Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/239 E. 2020/194 K. 29.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO:2019/239 Esas
KARAR NO:2020/194

DAVA:Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ:31/07/2019
KARAR TARİHİ:29/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı sigortalı …. A.Ş. tarafından …’den led aydınlatma emtiası satın alındığını, emtianın … nolu poliçe ile sigortalandığını, … … nolu konteyner ile taşınan emtianın davalı firma sorumluluğunda … limanına sevk edildiğini, 27.01.2017 tarihinde tahliye edilen konteynerin 03.03.2017 tarihinde sigortalı firma tesisine nakledildiğini, emtianın tahliyesi esnasında konteyner kapak kısmına yakın bölgedeki ve zeminde yer alan kolilerin ıslanmak suretiyle hasarlandığını, hasarın tutanak ve fotoğraflar ile tespit edildiğini ve ekspertiz yapıldığını, ekspertizde 3.401,57 TL hasar bedeli tespit edildiğini, hasarın davalı sorumluluğunda yapılan taşıma sırasında meydana geldiğini ve hasardan davalının sorumlu olduğunu, hasar tazminatının sigortalıya ödendiğini ve halefiyet hakkını kazandıklarını, davalı aleyhine …. icra Müdürlüğü … sayılı icra dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, ancak davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek haksız itirazın iptaline ile takibin devamına, %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya dayanak ekspertiz raporunda kendi sorumluluklarına ilişkin net bir bulgu ve beyan olmadığı gibi hasara sebep olan eylemin gönderici ve alıcı sorumluluğundaki eylemler sonucunda meydana geldiğini, sirayet eden suyun ambalaj yetersizliğinden ve/veya eksikliğinden meydana geldiğini ve bu hususun ekspertiz raporuyla da sabit olduğunu, tutanakta hasarın ürünlerin indirilmesi sırasında tespit edildiğinin imza altına alındığını, hasarın boşaltma sırasında meydana gelmiş olma olasılığının çok yüksek olduğunu, emtianın yükleme ve boşaltma işlemlerinde sorumluluklarının bulunmadığını, konşimentoda yükleme, istif, sabitleme ve mühürleme sorumluluğunun yükletende olduğu kaydı bulunduğunu, konteynerde hasar mevcut olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Dava, emtia nakliyat sigorta poliçesi kapsamında davadışı sigortalıya ödenen hasar tazminatının TTK 1472 maddesi gereğince davalıdan rücuen tahsili talepli başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali davası olup; uyuşmazlığın konusunun, tarafların aktif ve pasif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı, sigorta sözleşmesinin geçerli olup olmadığı, geçerli bir sözleşme uyarınca ödemenin yapılıp yapılmadığı, hasara ilişkin süresinde ve geçerli bir ihbarın bulunup bulunmadığı ve hasarın deniz taşıması esnasında meydana gelip gelmediği, hasarda davalının sorumlu olup olmadığı ve hasarın miktarının tespiti noktasında toplandığı görülmüştür.
Davacı vekili 28/08/2019 tarihli beyan dilekçesinde dava açılış esnasında icra dosya bilgilerinin sehven …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosya numarasının yazıldığını, itirazın iptali davasına konu doğru dosya numarasının …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası olduğu beyan edilmiştir.
…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas numaralı icra takip dosyası incelendiğinde, davalı borçlu aleyhine 14/09/2017 tarihinde icra takibine başlandığı, davalı borçluya ödeme emrinin davalı borçluya 22/09/2017 tarihinde tebliği akabinde davalı borçlu tarafından 27/09/2017 tarihinde borca itiraz dilekçesi sunulduğu eldeki davanın ise, 31/07/2019 tarihinde İİK 67 maddesi gereği 1 yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi heyetinden alınan raporda özetle; davacının aktif husumet ehliyetinin bulunduğunu, davalının pasif husumet ehliyetinin bulunduğunu, geçerli bir sigorta sözleşmesinin olduğunu, sigorta sözleşmesi uyarınca ödeme yapılmış olduğunu, hasarın 3.401,57 TL olduğunu, hasarın deniz taşıması sırasında ve/veya davalının zilyetliğinde iken meydana geldiğini, hasardan davalı akdi taşıyanın sorumlu olduğunu, taşıyana süresinde ve usulünce hasar bildirimi yapılmaması ve eşya üzerinde resmi incelemenin olmaması nedenleriyle eşyanın konişmentoda yazıldığı gibi teslim edildiğinin kabul edilmesi gerektiğini, söz konusu hasar veya zıya’nın TTK m.1185 f.4 uyarınca taşıyanın sorumlu olmadığı bir sebepten kaynaklandığı karinesinin oluştuğunu ve bu karinenin de aksi ispatlanamadığından davalının zarardan sorumlu tutulamayacağı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Taraf vekillerince davaya ilişkin tüm delilleri, konişmento, nakliyat sigorta poliçe örneği, ödeme belgesi, hasar dosyası dosyaya sunulmuştur.
Dosyaya sunulan 03/01/2017 tarihli satış faturası incelendiğinde, dava dışı satıcı …. Ltd satıcı, dava dışı sigortalı ….A.Ş. alıcı olmakla, satışın FOB esasına göre gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Bilirkişi raporunda da açıklandığı üzere FOB satışta navlun sözleşmesini kurma edimi alıcıya ait olmakla yükleme limanında mallar gemiye yüklenmekle malla ilgili tüm masraf ve riskler alıcıya geçmekle eldeki dava da bu sorumluluk dava dışı sigortalı …’ya aittir.
Dosyaya sunulan … numaralı 05/01/2017 tarihli konşimentoya göre, yükleten dava dışı satıcı …. Ltd, gönderilen dava dışı sigortalı … olup taşıyan davalı … olarak gösterilmiş ve taşımanın …-… arası “…” gemisi ile yapıldığı anlaşılmaktadır. Davaya konu emtiaların ise … numaralı konteyner ile taşındığı belirtilmekle konşimentoda “Shipper’s load, count & seal” kaydı gereği konteynerin gönderen tarafından yüklendiği, sayıldığı ve mühürlendiği anlaşılmaktadır.
Dava ise halefiyete dayalı olarak açılmış olmakla dosyaya sunulan 06/01/2017 tarihli emtia nakliyat sigorta poliçesi ile 27/03/2017 tarihli dekontun incelenmesinden, dava dışı sigortalı … Şirketi’nin dava konusu yük üzerinde sigortalanabilir menfaati bulunduğu ve davacının, sigorta himayesi kapsamındaki rizikonun gerçekleşmesi sonucunda, geçerli bir sigorta sözleşmesine dayanarak ödemesi gereken sigorta tazminatını ödediği; dolayısıyla dava dışı sigortalısının haklarına TTK 1472 maddesi uyarınca halef olduğu ve davacının aktif husumet ehliyetini haiz olduğu sonucuna varılmıştır.
Taşıyan, deniz yoluyla eşya taşıma taahhüdünde bulunan kişidir (TTK m. 1138/1). Dolayısıyla taşıyan sıfatını haiz olmak için taşımanın üstlenilmesi gerekli ve yeterlidir. “Taşıyan” kavramı bakımından belirleyici unsur, taşıma işinin gerçekleştirilmesi değil, bunun taahhüt edilmesidir. Dolayısıyla taşıyan, üstlendiği taşımayı bizzat icra edebileceği gibi, gemi işleten biri ile akdedeceği sözleşme aracılığıyla da ifa edebilir. Taşıma sözleşmesi herhangi bir şekle tâbi olmadığından, taşıma taahhüdünün mevcudiyeti ve taşıma sözleşmesinin kurulmuş olduğu çeşitli delillerle ortaya konabilir. Yargıtay muhtelif kararlarında navlun faturası düzenlenmiş olması hâlinde, faturayı düzenleyenin taşıyan sayılacağına hükmetmiştir. Davalının pasif husumet ehliyetleri bakımından yapılan değerlendirmede ise; TTK 1238 maddesi gereğince konşimentoda taşıyan olarak kayıtlı bulunan davalı …’nin taşıyan sıfatını ve dolayısıyla pasif husumet ehliyetini haiz olduğu kabul edilmiştir. Kaldı ki bu husus taraflar arasında uyuşmazlık konusu da edilmemiştir.
TTK 1185 maddesi gereği zıya veya hasarın haricen belli olması durumunda en geç eşyanın gönderilene teslimi sırasında, haricen belli olmaması halindeyse eşyanın gönderilene teslimi tarihinden itibaren aralıksız olarak hesaplanacak üç gün içinde taşıyana ihbar edilmesi gerekmektedir.
Konteynerin, 27/01/2017 tarihinde tahliye edildiği, 03/03/2017 tarihinde ise kara taşıması için … limanından teslim alınarak aynı gün alıcıya teslim edildiği görülmektedir. Dava konusu konşimentodan, nihai teslim yeri … limanı olmakla, davalının sorumluluğunun konteynerin tahliye edilmesiyle sona erdiği kabul edilmiştir. Zira davacı tarafından kara taşımasının da davalı tarafından üstlenildiğine ilişkin dosyaya herhangi bir beyan yada delil de sunulmuş değildir. Tahliye sırasında herhangi bir “interchange (konteynerde hasar olması durumunda düzenlenmesi gereken rapor)” raporunun da düzenlenmediği görülmektedir. 10/04/2017 tarihinde davacı sigortacı tarafından, davalıya yapılan ödeme ihtarının değerlendirilmesi neticesinde; dosya içeriğinde hasarın TTK 1185/1 maddesine uygun şekilde taşıyana ihbar edildiğine yahut TTK 1185/2 maddesine uygun olarak tarafların katılımıyla mahkemece inceleme yapıldığına dair bir belge ya da bilgi bulunmamaktadır. Bu nedenle davalı taşıyana TTK gereği hasar ihbarının usule uygun yapılmamış olduğu kabul edilmiştir. İhbar yükümlülüğünün yerine getirilmemesi halinde eşyanın konişmentoda yazılı olduğu şekilde teslim edildiği ve herhangi bir zıya veya hasar söz konusu ise bunun taşıyanın sorumlu olmadığı bir sebepten ileri geldiği yönünde iki karine doğmakta olup, eldeki dosyada davacının bu iki karinenin aksini ispat ederek davalıların sorumluluğunu ispatlaması gerekmektedir. Zararın taşıyanın sorumlu olduğu bir sebeple meydana geldiğini ispat yükü davacının üzerindedir. Dosyada bu konuda dikkate alınabilecek tek belge hasar ekspertiz raporudur. Ekspertiz raporunda emtianın tahliyesi esnasında konteyner kapak kısmına yakın bölgedeki ve zeminde yer alan kolilerin ıslanmak suretiyle hasarlandığının tutanak ve fotoğraflarla tespit edildiği, 06.03.2017 tarihinde yapılan ekspertizde; 15 kolinin ıslanması sonucu deforme olduğu belirtilmektedir. Konteyner ise ekspertize tabi tutulmamış olmakla birlikte, tutanakta konteynerde ıslanmaya neden olabilecek bir delik, hasardan da söz edilmediği görülmektedir. Islaklık hasarının tatlı su veya tuzlu su kaynaklı olup olmadığının da inceleme konusu yapılmadığı görülmektedir. Zararın taşıyanın sorumlu olduğu bir sebeple meydana geldiğine ilişkin herhangi bir tespit içermeyen bu rapor mahkemece davalının sorumluluğunu tespit bakımından yeterli bulunmamıştır. Bu nedenle kanuni karinenin aksinin davacı tarafça ispatlanamadığı değerlendirilmekle taşımaya konu konişmentolardaki “…” kaydı gereği yüklerin yükletenın sorumluluğunda, konteyner içerisine yüklendiği, istiflendiği sayıldığı ve mühürlendiği, taşıyıcı/taşıyanın konteyner içerisindeki yükün akıbetinin ne olduğu hususunda sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı, bu hususun taşıyanın özen borcunu ihlal sayılamayacağı, emtiaların gemiye hasarsız olarak teslim edildiği de davacı tarafından ispatlanamadığından hasarın, davalıların sorumluluk alanı içerisinde ve deniz taşıması esnasında meydana geldiğine dair mahkemede kanaat uyanmamıştır. Davacı vekili her ne kadar emsal mahkeme kararları sunarak davalının özen yükümlülüğünü ihlal ettiğine ilişkin itirazda bulunmuşsa da açıklandığı üzere, mühürlü teslim alınan konteyner içeriği hakkında taşıyanın bilgi sahibi olması beklenemeyeceğinden bu itiraz mahkemece dikkate alınamamıştır.
Dosyaya sunulan bilirkişi raporundaki tespitler mahkemece denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunmuş ve dayandıkları gerekçeler ile ulaştıkları tespitler ise mahkemece dosya kapsamı ve deliller ile uyumlu bulunduğundan bilirkişi raporu da hükme esas alınarak davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince peşin alınan 58,10 TL den karar harcı olan 54,40 TL nin mahsubu ile fazla alınan 3,70 TL’nin kesinleşmeye müteakip talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı vekili için takdir edilen 3.401,57 TL red vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kesin olarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/09/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır