Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/187 E. 2021/289 K. 22.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO:2019/187 Esas
KARAR NO:2021/289

DAVA:İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:24/06/2019
KARAR TARİHİ:22/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davacı … şirketine Nakliyat Poliçesi ile sigortalı emtianın hasarlanması sonucu alacaklı müvekkili olan sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalısına ödenen hasar tazminatından doğan rücuen alacağının sağlanması amacıyla davalı borçlu aleyhine …. İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının süresi içinde borçlu olmadığı iddiası ile borca itiraz ederek takibi durdurduğunu, davacının itirazının haksız ve mesnetsiz olduğunu, alacaklı müvekkili nezdinde sigorta sözleşmesi ve Nakliyat Sigorta Poliçesi ile sigortalı olan dava dışı sigortalı …. LTD. ŞTİ. tarafından ithal edilen … (P) Çimento cinsi emtianın nakliye işinin davalı borçlu firma tarafından üstlenildiğini, sigortalı emtiaların alıcısına tesliminden sonra yapılan incelemede, 15 bigbag 15.000 kg emtianın hasarlandığının tespit edilmiş olduğunu, müvekkili şirkete hasar bildirimi yapılması üzerine ekspertiz incelemesi yapıldığını, söz konusu ekspertiz raporunda, 18.06.2018 tarihinde sigortalıya sevk edilmek üzere …’ dan … …. isimli gemiye yüklenen … (P) çimento agregasının … Limanına getirildiğini, buradan da yapım yılı 2004 olan, … isimli gemiye aktarma yapılarak 03.07.2018 tarihinde … Körfezi limanına alındığını, son olarak da 05.07.2018 tarihinde sigortalının … … … Hava Limanı inşaat şantiyesine getirilen emtianın hasarlı olduğunun tespit edildiğini, dava konusu hasarlanma olayının nakliye sırasında gerçekleştiği belirtilerek oluşan hasara ilişkin detaylı hesaplama yapıldığını, müvekkili şirket tarafından dava dışı sigortalıya yapılan ödeme içerisinde %10 oranında ilave bedelin dahil olduğunu, davalının sorumluluğunun bu % 10 ilave bedelin tenzili ve bakiye 62.828,64 TL olduğunu, müvekkili sigorta şirketi tarafından, dava dışı sigortalısına hasar tazminatı olarak ödenen hasar tazminatından +10 ilave bedel tutannın tenzili ile bakiye 62.828,64 TL nin tahsili amacıyla davalıya rücu yazısı gönderdiğini, bu yazıdan olumlu bir sonuç alınmaması üzerine, davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’ nün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalı tarafça icra takibine ferilerine itiraz edildiğini belirterek davalının itirazının iptaline ve takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İlgili konşimentolarda uygulanacak hukukun Fransız Hukuku ve Yetkili Mahkemelerinde Fransız Mahkemeleri olarak belirlendiğini, bu nedenle yetki itirazında bulunduklarını, konşimentoda görüleceği üzere , taşıyanın … adlı dava dışı yabancı bir şirket olduğu, bu nedenle müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, yüklerin gönderilene 05.07.2018 tarihinde teslim edildiğini, ancak yüklerdeki hasarın aynı gün belli olmasına rağmen, sigortalı tarafından ihbarın sigorta şirketine 20.07.2018 tarihinde, müvekkiline de 25.07.2018 günü yapılmış olduğunu, zamanında ve usulüne uygun yapılmış bir hasar ihbarının olmamasının aşağıdaki etkileri olduğunu, poliçe şartlarına göre hasar gerçekleştiğinde, derhal bildirim zorunluluğu olduğunu, sigortalı tarafından bunun yapılmaması durumunda , Sigorta Şirketinin tazminat ödeme yükümlülüğünde olmadığını, buna rağmen yapılmış bir ödemenin Sigortacıya rücu hakkı vermediğini, taşıyana süresinde hasar ihbarı yapılmamasının diğer sonucunun da taşıyan lehine yükün konşimentoda yazılı bir biçimde teslim edildiği, hasar varsa bu hasarın taşıyanın sorumlu olmadığı bir sebepten veya sorumlu olmadığı bir safhada meydana geldiğine ilişkin karine doğması olduğunu, nitekim müvekkilinin , yükleme noktasından Yükleme Limanına kadar olan kara taşımasından ve Tahliye Limanından sigortalının deposuna kadar olan taşıma safhasına dahil olmadığını, hasarın 20 gün sonra sigortaya bildirilmesinin , iddia edilen hasarın sigortalının depolarında oluşmuş olabileceği ihtimalini düşündürdüğünü, tahliye limanından Sigortalı deposuna yapılan kara taşımasının müvekkiline veya taşıyan ile hiçbir ilişkisi olmayan kara taşımasını yapan kamyon şoförleri ile tutulan tutanakların, müvekkili açısından, hiçbir hukuki sonucu olmadığını, zamanında ve usulüne uygun yapılmış bir hasar tespiti olmadığını, yükün kapalı olarak verildiğini, yüklemenin yükleten tarafından yapıldığını, taşıyana konteynerle kapalı olarak verildiğini, yüklerin konteynere ıslak mı, kuru mu yüklendiğinin belli olmadığını, kapalı ve mühürlü bir kutu niteliğinde olan konteyneri teslim aldığını ve sağlam olarak da teslim ettiğini, konteynerlerde herhangi bir hasar veya delik bulunmadığını, zira boşaltıldıktan sonra taşıyana teslim edildiğini, ıslaklığın tatlı su ıslaklığımı ,deniz suyu ıslaklığımı olduğunun da gümüş nitrat testi ile belirlenecek durumda iken bu tespitinde yapılmadığını, hasar bedeli tespit edilirken , sigorta eksperi tarafından % 10 ilave bedel eklenerek hasar bedeli teslim edildiğini, % 10 ilave bedelden taşıyanın sorumlu tutulamayacağını, konteyner başına parça başı sorumluluk sınırlamasının uygulanmasının gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda özetle; Davacının sigortalısına kanunen halef olduğu; dolayısıyla aktif husumet ehliyetini haiz bulunduğu, davalının taşıyan sıfatı ile pasif husumet ehliyetine sahip olduğu,. TTK m. 1185/1’e uygun şekilde zararın bildirilmediği, dava konusu zarardan davalı taşıyanın sorumlu olduğu hususu ispatlanamadığından davalı taşıyanın zarardan sorumlu tutulamayacağı, aksi kanaatte olunması halinde davalı taşıyandan talep edilebilecek zarar miktarının hesaplanmasının gerekeceği, kurulda bulunan uzman bilirkişinin görüşüne göre ekspertiz raporunda yapılan hesaplamanın gerçekçi ve kadri marufunda olduğu, bundan %10 ilave bedel düşüldüğünde zarar miktarının 61.984,46 TL olduğu belirtilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konuları; davalı tarafın yetki itirazında haklı olup olmadığı, tarafların aktif ve pasif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı, geçerli bir sigorta sözleşmesinin olup olmadığı, geçerli bir sözleşme uyarınca ödeme yapılıp yapılmadığı, hasara ilişkin olarak süresinde ve geçerli bir ihbarın bulunup bulunmadığı, hasarın deniz taşıması sırasında meydana gelip gelmediği, hasardan davalının sorumlu olup olmadığı ve hasar miktarının tespiti konuları olduğu anlaşılmıştır.
Davalı tarafça süresinde milletler arası yetki ve uygulanacak hukuk itirazında bulunmuş isede; ise de yetki ve uygulanacak hukuk itirazına dayanak yaptıkları konişmentoya taraf olmaması nedeniyle itirazların reddine karar vermek gerekmiştir.
Dosyaya sunulan bilirkişi raporundaki tespitler mahkemece denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunmuş olup, dayandıkları gerekçeler ile ulaştıkları tespitler mahkemece dosya kapsamı ve deliller ile uyumlu bulunduğundan bilirkişi raporu karara esas alınarak hüküm tesis edilmiştir.
Davacı … şirketinin halef sıfatını ve buna bağlı olarak aktif husumet ehliyetini haiz olması için, bir sigorta sözleşmesinin mevcut olması, sigortacının himaye kapsamında yer alan riziko sebebiyle meydana gelen zararı tazmin etmiş olması ve dava dışı sigortalının talepte bulunabileceği zararın ortaya çıkmasından sorumlu üçüncü bir kişinin varlığı gereklidir. Bu bağlamda ilk koşul bakımından yapılan değerlendirmede, dosya içeriğinde yer alan poliçe örneği ile de sabit olduğu gibi davacı … şirketi ile Dava dışı …. Ltd. Şti. arasında … no.lu Emtia Nakliyat Sigorta Poliçesi ile nakliyat rizikolarına karşı sigorta sözleşmesi yapıldığı ve bu sözleşmenin … [A] esasına dayandığı anlaşılmaktadır. Bu düzenlemede, gerçekleşen zararın istisna olarak belirlenen hallerden doğmaması halinde zarar himaye kapsamında sayılmaktadır. Olay bakımından, istisna edilen hallerden biri söz konusu değildir. Zira zarar, konteyner içerisindeki malların ıslanmasından kaynaklanmıştır. Dosyada mevcut bulunan dekont uyarınca, davacı şirket tarafından sigortalısına 10.08.2018 tarihinde 69.111,50 TL tutarında tazminat ödemesi yapılmış olduğu anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle sigortacının TTK m. 1472 uyarınca sigortalısının haklarına kanunen halef olduğu ve aktif husumet ehliyetinin bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Bir tarafın (taşıyan) deniz yolu ile yük taşıma taahhüdünde bulunduğu; diğer tarafın (taşıtan) ise ücret (navlun) ödeme borcu altına girdiği sözleşme olan navlun sözleşmesinde, taşıma taahhüdünü üzerine alan kişi taşıyandır ve taşıyanın sıfatını tayinde dikkate alınan en önemli belge ise konşimentodur. Nitekim TTK m. 1238 uyarınca konişmentoyu taşıyan sıfatıyla imzalayan veya konişmento kendi ad ve hesabına imzalanan kişi, taşıyan sayılır. Bu bağlamda dosyada mevcut konişmento incelendiğinde konişmentonun davalı tarafından veya onun nam ve hesabına imzalandığını söylemek mümkün değildir. Diğer taraftan konişmentonun navlun sözleşmesinin varlığını ispatlayan tek belge olduğu da söylenemez. Zira Kanun navlun sözleşmesinin kurulmasını bir şekle bağlamamış olmadığından, varlığı her şekilde ispat edilebilir. Nitekim uygulamada navlun sözleşmesinin önce mail yazışmaları yolu ile kurulduğu, bu yazışmalardaki şartların da yük gemiye yüklendikten sonra konşimentoya derç edildiği görülmektedir. Bununla birlikte dava konusu dosya kapsamında bu yönde mail yazışmaları da mevcut değildir. Bu sebeple davaya konu olayda davalının taşıyan sıfatının bu surette tespiti de mümkün olmamaktadır. Bununla birlikte davalı ” …” tarafından dava dışı alıcı sigortalı “…. Ltd. Şti.” adına düzenlenmiş bulunan 02.07.2018 tarih ve … numaralı fatura incelendiğinde, dava konusu taşımaya ilişkin, 142.740 kg. ağırlığındaki 140 bigbags … emtiasının 6 adet 40′ … konteyner içerisinde … / … seferi DENİZ NAVLUNU olarak 9.150 EUR karşılığı 48.667,02 TL tutarında ücret yansıtılmış olduğu ve fatura üzerindeki bilgilerin konişmentodaki bilgiler ile örtüştüğü görülmektedir. Açıklanan nedenlerle davalının dava konusu taşıma işini üstlendiği ve bu sebeple taşıyan sıfatını ve bu sıfatla pasif husumet ehliyetini haiz olduğu sonucuna varılmıştır.
Dava konusu yük gönderilene 05.07.2018 tarihinde teslim edilmesine rağmen, noter aracılığıyla yapılan bildirim 25.07.2018 tarihlidir. Dolayısıyla süre bakımından TTK m. 1185/1’e uygun bir bildirim olarak kabulü mümkün değildir. Dosyaya sunulan tutanaklar ise taşıyanın yahut bir temsilcisinin imzasını havi değildir. Bu çerçevede zararın taşıyana TTK m. 1185’e uygun şekilde bildirilmediği sonucuna varılmıştır.
TTK m. 1185/4 uyarınca “Eşyanın zıya veya hasarı ne bildirilmiş ne de tespit ettirilmiş olursa, taşıyanın eşyayı denizde taşıma senedinde yazılı olduğu gibi teslim ettiği ve eğer esyada bir ziya veya hasarın meydana geldiği belirlenirse, bu zararın taşıyanın sorumlu olmadığı bir sebepten ileri geldiği kabul olunur. Şu kadar ki, bu karinelerin aksi ispat olunabilir.”
Araç Şoförü ve … İnşaat firma yetkilisi tarafından düzenlenen 05.07.2018 tarihli tutanaklarda … … … plakalı araç ile gelen 2 konteyner ile … plakalı araç ile gelen 1 adet konteyner içerisindeki çimentolarda hasar olduğu ifadesi yer almaktadır.
… Lojistik Ltd. tarafından düzenlendiği görülen dosyaya mübrez 05.07.2018 tarih ve … ve … no.lu Taşıma İrsaliyelerine göre, … plakalı araç ile … ve … no.lu konteynerlerin; 05.07.2018 tarih ve … ve … no.lu Taşıma İrsaliyesine göre ise, … plakalı araç ile … no.lu konteynerin taşınmış olduğu anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık konusu istem, … – … ve … no.lu konteynerlere giren su nedeniyle bir kısım emtianın ıslanma sonucu hasarlanmış olmasından davalının sorumlu olduğuna dayanmaktadır. 
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; … A isimli gemi 29.06.2018 tarihinde …/… Limanı’na varmış ve 6 gün sonra gümrük işlemlerinin tamamlanmasını müteakip … no.lu konişmento muhteviyatı 6×40′ … konteyner içerisindeki çimento yükü 05.07.2018 tarihinde karayolu ile sigortalının … … … … inşaatı şantiyesine sevk edilmiştir. Aynı gün söz konusu konteynerlerden yapılan tahliye işlemleri esnasında … – … ve … no.lu konteynerlerdeki toplam 72 çuvalda 20.000 kg. çimento emtiasının taşlaşmış olduğu tespit edilmiş ve araç şoförü ile … İnşaat firma yetkilisi tarafından 05.07.2018 tarihli tutanakların tanzim edildiği görülmüştür. Ancak, dava konusu hasar ile ilgili olarak …/… Limanı’nda herhangi bir tutanak tanzim edilmemiştir. Sigortalı alıcı ise tespitten 20 gün sonra 25.07.2017 tarihinde davalı taşıyana ihbarda bulunmuştur.
Buna göre, emtiadaki taşlaşma hasarının, ilk defa gönderilenin şantiyesinde yapılan incelemede ortaya çıktığı anlaşılmaktadır. Ancak emtiadaki hasara yol açan olayın taşımanın hangi safhasında meydana geldiği tespit edilememiştir. Dosyada, emtianın taşlaşmasına sebebiyet veren olayın taşımanın hangi safhasında meydana geldiğinin öncelikli olarak davacı tarafından ispat edilmesi gereklidir.
Ekspertiz raporundan; dava konusu …- … ve … no.lu konteynerler üzerinde fiili bir inceleme ve tespit yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Ayrıca, emtiadaki ıslaklığın deniz suyu mu yoksa tatlı su mu olduğunu gösteren gümüş nitrat testinin de eksper tarafından tatbik edilmemiş olduğu tespit edilmiştir.
Dava konusu taşımaya ilişkin olarak düzenlenmiş bulunan … no.lu konişmentoda, Nihai Varış Yeri belirtilmeksizin sadece Yükleme Limanı ile Tahliye Limanı belirtildiğinden söz konusu taşımanın Limandan Limana Taşıma (Port To Port) olduğu anlaşılmaktadır. Bu tasıma şeklinde, taşıyanın mallara ilişkin sorumluluğu malların yükleme limanında gemi küpeştesine kabul edilmesiyle başlamakta ve tahliye limanında geminin küpeştesinden tahliye edilmesiyle sona ermektedir. Taşıyan her ne şekilde olursa olsun, her nasıl kaynaklanırsa kaynaklansın yükleme limanında geminin küpeştesine kabul edilmeden önce veya tahliye limanında geminin küpeştesinden tahliye edildikten sonra mallara gelebilecek herhangi bir zarardan veya gecikmeden dolayı sorumlu olmamakta ve keza liman işletmesi de taşıtan/gönderilenin yardımcı şahsı sayılmaktadır.
Uluslararası konteyner taşımacılığında, tüm konteynerler yükleme limanında gemiye yüklenmeden önçç ve tahliye limanında gemiden indirildikten sonra gerek liman ve acente görevlileri gerekse gemi görevlileri tarafından kontrol edilerek varsa gözle görülen hasarlar tespit edilip “…” olarak tanımlanan ” Konteyner El Değiştirip Ve Haşar Tutanağına ” işlenmektedir. Ancak somut olayımızda sigortalı emtianın taşındığı … – … ve … nolu konteynerlerin dış yapısında herhangi bir fiziki hasar olduğuna dair, gerek yükleme ve/veva tahliye limanlarında liman, gümrük ve acente yetkilileri tarafından, gerekse gemi görevlileri tarafından düzenlenmiş herhangi bir hasar tutanağına rastlanmamıştır. Dolayısıyla yükteki hasarın konteynerin elverişsizliğinden kaynaklandığını söylemek mümkün gözükmemektedir.
Buna karşılık dava dosyasına getirilen maddi vakıa, emtianın ıslanarak taşlaşmış olduğudur. Ancak, ıslaklığın deniz suyundan mı yoksa tatlı sudan mı kaynaklandığı ve ıslanma zararının taşıyanın sorumluluk alanı içerisinde mi yoksa dışarısında mı meydana geldiği hususu belirli değildir. Dolayısıyla emtianın hangi aşamada ve nasıl ıslandığı hususu ispat edilemediği anlaşılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosya kapsamındaki tüm deliller, kanun hükümleri, usul ve yasaya uygun alınmış bilirkişi raporu bir bütün olarak değerlendirildiğinde; ıslanma zararının taşıyanın sorumlu olduğu süreçte meydana geldiğinin ispat edilememesi ve dava konusu zarardan davalı taşıyanın sorumlu olduğu hususu ispatlanamadığından, davalı taşıyanın zarardan sorumlu tutulamayacağı kanaatine varıldığından ispatlanamayan, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince peşin alınan 823,67 TL den karar harcı olan 59,30 TL nin mahsubu ile fazla alınan 764,37 TL’nin kesinleşmeye müteakip talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı vekili için takdir edilen 9.665,87 TL red vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Tarafların dava şartı olan Arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları, Arabuluculuk son tutanağından anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-14 bendi uyarınca ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Suçüstü Ödeneğinden ödenen 1.320,00.-TL Arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.22/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır