Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/125 E. 2020/197 K. 29.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2019/125 Esas
KARAR NO : 2020/197
DAVA : Deniz Ticaret (Deniz Taşımacılığı Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 29/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Deniz Ticaret (Deniz Taşımacılığı Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirkete ait Türk gemi siciline kayıtlı olan ve … numarası ile tescilli İMO numarası … olan … isimli gemi ile 17/10/2018 tarihinde navlun anlaşması yapıldığı, davacının hurda demir yüklü bu malı Türkiyede firmasına satıldığı, bu firma ile navlun anlaşması yapıldığı, davacı şirket ile yapılan anlaşmaya aykırı hareket edildiği, davalının sözleşmeye ve hukuka aykırı yaptığı bu eylemler sebebi ile davacı şirket maddi ve manevi zarara uğramış olduğunda bahisle davacı şirketin uğradığı zararlar için olay tarihinden faizi başlamak başlamak üzere 50.000.TL maddi tazminat ile 50.000.TL manevi tazminata hükmedilmesini, yargılama gideri ve masraflar ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin … isimli geminin donatanı olduğunu, taraflar arasında navlun sözleşmesi akdedildiğini, navlun sözleşmesi uyarınca davacının taşıtan, dava dışı …, San. A.Ş.’nin ise gönderilen sıfatına haiz olduğunu, taraflar arasında akdedilen navlun sözleşmesi gereğince uyuşmazlık Londra tahkim usulüne tabi olduğundan davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, navlun sözleşmesinin davacı tarafından ihlal edildiğini, davacının yükleme limanındaki sürastarya ücreti ve navlun bedelini ödemediğini, bu sebeple müvekkili tarafından 06/11/2018 tarihinde navlun sözleşmesinin ihlaline dayanarak davacıya yaptığı ihtar ile sözleşmeyi iptal ettiğini bildirdiğini, davacı ve gönderilene yapılan sayısız ihtara cevap alınamaması sonucunda taşıtanı ve gönderilenine ulaşılamayan yükün İskenderun/Yazıcı iskelesindeki gümrüklü sahaya tahliye edildiğini, davacının maddi zararını ortaya koyamadığını, iddia sahibinin iddiasını ispatlamakla mükellef olduğunu, davacını manevi tazminat talebinin mesnetten yoksun olduğunu belirterek Navlun Sözleşmesi gereğince davaya konu uyuşmazlığın çözümünde Londra tahkim usulü belirlendiğinden ve İngiliz Hukuku yetkili kılındığından yetkisizlik nedeni ile davanın reddine, davacının haksız ve hiçbir surette belgelendirilmemiş maddi tazminat talebinin reddine, kötü niyetli manevi tazminat talebinin reddine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya mahkememize … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/… esas, 2019/… karar, 15/01/2019 tarihli görevsizlik kararı ile gelmekle mahkememiz esasına kaydının yapılarak yargılamaya bu esas üzerinden devam olunmuştur.
Dava, taraflar arasındaki deniz taşıma ilişkisinden kaynaklanan ve edimlerin sözleşmeye uygun ifa edilmemesi iddiasına dayalı zararların tazmini talepli belirsiz alacak davası olup; uyuşmazlığın konusunun, davalının tahkim itirazının yerinde olup olmadığı, davalıya ait gemi taşındığı belirtilen emtiaların sözleşmeye aykırı olarak farklı bir limana tahliye edilip edilmediği, farklı limana tahliye hususunda kusur ve sorumluluğun kime ait olduğu, bu nedenle davacının zararının oluşup oluşmadığı ve zarar miktarının tespiti hususlarında toplandığı anlaşılmıştır.
Möhuk 48. maddesi gereği yabancılık teminatı HMK gereği dava şartı olup mahkemece resen gözetilmesi gerekmektedir. Davacı Birleşik Arap Emirliklerinde mukim bir şirket olmakla dosya arasına resen alınan Dış İşleri Bakanlığı yazı cevabı gereği BAE’de açılan dava ve takipler yönünden teminat alınmadığı, teminat konusunda yabancı vatandaş ayrımı yapılmadığı anlaşıldığından davacının Möhuk 48 maddesi gereği yabancılık teminatı yatırmasına yer olmadığı değerlendirilmiştir.
Tarafların sözleşme veya sözleşme dışı bir hukuki ilişkiden doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlıkların tamamının veya bir kısmının çözümünü hakem veya hakem kuruluna bırakılması hususunda yaptıkları anlaşmalar tahkim sözleşmesi olarak adlandırılmakta olup yalnızca iki tarafın iradeleriyle tasarrufta bulunabilecekleri konularda tahkim sözleşmesi yapılabilir. İster bağımsız bir tahkim sözleşmesi şeklinde isterse bir tahkim şartı şaklinde yapılsın tahkim sözleşmesinin geçerliliği için aranan temel unsurlar geçerli bir tahkim iradesinin varlığı ve yazılı şekil şartıdır. Tahkim sözleşmesinin tabi olduğu şekil 1958 tarihli New York Sözleşmesi’nin 2. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre geçerli tahkim şartından bahsedebilmek için taraflarca imzalanmış yazılı bir anlaşma, karşılıklı mektup teatisi veya telgraf aranmaktadır. Sözleşme uyarınca davacı tarafından taşımadan dolayı tazmin taalebinin belirli bir uyuşmazlığa ilişkin olması karşısında uyuşmazlığın tahkimde çözümü gerekmektedir. HMK’nın 116. maddesinde tahkim itirazı ilk itirazlar arasında sayılmış olup davalı vekilince süresinde tahkim ilk itirazında bulunulmuştur. Davalı vekilince taraflar arasında imzalanan taşıma sözleşmesi ile atıfta bulunduğu Gencon 94 hükümleri gereği taraflar arasında tahkim anlaşması bulunduğu ve bu anlaşma gereği mahkememizin görev ve yetkisine itiraz edildiği anlaşılmakla öncelikle bu hususun incelenmesi gerekmektedir.
Taraflar arasındaki konşimento kayıtları gereği konşimentoda atıfta bulunulan navlun sözleşmesi tercümeleri incelendiğinde, navlun sözleşmesinin Gencon 94 olarak belirlendiği anlaşılmıştır. Davacı vekili de dava dilekçesi ve diğer beyanları ile bu hususu kabul etmiş ve doğrulamıştır. Dosyaya davalı vekilince tercümesi sunulan navlun sözleşmesi incelendiğinde 19. Madde ile uyuşmazlığın Londra’da tahkim yoluyla çözümlenmesi gerektiği ileri sürülmüş olup, davalı vekilinin tahkim itirazının kabulü ile mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Taraflar arasında düzenlenip uygulanan sözleşmede yer alan tahkim şartı nedeniyle mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince peşin alınan 1.707,75 TL den karar harcı olan 54,40 TL nin mahsubu ile fazla alınan 1.653,35 TL’nin kesinleşmeye müteakip talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı vekili için takdir edilen 3.400,00 TL red vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/09/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır