Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/337 E. 2020/292 K. 11.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO:2019/337 Esas
KARAR NO:2020/292

DAVA:Tanıma ve Tenfiz
DAVA TARİHİ:16/10/2019
KARAR TARİHİ:11/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tanıma ve Tenfiz davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket tarafından müvekkili aleyhine … (…)’de tahkim yargılaması süreci başlattığını, tahkim yargılaması sonucunda hakem Alan … tarafından 27/02/2019 tarihinde müvekkili şirket lehine hüküm tesis edildiğini, bu karara ek olarak da müvekkili davacı şirkete 13.760,79 … Sterlini ödeme yapılmasına karar verildiğini, sözkonusu hakem kararlarına karşı süreside iptal davası açılmadığından her iki kararın da kesinleştiğini, hakem kararlarının …’de hüküm doğurabilmesi için tanıma ve tenfizinin talep edilmesi zarureti hasıl olduğunu, taraflararasında imzalanan liner ön anlaşma uyarınca müvekkili şirket ile davalı arasında imzalanan anlaşmaya göre müvekkilinin konteyner yükünü sağlamayı üstlendiğini, davalının ise taşıyanın acentesi sıfatıyla hareket ettiğini, ön anlaşmanın 4.maddesinde herhangi bir uyuşmazlık halinde …’da … Hukukunun ve … Hakemleri Birliğinin tahkim şartı olarak öngörüldüğünü, tahkim yargılamasına konu uyuşmazlığın deniz taşıma işinden kaynaklanan detention/demuraj yani geminin alıkonulması iddiasına dayandığını, bu nedenle hakem kararlarının tanınması ve tenfizi davasında … ATM’nin yetkili ve görevli olduğunu ileri sürerek … Hakemleri Birliği [… (…)] tahkim yargılaması usullerine göre hakem Alan … tarafından karara bağlanan 27/02/2019 tarihli … 27 Nisan 2018 tarihli liner ön anlaşma tahkim kararı ile 05/08/2019 tarihli … 27 Nisan 2018 tarihli liner ön anlaşma giderlere ilişkin tahkim kararının aynen tanınması ve aynen tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu hakem kararlarından masraflara ilişkin kararın ihtiyati haciz kararı alındıktan sonra … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında tahsile konulduğunu, bu aşamadan sonra taraflararasında 17/10/2019 tarihinde sulh ve ibra sözleşmesi düzenlenerek hakem kararında yer alan 13.760,79 … Sterlini tutarındaki meblağın davacıya ödenmesinden sonra müvekkili şirketin ibra edildiğini, bu nedenle sözkonusu hakem kararına ilişkin dava açılmasında hukuki yararın bulunmadığını, aynı taraflararasında … ATM’nin … esas sayılı dosyasında menfi tespit davası görüldüğünü, davacı tarafın her iki dosyadaki taleplerinin birbiri ile çeliştiğini, öte yandan 27/02/2019 tarihli hakem kararında davacı tarafın iddia ettiği gibi davacı lehine hüküm kurulmadığını, hakemin görevlendirmesinin geçersiz olduğu ile davacı ile davalı arasındaki ihtilafı karara bağlama yetkisinin bulunmadığına karar verdiğini, kısacası … Hakemin davayı görmekte yetkisiz olduğuna hükmettiğini savunarak davanın hukuki yarar bulunmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle aksi halde esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava; İngiltere’de … Hakemleri Birliği (…) bünyesinde verilen hakem kararlarının tanınması ve tenfizi istemine ilişkindir.
Türk Hukukunda yabancı hakem kararlarının tenfizine ilişkin yasal düzenlemelerden birincisi 5718 sayılı MÖHUK olup, MÖHUK 60-63.maddeleri arasında yabancı hakem kararlarının tenfizi düzenlenmiştir. İkincisi ise … tarafından 1991 yılında onaylanan yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizi hakkındaki … Konvansiyonudur. Bunların dışında yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizi … Cumhuriyetinin bazı devletlerle yaptığı iki taraflı Adli Yardımlaşma anlaşmalarıyla da düzenlenmiştir. Anayasamızın 90/5.maddesine göre usulüne uygun olarak onaylanan milletlerarası anlaşmalar kanun hükmünde sayıldığından MÖHUK kapsamına giren konularla ilgili …’nin taraf olduğu milletlerarası anlaşma bulunması halinde öncelikle bu anlaşma şartının uygulanması gerekmektedir. … Konvansiyonun VII.maddesinde bu konvansiyonun yanında …’nin taraf olduğu ikili veya çok taraflı anlaşmalar ile iç hukuk düzenlemelerinin tenfiz talep edenin daha lehine hükümler içermesi halinde konvansiyon yerine daha lehe hükümler getiren düzenlemenin uygulanacağı hükmü sevkedilmiştir. Ancak, 5718 sayılı MÖHUK ‘ün hakem kararlarının tenfizine ilişkin maddeleri … Konvansiyonundan iktibas edilmiş olup, söz konusu hükümler içerik olarak konvansiyon hükümleri ile hemen hemen aynıdır. Bu nedenle, dava konusu hakem kararlarının Türk Mahkemeleri tarafından tenfizinin mümkün olup olmadığının TC ile kararın verildiği İngiltere’nin taraf olduğu … Konvansiyonu hükümlerine göre belirlenmesi gerekmektedir.
… Konvansiyonunda hakem kararlarının tenfizinde mahkemece resen dikkate alınacak hususlar ile davalı tarafından ileri sürülebilecek tenfiz engelleri ayrı ayrı düzenlenmiştir. Buna göre mahkeme tarafından, hakem kararının tenfiz devletinin hukukuna göre tahkim yoluyla çözümünün mümkün olup olmadığı ile kamu düzenine aykırı olup olmadığının öncelikle değerlendirilmesi gerekmektedir. Eldeki dosyada, tahkim kararına konu uyuşmazlık çarter partiden kaynaklandığından Türk Hukukuna göre tahkime gidilmesi mümkün olup, sözkonusu kararlarda kamu düzenine aykırı bir durum görülmemiştir.
Davalı vekili, … Hakem tarafından “kendisi ile ilgili görevlendirmenin geçersiz olduğu davacı ile davalı arasındaki ihtilafı karara bağlama yetkisi bulunmadığından sonuçta yetkisiz olduğuna” karar verildiğini, dolayısıyla davacı şirket lehine kurulmuş bir hüküm bulunmadığını, öte yandan, tahkim yargılaması ile ilgili masraflar da sonradan ödenmiş olduğundan tahkim yargılamasındaki masraflarla ilgili hakem kararının tenfizinde hukuki yarar bulunmadığı ileri sürülmüş olduğundan dava konusu hakem kararları yönünden tenfiz engeli bulunup bulunmadığı konusunda düzenlenen 11/09/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; … bünyesinde gerçekleştirilen tahkim yargılamasında … 27 Nisan 2018 tarihli liner ön anlaşmasına ilişkin iki ayrı hakem kararından birincisinin yetkisizlik sebebiyle reddedilmiş olmasından dolayı davacının bu kararın tenfizinde hukuki yararının bulunmadığı, … 27 Nisan 2018 tarihli liner ön anlaşması yargılama giderlerine ilişkin hakem kararına konu olan borcun davalı tarafından ödenmiş olması nedeniyle bu kararın tenfizinin kamu düzenine aykırı olacağı, ayrıca hukuki yarar şartının da ödeme ile birlikte ortadan kalkmış olduğundan sonuç itibariyle her iki hakem kararının da …’de tenfiz edilemeyeceği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Dava dosyasında, davacı tarafça … 27 Nisan 2018 tarihli liner ön anlaşmasına ilişkin olarak …’da … bünyesinde gerçekleştirilen tahkim yargılaması sonucunda verilen iki ayrı hakem kararının tanınması ve tenfizi talep edilmiş olup, … … tarafından verilen birinci hakem kararında sonuç olarak “davacının hakemi olarak görevlendirildiğim ve sonradan tek hakem olarak atandığım işbu yargılamadaki görevlendirilmemin geçersiz olduğu, davacı ve davalı arasındaki ihtilafı karara bağlama yetkimin bulunmadığı” yönünde karar verildiği görülmektedir. Tanıma, bir mahkeme kararının kesin hüküm kuvvetinin yabancı ülkede kabulü, tenfiz ise bir mahkeme kararının sahip olduğu kesin hüküm kuvvetinin sonucu olarak, maddi icra muamelelerini gerekli kılan kamu gücünü harekete geçiren vasfıdır. Bu kapsamda, tespit kararları ile yenilik doğurucu (inşai) kararların …’de yalnızca tanınması mümkün olup, bu tür kararlara tanıma şartlarının uygulanması gerekmektedir. Eda kararlarının ise hem tanınmaları hem de tenfizleri mümkündür. Tanımada amaç sadece kararın maddi anlamda kesinliğinden yararlanılmasıdır (Yargıtay HGK’nun 30/11/2011 tarihli 2011/2-593 esas, 2011/726 karar sayılı kararı). Eldeki dosyada, tanınması istenilen “davacının hakemi olarak görevlendirildiğim ve sonradan tek hakem olarak atandığım işbu yargılamadaki görevlendirilmemin geçersiz olduğu, davacı ve davalı arasındaki ihtilafı karara bağlama yetkimin bulunmadığı” şeklindeki hakem kararı maddi anlamda kesin hüküm kuvvetine haiz bir karar niteliğinde olmadığından bu kararın tanınması sözkonusu olamayacaktır. Ayrıca, bahse konu hakem kararı icra edilebilir bir karar da olmadığından yani eda hükmü taşımadığından tenfiz edilmesi de mümkün değildir.
Tanınması ve tenfizi istenilen ikinci hakem kararı ise yukarıda bahsedilen tahkim yargılamasındaki masraflara ilişkin olup, … hakem tarafından tahkim masraflarının davalıdan tahsiline karar verildiği görülmektedir. Davalı tarafın beyanları ve dosyaya sunulan karar örneklerinden tahkim masraflarına ilişkin olarak davacı … Ltd’nin talebi üzerine … ATM’nin … D İş sayılı dosyası üzerinden … Ltd’nin borca yeter miktarda taşınır ve taşınmaz mallarının ihtiyaten haczine karar verildiği, daha sonra ihtiyati hacze konu hakem masraflarının taraflararasında imzalanan 17/10/2019 tarihli sulh ve ibra sözleşmesi ile haricen tahsil edildiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
… Konvansiyonunda düzenlenmeyen usule ilişkin konularda MÖHUK hükümleri ile diğer usule ilişkin hükümler uygulanmalıdır. … Konvansiyonunun 3.maddesinde açıkça tenfiz devletinin usul hukukuna atıf yapılmış olup MÖHUK 55.maddesi tenfizin usulüne ilişkin olduğundan hakem kararına konu borcun ödenmiş olmasının hukuki sonucunun MÖHUK 55.maddesine göre belirlenmesi gerekmektedir. MÖHUK 55/2.maddesinde yabancı hakem kararının kısmen veya tamamen yerine getirilmesi veya yerine getirilmesine engel bir sebebin ortaya çıkması durumunda, yabancı hakem kararının tenfizinin reddi sonucunu doğuracağı düzenlenmiş olduğundan anılan yasa maddesine göre yargılama giderlerine ilişkin hakem kararının tenfizi talebinin de reddi gerektiği kanaatine varılarak, açıklanan tüm bu nedenlerle her iki hakem kararı yönünden açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince tayin olunan 54,40 TL karar harcından 44,40 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 10,00 TL nin davacıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına,
3-Davalı taraf vekil ile temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/11/2020

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır