Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/112 E. 2020/166 K. 17.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2019/112 Esas
KARAR NO : 2020/166
DAVA : İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/04/2019
KARAR TARİHİ : 17/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının davacıdan farklı zaman dilimlerinde almış olduğu hizmetin karşılığı bedelleri ödemediğini, alacağın tahsili amaçlı olarak davacı tarafından davalı aleyhinde …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/4305 E. sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalının takibe itiraz ettiğini, takibin durduğunu, davacı kayıtlarına göre icra takibini başlattıkları 28.01.2019 tarihi itibariyle 43.174,13 TL cari hesap alacağı olduğunu, davalının itiraz dilekçesinde faiz oranına itiraz ettiğini, hukuken bir dayanağı olmadığını, davalının satın almış olduğu hizmet karşılığının Euro cinsinden olduğunu, asıl alacağa Euro yasal faiz işletildiğini, cari hesap alacağına uygulanacak olan faiz oranında herhangi bir usulsüzlük olmadığını belirterek, … İcra Müdürlüğü’nün 2019/4305 E. sayılı dosyasına davalı tarafından itirazın iptali ile takibin devamını, davalının takip tutarının % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, ücret-i vekalet ve yargılama giderlerinin davalı tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesi ve eklerinin usule uygun şekilde tebliğ edilmediğini, usulüne uygun şekilde tebliğini talep ettiklerini, davalının davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydı ile dava konusu alacağın varlığı ve miktarı likit olmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin de reddine karar verilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydı ile dava konusu olayda temerrüd oluşmadığından davacının işlemiş faiz talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacı tarafından davalının temerrüde düşürülmemiş olması nedeni ile faiz talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek, haksız ve dayanaktan yoksun davanın reddini, ücret-i vekalet ve yargılama giderlerinin davacı tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Bilirkişi heyetinden alınan raporda özetle; davacının ticari defter kayıtlarında, davacı tarafından davalı muavin kayıtlarının 120.34.01.01.223.03 nolu müşteriler hesabında takip edildiğini, davacı tarafından takibe konu edilen 31.12.2018 tarih … seri nolu 6.750 Euro karşılığı 40.761,90 TL. bedelli ve 21.01.2019 tarih … seri nolu faturaların davalı hesabına borç kaydedildiği, davacının davalıdan söz konusu faturalar karşılığı 28.01.2019 icra takip tarihi itibarıyla 7.200 Euro karşılığı 43.406,46 TL. alacaklı olduğunu, davacının 28.01.2019 icra takip tarihi itibarıyla 43.406,46 TL. alacağına şüpheli alacak karşılığı ayrıldığını, iş bu alacağını ise 19.04.2019 tarihinde yapı Kredi Bankası havalesi ile 4.000 Euro, 25.04.2019 tarihinde … Bankası havalesi ile 4.000 Euro olmak üzere toplam 8.000 Euro tahsil edildiğini ve davalının hesabına alacak kaydedildiğini, dolaysıyla davalının icra takibine konu fatura bedellerini ödemiş olduğu ve rapor tarihi itibarıyla herhangi bir borç bakiyesinin bulunmadığını, davalı ticari defter kayıtlarında, davalının davacıdan 28.01.2019 icra takip tarihi itibarıyla 1.901,30 TL alacaklı gözüktüğünü, davacı tarafından takip konusu yapılan 31.12.2018 tarih … seri nolu 6.750 Euro bedelli ve 21.01.2019 tarih … seri nolu 450 Euro bedelli faturaların davalı ticari defter kayıtlarında yer almadığını, davacı tarafından davalıya gönderilen 18.11.2019 tarihli … referans numaralı mutabakat mektubunda; taraflar arasında 30.Eylül.2019 tarihi itibarıyla davalının davacıdan 1.901,25 TL alacaklı olduğu hususunda mutabakat sağlandığını, davacı tarafından davalıya gönderilen 18.11.2019 tarihli … referans numaralı mutabakat mektubunda; taraflar arasında 30.Eylül.2019 tarihi itibarıyla davacının davalıdan herhangi bir alacak bakiyesinin bulunmadığı ve hesabın “0” olduğu hususunda mutabakat sağlandığını, davaya konu Euro cinsinden düzenlenen faturalara ilişkin davacının herhangi bir alacak tutarını davalıya bildirmediğini, davalı tarafından yapılan taşıma sayısı olan 48 adet taşıma x 150,00 Euro = 7.200,00 Euro davacı tarafından talep edilen navlun indirim bedeli olup bu bedelden davalının sorumlu olduğu ve davalının söz konusu faturaları icra takibine müteakip 8.000 Euro olarak banka havalesi ile ödemiş olduğunu bildirilmiştir.
Bilirkişi heyetinden alınan ek raporda özetle; davacı ve davalının defter kayıtları karşılaştırıldığında, taraflar arasında cari hesap mutabakatının yer almadığını, huzurdaki davaya ve icra takibine konu 31.12.2018 tarih … seri nolu 6.750 Euro bedelli ve 21.01.2019 tarih … seri nolu 450 Euro bedelli toplam 7.200 Euro tutarındaki faturaların davalı yasal defterlerinde yer almadığını, taraflar arasındaki uyuşmazlığın iş bu faturalardan kaynaklandığını, kök rapor ile tespit edilen 8.000 Euro ödemenin ise, davalı şirket tarafından 09.11.2018 tarihli cari hesap bakiyesine istinaden davacıya tevdi etmiş olduğu 12.000 Euro tutarındaki senet bakiyesini kapsadığını ve davacı tarafından …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… E. sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını ve senet bedelinin 25.04.2019 tarihi itibarıyla tahsil edilmiş olduğunu, huzurdaki dava ile itirazın iptali istenen takip konusu alacağın davacı yasal defterlerinde … nolu şüpheli alacaklar hesabında takip edildiğini, kök raporda belirtilen teknik görüş ve tespitlerin değişmediğini, davalı tarafından yapılan taşıma sayısı olan 48 adet taşıma x 150,00 Euro = 7.200,00 Euro davacı tarafından talep edilen navlun indirim bedeli olup bu bedelden davalının sorumlu olduğunu, dolayısıyla davalının icra takibine itirazının iptali ile takibin devamı gerektiği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Dava; deniz taşımasından ve toplu bilet uygulamasından doğan cari hesap alacağı için başlatılan icra takibine yönelik itirazın İİK 67. maddesi uyarınca iptali davası olup; uyuşmazlığın konusunun davacı tarafça takibe ve davaya konu alacağa ilişkin hizmetlerin ifa edilip edilmediği davalının cari hesap borcunun bulunup bulunmadığı ve alacak miktarı hususların toplandığı anlaşılmıştır.
… İcra Müdürlüğü’nün 2019/4305 Esas sayılı icra takip dosyası incelendiğinde; davalı aleyhine 28/01/2019 tarihinde icra takibine başlandığı, davalı borçluya ödeme emrinin 29/01/2019 tarihinde tebliğ edildiği ve davalı borçlu tarafından yasal süre içerisinde 30/01/2019 tarihinde borca itiraz edildiği, davanın ise İİK 67. maddesi uyarınca yasal 1 yıllık süre içerisinde 18/04/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı vekiline dava dilekçesi ile mahkememizin 23/04/2019 tarihle tensip zaptı 08/05/2019 tarihinde tebliğ olmakla birlikte davalı vekilince 15/10/2019 tarihinde dosyaya sunulan cevap dilekçesi ile yapılan tebligatın da usulsüz olduğu savunulmakla, mahkemece bu savunma doğrultusunda yapılan inceleme ile davalı şirkete yapılan tebligatın Tebligat Kanunu hükümlerine aykırı olduğu, Tebligat Kanunu 12. Maddesi gereğince şirket yetkilisine tebligatın yapılmasının gerektiği düzenlenmekle Tebligat Kanunu 13. Maddesi gereğince yetkili şahıs araştırması yapılmaksızın şirket yetkilisi olmayan bir şahsa tebliğ yapıldığı anlaşıldığından yapılan tebligatın usulsüzlüğünü ve bu nedenle de davalı vekilinin cevap dilekçesinin süresi içerisinde sunulduğunu kabul etmek gerekmiştir.
Davacı firmanın, taşımalarını düzenli olarak yapan müşterileri için toplu bilet uygulaması yaptığı ve bu kapsamda; davalı firmanın 11/01/2018 tarihli “toplu bilet tahsis talebi” başlıklı yazısı ile “31/12/2018 tarihine kadar kullanılmak üzere 100 adet ro-ro bilet tahsisi” talep ettiği dosyaya sunulan davacı delilleri ile anlaşılmaktadır. Davalının, 11/01/2018 tarihli “2018 yılı toplu bilet uygulaması” başlıklı bilet uygulamasına dair bulunduğu taahhütleri içeren yazıyı, kendi antetli kağıdı altında düzenleyerek imza ettiği görülmekle bu taahhüt yazısında;
– d maddesi ile; “Müşterilerimiz toplu bilet taahhüdü içinde bulunduğu sayıyı gerçekleştirememesi durumunda, şirketimiz yılsonunda gerçekleşen bilet çarpı “taahhüt edilen indirim miktarı ile gerçekleşen sayı baremindeki indirim miktarı” arasındaki farkı fatura ve tahsil eder.”
– e maddesi ile; “Müşterilerimiz kendisine toplu halde tahsisi yapılan biletleri 1 Ocak 2018 (dahil) ile 31 Aralık 2018 (dahil) tarihleri arasında kullanabilecektir. 31 Aralık 2018 (dahil) tarihine kadar kullanılmayan biletler 31 Aralık 2018 tarihi itibariyle iptal edilecek ve bilet iptal bedeli müşterilerimize faturalanarak cari hessaplarına borç kaydedilecektir. Her bir iptal edilen bilet için bilet iptal ücreti, iptal tarihindeki geçerli navlun tarifesi üzerinden belirtilen indirim uygulanarak hesaplanacak olan bilet bedeli kadardır.” şeklinde taahhüt altına girdiği anlaşılmaktadır.
Davalı, 12.01.2018 tarihli kendi antetli kağıdı altında düzenlemiş olduğu başka bir yazı ile “10 adet gidiş-dönüş toplu bilet tahsisini aldıklarını, tahsis edilen biletlerin 31.12.2018 tarihine kadar firmalarınca herhangi bir nedenle kullanılmayan biletlerin, 2018 yılı toplu bilet uygulaması başlıklı sirkülerin “e” maddesine göre belirlenecek bilet iptal bedellerine ilişkin şirketlerine kesilecek bilet iptal bedeli faturalarını, fatura tarihini takip eden 15 gün içerisinde şirketleri tarafından nakit olarak ödeyeceklerini” beyan ederek imzaladıkları görülmektedir.
Dosya içerisinde davacı tarafından, davalıya ait 48 adet araç taşımasının yapıldığı anlaşılmaktadır. Davalıya 100 adet toplu bilet tahsisi yapılmış olmakla, davalının 52 adet taşımayı taahhüdüne göre eksik yaptığı ve gerçekleştirmiş olduğu 48 taşımanın navlun indirim farkının davacı tarafından her taşıma için “150 Euro” bedel yansıtılmak üzere davalıdan talep edildiği anlaşılmaktadır. Davacı tarafından 2018 yılında yapılan ilk 3 taşıma için davalıya “450 Euro” tutarında indirim bedeli yansıtıldığı, davalı tarafından davacı firma adına düzenlenen 06/02/2018 tarihli … numaralı faturadan anlaşılmaktadır. Davalı, davacıya 450 Euro bedel karşılığında 2.032,32 TL iade faturası kesmiştir. Bu kapsamda davalının sefer başına yapılmış olan 150 Euro navlun indiriminden haberdar olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre; davalı tarafından yapılan taşıma sayısı olan 48 adet taşıma x 150,00 Euro = 7.200,00 Euro bedelin davacı tarafından talep edilen navlun indirim bedeli olduğu ve bu bedelden davalının sorumlu olduğu mahkemece kabul edilmiştir.
Taraflara ait ticari defterler üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi ile davaya konu 31/12/2018 tarihli 6.750,00 Euro bedelli fatura ile 21/01/2019 tarihli 450,00 Euro bedelli faturanın davalı şirkete ait ticari defterlerde kayıtlı olmadığı tespit olunmuştur. Dosyada alınan kök bilirkişi raporundaki mali incelemeler ile ortaya koyulan 8.000 Euro bedelli ödemelere davacı vekilinin itirazı üzerine alının ek bilirkişi raporu ile taraflar arasındaki ticari ilişki ayrıntılı olarak irdelenmiş olup, bilirkişi ek raporunda da belirtildiği üzere davalı şirket tarafından defterlerinde kayıtlı bulunan 8.000 Euro bedelli ödemenin davaya konu faturalar nedeniyle yapılmadığı, zira davaya konu faturaların davalı defterlerinde de kayıtlı olmadığı anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle davaya konu olan, davacı tarafça toplu bilet uygulaması kapsamında yapılan indirim tutarlarının, davalının bilet taahhüdünü gerçekleştirememesi nedeniyle talep hakkının bulunduğu kabul edilmekle bilirkişilerce de yapılan incelemeler ile dava konusu fatura bedellerinin dosyaya sunulan deliller kapsamında kadri maruf olduğu da belirtilmekle, davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir. Ancak dava ve takip konusu tutar mahkemece İİK hükümleri gereği likit ve belirlenebilir kabul edilmediğinden ve yargılama ile tespit olunduğundan şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜ ile … İcra Müdürlüğü’nün 2019/4305 E. sayılı icra takip dosyasına yönelik itirazın iptaline, takibin 7.200,00 EURO asıl alacak bakımından devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/ a maddesi uyarınca faiz uygulanmasına,
-Şartları oluşmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine,
2-Karar harcı olan 2.943,66 TL’den peşin alınan 470,64 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.473,02 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan (521,44 TL ilk harç 77,60 TL posta ücreti ve 2.400,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam) 2.999,04 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı vekili için takdir edilen 6.402,05 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Bakiye gider avansının kesinleşmeye müteakip talep halinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı taraf yokluğunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/09/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır