Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/182 E. 2019/473 K. 14.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2019/182 Esas
KARAR NO : 2019/473
DAVA : Alacak (Gemi İpoteğinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/06/2019
KARAR TARİHİ : 14/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Gemi İpoteğinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 03/08/2017 tarihli Gemi-Tekne Çekme-Atma (İndirme) Konaklama Sözleşmesi ve Taahhütnamesi gereğince davalıya ait dava konusu … gemi tescil numaralı, … gemi kütük numaralı “…” isimli teknenin müvekkile ait tersaneye bağlandığını, davalıya denizcilik faaliyetleri kapsamında her türlü konaklama, bakım, onarım, inşa vb. Hizmetler verilmiş ve verilmeye devam ettiğini, söz konusu tekneye ilişkin muhtelif miktarlarda kesilen faturalar ile toplam 1.147.679,36 TL bakım ve onarım masrafında bulunulduğunu, yapılan uyarılara rağmen davalı tarafın bedelleri ödemediğini, davalı tarafa bu konuda 06/08/2018 tarih ve 22668 yevmiye numaralı ihtarname gönderildiğini ve davalı tarafın cevap vermediğini, söz konusu tekne adına ve gemi siciline muvazaalı birçok icra takibi ve hacizler ile ipotekler koyulduğunu, yapım ve onarım alacaklarından ötürü dava konusu tekne üzerine taraflarının kanuni hapis hakkının bulunduğunu belirterek davaya konu … gemi tescil ve … gemi kütük numaralı “…” isimli tekne üzerine dava sonuçlanıncaya kadar teknenin satışını engellemek amacıyla İhtiyati Tedbir kararı verilmesini, ıslah hakları saklı kalmak kaydıyla yapım ve onarım alacaklarından ötürü davaya konu … gemi tescil ve … gemi kütük numaralı “…” isimli teknenin sicili üzerine Kanuni İpotek Hakkının Tescilini”, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı şirket yetkililerinin talebi üzerine şirket yetkilisi … ve şirket çalışanı … ‘a toplam 595.000,00 TL ödeme yapıldığını, davacının müvekkilden 1.147.679,36 TL alacaklı bulunduğu iddiasının gerçek dışı olduğunu, müvekkili tarafından … Noterliği’nin 01/08/2018 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarname ile teknenin ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren 3 gün içerisinde denize indirilmesinin ihtar edildiğini, ihtarnamenin 02/08/2018 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen teknenin denize indirilmediğini ve ihtardan üç ay sonra haksız bir şekilde faturalar düzenlendiğini, davacı tarafından dosyaya sunulan faturalarda inşa, tamirat ve tadilat işlemlerine ilişkin herhangi bir kayıt bulunmadığını, faturada belirtilen bir takım demir, sac, profil vs. malzemelerin müvekkiline ait teknede kullanılmadığını, davacı tarafın müvekkile ait tekne için … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile hapis hakkı talep edildiğini ve dosyadan teknenin tespitinin yapılarak … ‘ yediemin olarak bırakıldığını, davacı tarafa icra dosyasından rehin takibine geçilmesi için 15 gün süre verilmiş olmasına rağmen rehin takibine geçmediğini belirterek haksız ve mesnetsiz davanın reddini, yargılama harç ve masraflarının davacı tarafa bırakılmasını, lehine vekalet ücreti taktirine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; davacı tarafça, davalıya verildiği belirtilen gemi bakım onarım hizmetlerinden doğan alacak nedeniyle davalıya ait gemi üzerine TTK 1013 ve 1015 maddeleri gereği kanuni ipotek tesisi talepli alacak davası olduğu anlaşılmıştır. Uyuşmazlık ise; kanuni ipotek talebine konu borcun bulunup bulunmadığı, davacı tarafça alacağa konu hizmetlerin ifa edilip edilmediği ve davacının alacağının bulunup bulunmadığının tespiti ile ipotek hakkının olup olmadığı hususlarında toplandığı tespit olunmuştur.
01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 03/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5’inci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre;
“Madde 5/A – (1) Bu kanunun 4’üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, dava konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6235 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 3’üncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle ile,
“Dava şartı olarak arabuluculuk,
Madde 18/A – (1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2)Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
Dava, TTK ‘nun 4.maddesine göre ticari dava niteliğindedir. 6102 sayılı TTK’nun 7155 sayılı yasa ile eklenen 5/A maddesine göre dava açılmadan önce davacı tarafça arabulucuya başvurulmuş olması gerekmektedir. Arabuluculuk dava şartı niteliğindedir. Her ne kadar davacı talebi alacağın kendisine ödenmesinden ziyade alacak nedeniyle kanuni ipotek tesisi talep etmiş ise de, TTK’nun 5/A maddesindeki düzenleme ile talep sonucuna değil dava konusuna açıkça vurgu yapılarak dava konusunun bir miktar paranın ödenmesi olması şartı aranmış olduğu, kanuni ipotek tesisi kararı verilebilmesi için esasen alacağın var olup olmadığının tartışılması gerekmekte ve alacağın varlığına kanaat getirildiği taktirde ipotek tesisi kararı verileceğinden davanın esas itibariyle bir miktar paranın ödemesine ilişkin olmasıda dikkate alındığında dava şartı arabuluculuk kapsamında kaldığı kabul edilmiştir.
Dava dilekçesi ekinde arabulucuya başvurulduğuna ilişkin herhangi bir belge sunulmadığından, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olduğu ve davacı tarafça dava açılmadan önce arabuluculuk yoluna gidilmediğinden HMK 114/son, 6102 sayılı TTK ‘nun 5/A maddesine göre davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın dava şartı yokluğunda USULDEN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince peşin alınan 1.707,75 TL den karar harcı olan 44,40 TL nin mahsubu ile fazla alınan 1.663,35 TL’nin kesinleşmeye müteakip talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı vekili için takdir edilen 2.725,00 TL red vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/11/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır