Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/140 E. 2020/294 K. 12.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO 2019/140 Esas
KARAR NO : 2020/294
DAVA :İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :11/11/2016
KARAR TARİHİ :12/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirkete … numaralı Nakliyat Emtia Sigorta poliçesi ile sigortalı dökme … emtiasının, … isimli gemi ile Hindistan’dan tam olarak yüklendiğini, 20/04/2014 tarihinde varma yeri olan İzmit’te eksik olarak teslim edildiğinin tespit edildiğini, emtia üzerinde uzman incelemesi yaptırıldığını ve zararın emtianın nakliyesini üstlenen davalıların kusuru ile meydana geldiğinin tespit edildiğini, hasar nedeniyle müvekkili şirketin sigortalısına 20/10/20104 tarihinde hasar tazminatı ödendiğini, yapılan ödeme ile TTK. 1472 maddesi gereği müvekkili şirket sigortalısının haklarına halef olduğunu, müvekkili şirketin takip tarihindeki Merkez Bankası döviz kuru baz alınarak hesaplanan 35.760,00 TL alacağının tahsili amacıyla … İcra Müdürlüğü’ nün 2015/… esas sayılı dosyasında takip açıldığını, davalı borçluların takibe haksız ve mesnetsiz şekilde itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve alacağın asgari %20’si oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … TİC. LTD. ŞTİ. vekilinin cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın deniz taşımasından meydana geldiğini, TTK 5 madde ve HSYK 1. Dairesi’ nin 26/08/2014 tarih … sayılı kararına istinaden davanın görevli … Asliye Ticaret Mahkemesi’ nde görülmesi gerektiğini, bu sebeple mahkemenin görevsiz olduğunu, ayrıca taraflar arasında uygulanacak hukuk ve tahkim itirazlarının bulunduğunu, esasa ilişkin olarak ise davacı sigortacının nakliye rizikolarına karşı sigortaladığı yükün deniz taşıması sonrasında eksik teslim edildiğini, davacının bu nedenle sigortalısına tazminat ödediğini, müvekkili şirketin iddia ve dava konusu taşımayı gerçekleştiren geminin donatanı olmadığını, müvekkilinin taşıyan olmadığını, iddia olunan yük eksikliğinin fire sınırının altında olduğunu, taşıyanını sorumluluğundan bahsetmenin mümkün olmadığını, yasal sürede ihbar yapılmadığından yükün konşimentodaki haliyle eksiksiz ve hasarsız teslim edildiğinin kabulü ve davanın bu nedenle reddini talep etmiştir.
Davalı … Nak. San. Ve Tic. Ltd. Şti. cevap dilekçesinde özetle; şirketi ile davacı selefi arasında hiçbir hukuki ilişkisi olmadığını, şirketin davaya konu … isimli gemiye acentalık hizmeti vermediğini, yönlendirilmiş olan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
… Asliye Ticaret Mahkemesi’ nde yapılan yargılama neticesinde 21/11/2017 tarih, 2016/… esas, 2017/… karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı verilerek davacı vekilinin talebi üzerine dosya mahkememize gönderilmiş ve yukarıdaki esasına kaydı yapılmıştır.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda özetle; 1 numaralı davalı için dava konusu uyuşmazlığın, Londra’da ve İngiliz Hukuku’na göre tahkim yolu ile çözümünün gerektiği, davacı …’nin aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı, 1 numaralı davalı … Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin pasif husumet ehliyetinin bulunmasına karşılık 2 numaralı davalı … Ltd. Şti.’nin pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı, sigorta sözleşmesinin geçerli olduğu ve ancak her ne kadar geçerli bir sözleşme de olsa yapılan ödemenin teminat kapsamında olmaması sebebiyle ex-gratia (hatır ödemesi) niteliği arz ettiği, hasara ilişkin süresinde ve geçerli bir ihbarın bulunmadığı, ancak heyetçe davacının iddiası doğrultusundan eksiklikten kaynaklı hasarın da bulunmadığının tespit edildiği, buna karşılık mahkemece aksi kanaatte olunması halinde dosyada mevcut 21.04.2014 tarihli tutanak sebebiyle TTK’nun 1185’ten kaynaklı karinenin huzurdaki davada geçerli olmayacağı, heyetçe yapılan bir hasarın olmadığına yönelik tespit doğrultusunda hasarın deniz taşıması esnasında meydana geldiğinden ve dolayısıyla davalının sorumluluğundan bahsedilmeyeceği, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde ise sigorta poliçesinin ICC (A) geniş teminat klozları esas alınarak düzenlenmiş olduğu göz önüne alındığında, % 0,5 muafiyet tenzilii olarak 13.294,05 USD hesaplanan zarar tutarının kadri maruf olduğu belirtilmiştir.
Dava; davacı … şirketine nakliyat sigorta poliçesi ile sigortalı emtianın davalının sorumluluğunda taşınması sırasında oluştuğu iddia edilen emtiadaki sigortalısına ödediği hasar bedelinin davalıdan TTK nun 1472.maddesi gereğince rücuen tahsili amacıyla yapılan icra takibine itirazın İİK nun 67.maddesi gereğince iptaline ilişkindir.
Her ne kadar davalı vekilince tahkim ve uygulanacak hukuk itirazında bulunulmuş ise de; tahkim şartının bulunduğu charter sözleşmesinde sigortalının taraf olmadığı anlaşıldığından yapılan itirazın reddine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davalı vekilince zamanaşımı itirazında bulunulmuş ise de; anılı itirazın TTK md. 11887 uyarınca hak düşürücü süre kapsamında değerlendirilmesi gerekeceği, dosyada yapılan incelemede, davaya konu yükün 20.04.2014 tarihinde limana geldiği ve Limaş liman yetkilileri tarafından 21.04.2014 tarihli belge ile yükte eksiklik olduğunun tutanak altına alındığı, bu halde her halükarda sigortalıya yükün 20.04.2014 tarihinden sonra teslim edildiği, nitekim ekspertiz raporunda yükün 21.04.2014 tarihinde teslim edildiğinin bildirildiği, icra takibinin ise 20/04/2015 tarihinde başlatılması nedeniyle davanın yasal süresi içerisinde açıldığı kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan tüm deliller ile dosya kapsamı deliller ile aldırılan bilirkişi raporu birlikte incelendiğinde, öncelikle tarafların husumet ehliyeti açısından yapılan değerlendirmede, davacı … şirketinin poliçe kapsamında hasar nedeniyle yaptığı ödeme kapsamında aktif husumet ehliyetine sahip olduğu, bu noktada bilirkişinin esastan yapılan incelemede davalıların sorumlulukları bulunmadıkları yönündeki tespitten sonra sonra tekrar husumete dönüp bu sebeple davacının husumet ehliyeti bulunmadığı yönündeki görüşüne katılmak mümkün olmamıştır.
Davalıların pasif husumet ehliyeti açısından yapılan değerlendirmede, dava konusu taşımaya ilişkin 15.03.2014 tarihli konşimentoya göre; yükletenin Belçika’da mukim … firması, alıcının … (…) olduğu, ihbar olunanın Londra’da mukim … LTD. firması olduğu, taşıma konusu 1170 mton sıvı halde … Acetate yükünün 15.03.2014 tarihinde … isimli gemiye Hindistan’ın Mumbai Limanı’ nda yüklenerek varış yeri olan … Limanı’ na deniz yoluyla sevk edilmiş olduğu ve işbu konişmentonun … gemisi kaptanı adına yükleme limanı acentesi sıfatıyla … Ltd. tarafından imzalandığı görülmüştür.
… isimli gemi için dosyada mevcut … kayıtları ile aynı site üzerinde bilirkişi heyeti tarafından yapılan inceleme sonucunda, anılan tarihler aralığında kayıtlı gemi malikinin dava dışı … Inc. olduğu, gemi işleteni ile … yöneticisinin ise 1 nolu davalı … Denizcilik Nakliyat şirketi olduğu ve her iki şirketin de adres bilgilerinin aynı olduğu tespit edilmiştir. Davalının gemi üzerindeki bu yetkisi sebebiyle TTK m. 1061/2 uyarınca gemi işletme müteahhidi sıfatına sahip olacağı ve bu sebeple pasif husumet ehliyetinin bulunacağı kanaatine varılmıştır. 2 nolu davalı … Ltd. Şti. Yönünden yapılan değerlendirmede ise ; konişmento kayıtları uyarınca davalının donatanın varma limanındaki acentesi olarak adının, adresinin ve iletişim bilgilerinin yazılmış olduğu görülmüştür. Bununla birlikte adı geçen davalının denizyolu ile yük taşıma taahhüdünde bulunduğunu gösterir herhangi bir bilgi ve belge dosyada mevcut değildir. Bu sebeple davaya konu taşımada 2 numaralı davalının taşıyan sıfatına sahip olmadığından, pasif husumet ehliyetine de sahip olmadığı kanaatine varılarak 2 nolu davalı … hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Pasif husumeti bulunduğu kararına varılan davalı … Denizcilik’ in hasardan sorumluluğu açısından yapılan değerlendirmede, davaya konu yükün 20.04.2014 tarihinde … Limanı’ na geldiği ve … A.Ş. tarafından da 21.04.2014 tarihli belge ile yükte eksiklik olduğunun tutanak altına alındığı, her ne kadar dosya kapsamında eksik yüke ilişkin süresinde ve geçerli bir ihbarın bulunduğunu gösterir bir belge yer almasa da dosyada mevcut 21.04.2014 tarihli liman işletmeleri tarafından düzenlenen tutanak dikkate alındığında TTK m. 1185’te öngörülen karinenin işletilmesinin de mümkün olmayacağı, belgenin, yükte eksiklik olduğunu göstermekte olduğundan, hasarın teslimden sonra meydana geldiği söylenemeyecektir.
Yükte eksiklik iddiası açısından yapılan değerlendirmede, teknik bilirkişi raporuna objektif bilimsel verilere dayanması nedeniyle itibar edildiği, buna göre, tahliye edilen yükün miktarıyla ilgili olarak dosyada birbirinden farklı 2 ayrı figure bulunduğu, gemide yapılan ölçümlemeye göre yükte bir eksiklik bulunmamasına karşın sahil tank ölçümüne göre yükte 19,036 mton eksiklik olduğunun belirlendiği, gemi ile sıvı emtia taşıması söz konusu olduğunda yükleme ve boşaltmalarda mal miktarının saptanılması alıcı ve satıcı arasında düzenlenen sözleşme koşulları bakımından önem taşıdığı, sözleşmeye uygun ödeme yapılabilmesi için gemi içindeki mal miktarının ullage survey diye tanımlanan uluslararası bir ölçümleme sistemi ve tekniği ile tespit edilmesi zorunluluğu bulunduğu, teknikte, hem malların gemiye yüklenmesi hem de boşaltılması sırasında tatbik edilmekle olup her iki aşamada da ölçümlemeye esas olacak aynı kriterlerib kullanıldığı, dava konusu olayda, Hindistan’ın Mumbai Limanı’ nda yükleme sonrası bağımsız yük surveyörü SGS gözetiminde gemide yapılan tank ullage ölçümlerine göre; gemiye 3456,823 mton sıvı halde … Acetate emtiası yüklendiği, bu miktarın 1170,000 mton’luk kısmının sigortalı … Ltd. firmasına ait olduğu, geminin … Limanı’ na varışına müteakip tahliye öncesi yine bağımsız yük surveyörü … gözetiminde gemide yapılan ullage tank ölçümlerine göre gemide 1170,059 nıton … Acetate emtiasının mevcut olduğunun tespit edildiği, bu noktada ölçümlemenin taşımanın her iki noktasında da aynı yöntemle yapılmış olduğu göz önüne alındığında, taşınan yükte bir eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla davalı … … Denizcilik hakkında açılan davanın esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-1nolu davalı … … Denizcilik hakkında açılan davanın esastan REDDİNE,
2-2nolu davalı … hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince peşin alınan 425,59 TL den karar harcı olan 54,40 TL nin mahsubu ile fazla alınan 371,19 TL’nin kesinleşmeye müteakip talep halinde davacıya iadesine,
4-1 nolu davalı vekili için takdir edilen 5.364,00 TL TL red vekalet ücretinin davacıdan alınıp 1 nolu davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı … 1 nolu davalı … Denizcilik vekilinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/11/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır