele olmadığı, halatların sahildeki kayalara bağlanmış olduğu, hal böyle iken kötü hava şartlarında gemi ve dubanın bulunduğu yerden sürüklenip birbirine çarpmasının beklenen bir durum olduğu, zira gemi ve dubanın bağlandığı yerin emniyetli bir rıhtım, iskele veya liman konumunda olmadığı, olayın vuku bulmasında her iki yanında eşit oranda kusurlu olduğu, genel hukuk prensibine göre davacının kendisinin de kusurlu olduğu olayda davalıdan zararlarını talep edemeyeceği gerekçesiyle asıl davanın reddine, karşı dava yönünden verilen karar kesinleşmiş olduğundan, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına ” karar verilmiş, kararın davacı-karşı davalı tarafça temyizi üzerine dosya Yargıtay’a gönderilmiş, Yargıtay 11 HD Başkanlığının 01/11/2017 tarih, 2016/3958 esas, 2017/5978 karar sayılı ilamı ile “… Bozma sonrası yapılan yargılamada Mahkemece alınan bilirkişi raporunda; davalı-karşı davacı vekili tüm önlemlerin alınmasına rağmen çarpma eyleminin önüne geçilmesinin mümkün olamayacağını ileri sürmüş olsa da raporda belirtilmiş olan ana kusurlardan sadece bir kaç tanesinin yerine getirilmesi halinde dava konusu çarpma eyleminin meydana gelmesinin engellenebileceği, ancak davalı- karşı davacının bahse konu önlemlerin hiç birisini yerine getirmemiş olduğu, yine bahse konu gemi ve duba için bağlanan yerin emniyetli bir rıhtım, iskele veya liman konumunda olmadığı, böyle bir yere bağlanmış durumdayken; hava durumunun sürekli kontrol edilerek gemi ve dubanın kötü hava ihbarı alınması ile daha emniyetli rıhtım, iskele ve limana çekilerek bahse konu çarpma eyleminin engellenmesinin mümkün olması, çarpma eylemini önleyecek bunun gibi bir çok başka önlem ve tedbirleri mevcut olduğu, davalı- karşı davacının ve davalı tarafın tüm önlemleri alması halinde dava konusu çarpma eyleminin meydana gelmesinin engellenebileceğinin tespit edilmiş olması karşısında, davalının olayın meydana gelmesinden kusurlu olduğunun kabulüyle olaya uygulanacak mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’ nun 42. ve 43.maddeleri de dikkate alınmak suretiyle tarafların kusur oranları çerçevesinde zarar miktarının belirlenerek sonucuna göre bir karar vermek gerekirken bozmaya uyulduğu halde ve bilirkişi raporuna rağmen eksik ve yanılgılı incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmeyip, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamından sonra davalı-karşı davacı vekili tarafından karar düzeltme yoluna gidilmiş Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 10/01/2019 tarih ve 2018/1225 E.-2019/6015 K. İlamı ile davalı-karşı davacı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddine karar verilerek dosyanın mahkememizin 2019/358E. sayısına kaydı yapılarak yargılamaya bu esas üzerinden devam olunmuş, bozma ilamına uyulmasına karar verilerek bozma ilamı doğrultusunda dosyada mevcut 15/09/2015 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda davalı- karşı davacının çarpma eyleminin meydana gelmesini engelleyici tüm tedbir ve önlemleri almamış olduğunu, davalı tarafın tüm önlemleri alması halinde dava konusu çarpma eyleminin meydana gelmesinin engellenebileceğinin tespit edildiği dikkate alınarak, 14/06/2012 ve 02/04/2013 tarihli bilirkişi raporlarında belirtildiği üzere davalı karşı davacının kaza neticesinde %50 kusurlu, davacı -karşı davalının kaza neticesinde %50 kusurlu olduğu kabul edilerek, davacı-karşı davalıya ait feribotta meydana gelen hasar nedeniyle yaklaşık 4,5 ton sacın değişmesi gerekliliği gözetildiğinde kilogramı 1 Euro’dan hesaplanıp kg başına 2 Euro işçilik konularak ve hurda değeri düşülmek suretiyle bulunan 12.150 Euro maddi kayıp toplamı yönünden ve mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’ nun 42. ve 43.maddeleri de dikkate alınmak sureti ile feribotun tamiri için gerekli işçiliğin 10 gün içinde yapılabileceği düşünülerek 1.650- Euro günlük olmak üzere 10 günlük toplam 16.500-Euro işletme kaybı yönünden davacı-karşı davalı yönünden davanın kısmen kabulüne, karşı dava yönünden verilen karar kesinleşmiş olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, davalının olayın meydana gelmesinde kusurlu olduğu gözetilerek ve olaya uygulanacak mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’ nun 42. ve 43.maddeleri de dikkate alınmak suretiyle davacı-karşı davalı tarafından talep edilecek miktarın 14.325-Euro ve bunun dava tarihindeki Euro karşılığının 32.077,97 TL olacağı anlaşılmış, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
ASIL DOSYA YÖNÜNDEN
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile 32.077,97 TL alacağın olay tarihi olan 22/11/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Karar harcı olan 2.191,24 TL’den peşin alınan 891,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.300,24 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacının peşin olarak yatırdığı 891,00 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı yargı gider toplamı olan 1.707,60 TL’nin (15,60 TL başvurma harcı, 192,00 TL posta gideri ve 1.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere) davanın kabul ve reddi oranına göre hesaplanan 829,94 TL’sinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı yargı gider toplamı olan 1.301,50 TL’nin ( 101,50 TL posta gideri ve 1.200,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere) toplam 1.301,50 TL’sinin davacıdan alınıp davalıya ödenmesine, bakiye giderin davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı için takdir edilen 4.811,69 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Davalı vekili için takdir edilen 5.088,30 TL red vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
8-Bakiye gider avansının kesinleşmeye müteakip talep halinde taraflara iadesine
KARŞI DAVA YÖNÜNDEN
1-Karşı dava yönünden verilen karar kesinleşmiş olduğundan bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince peşin alınan 103,95 TL den karar harcı olan 54,40 TL nin mahsubu ile fazla alınan 49,55 TL’nin kesinleşmeye müteakip talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı vekili için takdir edilen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren yasal süresi içeresinde Yargıtay ilgili dairesinden temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/06/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır