Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/262 E. 2020/99 K. 18.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2019/262 Esas
KARAR NO : 2020/99
DAVA : Deniz Ticaret (Deniz Taşımacılığı Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 22/08/2019
KARAR TARİHİ : 18/06/2020

Mahkememizde görülmekte olan Deniz Ticaret (Deniz Taşımacılığı Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin yurt içi ve yurt dışında kuru toptan gıda, malzeme ve ürün ticareti ile uğraştığını, davalı firmanın deniz taşımacılığı sektöründe faaliyet gösterdiğini ve yurt dışı menşeli taşımacılık şirketleri ile çözüm ortaklık anlaşmaları bulunduğunu, müvekkili şirketin Fas Krallığı merkezli … ünvanlı şirkete çeşitli emtiaların satışını gerçekleştirdiğini ve 19/02/2019 tarihinde faturalandırıldığını, fatura konusu ürünlerin davalı firma tarafından 19/02/2019 tarihinde davalı firma tarafından yüklemesinin yapıldığını, geminin 03/03/2019 tarihinde yola çıktığını, geminin yola çıkmasına müteakip 15 gün sonra 18/03/2019 tarihinde davalı firma tarafından konşimentonun eksik olduğunun fark edildiğini, bu sebeple satışı gerçekleştirilen faturaya konu ürünlerin ancak 28/05/2019 tarihinde … şirketi tarafından teslim alabildiğini, gönderilen firmanın bu tarihe kadar 16.802,38 EURO konteyner bekleme bedeli ödemek zaruretinde kaldığını, müvekkili tarafından bu bedelin müvekkiline ödendiğini, ödenen miktarın davalıya fatura edildiğini, davalı ile yapılan ara buluculuk görüşmelerinde hiçbir sonuç alınamadığını, müvekkilinin bu eylemden yurt dışı müşteri potansiyelinin olumsuz etkilendiğini belirterek davalı şirketin sözleşmeden doğan borcunu yerine getirmemesi sebebi ile müvekkili tarafından ödenmek durumunda kalınan 31.204,39 EURO yurt dışı konteyner bekletme bedelinin efektif satış kuru üzerinden hesaplanacak tutara 10/07/2019 tarihinde itibaren işletilecek reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini ve müvekkiline ödenmesini, davalı firmanını eylemi sebebiyle iş hacminin küçülmesi ve müşteri yelpazesinde meydana gelen daralmadan kaynaklanan ve yoksun kalınan kazancının bilirkişi incelemesi neticesinde belirlenmesinin mümkün olduğu anda artırılmak üzere belirsiz alacak olarak şimdilik 1.000,00 TL’nin 10/07/2019 tarihinden bu yana işletilecek reeskont-avans faizi ile davalıdan tahsiline ve müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dosya kapsamında yapılan tebligatın usulsüz olduğunu ve tebligat kanunu uyarınca öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak değerlendirilmesi gerektiğini, davanın fiili taşıyan sıfatı ve konişmentoyu düzenleme yetkisi kendisinde bulunmayan müvekkil şirket aleyhine yöneltilmiş olması hukuka aykırı olduğunu, müvekkil şirketin konişmento basmakla yükümlü fiili taşıyan sıfatı bulunmadığından yükün geç teslimi nedeniyle herhangi sorumluğu bulunmadığını, davacının basiretli tacir gibi davranarak bekleme nedeniyle kesilen faturayı kabul etmemesi ve iade etmesi gerektiğini, taşımaya ilişkin itirazlarını tekrarla ve sorumluluk kabul ettiği anlamına gelmemek kaydıyla; eşyanın gönderileni … tarafından, TTK 1185/5 uyarınca eşyanın geç teslim edildiğine ilişkin bildirim yapılmadığını, bildirim yapılmaması nedeniyle taşıyanın tazmin sorumluluğu ortadan kalktığını, somut olayda eşyanın gönderileni tarafından taşıyana yükün geç teslim edilmesi nedeniyle zararlarının talep edileceğine dair herhangi bir yazılı bildirim yapılmaması ve gönderilenin yükü kabul edip masrafları da ödemesi dikkate alındığında, taşıtanın söz konusu zararları kendisinin ödediği iddiasıyla huzurdaki davayı açmasının hukuken mümkün olmadığını, taşıtanın söz konusu masrafları ödeme ve zarara katlanma yükümlülüğü olmadığını, ödeme yapmış olsa dahi bu ödemeyi 3. kişilerden talep etmesinin hukuken mümkün olmadığını, dolayısıyla gönderilenin TTK 1185/5 uyarınca gerekli bildirim yapmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, sorumluluk kabul ettikleri anlamına gelmemek kaydıyla zarara davacının kendi eylemlerinin sebebiyet verdiğini, sorumluluk kabul ettikleri anlamına gelmemek kaydıyla müvekkil şirketin sorumluluğu TTK m. 1186/6 gereği navlun bedeliyle sınırlı olduğunu, davacı konişmento basılmaması nedeniyle oluşan zararını talep ettmiş ise de konişmento yükün teslimine kadar her zaman düzenlenebildiğini ve davacı tarafından kendisine dava dışı … tarafından kesildiğini iddia ettiği faturanın hiçbir dayanağı bulunmadığını, davacı zararını ispat edemediğinden maddi tazminat taleplerinin reddi gerektiğini, huzurdaki davanın … S.A. izafeten … A.Ş.’ye ihbar edilmesi gerektiğini belirterek dava dilekçesinin usulsüz tebliğ edildiği kabul edilerek itirazlarımızın kabulü ile, öğrenme tarihinin tebliğ tarihi kabul edilmesini, davanın müvekkil şirketin taşıyan sıfatı bulunmadığı gerekçesiyle husumet yokluğu nedeniyle reddini, davacının gönderilen olmaması ve talepte bulunma hakkının olmadığı konusunda TTK 1203. maddesi uyarınca davacının davasının reddini, gönderilenin TTK 1185/5 uyarınca hak düşürücü sürede geç teslime ilişkin bildirim yapmaması dikkate alınarak davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, TTK m. 1186/6 uyarınca; zarar varsa bile müvekkil şirketin en fazla navlun miktarıyla sorumlu olacağı dikkate alınarak fazlaya ilişkin talebin her halükarda reddini, haksız ve hukuka aykırı davanın reddini, davanın … S.A. izafeten … A.Ş.’ye ihbar edilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava davalı tarafça ifa edilldiği belirtilen deniz taşımasına yönelik doğan ve dava dışı şirket tarafından davacıya gönderilen konteyner bekleme bedelinin rücuen davalıdan tahsil talepli alacak davası olup, uyuşmazlığın konusunun; konşimento düzenlenmesindeki eksikliğin hangi tarafın sorumluluğunda olduğu, davalının eksiklik nedeniyle kusur ve sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, davalının pasif husumet ehliyetine haiz olup olmadığı, geç teslim nedeniyle davalının borcunun bulunup bulunmadığı ve varsa miktarının tespiti hususlarında toplandığı anlaşılmıştır.
Mahkememizin 2019/306 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacısının … olup, davalısının … San. Ve Dış LTD.ŞTİ olduğu, davanın itirazın iptali davası olup uyuşmazlığın aynı deniz taşıma ilişkisinden kaynaklandığı ve konularının benzer hukuki zeminde olduğu anlaşılmıştır.
HMK nun 116.maddesinde aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davaların aralarında bağlantı bulunması durumunda davanın her aşamasında talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebileceği belirtilmiş olup, HMK nun 166/4.maddesinde ise davaların aynı veya birbirlerine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda bağlantının var sayılacağı hükmüne yer verilmiş olup, mahkememizin her iki davasının da aynı taşıma ilişkisinden doğması nedeniyle HMK nun 166.maddesi gereğince birleştirilmesine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Dosyanın mahkememizin 2019/306 esas sayılı dava dosyası ile hukuki ve fiili irtibatı bulunduğu anlaşıldığından HMK 166/1-4 maddeleri gereğince dosyanın mahkememizin 2019/306 esas sayılı dosyası ile BİRLEŞTİRİLMESİNE yargılamaya birleşen dosya üzerinden devam olunmasına,
2-Harç, vekalet ücreti ve yargılama giderinin birleşen davada karara bağlanmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/06/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

TASHİH ŞERHİ
Mahkememizin 18/06/2020 tarihli duruşmasında her ne kadar İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olarak belirtilmiş ise de birleştirme kararlarının esas hükümle birlikte istinaf yolu açık olduğundan hüküm kısmının son paragrafının “Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı esas hükümle birlikte İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.” şeklinde yazılması suretiyle HMK 304. maddesi gereğince TASHİHİNE karar verildi.24/06/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır