Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/191 E. 2021/339 K. 13.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO:2019/191 Esas
KARAR NO:2021/339

DAVA:İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:27/06/2019
KARAR TARİHİ:13/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkil şirket tarafından … numaralı Nakliyat … Sigorta Poliçesi ile sigortalanan, … A.Ş’ye ait galvanizli tel cinsi emteaların, … …’ya nakliyesi işi davalı şirket tarafından üstlendiğini, Söz konusu emtealar, davalı firma tarafından temin edilmiş olan konteynerler içerisinde … Gemisine yüklenmiş ve aktarmalı olarak … … na varmasının ardından tahliye edilerek liman sahasına alınmış ve gerekli işlemlerin tamamlanmasını müteakip tırlara yüklenerek alıcı firma tesisine sevk edildiğini, ürünlerin konteynerlerden tahliyesi sürecinde … numaralı konteyner içerisinde bulunan emtiaların, konteyner içerisine sirayet etmiş olan su nedeniyle ıslanmış olduğunun görülmesi üzerine CMR belgesine hasara ilişkin not düşülmek suretiyle hasar kayıt altına alındığını, sürücü tarafından da konteynerlerin mühürlü olarak alıcı adresine varış yapmış olduğu CMR üzerine not olarak düşüldüğünü, Sorumluluğu altında meydana geldiği sabit olan hasardan davalı taşıyıcı sorumlu olduğunu, Fatura ve yapılan tespitler gereğince 8.593,74 EUR sigortalı zararı, müvekkil şirket tarafından tazmin edilmiş olduğunu, TTK. ve poliçe hükümleri gereğince, sigortalısının haklarını devralan müvekkilin, TTK nın ilgili hükümleri gereğince davalıya rücu hakkı doğduğunu, söz konusu tutara dahil olan 397.34 EUR ilave bedel de sehven icra takibi kapsamında talep edilmiş olduğunu, ilave bedel olarak hasar tutarına eklenmiş olan iş bu tutarı tenzil etmek suretiyle 8.196,4 EUR için itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Rizikonun gerçekleştiği tarihte geçerli bir sigorta sözleşmesinin mevcut olduğunu, sigortalının sigortalanabilir menfaatinin bulunduğunu, ödemenin gerçek hak sahibine yapılmış olması gerektiğini, satıcının sigortalının alacak dava hakkını ispat edilmesi zorunlu olduğunu, 8.593,75 Euro tutarının davacı tarafından sigortalıya ödendiğine dair dekont sunulmuşsa da; mal bedeli ile ilgili ödeme belgesi dava dosyasına sunulmadığını, Kanuni akdi halefıyet ispata muhtaç olduğunu, belge sunulması halinde fazlaya dair beyanda bulunma haklan saklı olduğunu, Müvekkilinin iştigal konusu gereğince, taşımayı sadece organize ettiğini, Müvekkilinin konşimento tanzim etmediğini, … no lu konteyner, … no lu konşimento tahtında “… …” [… Südamerikanische … -… … tarafından deniz ve kara yoluyla taşındığını, Konşimentonun üzerinde müvekkilinin (“forwarding agent”) “ACENTE” olduğu yazılı olduğunu, müvekkillerine husumet yöneltilemeyeceğini, pasif husumete itiraz ettiklerini, Müvekkillerinin TTK md. 926 anlamındada taşıma işini üzerine almadığını, Eşyanın taşınmasını üstlenemediğini, “Taşıyan” olmadığını, yük müvekkilinin zilyetliğine girmediğini, Bu bağlamda müvekkillerinin sorumlu tutulamayacağını, pasif husumet itirazımız saklı kalmak kaydıyla, ilgili yasal düzenlemeler uyarınca, usulüne uygun, süresinde ve geçerli bir hasar ihbarı, usulüne uygun, süresinde ve geçerli bir hasar ihbarı yapılmadığını için iddia edilen zararın taşıyanın sorumlu olmadığını, ekspertiz Raporu ile 31.12.2018 tarihinde konteynerlerin alıcıya sevk edilmiş olduğu tespit edilmiş olduğunu, satıcı/sigortalı olan “…” tarafından gönderilen … Noterliği’nin 10.01.2019 tarihli ve … yevmiye numaralı İhtarnamesi, usulüne uygun, süresinde ve geçerli bir hasar ihbarı olmadığını, bu nedenle, iddia edilen zararın taşıyanın sorumlu olmadığı bir sebepten ileri geldiği şeklindeki karinenin taşıyan açısından doğduğu ve aksinin davacı tarafından ispat edilemediğinin kabulü zorunlu olduğunu, davanın reddine karar verildiğini, Konşimento kayıtları da tevsik etmektedir ki; konteyner içi yükleme, sabitleme, istif yük ilgilileri tarafından yapıldığını, bu işlemlerin gereği gibi yapılmamasmdan doğan sorumluluk yük ilgililerine aitt olduğunu, … … konşimentosunun tercümesi sunulacağını, Emtealann üretimden çıkar çıkmaz konteynere yüklenmesi ihtimalinde, ‘TERLEME’ söz konusu olabilecek olup kusur, yük ilgililerinde olduğunu, eşyanın yetersiz/elverişsiz ambalajlanmasına bağlı olarak meydana gelen zararlar da sigorta himayesinin kapsamı dışında olduğundan, ödendiği iddia edilen tazminatın rücu edilebilmesi mümkün olmadığını, somut olayda, hem deniz yoluyla (… …) hem de kara yoluyla (… … …) iç taşıma söz konusu olduğunu, iddia edilen ıslaklığın mahiyetinin tatlı su olduğu belirtildiğini, hasarın deniz taşıması sırasında meydana geldiği iddia edildiğini, Konteynerde hasardan bahsedilmesine rağmen delik/çatlak tespit edilmediğini, konteynere yağmur suyu girme olasılığı olmadığını, Taban panelindeki iddia edilen kırılma, tellerin konteynerden tahliyesi sırasında da gerçekleşmiş olabilecektir ki; yükün konteynerden tahliyesi aşaması da yük ilgililerinin kontrolünde ve sorumluluğunda gerçekleştiğini, somut olayda, dört (4) adet konteyner aynı gemi/taşıma araçları ile aynı şartlar altında taşınmış olup iddia edilen hasar ile ilgili olarak yükleme, aktarma, boşaltma limanlarında tutulmuş herhangi bir tutanak olmadığını, hasar dosyasının celbi halinde fazlaya ilişkin beyanda bulunma hakları saklı tutulduğunu, talep edilen tazminat tutarı fahiş ve afakî olduğunu, Ödeme emri ile 8.593,74 Euro talep edilmiş olup dava dilekçesi ile 8.196,40 Euro için itirazın iptali talep edildiğini, maruz kalındığı iddia edilen zararın gerçek miktarı araştırılmakta olduğunu, Pasif husumetin ve sorumluluğun kabulü anlamına gelmemek kaydıyla, sınırlı sorumluluk hükümleri de nazara alınmadığını, “… … … – … … (… …) … … Şubesi davanın ihbar edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; nakliyat sigorta poliçesi ile teminat altına alınan emtiaların deniz taşıması esnasında hasarlanması nedeniyle , davacı sigortalısına ödenen hasar tazminatının rücuen tahsili talebi ile başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkin itirazın iptali davası olup; uyuşmazlığın, tarafların husumet ehliyetlerine haiz olup olmadıkları hasarın deniz taşıması esnasında meydana gelip gelmediği , hasar nedeniyle davalının kusur ve sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, davalıya usulüne uygun hasar ihbarının yapılıp yapılmadığı, hasar nedeniyle ödenen tazminatın kadrimaruf olup olmadığı hususularında toplandığı anlaşılmıştır.
… İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyası incelendiğinde; Alacaklı … A.Ş. tarafından borçlu … … ve Taş. Tic. Ltd. Şti. aleyhine 09/05/2019 tarihinde toplam 8.593,74.EURO(59.854,54.TL)’nin tahsili için ilamsız icra takibi yapılmış olduğu, borçluya ödeme emrinin 14/05/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 17/05/2019 tarihli itirazı ile takibin durduğu, iş bu davanın 27/06/2019 tarihinde İİK md 67 uyarınca 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce resen seçilen bilirkişiler …, … ve … tarafından tanzim edilen 16/06/2020 tarihli raporda; Davacı sigortacının aktif husumet ehliyetine sahip bulunduğunu, davalının dava konusu taşıma bakımından taşıyan sıfatını dolayısıyla pasif husumet ehliyetini haiz olduğunu, eşya konteyner içerisinde taşıyana teslim edilmiş olduğundan konişmentonun harici duruma ilişkin oluşturduğu karinenin konteyner bakımından geçerli olduğunu, Konteynerin su sızdırdığına, diğer bir ifade ile elverişsiz olduğuna ilişkin herhangi bir delilin dosyada bulunmadığını, taşıyana süresinde hasar bildirimi yapıldığı ispatlanamadığından ve eşya üzerinde resmi inceleme yapılmadığından eşyanın konişmentoda yazıldığı gibi teslim edildiğinin ve bir hasar veya zıya söz konusu ise bunun taşıyanın sorumlu olmadığı bir sebepten kaynaklandığının kabul edilmesinin gerektiğini, bu karinelerin aksi ispatlanamadığından davalının zarardan sorumlu tutulamayacağını, uzman bilirkişinin görüşüne göre ekspertiz raporunda 8.593,74 EUR olarak hesaplanan zarar miktarının kadri maruf olduğunun görüş ve kanaatine varıldığı görülmüştür.
Mahkememizce resen seçilen bilirkişi … tarafından tanzim edilen 15/03/2021 tarihli raporda;Dava dışı şirketin yasal defter kayalarında; sigortalı şirketin, davacı sigorta firmasından tahsil etmiş olduğu 8.593,74 Euro hasar bedelinin, ahcı firma cari hesabına 8.196,40 TL.’nin “…” açıklaması ile alacak kaydedilmek sureliyle carı hesap alacağından mahsup edildiğini, dava dışı sigortalı şirket tarafından, malın alıcısı … … … firmasına satışı yapılan 71.168,80 Euro toplam mal bedelinden 8.196,40 Euro’nun mahsubu ile (71.168,80 Euro-8.196,40 Euro)= 62.972,40 Euro tahsil etmiş olduğu tespit edilmiş olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
Dava halefiyete istinaden açılmıştır. Davacı sigorta şirketinin halef sıfatını kazanabilmesi için, bir sigorta sözleşmesinin mevcut olması, sigortacının himaye kapsamında yer alan riziko sebebiyle meydana gelen zararları ödemiş olması ve dava dışı sigortalının talepte bulunabileceği zararın ortaya çıkmasından sorumlu üçüncü bir kişinin varlığı gereklidir. İlk koşul bakımından yapılan değerlendirmede, dosya içeriğinde yer alan poliçe örneği ile de sabit olduğu gibi Davacı … AŞ ile davadışı sigortalı … San. Ve Tic. A.Ş.arasında düzenlenmiş bulunan 26/11/2018 tanzim tarihli ve … numaralı “Nakliyat Emtea Sigorta Poliçesi” incelendiğinde, “…” isimli gemiyle gönderilen 127 kangal 104.660 kg. galvanizli tel emtiasının Nakliyat Emtea Sigorta Sözleşmesine bağıtlanarak teminat altına alındığı ve bu sözleşmenin …C (A) esasına dayandığı anlaşılmaktadır. Sigortacının himaye kapsamında yer alan riziko sebebiyle ödeme yapmış olma koşulu bakımından dosya içeriğinde yer alan belgeler arasında yer alan dekont incelendiğinde ise davacı sigorta şirketinin 12/02/2019 tarihinde dava dışı sigortalı …. A.Ş.’ne ilgili poliçe kapsamında 8.593,74 EUR tutarında ödeme yaptığı görülmektedir. Davalı vekilince davaya konu emtiaların satım faturasında bulunan CIF kaydı ile konşimentoda bulunan “mal mukabili” kayıtları nedeni ile dava dışı sigortalı nezdinde, mal satım bedelinin tamamen tahsil edilip edilmediğine ilişkin dosya kapsamında bir delil bulunmadığından bahisle, davacı sigorta şirketince ödenen tazminat kapsamında aktif husumet ehliyetini haiz olmadığı itirazında bulunulmuştur. Bu kapsamda, CIF satış özellikleri gözetilerek, dava dışı sigortalı şirketin mal bedelinin tamamını tahsil edip edemediği ve buna göre sigortalı nezdinde bir zararın oluşup oluşmadığı hususlarının tespiti bakımından, dava dışı sigortalı , … A.Ş’ye ait ticari defterler üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiştir. Yapılan inceleme neticesinde, yukarıda özetlendiği üzere, dava dışı sigortalı şirket tarafından, malın alıcısı Drober Tenvolbe BV firmasına satışı yapılan 71.168,80 Euro toplam mal bedelinden 8.196,40 Euro’nun mahsubu ile (71.168,80 Euro-8.196,40 Euro)= 62.972,40 Euro tahsil etmiş olduğu tespit edilmiştir. Buna göre dav adışı sigortalının hasar bedeli tutarında mal bedelini tahsil edemediği ve sigortalı nezdinde tazmini gerekir zararın oluştuğu mahkemece kabul edilmiş ve dosyada mevcut 08/02/2019 tarihli “Makbuz ve İbraname” başlıklı belge gereği, davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalı … A.Ş.’ne … sayılı poliçe kapsamında 8.593,74 EUR ödeme yapılmış olduğu ve makbuzun sigortalı tarafından da kaşelenip imzalandığı görülmekle; davacının TTK’nun 1472. maddesi uyarınca halef sıfatını ve aktif husumet ehliyetini haiz olduğu mahkemece kabul edilmiştir.
Dosyada bulunan ve davalı …tarafından dava dışı sigortalı … adına düzenlenmiş olan 29/11/2018 tarih ve … numaralı faturada navlun bedeli; HERŞEY DAHİL TAŞİMA FİYATI olarak 5.000,00 EUR ve BOŞ KONTEYNER POZİSYONLAMA MASRAFI olarak 200,00 EUR olmak üzere toplam 5.200,00 EUR olarak gösterilmiştir. TTK 921 maddesi uyarınca ücret olarak taşıma giderlerini de içeren tek bedel kararlaştırılmışsa taşıma işleri komisyoncusu taşımaya ilişkin olarak taşıyanın hak ve yükümlülüklerine sahiptir. Yargıtay çeşitli kararlarında navlun faturası düzenlenmiş olması hâlinde, faturayı düzenleyenin TTK 921 maddesi uyarınca, fiili olarak taşıma işlemini gerçekleştirmemiş olsa dahi, taşıyan sayılacağına hükmetmiştir. Bu çerçevede davalı …şirketinin TTK 921 maddesi kapsamında taşıyanın yükümlülüklerine sahip olduğu; dolayısıyla pasif husumet ehliyetini haiz bulunduğu kabul edilmiştir.
Uyuşmazlık konusu istem, … nolu konteynerin hasar görmesi sonucunda konteynerde bulunan bir kısım emtianın tatlı su ile ıslanması sonucu hasarlanmış olmasından dolayı taşıyanın sorumlu olduğuna dayanmaktadır. Kanuni halefiyete binaen rücu hakkının kullanılabilmesi için, zarardan sorumlu üçüncü kişinin varlığı gerekir. Bu sebeple, davalı taşıyanın zarardan sorumlu olup olmadığının belirlenmesi gereklidir:
Davaya ilişkin belgeler incelendiğinde dava konusu taşımaya ilişkin konşimento üzerinde “…, …, …” ibaresinin mevcut olduğu görülmüştür. Buna göre, söz konusu malların konteynere yüklenmesi, sayımı ve bilahare konteyner kapısının mühürlenmesi işlemlerinin bizzat yüklctenin/sigortalının sorumluluğunda yapılmış olduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafından görevlendirilen sigorta eksperi tarafından 17/01/2019 tarihinde …/…’da yerleşik alıcı fırnıa …’nin tesisine gidilerek yapılan incelemelere göre taşıma sürecinin;
23/11/2018 : Konteynerlerin dolu şekilde … Limanı’na giriş yapması
28.11.2018 : Konteynerlerin “…” ye yüklenmesi ve geminin aynı gün limandan ayrılması
18.12.2018 : Geminin … / … limanına varış yapması ve konteynerlerin gemiden tahliye edilmesi.
20.12.2018 : Konteynerlerin “…” adlı gemiye aktarılması.
21.12.2018 : Aktarma gemisinin limandan ayrılması.
23.12.2018 : Aktarma gemisinin “…” Rotterdam limanına varması ve konteynerlerin gemiden tahliye edilmesi.
31.12.2018 : Konteynerlerin alıcı firmaya sevk edilmesi.
02.12.2018 : Boş konteynerlerin limana geri dönmesi şeklinde gerçekleştiği anlaşılmaktadır.
Buna göre, sigortalı galvanizli tel emtiasının içinde bulunduğu 4 adet konteyner … limanına 23/12/2018 tarihinde tahliye edilmiştir. Bilahare, söz konusu konteynerler 31/12/2018 tarihinde yani yaklaşık 8 gün limanda bekledikten sonra alıcı firmanın …’de bulunan tesislerine karayolu ile sevk edilmiştir. (… -… arası mesafe 148 km. olup yaklaşık 2 saatlik mesafede olduğu bilirkişilerce belirtilmiştir.) Buna göre, konteynerler alıcının tesislerine aynı gün içerisinde gelmiş olmasına karşın, malların alıcının deposundaki tahliye sırasında alıcı tarafından CMR belgesi üzerine el yazısı ile düşülen not haricinde, … numaralı konteynerin ve ve malın hasarlı olduğuna dair, taşıyanın bir temsilcisi de dahil olacak şekilde TTK 1184 hükmü uyarınca, kanunda belirlendiği şekilde mahkemece veya yetkili diğer makamlarca ya da bu husus için yetkili uzmanlarca düzenlenmiş herhangi bir inceleme tutanağı dosyada mevcut değildir. Dosyada bulunan ve CMR belgesi üzerine ise yalnızca konteynerin boşaltma adresine ulaştığında hasarlı olduğu yazılmakla, emtia hasarından bahsedilmemektedir. Bu nedenle CMR belgesi üzerine düşülen yazı mahkemece hasar ihbarı olarak kabul edilmemiştir. Dosya kapsamında ise, dava dışı sigortalı satıcı … tarafından davalı … Denizciliğe hasar ihbarının ilk olarak 10/01/2019 tarihinde yapıldığı görülmektedir. Dosyaya mübrez ekspertiz raporunda da davacı sigorta şirketine hasar ihbarının 09/01/2019 tarihinde yapılmış olduğu görülmüştür.
Uluslararası konteyner taşımacılığında, tüm konteynerler yükleme limanında gemiye yüklenmeden önce ve tahliye limanında gemiden indirildikten sonra hem liman, acente ve gümrük görevlileri hem de gemide güverte zabitleri tarafından kontrol edilerek varsa gözle görülen hasarlar tespit edilip “… ” olarak tanımlanan “Konteyner El Değiştirme ve Hasar Tutanağına” işlenmektedir. Ancak somut olayımızda böyle bir tutanağa da dosya içeriğinde rastlanmamıştır. Sigorta eksperi tarafından alıcının tesislerinde 17.01.2019 tarihinde yapılan ekspertiz çalışması sırasında sadece pas hasarlı mallar görülmüş, … numaralı konteyncr ise geri gönderildiğinden iş bu konteyner eksper tarafından incelenmemiştir.
Somut olayda, yükün, …’den …’ya nakliyesi işini fiilen üstlenmiş olan … … şirketi fiili taşıyan sıfatını haiz ise de akdi taşıyan sıfatını haiz davalı …şirketi taşıma sırasında meydana gelen zıya ve hasarlardan sorumlu kalmaya devam eder. Buna karşılık, kanun koyucu ziya ve hasarın tespitine ilişkin gönderilene inceleme ve bildirim yükümlülüğü getirmiştir. TTK 1185/1 hükmü uyarınca gönderilen haricen belli olan zıya veya hasan en geç teslim sırasında taşıyana bildirmelidir. Zıya veya hasar haricen belli değilse, bildirimin eşyanın gönderilene teslim edildiği tarihten itibaren aralıksız olarak hesaplanacak üç gün içerisinde gönderilmesi yeterlidir. Bildirim süresinin hesaplanması açısından eşyanın fiilen gönderilene teslim tarihi esas alınmalıdır. TTK m 1185/4 hükmü uyarınca kanunda belirlendiği şekilde inceleme yapılmamış ve zıya veya hasar bildiriminde de bulunulmamış ise, bu durumda taşıyanın eşyayı denizde taşıma senedinde yazılı olduğu gibi teslim ettiği ve eğer eşyada bir zıya veya hasarın meydana geldiği belirlenirse, bu zararın taşıyanın sorumlu olmadığı bir sebepten ileri geldiği kabul olunur. Hasar bildiriminin zamanında veya usulüne uygun olarak yapılmaması sonucu taşıyan lehine doğan bu iki karinenin aksinin ispatı mümkün ise de burada ispat yükü taşıyan lehine değişir. Dosya içeriğinde yer alan belgeler incelendiğinde, belirtilen süre içerisinde taşıyana ihbar yapıldığı tespit edilememektedir. Bu sebeple, yukarıda da belirtildiği gibi. TTK 1185/4 hükmü uyarınca taşıyanın eşyayı denizde taşıma senedinde yazılı olduğu gibi teslim ettiği ve eğer eşyada bir zıya veya hasarın meydana geldiği belirlenirse, bu zararın taşıyanın sorumlu olmadığı bir sebepten ileri geldiği karineleri doğmuştur. Tazminat talep eden yükle ilgilinin, taşıyanın sorumlu olduğu bir sebeple zararın meydana geldiğini ortaya koyması gereklidir.
Ancak hasarın ve ıslanmanın taşımanın hangi safhasında meydana geldiği bilirkişilerce belirlenemeyip, dosya kapsamından anlaşılamadığından gümüş nitrat testinin de negatif çıktığı değerlendirildiğinde ve taşımaya konu konişmentolardaki “…” kaydı gereği yüklerin dava dışı sigortalı yükletenin sorumluluğunda, konteyner içerisine yüklendiği, istiflendiği, sayıldığı ve mühürlendiği, taşıyıcı/taşıyanın konteyner içerisindeki yükün akıbetinin ne olduğu hususunda sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı, varma yerinde yapılan kontrollerde konteynerin mühürlerinin sağlam olduğunun tespiti karşısında, emtiaların gemiye hasarsız olarak teslim edildiği de davacı tarafından ispatlanamadığından; ayrıca ıslanmanın deniz suyundan kaynaklandığına ilişkin de dosyaya bir delil sunulmadığındar hasarın, davalıların sorumluluk alanı içerisinde ve deniz taşıması esnasında meydana geldiğine dair mahkemede kanaat uyanmamıştır. Buna karşılık dava dosyasına getirilen maddi vakıa, emtianın ıslanmış olduğudur. Ne şekilde ıslandığı, ıslanma zararının taşıyanın sorumluluk alanı içerisinde mi yoksa dışarısında mı meydana geldiği belli değildir. Mallar teslim alındığı esnada bir hasar tespiti yapılmamış, hasar tespiti ancak mallar antrepoya getirildiğinde belirlenmiştir. Ayrıca yapılan testler sonucunda emtialardaki ıslanmaya deniz suyunun sebep olmadığı sabit olmuştur. Bilindiği üzere konişmentoda emtianın /konteynerin dış görünüşü ile ilgili olarak bir kayıt olmadığı takdirde emtianın/konteynerin kusursuz teslim edildiğini ispat külfeti bunu iddia edene ait bulunmaktadır. Bu nedenlerle ıslanma zararının taşıyanın sorumlu olduğu süreçte meydana geldiğinin ispat edilememesi gerekçesi ile davalının sorumlu tutulamayacağı kanaatine varılmıştır.
Dosyaya sunulan bilirkişi raporundaki tespitler mahkemece denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunmuş ve dayandıkları gerekçeler ile ulaştıkları tespitler ise mahkemece dosya kapsamı ve deliller ile uyumlu bulunduğundan bilirkişi raporu da hükme esas alınarak davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince peşin alınan 675,64 TL den karar harcı olan 59,30 TL nin mahsubu ile fazla alınan 616,34 TL’nin kesinleşmeye müteakip talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davalı yargı gider toplamı olan 18,95 TL ‘nin davacıdan alınıp davalıya ÖDENMESİNE,
4-Davalı vekili için takdir edilen 8.581,09.TL red vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Tarafların dava şartı olan Arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları, Arabuluculuk son tutanağından anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-14 bendi uyarınca ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Suçüstü Ödeneğinden ödenen 1.320,00.-TL Arabuluculuk ücretinin davanın reddine karar verildiğinden davacıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/07/2021

Katip …

Hakim …