Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/323 E. 2021/277 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO:2019/323 Esas
KARAR NO:2021/277

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:07/05/2018
KARAR TARİHİ:17/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı … Ltd, Şti. ile ilgili olarak müvekkili şirket tarafından … numaralı Nakliyat Abonman sigorta poliçesi tanzim edilmiş bulunduğunu, ilgili poliçe kapsamında sigortalıya ait emtiaların nakliyesi esnasında oluşacak zararlar teminat altına alınmış olup aşağıda detaylıca izah edileceği ü2ere davalıların nakliyesini üstlendiği sigortalıya ait emtialar üzerinde hasar oluştuğunu, müvekkili şirket tarafından ilgili poliçe gereği zarara uğrayan sigortalıya … tarihinde 15 421,62-TL hasar ödemesi yapıldığını, işbu ödemenin rücuen tazmini amacıyla … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatılmış olup işbu takibe itiraz edilmesi sonucu şimdilik 14,019,65 TL’lik kısım için itirazın iptali davası ikame edildiğini,, müvekkili şirket’in sigortalısına ait emtialar, nakliye esnasında içinde bulundukları konteynerlerin su geçirmesi sebebiyle zarar gördüğünü, taşıma işini üstlenen davalılar nakliye esnasında oluşan zarardan sorumludur İşbu sebeple müvekkilimiz şirket tarafından ilgili zarar kapsamında sigortalıya yapılan ödemenin halefıyet prensipleri gereği davalı taraflardan rucuen tazmini gerekmektedir müvekkili şirket’in sigortalısı tarafından …’den ithal edilerek 5 konteyner içerisinde gemi ile …’e getirilen torbalı ceviz emtiası, … Limanı’nda gemiden tahliye edildikten sonra aynı konteyner içerisinde karayolu ile …’e götürüldüğünü, ilgili emtiaların taşıma işini davalı taraflar üstlenmiş bulunduğunu, müvekkilimiz şirketin sigortalısı dava dışı …’in deposuna getirilen emtiaların boşaltılması sırasında 1 konteyner içerisindeki bazı torbaların ıslak, ayrıca içlerindeki emtianın da ıslak, küflenmiş ve kokuşmuş olduğunu görüldüğünü, ve işbu durum tutanak altına alındığını, sigortalıya ait emtiaların zarar görmesi sonucu anılan zarar ekspertiz raporları ile tespit edilmiş ve sigortacı sıfatıyla müvekkili iirket tarafından tazmin edildiğini, zararın oluşmasına taşıma için uygun olmayan konteyner kullanan davalı şirketlerin sebebiyet verdiği açık bir şekilde ortada olduğunu, ayrıca önemle belirtmek gerekir kit konteyner üzerindeki bazı deliklerin silikon İle doldurulduğunun tespit edilmiş olması, davalı şirketlerin konteynerlenn yetersiz olduğunu bildiğini net bir şekilde ispatladığını, kusuru ile zarardan sorumlu olan davalı taraf, oluşan zararı tazmin ile mükelleftir 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. maddesi 1, Fıkrası gereği müvekkili şirket tarafından yapılan ödemenin rücuen tazmini gerektiği, davalıya karşı müvekkilimiz Şirket tarafından … 19 İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibine borçlu haksız ve kotu niyetli olarak itiraz ettiğini, likit alacağa karşı yapılan itiraz sonucu %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği belirtilmiş olmakla … 6. Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açmıştır.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; geminin varış ve konteynerin gemiden indirilme tarihi 14.06 2017 olduğunu, konteyner indirildikten ve gümrük işlemleri yapıldıktan sonra Gümrük Giriş Beyannamesine göre bir hasar şerhi düşülmemekle, malların temiz indirildiği TTK 1154/4 maddeye göre karinedir konteyner, 21/06/2017 tarihinde …’e sevk edildiğini, Malın gümrükten çıkmasından 7 gün sonra malda hasar tespit edildiği sigorta şirketine bildirildiğini, yapılan testte, ekspertiz raporuna göre deniz suyuna rastlanılmamış, aksine tatlı suya rastlanıldığı tespit edildiğini, Bu sebeplerle ve TTK 1184 ve 1185 gereği davacı tarafın bu hasarın deniz takmasından olduğunu ispat etmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir.
… 6. Asliye Ticaret Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde 08/07/2019 tarih, … esas,… karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı verilerek dosya davacı vekilinin talebi üzerine mahkememize gönderilmiş ve yukarıdaki esasına kaydı yapılmıştır.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda özetle;Davacı sigorta şirketinin geçerli bir sigorta sözleşmesine dayanarak ödeme yapması sebebiyle kanuni halef sıfatına sahip olduğu ve aktif husumet ehliyetine sahip olduğu,1 ve 2 no’lu davalıların pasif husumet ehliyetlerinin bulunmadığı, dosya içeriğinde yer alan belgeler uyarınca yükün ıslanarak zarar görmesinin sebebinin, konteyner tabanındaki delikten içeriye tatlı su girmesinden kaynaklandığı, zararın hangi anda gerçekleştiğinin tespit edilemediği, zarar ihbarının süresi içerisinde yapıldığına ilişkin bir husus tespit edilemediği için davalı taşıyan lehine karine doğduğu, karinenin aksinin ispata muhtaç olduğu, mahkemenin aksi kanaatte olması durumunda 14 019,65 TL olarak davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen hasar tazminatının kadri marufunda olduğu belirtilmiştir.
Dosyaya sunulan bilirkişi raporundaki tespitler mahkemece denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunmuş olup, dayandıkları gerekçeler ile ulaştıkları tespitler mahkemece dosya kapsamı ve deliller ile uyumlu bulunduğundan bilirkişi raporu karara esas alınarak hüküm tesis edilmiştir
Dava halefiyete müsteniden açılmıştır Davacı sigorta şirketinin halef sıfatını kazanabilmesi için bir sigorta sözleşmesinin mevcut olması, sigortacının himaye kapsaırunda yer alan riziko sebebiyle meydana gelen zararları ödemiş olması ve dava dışı sigortalının talepte bulunabileceği zararın ortaya çıkmasından sorumlu üçüncü bir kişinin varlığı gereklidir, ilk koşul bakımından yapılan değerlendirmede, dosya içeriğinde yer alan poliçe örneği ile de sabit olduğu gibi Davacı … Sigorta A Ş. ile dava dışı sigortalı …Tic. San Ltd Ştı arasında düzenlenmiş bulunan 24.05.2017 tarih ve … no’lu “Nakliyat Abonman Sigorta Poliçesi” incelendiğinde…. den gemiyle gönderilen 106 950 kg ağırlığındaki toplam 4260 çuval muhteviyatı “…” emtiasının … vadeli ve … nolu Nakliyat Abonman Sigorta Sözleşmesine bağıtlanarak teminat altına alındığı ve bu sözleşmenin … esasına dayandığı anlaşılmaktadır.
TTK’nun 1472 maddesi uyarınca sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir. Dosyada mevcut …bank … no.lu Ödeme dekontu uyarınca davacı şirket tarafından sigortalısına 12 07.2017 iarihinde 15 421,62 TL ödenmiş olduğu anlaşılmaktadır Bu sebeple, sigorta şirketi yaptığı ödeme ile halef sıfatını kazanarak aktif husumet ehliyetini haiz olduğu anlaşılmaktadır.
Davalılar yönünden; davaya konu uyuşmazlığın navlun sözleşmesinden kaynaklanmasına mukabil, taraflarının ve buna bağlı olarak pasif husumet ehliyetininde bu sözleşme esas alınmak suretiyle tayini gerekmektedir Bu bağlamda navlun sözleşmesi, taraflardan birinin (taşıyan) deniz yolu ile ve ücret (navlun) karşılığında yük taşıma taahhüdü altına girdiği, buna karşılık diğer tarafın da (taşıtan) işbu sözleşme uyarınca yük taşıtma hakkına mukabil ücret (navlun) ödeme borcunun doğduğu bir sözleşmedir Görüldüğü üzere, navlun sözleşmesi uyarınca deniz yolu ile yük taşıma taahhüdü altında olan taraf taşıyan, yük taşıtma hakkına sahip ve navlun borcundan sorumlu olan taraf ise taşıtan olup, yük taşımadan kaynaklı zararlardan sorumluluk işbu sözleşmenin taraflarından taşıyana aittir Şu halde her iki davalının da pasif husumet ehliyetine sahip olabilmeleri, aynı zamanda taşıyan sıfatlarının da bulunmasına bağlıdır. Navlun sözleşmesinde taşıyan sıfatım tayin ise öncelikle konişmento aracılığı İle mümkündür Zira TTK m 1238 uyarınca konişmentoyu taşıyan sıfatı ile imzalayan veya konişmento kendi ad ve hesabına imzalanan kişi, taşıyan sayılmaktadır, bununla birlikte dosyaya ibraz edilmiş … ve sadece gemi adlarının farklı olduğu ve fakat numaralarının aynı olduğu … (bu numaralı konişmentolar iki adet olup, birinde gemi …, diğerinde ise … olarak görünmektedir), üç adet konişmento mevcuttur. Bu konşimentolardan … numaralı konişmentoda… , … numaralı konişmentoda ise … taşıyan olarak görünmektedir, Diğer bir ifade ile söz konusu konişmentoların herhangi birinde davalılar taşıyan olarak görünmemekte ve fakat sadece … numaralı konişmentoda davalılardan …’in adı … başlığı altında yer almakta, … numaralı konişmentolarda ise gönderilen hanesinde bulunmaktadır.
Ancak konişmento, taşıyan sıfatının tespiti için yegane belgede değildir. Özellikle navlun sözleşmesinin şekle bağlı olmaması sebebiyle, varlığı ve keza taraflarının sıfatı diğer herhangi bir bilgi veya belge ile de ispatlanabilir Nitekim uygulamada gerek sözleşmenin varlığı gerekse taraflarının sıfatı, konişmento dışında, varsa navlun faturası ve/veya mail yazışmaları ile de tespit edilebilmektedir. Ancak dosya kapsamında ne davalıların taşıyan sıfatı ile tanzim ettikleri bir navlun faturası ne de yük taşımayı taahhüt ettikleri anlamına gelebilecek herhangi bir mail yazışması mevcuttur Dolayısıyla dosyada mevcut bilgi ve belgelerden hareketle davalıların taşıyan ve buna bağlı olarak pasif husumet ehliyetlerinin mevcudiyeti tespit edilememektedir. Bununla birlikte davalıların da taşıyan olmadıkları yönünde bir savunmaları mevcut olmaması ve taşımayı inkar etmemeleri dikkate alındığında, bu sıfatı zımnen kabul etmiş sayıldıkları anlaşıldığından mahkememizce davalıların pasif husumet ehliyetini haiz oldukları tesbit olunmuştur.
İhbar yönünden; genel olarak ifade etmek gerekirse, navlun yolu ile yapılan taşımalarda hasar ihbarı 1184 ve 1185 hükümlerine tabi olacaktır Buna göre TTK m 1184’te tarafların talebi ile resmi makamlarca incelenmesi, 1185’te ise bu şekilde bir inceleme yapılmamış ve yükte de ziya veya hasar varsa, haricen belli olan (gözle görülen) hasarların en geç eşyanın gönderilene teslimi sırasında; ziya veya hasar haricen belli değilse bu yöndeki bildirimin yük gönderilene teslim edildiği tarihten itibaren aralıksız olarak hesap edilecek üç gün içinde yazılı yapılması gerektiği hüküm altına alınmıştır
Diğer taraftan Yargıtay 11. Hukuk Dairesi bu hükmü geniş yorumlamakta, kargo raporunun taşıyan veya taşıyanın temsilcisi tarafından imzalanması hâlinde yazılı ihbara gerek olmadığına karar vermektedir. Bu çerçevede dosyadaki 21 06 2017 tarihinde sigortalının …’deki depo Sorumlusu …, şoför ve hamal tarafından tanzim edilen tutanak değerlendirilmelidir. Dosyaya mübrez tutanağı taşıyanın herhangi bir temsilcisi imzalamamıştır. Bu sebeple, TTK m 1185/2’nin de koşulları karşılanmamıştır.
Bu tespite bağlı olarak, ihbarın 3 günlük süre içinde yapılmamış olunmasının sonuçlarına değinmek gerekir. Konu TTK m. 1185/4 hükmünde açık bir şekilde hükme bağlanmıştır. Buna göre, ” Eşyanın zıya veya hasarı ne bildirilmiş ne de tespit ettirilmiş olursa, taşıyanın eşyayı denizde taşıma senedinde yazılı olduğu gibi teslim ettiği ve eğer eşyada bir zıya veya hasarın meydana geldiği belirlenirse, bu zararın taşıyanın sorumlu olmadığı bir sebepten ileri geldiği kabul olunur, şu kadar ki, bu karinelerin aksi ispat olunabilir.” Şu halde, bahse konu hüküm uyarınca davacı taraf, hasarın deniz yolu ile taşıma sırasında meydana geldiğini ispatlamadıkça bu zarar sebebiyle davalı taşıyanı sorumlu tutmak mümkün değildir. Netice itibariyle dava konusu hasarın taşıyanın sorumlu olduğu süreçte meydana geldiğinin ispat edilememesi gerekçesi ile davalının sorumlu tutulamayacağı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık konusu istem, …-2 no.lu konteynerin yan duvar sacının tabana yakın kısmındaki delikten içeriye giren su nedeniyle bir kısım emtianın ıslanma sonucu hasarlanmış olmasından dolayı davalı taşıyanın sorumlu olduğuna dayanmaktadır.
Dava konusu taşımaya ilişkin olarak düzenlenmiş bulunan … no’lu ana konşimentoda ve … no’lu konşimentoda, teslim alma yeri ile nihai varış yeri belirtilmeksizin sadece Yükleme Limanı ile Tahliye Limanı gösterildiğinden söz konusu taşımanın Limandan Limana Taşıma (Port To Port) olduğu anlaşılmaktadır Bu taşıma şeklinde, taşıyanın mallara ilişkin sorumluluğu malların yükleme limanında gemi küpeştesine kabul edilmesiyle başlamakta ve tahliye limanında geminin küpeştesinden tahliye edilmesiyle sona ermektedir. Taşıyan her ne şekilde olursa olsun, her nasıl kaynaklanırsa kaynaklansın yükleme limanında geminin küpeştesine kabul edilmeden önce veya tahliye limanında geminin küpeştesinden tahliye edildikten sonra mallara gelebilecek herhangi bir zarardan veya gecikmeden sorumlu olmamaktadır.
Konişmento üzerinde … kaydı yer almaktadır. Bu kayıt, taşıma konusu eşyanın konteynere yüklenmesi, istifi, sayımı ve bilahare konteyner kapılarının mühürlenmesi işlemlerinin bizzat yükleten tarafından yapılmış olduğunu göstermektedir. Diğer bir ifadeyle, hasarlı emtianın bulunduğu …-2 nolu konteyner içerisine 880 çuval ceviz emtiası yüklendikten sonra kapıları mühürlenmiş bir halde kapalı olarak taşıyana teslim edilmiştir.
Dava konusu konteynerin …’nin Valparaiso Limanı’nda yüklendiği geminin adı … olmasına rağmen, aynı konteyner … limanında … isimli gemiden tahliye edilmiştir … nolu ana konşimentoda sefer sürecindeki l.nci aktarma limanının …, 2 nci aktarma limanının … olduğu belirtilmekte olup bundan da …-2 nolu konteynerin belirtilen bu limanlarda … isimli gemiye aktarılmış olduğu anlaşılmaktadır.
Dosya içerisinde …-2 nolu konteynerin tabanındaki delinme hasarının denizyolu taşıması sırasında meydana geldiğine dair, gerek yükleme ve tahliye limanında liman ve acente görevlileri tarafından, gerekse gemide kaptan tarafından düzenlenmiş herhangi bir hasar tutanağına rastlanmamıştır Bilindiği üzere, uluslararası konteyner taşımacılığında, tüm konteynerler yükleme limanında gemiye yüklenmeden önce ve tahliye limanında gemiden indirildikten sonra gerek liman ve acente görevlileri gerekse kaptanın gözetiminde güverte zabitleri tarafından kontrol edilerek varsa gözle görülen hasarlar tespit edilip “Container Interchange Receipt And Damage Report” olarak tanımlanan “Konteyner El Değiştirme ve Hasar Tutanağına” işlenmektedir. Ancak somut olayımızda …-2 nolu konteynerin gemiden … Limanı’na tahliye edildiği 16/06 /2017 tarihinde düzenlenmiş böyle bir tutanağa dosya içeriğinde rastlanmamıştır.
Buna karşılık dava dosyasına getirilen maddi vakıa, emtianın ıslanmış olduğu ve konteynerin yan duvar sacının tabana yakın kısmındaki delikten içeriye tatlı su sızdığı şeklindedir. Anlatıldığı gibi, konteynerin hangi anda elverişsiz olduğu tespit edilememektedir. Yapılan ekspertiz incelemesinde ıslanma zararının tatlı sudan kaynaklandığı, deniz suyu ile temas olmadığı neticesine ulaşılmaktadır. Bu durumda, konteyner içerisindeki yükün taşıyanın muhafazası altında iken zarar gördüğü neticesine ulaşmak mümkün gözükmemektedir. Geminin 16/06/2017 tarihinde … Limanı’na geldiği, ithalat işlemleri tamamlandıktan sonra konteynerin 21/06/2017 tarihinde dava dışı sigortalıya teslim edildiği ve aynı gün alıcının …’teki deposuna karayolu ile sevk edildiği, buradaki tahliye işlemi sırasında bazı çuvallarda ıslaklık olduğu görülerek tutanak düzenlendiği anlaşılmaktadır, işbu tutanakta yalnızca konteyneri getiren soför, yükün boşaltımını yapan hamal ve depo sorumlusunun imzası bulunmaktadır. Doğrudan taşıyana bildirim yapıldığı ispatIanamamaktadır. Bu durum taşıyan lehine karine doğmaktadır Zira, açıklandığı üzere, TTK m. 1185 uyarınca zararın taşıyanın sorumlu olmadığı bir sebepten kaynaklandığı karinesini tazminat talep eden kişinin ortaya koyması gereklidir. Ancak zararın taşıyanın sorumlu olduğu bir halden kaynaklandığına ilişkin bir bulguya rastlanılamamaktadır.
Dosya içeriğinde yer alan belgeler, usul ve yasaya uygun alınan bilirkişi raporu, tüm dosya kapsamındaki deliller değerlendirildiğinde; yükün ıslanarak zarar görmesinin sebebinin, konteyner tabanındaki delikten içeriye tatlı su girmesinden kaynaklandığı, zararın hangi anda gerçekleştiğinin tespit edilemediği, zarar ihbarının süresi içerisinde yapıldığına ilişkin bir husus tespit edilemediği için davalı taşıyan lehine karine doğduğu, dava konusu hasarın taşıyanın sorumlu olduğu süreçte meydana geldiğinin ispat edilememesi nedeniyle davalıların sorumlu tutulamayacağı anlaşıldığından açılan haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. Davalıların kötüniyet tazminatı talebi bulunmadığından mahkememizce bu hususta değerlendirme yapılmamıştır.
HÜKÜM:
1-Her iki davalı açısından açılan davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince peşin alınan 160,02 TL den karar harcı olan 59,30 TL nin mahsubu ile fazla alınan 100,72 TL’nin kesinleşmeye müteakip talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı yargı gider toplamı olan 14,00 TL’nin davacıdan alınıp davalıya ödenmesine, bakiye giderin davalı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı vekili için takdir edilen 4.080,00 TL red vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır