Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/208 E. 2020/236 K. 13.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2019/208 Esas
KARAR NO : 2020/236
DAVA : Elatmanın Önlenmesi
DAVA TARİHİ : 20/01/2015
KARAR TARİHİ : 13/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Elatmanın Önlenmesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait … isimli teknenin davalı tarafça işletilen … Limanında bulunduğunu, yat limanının 19/05/2007- 19/05/2008 dönem kira bedelinin 3.595,00 USD olduğunu, müvekkili tarafından bu bedelin davalı ödendiğini, davalının fahiş kira talebi nedeniyle bir sonraki dönem için akid yapmayarak teknesini buradan almak istediğini, davalı taraf yeni dönem için akid yapılmadığı nedenle geçmişe dönük farklı kira talebinde bulunarak teknenin limandan çıkışına izin vermediğini, davalının tekneye haksız elatmasının önlenmesi için başvuruda bulunulduğunu, teknenin limandan çıkarılmak istenmesine davalının engel olduğunu, davalıya teknenin teslimi için yapılan başvuruların sonuç vermemesi üzerine …. Noterliğinin 21/05/2008 tarihli ihtarnamenin çekildiğini, davalı yetkilileri hakkında … Cumhuriyet Savcılığının 2009/… hazırlık numarası ile suç duyurusunda bulunulduğunu, savcılık tarafından olayın hukuki ihtilaf olduğundan bahisle takipsizlik kararı verildiğini, müvekkilinin davalıya herhangi bir kira borcunun bulunmadığını, teknenin davalının işlettiği limanda kalmasının tamamen davalının tekneye el koyarak çıkışının engellenmesi nedeniyle oluştuğunu, teknenin limanda kara park yerinde açık havada kaldığını ve kötü hava koşullarından dolayı zarar gördüğünü, teknenin alıcılara satış ve tesliminin dolaylı olarak engellendiğini, müvekkilinin bu suretle zarara uğradığını, davalı tarafından alacaklı olduğu belirtilmekle bunun için yasal bir işlem de yapmadığını, teknenin çıkışının engellendiğini, baskı kurmak sureti ile alacağın tahsili yoluna gidilerek MK 2.maddesine aykırı davrandığını belirterek davalının müvekkiline ait … isimli tekneye yaptığı haksız elatmanın önlenmesine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla teknenin uğradığı zarar nedeniyle 5.000,00 TL’nin davalıdan 21/05/2008 tarihinden itibaren faiz uygulanmak sureti ile tahsiline, yargılama giderlerinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız olduğunu, … teknesinin maliki … … ile müvekkili marina arasında imzalanan marina bağlama sözleşmesi gereğince tahakkuk ettirilen bedellerin sahibince ödenmeyen tekne hakkında sözleşmenin 72.maddesi ve Yat Turizm Yönetmeliğinin 15.maddesinin e bendi gereğince marina müdürünün söz konusu tekneyi alıkoyma hakkının bulunduğunu, … teknesinin maliki ile müvekkili arasında imzalanan sözleşmenin 19/05/2007 tarihinde sona erdiğini ve sözleşmenin yenilenmesi hususunda tekne sahibi … …’a sözleşmenin yenilenmesi için … Noterliğinin 25/12/2007 tarihli ihtarnamenin gönderildiğini, sözleşmenin bitiminden dava tarihine kadar teknenin marinada kaldığını, davacı şirket tarafından satışa ilişkin belgelerin sunulmayıp, marina bağlama sözleşmesinin de imzalanmaması nedeniyle 19/05/2007 – 19/05/2008 tarihleri arası kara park bedeli olan 5.623,00 Euro’nun 13/05/2008 tarihli fatura ile … … adına tahakkuk ettirildiğini, faturanın ödenmemesi nedeniyle … İcra Müdürlüğünün 2008/… esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, 3.595,00 USD ödemenin yapılıp, borcun tamamının kapatılmadığını, bakiye alacak yönünden marinanın söz konusu tekneyi marina bağlama sözleşmesi ve yat bağlama yönetmeliği gereğince alıkoyma hakkını kullandığını, tekne sahiplerine Kültür ve Turizm Bakanlığınca onaylanan tarifeler üzerinden ücretlendirmeler yapıldığını, davanın yasal dayanağının bulunmadığını belirterek davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
… Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından 18/10/2012 tarihli görevsizlik kararı verilmiş, … Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen karşı görevsizlik kararı nedeniyle dosya yargıtaya mercii tayini için gönderilmiş ve Yargıtay 17. Hukuk Dairesi tarafından 04/12/2014 tarihli ilamı ile … Asliye Ticaret mahkemesi yargı yeri olarak belirlenmesine karar verilmiştir.
Dava; davacıya ait … isimli teknenin davalı tarafından davacının herhangi bir kara park borcu olmadığı halde tekneye haksız yere el atmasından dolayı … isimli tekneye yaptığı haksız el atmanın önlenmesine ve teknenin uğradığı zarar nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 5.000,00 TL ‘nin davalıdan tahsiline ilişkindir.
Taraf vekillerince davaya ilişkin tüm delilleri belge ve dayanaklarıyla birlikte, marina bağlama sözleşmesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yat Turizm Yönetmeliği ve Deniz Turizm Yönetmeliği, … Yönetmeliği örnekleri dosyaya sunulmuştur.
… İcra Müdürlüğünün 2008/… esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklısının … … A.Ş olduğu, borçlusunun … … olup, takibin dayanağının 13/05/2008 tarihi itibariyle tekne bağlama ücreti alacağı olduğu, borçlu tarafından takip alacaklısına herhangi bir tekne bağlama ücret borcunun olmadığı belirtilerek itirazda bulunduğu anlaşılmıştır.
… Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/… esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacısının … … A.Ş olduğu, davalının … … olup, davanın davalının … İcra Müdürlüğünün 2008/… esas sayılı icra dosyasının itirazının iptali davası olduğu ve … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/… esas 2013/… kararı ile davacı tarafından … isimli teknenin limana bağlama ücreti ve aldığı hizmet bedelleri karşılığında kendilerine borçlu olduğu iddiası ile icra takibinin başlatıldığı ve davaya feri müdahil olarak katılan ve tekneyi 29/06/2007 tarihli noter satış sözleşmesi ile satın alan … Şirketi yetkilisinin sözleşmeyi imzaladığı, ve teknenin satın alındığı tarihten sonra bağlama ve hizmet bedellerinin feri müdahil tarafından ödendiğinin anlaşılmış olduğu ve 21/10/2006 tarihli tekne bağlama sözleşmesine davalının taraf olmadığı, kira ve alınan hizmet bedeli bakımından sorumlu olamayacağı nedenle davanın husumetten reddine karar verildiği, kararın 20/02/2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. üzerinden ıslah ettiğini belirtmiş ve harcı tamamlamıştır.
… Cumhuriyet Başsavcılığının 2009/… sayılı soruşturma dosyasında şikayetçi tarafından kira borcu olduğundan dolayı şüphelinin teknesini vermedikleri ve tekneye el konulduğundan bahisle şikayetçi olunmuş ise de taraflar arasındaki uyuşmazlığın hukuki mahiyette olması nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmıştır.
Görevsiz bulunan … Asliye hukuk mahkemesine yapılan inceleme sonrası dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunda; davalının eski Yat Yönetmeliğine yürürlükten kalktığı 24/07/2009 tarihine kadar yat yönetmeliğinin 15/e maddesi gereğince sonrasında ve halende TMK’nun 950.maddesi gereğince davalıya kara – ücret borcu olan davaya konu tekneyi denize bırakmamasının yasal dayanağının bulunduğu, meni müdahaleye uygun olmadığı, davaya konu teknenin dava tarihi itibariyle mevcut değerinin 9.000,00 TL olarak hesaplandığı, davacının ve dava dışı eski malikin gerekli yükümlülükleri yerine getirmemesi sebebiyle ve tam kusurlarına dayalı olarak teknenin marinada kalıp yıpranıp aşındığı nedeniyle bu zarar ile davalı arasındaki illiyet bağının bulunmaması sebebiyle davacının davalıdan maddi tazminat talebinin uygun olmadığı, bilirkişiler Gemi Baş Mühendisi ve Gemi İnşa Makine Mühendisi … ve … raporunda … isimli teknenin donatanı durumunda olan davacının teknenin yola, yüke ve denize elverişliliği ile ilgili konularda yapmakla yükümlü olduğu gerekli bakım, tutum ve diğer iş ve işlemlerine davalı tarafından engel olunduğu, Marina İşletme Yönetmeliğinin 16-20-70.maddeleri gereğince dava konusu … isimli tekneyle ilgisi bulunmadığı olayda davalının sorumluluğunun bulunduğu ve davalının el atmasının önlenmesinin uygun olacağı, değerinin 55.000 TL civarında olup, bulunduğu hali ile değerinin 10.000 TL civarında olacağı belirtilmiştir.
Davacı vekilince 21/02/2011 tarihli dilekçesi ile teknenin el konma tarihinde değerinin 55.000,00 TL keşif tarihinde ise değerinin 10.000,00 TL olduğu belirtilmekle davalının haksız müdahalesi nedeniyle uğranılan kaybın 45.000,00 TL olması nedeni ile davayı bu miktar bakımından ıslah etmiştir.
Mahkememizce davacı vekiline dava ve ıslah dilekçesinde belirttiği zararın tam olarak miktarının da belirtilmek suretiyle bu hususta açıklama yapmak üzere 2 haftalık süre verilmiş ve davacı vekili 31/03/2013 tarihli dilekçesi ile taleplerinin haksız el atma dolayısıyla değeri olmayan hurda niteliğine dönüştüğü haksız el atmanın olmaması halinde teknenin o günlerdeki değerinin 55.000 TL olduğu ve bu kadar zarara davalının neden olduğu belirtilerek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Mahkememizce tarafların iddia ve itirazları ile davacı tarafça belirtilen kira bedellerinin tüm mevzuat da belirtilmek sureti ile uygun olup olmadığı, teknenin iş görmezlik durumunun tespiti amacıyla yeni bir heyetten keşfen inceleme yapılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce yapılan inceleme sonrası dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunda; … isimli tekne üzerinde yapılan keşif ile 2008 tarihi itibariyle teknenin bedelinin yaklaşık 35.000,00 USD civarında olabileceği, teknenin tamiri, bakımı için harcanacak bedelin 30.000,00 TL olabileceği, mevcut hali ile teknenin hurda olarak bedelinin 7.500 TL olmasının mümkün olduğu, zarar kalemi olarak 2008 tarihi itibariyle 35.000,00 USD bedelden teknenin hurda değerinin mahsubu sonrası 32.500,00 USD bedelin bulunduğu, dosyadaki mevcut iki sözleşme arasında üst üste gelen günlerin olduğu, tekne için hem çekiç hem denizde bağlama ücretinin hesaplandığının anlaşıldığı, sözleşmeleri incelenen marinaların bir çoğunda teknenin satışı ile el değiştirmesi halinde yeni sahibinin sözleşme yapması ve marina yönetimine ibraz etmesi istenilen evrakların belirtildiği, satıştan ayrı olarak borçların baki olup yeni ve eski malikten tahsil edileceğinin yazılı olduğu ancak hiçbirinde yeni bir fiyatlandırma uygulanacağına dair bir ifadeye rastlanılmadığı, davalının yeni maliki neden farklı bir fiyat tarifesi uyguladığı ve bu uygulamanın dayandırıldığının anlaşılamadığı, Yat Turizm Yönetmeliğinin 15.maddesinde yat liman müdürünün görev ve yetkilerinin açıklandığı ve buna göre marina müdürünün marina işletmesinde belirlenen tarifeye uygun olarak taahhuk ettirilen bedelleri sahibince ödenmeyen teknelerin yönetmeliğin 15.maddesi gereğince marinadan ayrılışına ve tekne sahibinin marina güvenlik sahasına girmesine izin vermeyeceği belirtilip bunun amacının liman ücretinin tahsil edilmesi ve güvenlik olduğunun anlaşıldığı ancak davalı tarafından bu yetkinin teknenin çürümeye terk edilmesine gidecek kadar sahibinin tekneye yaklaşmasını önlemek olarak uygulanmasının uygun olmadığı, davalı tarafından teknenin yeni sahibine uyguladığı fiyat listesinin sözleşmeye dayanmadığı, bu nedenle istenilen 5.623 Euro (8.799,00 USD) ücretin ilk sözleşmedeki bedelin üstünde kalan ( 8.779 – 3.591= 5208 USD) talebinin yerinde olmadığı, teknenin denize elverişli bir kondisyona getirilebilmesi için kendi değerinin üzerinde bir harcama yapılmasının gerektiği ve mevcut hali ile denize elverişli bir tekne olmadığı, teknenin çürümeye terk edilmesinde davalının sorumlu olduğu belirtilmiştir.
Davacı vekili bilirkişi raporuna beyanında; bilirkişi raporunda ki tespitlerin iddialarını kanıtlar nitelikte olduğunu, müvekkilinin davalıya tekneden dolayı herhangi bir borcu olmadığı halde teknesine haksız yere el atılarak müvekkilinin mülkiyet hakkının kullanılmasının engellendiği ve teknenin çürümeye terk edildiği, müvekkilinin maddi zarara uğradığının ispat edildiğini belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili bilirkişi raporuna beyanında; fiyat listesinin sözleşmeye dayanmadığı, bu nedenle ilk sözleşmedeki bedelin üstünde kalan taleplerinin yerinde olmadığı tespitinin doğru olmadığının, taraflarca kabul edilen işletme yönetmeliği gereğince, taahhuk ettirilen bedelin uygun olduğunu, müvekkili şirket alacağının hesaplanmasına ilişkin yöntemin taraflar arasında mutabık kalınan yazılı kurallara tamamen uygun olduğu, müvekkili şirketin hapis hakkı yetkisinin işletme yönetmeliğinde de düzenlendiğini, teknenin mevcut hali ile denize elverişli olmadığını, bakımsızlıktan uğradığı zarardan müvekkili şirketin sorumlu olduğunun tespit edilemediğini belirterek yeniden seçilecek yeni bir heyete dosyanın tevdiine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce dosya kapsamında bulunan bilirkişi raporunda bilirkişiler tarafından ayrık görüşler bildirilmek suretiyle rapor sunulduğu ve teknenin fiyatı yönünden değerlendirmeler yapıldığı, alınan ikinci raporda tekne değerlendirmeleri yapılıp bu miktarların farklı olduğu ayrıca ikinci raporda yapılan değerlendirmenin yönetmelik ve taraflar arasındaki anlaşmaya uygun yapılması gerektiği, bu hususlar dosya kapsamı itibariyle hüküm kurmaya elverişli olmayıp teknenin dosyadaki mevcut resimler ve belgeler değerlendirilmek suretiyle dava tarihi 08/02/2010 tarihi itibariyle mevcut durumdaki değeri ile olması gereken hali ile (bakımlı ve denize, yüke, değerinin ne olacağı, yola elverişli hali ile) taraflar arasındaki sözleşme ve sözleşme yapılmayan döneme ait davacı tarafından belirtilen kara – park ücreti ile bağlama hizmeti ücretinin belirlenmesi, sözleşme ve yönetmeliklere göre belirlenerek uygun olup olmadığı, borcun mevcut olsa dahi yönetmeliklerde yapılan değişiklikler de değerlendirilmek suretiyle, Yat Turizm Yönetmeliği, Marina İşletme Yönetmeliği, buradaki tekne sahibinin değişmesi değerlendirilerek davalının tekneyi yedinde tutma hakkı olup olmadığı gibi böyle bir hakkın mevcudiyeti halinde bakım ve onarım hususlarındaki yükümlülüklerinin de değerlendirilmek suretiyle varsa alacak miktarının belirlenmesi için yeni bir heyetten rapor alınmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce yapılan inceleme sonrası dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunda; … isimli teknenin denize elverişlilik belgesinin 14/01/2011 tarihinde yenilendiği ve belgenin geçerlilik tarihinin 12/01/2016 tarihine kadar olduğu, genel olarak Marina İşletmelerinin yasal dayanak olarak Deniz Turizm Yönetmeliğinin maddelerini içine alacak şekilde oluşturmuş oldukları iş talimatlarında eski yönetmelik içerisinde bulunan 15/e maddesini eklediklerinin görüldüğü, marina işletmelerinin kendi iç talimatlarında yer alan bedelleri ödenmeyen teknenin ayrılışına ve tekne sahibinini yat limanı sahasına girişine izin verilmemesi gibi hususların, teknelerin denize elverişlilikleri açısından uygunsuz duruma düşmesine izin vermemesi gerektiği, dava konusu teknenin ticari yat olarak sertifikalarda geçtiği, denize elverişlilik durumunun bağlayıcı yönetmelikler açısından periyodik olarak kontrol edilmesi gerektiğini, tekne sahibinin bu zorunluluğu yerine getirmesine davalı marina işletmesinin borcu sebebiyle izin vermemesinin doğru bir yaklaşım olmadığı, marine işletmecisinin tek taraflı olarak kendi içi talimatlarında yazan hususların teknenin çürümesine yol açacak, bakım çalışmalarını engelleyecek şekilde yorumlamasının doğru olmadığı, marina müşterisi olan dava konusu teknenin kara park ücretinin davalı … tarafından marina müşterisi teknelere ait kara park ücreti olarak m² birim değeri 73 Euro yerine dışarıdan gelen teknelere ait m² birim değeri olan 127,5 Euro kara park tarifesine sokulmasının niza konusu olup, davalı … işletmesinde davaya konu teknenin 2005-2008 yılları arasında yaklaşık 3 yıl gerek denizde bağlama ve gerek kara park hizmete alan müşterisi konumunda olan davacı tekne sahibinin 3.591 USD’lik makul görünen kara park ücretini ödemesine rağmen, dışarıdan gelen teknelere ait kara park tarifesine sokulmasının hakkaniyete ve ticari hayatın olağan akışına uygun olmadığı, teknenin 2008 yılındaki durumu itibariyle değerinin 30-35.000,00 USD arasında bir satış değerine sahip olabileceği, şuan ki durum itibariyle hurda vasfına sahip olup, değerinin 10.000,00 TL civarında olabileceği, iddia edilen park ücretinin miktarı hakkında taraflar arasında ihtilaf bulunduğu, borcun davalı açısından muaccel hale gelmediği, iddia edilen alacağa ilişkin hapis hakkının kanuni şartları gerçekleşmeden yönetmelik hükümlerine göre uygulanmasının mümkün olmadığı, net zararın 29.67,00 USD olduğu kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Mahkememizin 08/06/2017 tarih, 2015/30 E., 2017/179 sayılı kararı ile “davanın kabulü ile 45.000,00 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bu bedelden 5.000,00 TL ye dava tarihi 08/02/2010 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, davalının davacıya ait … nolu tekne üzerindeki müdahalesinin men’ine” şeklinde karar verilmiştir.
Davalı vekilinin istinaf telebi sonrasında … Bölge Adliye Mahkemesi’nin 21/12/2017 tarih, 2017/… E., 2017/… karar sayılı kararı ile ilamı ile ” Davalının istinaf başvurusunun HMK.353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine,” şeklinde karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin 21/12/2017 tarih, 2017/… E., 2017/… karar sayılı kararı ile ilamı davalı vekili tarafından tehr-i icra talepli temyiz edilmiş olup; Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 16/04/2019 tarih, 2018/… E., 2019/… sayılı ilamı ile ;
“1-Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz istemleri yerinde değildir.
2-Mahkemece, davaya konu yatın hali hazır durumda denize, yola ve yüke hazır hale gelmesi için gerekli olan tamir bedeli hesaplanarak, bu bedelin tamamının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Ancak, davalı davacıya izin verseydi dahi, davacının yatını denize, yola ve yüke hazır halde tutulması için gerekli bakım ve tamirat giderlerini kendisi karşılayacak olduğu göz önüne alındığında, davacı davalıdan sadece zararın artmasına ne nispette katkıda bulundu ise ancak o miktarı talep edebilir. Yani davalı, ancak zararın artmasına ne nispette katkıda bulundu ise o miktar için davacıya karşı sorumludur. Ayrıca davacı, 21/05/2008 tarihinde davalıya ihtarname göndermiş olup, bu ihtarında yatını tamir etmek istediğini ve bu isteğe davalının engel olduğunu belirtmemiştir. Bu durumda, mahkemece dinlenen tanıkların net olarak herhangi bir tarih aralığı da söylemedikleri gözetilerek, davacının en azından 21/05/2008 tarihinden sonra tamirat ve bakım yapmak istediğinin kabul edilmesi ve dava tarihi göz önüne alınarak bir zarar hesabı yapılması gerekirken, mahkeme kararında yazılı olduğu şekilde tüm tamirat bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesi doğru olmamış” gerekçesiyle BOZULARAK KALDIRILMASINA karar verilmiştir.
Bozma ilamı sonrası mahkememize gönderilen dosya yukarıda belirtilen esasa kaydı yapılarak yargılamaya bu esas üzerinden devam olunmuştur.
Mahkemece 21/11/2019 tariihli celsede anılan Yargıtay … Hukuk Dairesi bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş olup akabinde Yargıtay ilamında belertildiği şekilde davalının zarar ne oranda sebep olduğunun tespiti bakamından ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Bozma ilamı doğrultusunda hesap yapılmak üzere bilirkişi heyetinden alınan 18/03/2020 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda davacıya ait teknenin denize ve yola elverişli hale gelmesi için rutin masrafların yıllık 10.000 TL olacağını, ancak dava açıldığı tarih itibariyle teknenin zaten hurda halinde olduğunu, esasen ve bu tarihten itibaren bakımı da zaten mümkün olmadığını, teknenin mevcut duruma gelmesi ile ilgili tüm zarar ve hasar durumlarından Davalı marinanın sorumlu ve kusurlu olduğunu, bu sebeple teknenin tekrar denize elverişli duruma gelebilmesi için yapılacak olan tüm tamirat ve masraflardan Davalı marinanın sorumlu olacağını, Yargıtay’ın belirttiği şekilde masraf ayırımın bu aşamada teknik olarak yapılmasının mümkün olmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davacı 21/05/2008 tarihinde davalıya göndermiş olduğu ihtarname ile teknesini davalı marinadan çıkarmak ve yıllık bakım-tutum çalışmalarını yapmak istediğini bildirmiştir. Bu mümkün olmayınca konu dava süreci başlatılmıştır. Teknenin bulunduğu yer marina çekek sahası olup bilirkişi raporunda açıklandığı üzere bu alan özel izinlerle girilebilecek bir alandır. Tekne sahibinin istese bile hangi çalışmayı hangi kişilerle yapacağını marina yetkililerine bildirmesi gerekir. Bazı marinalar dışarıdan işçi getirilmesini istememekte, buna göre hizmeti kendilerinin vereceğini belirtmektedir. Yat sahibi ya da tayfanın küçük bakım ve onarım işleri dışında bakım işleri yapmasına izin vermemektedirler. Bütün bunlar Marina işletmesinin izni ve kontrolü ile gerçekleştirilmektedir. Davalı marina sahası içerisinde ayrılmış olan çekek sahasında yatların karaya çekme, denize indirme ve temizlik hizmetlerinin yanı sıra akü şarj, sintine kontrol, havalandırma, motor çalıştırma vb. her türlü kışlatma ve periyodik bakımları yapılabilmektedir. Marina içindeki atölyeler tarafından gerçekleştirilen bakım/onarım işlemleri arasında boya uygulama ve bakımı, boya koruma ve tedavisi, pasta, vernik, epoxy – polyester işleri, yelken, branda, kışlık örtü imal ve onarımı, her tür ana makine, jeneratör ve dıştan takma onarımı, torna işleri, ahşap güverte ve mobilya imal ve onarımı ile elektrik ve elektronik ekipman tamir, montaj ve bakımları gibi işler bulunmaktadır. Bu konuda dosya muhteviyatı incelendiğinde “…” isimli tekne üzerinde yaşanan el atma işlemi sebebiyle tekne sahibi tarafından teknenin marina sahasından çıkışına ve yıllık bakım-tutum çalışmalarının yapılmasına izin verilmediği görülmektedir.
Yargıtay ilamının işaret ettiği üzere bilirkişilerce yapılan hesaplamada; dava konusu tekne için yıllık olarak yapılması gerekli asgari bakım tutum işleri bilirkişi raporunda;
-Teknenin karaya alınıp tekrar suya atılması,
-Tekne karinasının basınçlı su ile yıkanarak temizlenmesi,
-Tekne karinasında zafiyetli olan boya kusurlarının giderilmesi,
-Tekne ana makinesi ve jeneratörün periyodik bakımlarının yapılması
-Deniz suyu, yakıt ve diğer yardımcı devre ve sistemlerin kontrol edilerek eksikliklerinin giderilmesi,
-Elektrik sistemi ve bağlı elektronik navigasyon cihazların kontrol edilerek test edilmesi,
-Güverte krom paslanmazlarının polisajlarının yapılarak temizlenmesi şeklinde sıralanmıştır.
Buna göre ihtilafın başladığı tarihten itibaren, eğer böyle bir ihtilaf olmasaydı bu özelliklere sahip bir teknenin yukarıda belirtilen yıllık rutin masrafının asgari 10.000 TL civarında olabileceği de bilirkişilerce değerlendirildiğinden, böyle bir dava açılmasaydı dava tarihi olan 08/02/2010 tarihi dikkate alınarak 2 yıllık bakım tutum için 20.000 TL masraf yapılmış olacağı mahkemece de kabul olunmuştur.
Yargıtay ilamı ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davaya konu el atmanın olmaması ihtimalinde, davalı davacıya izin verseydi dahi, davacının yatını denize, yola ve yüke hazır tutulması için gerekli bakım ve tamirat giderlerini kendisi karşılayacak olduğundan bilirkişilerce hesap edilen bu bakım masraflarının tespit olunan zarar miktarından mahsubu sonrası tespit olunan 25.000,00 TL zarar bakımından davalının sorumlu olduğuna karar verilmiştir. Davacı vekili Yargıtay bozma ilamı sonrası ilk kararda faizin hesap edilmesine ve faiz başlangıç tarihine ilişkin itiraz dilekçesi sunmuşa da, bu husus davacı vekilince istinaf ve temyiz konusu yapılmadığından bozma sonrası devam olunan eldeki yargılama bakımından yerinde itirazın yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Açıklanan nedenlerle davanın kısmen kabulüne 25.000,00 TL nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, dava dilekçesi ile talep olunan 5.000,00 TL’ye (dosyaya sunulan 21/05/2008 tarihli ihtarnamede, davaya konu miktar talep edilmediğinden bu ihtarname tarihi itibariyle davalının temerrüde düşürülmediği kabulü ile) dava tarihinden itibaren faiz uygulanmasına, ıslah dilekçesinde davacının faiz talebine ilişkin bir beyanı olmadığından bozma öncesi karar ile ıslah edilen bedel bakımından faiz hakkında karar verilmemiş olmakla ve bu yönde temyiz de olmadığından aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile 25.000,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kabul edilen bedelin 5.000,00 TL kısmına dava tarihi olan 08/02/2010 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Karar harcı olan 1.707,75 TL’den peşin alınan 816,75 TL’nin mahsubu ile bakiye 891,00 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacının peşin olarak yatırdığı 816,75 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı yargı gider toplamı olan 5.692,65 TL’nin (17,15 TL başvurma harcı, 375,50 TL posta gideri ve 5.300,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere) davanın kabul ve reddi oranına göre hesaplanan 3.162,58 TL’sinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı yargı gider toplamı olan 992,40 TL’nin (192,40 TL posta gideri ve 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere) davanın kabul ve reddi oranına göre hesaplanan 441,06 TL’sinin davacıdan alınıp davalıya ödenmesine, bakiye giderin davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı için takdir edilen 3.750,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Davalı vekili için takdir edilen 3.400,00 TL red vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
8-Bakiye gider avansının kesinleşmeye müteakip talep halinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren yasal süresi içeresinde Yargıtay ilgili dairesinden temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 13/10/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır