Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/309 E. 2021/174 K. 23.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO:2019/309 Esas
KARAR NO:2021/174

DAVA:İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:25/09/2019
KARAR TARİHİ:23/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin bir noktadan diğerine kara, hava, deniz, demir veya bunların birleşik kullanımı yoluyla sevk edilmesini organize eden, lojistik hizmet sağlayan, taşıma işlemlerinde aracılık eden bir firma olduğunu, müvekkili şirketin, 25 yılı aşan sektör deneyimiyle Türkiye ticaretinin global piyasalarda entegre olmasında rol almakta olan …,… ve … bölgesindeki en tanınmış ve güvenilir firmalarından biri olduğunu, müvekkil şirketin yurtdışından ithal edilen ürünlerin denizyolu ile taşınması konusunda aracı firma olarak müvekkili ile anlaştığını ve üzerine düşen yükümlülükleri eksiksiz yerine getirdiğini, buna karşın davalının navlun ücreti ödeme borcunu yerine getirmediğini, davalının söz konusu taşımadan kaynaklanan faturalar nedeniyle bakiye bedelini ödemesi konusunda yapılan görüşmelerde sonuç alınmadığını, bunun üzerine aleyhine …. İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosya ile icra başlatıldığını, ödeme emrinin davalıya 19.06.2019 tarihinde tebliğ edildiğini ve 20.06.2019 tarihinde borca itiraz ederek işbu takibin durdurulduğu belirterek itirazın iptali ile takibine devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı yan müvekkiline ait ürünlerin yurtdışına nakledilmesi sürecindeki deniz yolu ile taşıma işleri yapılması hususunda mutabakat yapıldığını, bu hususta müvekkilini takibe konu borcun sebebi olan navlun sözleşmesi sebebiyle hali hazırda zarar etmiş bulunduğunu, davacı yan her ne kadar müvekkil şirketin yükümlülüklerini ihlal ettiğini iddia etse de; esasen müvekkili ile davacı yan arasında yapılan taşımacılık sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ihlal ederek, müvekkilin maddi zararına sebebiyet veren bizzat davacının kendisi olduğunu, davacı şirket ile müvekkil arasında deniz ticaretinden kaynaklanan navlun sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşme doğrultusunda müvekkilin yurt dışı menşeli şirkete toplamda 31.155 EURO bedelli Ürünlerin satışını gerçekleştirildiğini, ürünlerin deniz yolu ile satın alan şirkete sevkıyatı için davacı şirkete gönderdiğini, akabinde satışa konu ürünlerin yüklemesinin davacı şirket tarafından 19 03/2019 tarihinde yapıldığını, sevkıyat yapılmak üzere gemi 03 03/2019 tarihinde denize elverişliliği bizzat taşıyan tarafından kontrol edildiği iddiası ile yola çıktığını, geminin sefere elverişliliğinin tespiti ile yola çıkıldıktan 15 gün sonra 18/03-20/9 tarihinde yine davalı firmanın tanzim etmekle mükellef olduğu konşimentonun eksiksiz olduğu gemi seyir halinde iken yine davacı firma tarafından fark edildiğini, davacının sorumlu olduğu haksız eylemi neticesinde müvekkilin satışını gerçekleştirdiği ürünler gönderilen şirkete eksikliklerin tamamlanması ile 28.05.2019 tarihinde gerçekleştirilebildiğini, müvekkili şirketin uzunca bir süredir yurt dışına ürün ithalatını gerçekleştirmekte olup konşimentoya derç edilecek ürünlere dair her türlü bilgi verme yükümlülüğünü eksiksiz olarak yerine getirdiğini, ne var ki davacı firmanın haksız eylemi ile konşimentonun eksik düzenlendiğini, dolayısı ile ürünlerin sevkıyatlarının planlanan tarihten çok daha geç sürede tamamlanabilmesine sebebiyet verildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacısının …olup, davalısının … olduğu, davanın konusunun davalı ile davacı arasındaki taşımacılık sözleşmesi uyarınca konişmentonun eksik düzenlenmesi sebebiyle davacı tarafından ödenen 31.204,39 EURO bedelli konteyner bekletme davalıdan tahsili ve davacıya ödenmesi talebinden ibaret olduğunu, bu dosya ile birleştirilmesi talep edilen bu davada da davalının davalının …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline talebinden ibaret olduğu anlaşılmıştır.
HMK nun 116.maddesinde aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davaların aralarında bağlantı bulunması durumunda davanın her aşamasında talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebileceği belirtilmiş olup, HMK nun 166/4.maddesinde ise davaların aynı veya birbirlerine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda bağlantının var sayılacağı hükmüne yer verilmiş olup, mahkememizin her iki davasının da aynı sebepten doğması nedeniyle HMK nun 166.maddesi gereğince birleştirilmesine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR:
1-Mahkememizin 2019/309 esas sayılı dosyasının HMK nun 166/1-4 maddeler gereğince … esas sayılı davası ile birleştirilmesine, yargılamaya mahkememizin … esas sayılı dosya üzerinden devam edilmesine,
2-Harç, vekalet ücreti ve yargılama giderinin birleşen davada karara bağlanmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı birleştirme konusunda verilen karar esas hükümle birlikte istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/03/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır