Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/275 E. 2021/227 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO:2019/275 Esas
KARAR NO:2021/227

DAVA:İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:04/09/2019
KARAR TARİHİ:29/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının lojistik İşiyle iştigal ettiğini davacının davalının işlemlerini yapıp tamamladığını, davacının davalıdan olan navlun, ardiye bedeli ve demuraj bedeli gibi alacakları içeren 24.05.2017 tarih … fatura no.lu 1.500 USD ve 11.08.2017 tarihli … fatura no.lu 9.652 USD tutarı alacağından kalan bakiye 6.200 USD alacağını temin için …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı takip dosyası ile ilamsız takip yaptığını, davalının takibe itiraz ettiğini takibin durduğunu belirterek davalının …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamını, % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, ücret-i vekalet ve yargılama giderlerinin davalı tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından davalıya kesilen 24.05.2017 ve 11.08.2017 tarihli faturaların 21.952,34 TL’lik kısmına 29.09.2017 tarihinde … numaralı iade faturası düzenlenerek itiraz edildiğini, bakiye kalan kısım için davalı tarafından 12.10.2017 tarihinde 4.952 USD karşılığı 18.049,05 TL ödeme yapıldığını, davalının tekstil ithalatı ihracatı işleriyle iştigal ettiğini, davacı ile davalının yurt dışına deniz yoluyla mal göndermek için anlaştıklarını, söz konusu mal gönderilen yere ulaştığını, ancak teslim edilmediğini, teslim edilmeyen malın geri getirilmesi için davalı yetkilisi ise davacı yetkilisi arasında görüşmeler yapıldığını, görüşmelerde davacının yetkilisi malın geri getirileceğini ancak yurt dışındaki alıcı şirketten evrak beklediklerini söyleyerek bir süre oyaladığım, malın geri getirilme sürecinde yaşanan gecikmenin davacıdan kaynaklandığının belirtildiğini, geçen süre zarfında oluşan tüm masrafların davacıya ait olduğunu, davalının bu konuda herhangi bir kusurunun bulunmadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davacının haksız ve mesnetsiz davası ile tüm taleplerinin reddine karar verilmesini, ücret-i vekalet ve yargılama giderlerinin davacı tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davaya konu …. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası celp edilmiştir.
Mahkememizce MM. … ile Deniz Ticareti konusunda uzman …’dan aldırılan bilirkişi raporunda özetle; dava konusu taşımada davalının taşıtan, davacının ise taşıyan sıfatına sahip olduğu; eşya varma limanında gönderilen tarafından teslim alınmadığı için davalı taşıtanın navlun sözleşmesinden doğan tüm borçların borçlusu sıfatına sahip olduğu tarafların ticari defterlerinde yapılan inceleme sonuçlarının uyuşmadığı; davacı ticari defterlerine göre davalının davacıya 6.200 USD borcunun bulunduğu, davalının ticari defterlerine göre davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığı, dava konusu faturaların içeriğinde bulunan bedellerden demuraj ve ardiye bedellerinin ödenmemiş olduğu, dosya kapsamında bu bedellerin miktarını (faturalar dışında) ortaya koyan delil bulunmadığı, söz konusu alacakların süre ve miktar bakımından oluşmuş olduğu ortaya konulursa davalı taşıtandan talep edilebileceği kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Tarafların rapora karşı beyan ve itirazları sonucu dosya yeniden rapor aldırılmak üzere ek rapora gönderilmiştir.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi ek raporunda özetle; dava konusu taşımada davalının taşıtan, davacının ise taşıyan sıfatına sahip olduğu, eşya varma limanında gönderilen tarafından teslim alınmadığı için davalı taşıtanın navlun sözleşmesinden doğan tüm borçların borçlusu sıfatına sahip olduğu, tarafların ticari defterlerinde yapılan inceleme sonuçlarının uyuşmadığı; davacı ticari defterlerine göre davalının davacıya 6.200 USD borcunun bulunduğu, davalının ticari defterlerine göre davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığı, davacının talep ettiği bedelleri dava dışı üçüncü kişiye ödemiş olduğunu Bilirkişi kök raporundan sonra dosyaya sunduğu belgelerle ortaya koyduğunun kabul edilebileceği, davalının ise dava konusu bedellerin oluşmasına davacı taşıyanın kusurunun sebep olduğunu ortaya koyamadığı, bu durumda dava konusu bedellerin davalı taşıtandan talep edilebileceği kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Dosyaya sunulan bilirkişi raporundaki tespitler mahkemece denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunmuş olup, dayandıkları gerekçeler ile ulaştıkları tespitler mahkemece dosya kapsamı ve deliller ile uyumlu bulunduğundan bilirkişi raporu karara esas alınarak hüküm tesis edilmiştir.
Dosya kapsamına göre, taraflar arasında ihtilaf bulunmaksızın davacı tarafın söz konusu taşımayı üstlenmiş olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre davacı taşıyan sıfatına sahiptir. Davalı, davacı taraf ile eşyanın taşınması hususunda anlaşmış olduğunu kabul ettiğinden davalı da taşıtan sıfatına sahiptir. TTK m. 1203 uyarınca, “Eşya, taşıtandan başka bir kişiye teslim edilecekse, bu kişi, navlun sözleşmesi veya konişmento ya da diğer bir denizde taşıma senedi uyarınca eşyanın teslimini istediğinde, bu istemin dayandığı sözleşmenin veya konişmentonun yahut diğer bir denizde taşıma senedinin hükümlerine göre ödemeye yetkili kılındığı bütün alacakları ödemekle yükümlü olacak”tır. Hükme göre, gönderilen eşyanın teslimini isteme hakkını kullanmaz ise navlun borçlusu haline gelmez ve bu halde navlun sözleşmesinin tarafı olan taşıtan navlunu ve sözleşmeden doğan tüm diğer masrafları taşıyana ödemekle yükümlü olur (TTK m. 1207/1). Dava konusu olayda da gönderilenin borçlu haline gelmediği ortada olup navlun sözleşmesinden doğan tüm borçların borçlusu taşıtandır. Açıklanan nedenlerle tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri bulunmaktadır.
Dava konusu …/…/0 ve …/…/7 nolu iki konteynerin konu edildiği …/…/… nolu konişmentoda yükleten davalı …., gönderilen …&…, gemi adı …, yükleme limanı …, boşaltma limanı … olarak kayıtlıdır. Konişmentoda navlunun peşin ödendiğine ilişkin “freight prepaid” kaydı ile varış yerinde oluşacak (THC, demuraj, gecikme ve teslim masraflarının) masrafların gönderilene ait olacağına dair şart bulunmaktadır. …tarafından düzenlenmiştir. Tarafların her ikisinin kabul ettiği üzere eşyanın varma limanında teslim alınmaması sonucu yeniden … Limanı’na taşınmasına ilişkin… tarafından düzenlenen 2.7.2017 tarihli konişmentoda yükleten …, gemi adı … olarak kayıtlıdır ve konişmentoda navlunun varma limanında ödeneceğine dair “freight collect” ifadesine yer verilmiştir.
Davalının taşıtan sıfatıyla ve eşyanın gönderilen tarafından teslim alınmamış olması sebebiyle söz konusu bedellerin oluşmuş olması halinde bu bedellerden sorumlu tutulması gereklidir. Davalı demuraj ve ardiye masraflarının artmasında davacı taşıyanın kusurunun bulunduğunu ileri sürmüşse de dosya kapsamında bu iddiayı ortaya koyacak bir delil bulunmamaktadır. Dava konusu taşımada davalının taşıtan, davacının ise taşıyan sıfatına sahip olduğu anlaşılmıştır. Eşya varma limanında gönderilen tarafından teslim alınmadığı için davalı taşıtanın navlun sözleşmesinden doğan tüm borçların borçlusu sıfatına sahip olduğu; tarafların ticari defterlerinde yapılan inceleme sonuçlarının uyuşmadığı, davacı ticari defterlerine göre davalının davacıya 6.200 USD borcunun bulunduğu, dava konusu faturaların içeriğinde bulunan bedellerden demuraj ve ardiye bedellerinin ödenmemiş olduğu; davacının talep ettiği bedelleri dava dışı üçüncü kişiye ödemiş olduğunu davacının dosyaya sunduğu belgelerle ortaya koyduğunun anlaşıldığı, davalının ise dava konusu bedellerin oluşmasına davacı taşıyanın kusurunun sebep olduğunu ortaya koyamadığı, bu durumda dava konusu bedellerin davalı taşıtandan talep edilebileceği kanaatine varıldığından dosya kapsamında bu bedellerin miktarının faturalarla ispat edildiği, böylece söz konusu alacakların süre ve miktar bakımından oluşmuş olduğunun anlaşıldığı, böylece davalı taşıtandan talep edilebileceği, ancak takip öncesi davalının temerrüde düşmemesi sebebiyle işlemiş faiz isteminin haksız olduğu kanaatine varıldığından kısmen haklı ve yerinde davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Davacı yanın icra inkar tazminatına ilişkin talebinin değerlendirilmesinde ise; icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için alacağın likit bir alacak niteliğinde olması gerekir. Genel bir kavram olarak, likit alacak tutarı belli, muayyen, bilinebilir, hesaplanabilir alacaktır. Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek, miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlarının bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilecek durumda olması gerekir. Bu koşullar yok ise likit bir alacaktan söz edilemez. (YHGK 17/10/2012gün 2012/9-838-715 sayılı İlam) Somut olayda, davalı tarafından tespit edilebilir bir alacak söz konusu olmadığından, alacağın varlığı yargılama gerektirdiğinden davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile davalının …. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın KISMEN İPTALİ ile takibin 6.200,00 USD üzerinden devamına, asıl alacak 6.200,00 USD’ye takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a madde ve fıkrasına göre faiz işletilmek suretiyle davalıdan tahsili ve icra takibinin devamına, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Koşullar oluşmadığından davacı tarafın icra inkar tazminat talebinin REDDİNE,
3-Karar harcı olan 1.672,91 TL’den peşin alınan 469,39 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.203,52 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacının peşin olarak yatırdığı 469,39 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı yargı gider toplamı olan 2.392,1 TL’nin (44,40 TL başvurma harcı, 47,7 TL posta gideri ve 2.300,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere) davanın kabul ve reddi oranına göre hesaplanan 2.065,32 TL’sinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı için takdir edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Davalı vekili için takdir edilen 581,21 TL red vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
8-Tarafların dava şartı olan Arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları, Arabuluculuk son tutanağından anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-14 bendi uyarınca ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Suçüstü Ödeneğinden ödenen 1.320,00.-TL nin Arabuluculuk ücretinin kabul ve red oranı üzerinden hesaplanan 1.139,55-TL’sinin davalıdan, 180,44-TL’sinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
9-Bakiye gider avansının kesinleşmeye müteakip talep halinde taraflara iadesine
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/04/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır