Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/124 E. 2019/403 K. 09.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2019/124 Esas
KARAR NO : 2019/403

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 10/05/2005
KARAR TARİHİ : 09/10/2019
Davacı vekili tarafından mahkememize açılan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirket ile davalılardan …LTD.firması arasında 28/12/2004 tarihli ve 17/01/2005 tarihli mal alım satım sözleşmeleri imzalandığını, sözleşmeler uyarınca müvekkilinin 1.000.000 ABD tutarındaki malı … LTD. ye 4 ayrı sevkiyat halinde satma konusunda anlaşmaya varıldığını,ödeme şartlarının sözleşmenin 4. Maddesinde düzenlendiğini, buna göre alıcının bankası …ile satıcının bankası İş Bankası arasında 14/01/2005 tarihinde akreditif ilişkisi kurulduğunu, akreditif sözleşmesinde …tarafından faturanın toplam bedeli için istenen belgelerin sunulmasından sonra peşin ödeme yapılacağının kabul edildiğini ve sözleşmede talep edilen belgelerinde sayıldığını, davalılardan… LTD. Nin talebi üzerine malların taşınması için… Ltd Şti ile anlaşma sağlandığını,bu çerçevede ilk parti malın 10/02/2005 tarihinde gönderildiğini,malların gönderildiğine ilişkin … Gümrük Müdürlüğü tarafından düzenlenen beyannamenin dosyaya sunulduğunu,akreditif metninde satıcının parasını alabilmesi için gerekli olan belgeleri 05/02/2005 tarihinde …’a gönderdiğini ancak bu banka tarafından…na gönderilen yazıda akreditif dökümanlarında bir takım eksikler olduğunun bildirildiğini, ..nında belirtilen hususların eksiklik olarak kabul edilemeyeceğini beyan ettiğini, 2 banka arasında bu şekilde yazışmalar devam ederken Ukrayna gümrüğünde bekleyen malların …firması tarafından … ‘ın kaşesi ve imzasını içeren “…” teslimat emri sunulmak suretiyle çekildiğinin öğrenildiğini, …firmasının alıcı … LTD. İle bağlantılı bir firma olduğunun haricen öğrenildiğini, konuya ilişkin olarak … tarafından … in kendileri tarafından düzenlenmediği sahte olduğu bilgisine ulaşıldığını, sonuç itibariyle 369.783 ABD doları tutarındaki malın alıcı olmayan ilgisiz 3. Bir firmaya teslim edildiğini ve müvekkilinin malların bedelini alamadığını, bu şekilde müvekkilinni sahte evrak ile dolandırılarak zarara uğradığını, dolandırma işleminin sorumlusunun Ukrayna gümrük idaresi olduğunu, sahte teslimat emrinin kimini tarafından düzenlendiğinin henüz öğrenilemediğini ancak nakliye firmasının acentesi olan davalılardan … Ltd ile … gümrük müdürlüğü tarafından sahte evraka dayanılarak malların anlaşmanın tarafı olmayan … firmasına teslim edildiğini, bu firma aleyhine Kadıköy C.Başsavcılığına şikayette bulunulduğunu, akreditif işleminde akreditif metninde belirlenen belgelerin aracı bankaya sunulması , evrakların banka tarafından teyit edilmesine müteakip bedelin ödenmesi, malların bedelin ödenmesinden sonra alıcıya teslim edilmesi şeklinde ceyeran ettiğini ne var ki somut olayda bankanın kendisine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, mallar henüz bedeli ödenmeden ve bankalar arası evrak teyidi tamamlanmadan teslim edildiğini bu nedenle müvekkilinin mal zararından davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını ileri sürerek, 369.783 ABD dolarının zararın doğrum tarihinden itibaren yabancı paralara uygulanan en yüksel mevduat faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline , 28/12/2004 tarihli sözleşmenin 8.1. Maddesi uyarınca gecikilen her gün için % 1.5 oranında cezai şartın davalı… LTD. Den tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Şti. cevap dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin merkezinin Kadıköy’de bulunması nedeniyle Kadıköy Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğunu, taşıyan konumundaki müvekkili şirketin alım satım ve buna bağlı akreditif ilişkisi ile hiçbir alakası olmadığını, navlun sözleşmesi ile üstlendiği taahüdünü yerine getirdikten sonra malları boşaltma limanında kendisine konşimento ibraz eden yetkili hamile teslim ettiğini, elinde malı teslim eden orjinal konşimento olmayan davacının emtia üzerinde hak iddia etmesinin söz konusu olamayacağını, müvekkilinin taşıyıcı olması nedeniyle yükümlülüğünün malları orjinal konşimentoyu ibraz eden hamile teslim etmekten ibaret olduğunu, konşimentodaki ciro silsilesinde yer alan herbir cironun geçerliliğini kontrol etme görev ve yükümlülüğününde bulunmadığını, cironun sahteliği mahkeme kararı ile sabit olsa dahi davacının müvekkili şirketin yasal olarak sorumlu olmadığı bir nedene dayanarak, tazminat talep etmesinin hukuken mümkün olmadığını savunarak, açıklanan nedenlerle davanın reddini istemiştir.
Dava; gemi ile taşınan malların alıcısına teslim edilmemesi iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkin olup, mahkememiz tarafından 02/12/2015 tarihinde verilen karar ile davalı taşıyıcının sorumluluğunun konşimentonun düzgün ciro silsilesi ile düzenlenip düzenlenmediğini denetlemekle sınırlı olduğu, ordinoyu ibraz edenin gerçek hak sahipliğini araştırma yükümlülüğünün bulunmadığı ancak 6762 sayılı TTK’nın 1052. maddesi gereğince, mal varma limanına ulaştığında taşıyıcının gönderilene ihbar yükümlülüğünün bulunduğu, davalı taşıyıcı ihbarda bulunduğunu ileri sürmüş ise de bunu ispatlayamadığı, davalının davacı şirketin tahsil edemediği mal bedelinden davacıya karşı sorumlu olduğu gerekçesi ile davalı taşıyıcı yönünden davanın kabulü ile 369.783 USD’ nin dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa’nın 4/A maddesi gereğince işleyecek dolar faizi ile birlikte bu davalıdan tahsiline, davalı bankalar yönünden davanın açılmamış sayılmasına, diğer davalılar hakkındaki davanın ise feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Söz konusu karar davalı … Şirketi tarafından temyiz edildikten sonra Yargıtay 11.Hukuk Dairesinde yapılan inceleme sonucunda bozulmuştur. 16/02/2017 tarihli bozma ilamında “6762 sayılı TTK’nın 1052/(1).maddesinde ”Geminin tamamı taşıtana tahsis edildiğinde kaptan, boşaltmaya hazır olunca bunu gönderilene bildirir. Kaptan gönderileni tanımıyorsa boşaltmaya hazır olduğunu mahallin adetine göre ilan eder” denilmektedir. Her ne kadar ikinci cümlede ”kaptan gönderileni tanımıyorsa” sözcükleri yer almışssa da, bunu” gönderilenin belli olmaması ” biçiminde anlamak gerekir. Bu durum, konşimentonun emre yazılı olup bir ihbar adresini ihtiva etmemesi veya meşru hamilin de kendiliğinden ortaya çıkmaması halinde söz konusu olabilir. ( Gönen ERİŞ, Açıklamalı İçtihatlı Türk Ticaret Kanunu, Cilt 5, 2. Baskı, syf.5584) Dosyada mübrez konşimentoda ihbar adresi kısmında ”… Ltd …..” yer almakta olup, hamilin kendiliğinden ortaya çıkmaması gibi bir durum da söz konusu olmadığına göre, taşıyıcının gönderilene ihbar yükümlülüğü bulunduğundan ve bu yükümlülüğünü yerine getirmediğinden söz edilemez. Bu itibarla, TTK’nın 1052/(1). maddesi gereğince ihbar yükümlülüğünün yerine getirilmediği gerekçesi ile davanın anılan davalı yönünden kabulü cihetine gidilmesinin doğru olmadığı…” kabul edilmiştir.

Mahkememizce usul ve yasaya uygun görülen bozma ilamına uyulduktan sonra yapılan yargılama sonucunda, Yargıtay bozma ilamında belirtilen hukuki nedenlerle davalı … hakkında açılan davanın reddi yönünde aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM/Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1)Davalılar T. … A.Ş. Genel Müdürlüğü, … Müdürlüğü, … Ltd, …, …Şirketi hakkında verilen karar kesinleşmiş olduğundan bunlar yönünden yeniden hüküm verilmesine yer olmadığına,
2)Davalı … Ltd Şti hakkında açılan davanın REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç tarifesi uyarınca 44,40 TL karar harcının 6.782,30 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 6.737,90 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davalı … vekil ile temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 34.045,48 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
5-Davalı … tarafından yapılan yargılama gideri olan 146,50 TL posta giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzlerine karşı, diğer davalıların yokluğunda, verilen kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili dairesinden temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/10/2019

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip 136471
¸e-imzalıdır