Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/87 E. 2020/11 K. 20.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2018/87
KARAR NO : 2020/11
DAVA : İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/03/2018
KARAR TARİHİ : 20/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında sözleşme imzalandığını, imzalanan sözleşme kapsamında davalıya ait … ve … isimli gemilere hizmet verildiğini, verilen hizmetler için davalı adına faturalar tanzim edildiğini ve davalıdan, tanzim edilen fatura tutarlarından oluşan 42.000 USD cari hesap alacaklarının oluştuğunu, davalının ödeme yapmaması nedeniyle davalı aleyhine, ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığını, yapılan itiraz sonrası takibin durduğunu ve alacağın tahsili için huzurdaki davanın açıldığını beyan ederek, davalının … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, davalının, haksız itirazı nedeniyle alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı Vekili davaya cevap dilekçesinde özetle: Müvekkilinin, hizmet verildiği iddia edilen … ve … isimli gemilerin donatanı, ticari ya da teknik işleticisi veya kiracısı olmadığını, müvekkilinin böyle bir hizmet almadığını, alacak durumda olmadığını, … ve … isimli gemilerden dolayı herhangibir bir borç taahhütlerinin bulunmadığından yapılan takibe itiraz edildiğini beyan ederek, haksız davanın reddine, davacının, %20 den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, masraf ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
21/12/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacının, davalıdan, 28.11.2017 takip tarihi itibariyle, takibe ve davaya konu edilen faturalardan kaynaklanan 42.000 USD alacağının bulunduğunu, dosyaya sunulan faturaların aksi ispat edilebilir karine teşkil ettiğini, davacı ile davalı arasındaki sözleşmeler uyarınca davalının fiilen hizmet aldığı sürecin belirlenmesi teknik uzmanlık gerektiren bir husus olduğundan tespit edilemediğini, taraflar arasındaki sözleşmelerde yer alan 48 aylık taahhüt dönemi içinde sözleşmeler feshedilse dahi sözleşmelerin “Erken Fesih” maddesi uyarınca davalının “donanım için kalan ayların tutarını, donanım değeri ve airtime ücretlerini de içerecek şekilde” ödemekle yükümlü olduğu ancak bu ifade ile anlatılmak istenen bedelinin teknik yönden anlamının ve içeriğinin tespit edilemediğini, davalının onay kaşesinin bulunduğu 2017 yılına ilişkin mutabakat belgelerinin taraflar arasındaki sözleşme İlişkisinin belirtilen süreçte devam ettiği anlamına geleceğini beyan etmişlerdir.
03/07/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Teknik değerlendirme sonucunda talep konusu ücretin uydu sistem hizmet ücreti değil sistemin halihazırda gemilerde bulunmaya devam etmesi karşılığında ödenecek ücret olması sebebiyle talep edilmesinin mümkün olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmelerde yer alan 48 aylık taahhüt dönemi içinde sözleşmeler feshedilse dahi sözleşmelerin “Erken Fesih” maddesi uyarınca davalının veya temsilen sözleşme kurduğu kişinin “donanım için kalan ayların tutarını, donanım değeri ve airtime ücretlerini de içerecek şekilde” ödemekle yükümlü olduğunu ve dava konusu talep de bu ücrete ilişkin olduğundan talebin yerinde olduğunu, dava konusu talebin davalıya yöneltilmesinin mümkün olup olmadığı hususunun davalının sıfatının belirlenmesine bağlı olduğunu, davalının gemi işletme müteahhidi olarak gemiyi kendi nam ve hesabına işletiyor olması halinde dava konusu ücretten sorumlu tutulabileceğini, gemi yöneticisi olması halinde ise ücretten sorumluluğun donatana ait olduğunu, davacının sıfatının dosyaya sunulan delillerden tespit edilmesinin mümkün olmadığını ve ispata muhtaç olduğunu beyan etmişlerdir.
Dava; gemiye yapılan malzeme satışından kaynaklanan fatura alacağının tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali davası olup, uyuşmazlık mahkememizin görevli olup olmadığı, davalıya husumet yöneltilip yöneltilemeyeceği, fatura alacağının davalıdan tahsili koşullarının oluşup oluşmadığı ile istenebilecek alacak miktarı noktasında toplanmaktadır.
Taraf vekillerince delil listeleri sunulmuştur.
… İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası UYAP kayıtlarının dosyamız arasına alınmış, dosyanın incelenmesinden takibe itiraz ile davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
TTK’nun 1352/1-l, TTK 512.maddeleri ile HMK’nun 10.maddesi delaleti ile BK 89.maddesi gereğince mahkememiz görevli ve yetkili olduğundan davalı vekilinin görev ve yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı itibariyle, davacı tarafından … ve … isimli gemilere gemi alacak hakkı teşkil edecek şekilde hizmette bulunulduğu ve bunun için davalıya düzenlediği fatura tutarlarından oluşan 42.000 USD cari hesap alacağının olduğu iddia edilmekte iken, davalı tarafından gemilerin donatan veya işleteni olmadığından bahisle davanın reddi talep edilmektedir.
Dosyada mevcut davacı ile davalı arasında düzenlenen 05.05.2014 tarihli Son Kullanıcı Sözleşmesinde (End-User Agreement), davacının … şirketinin resmi ve … kategorisindeki distribütörü olduğu ve uydu iletişim hizmetleri ile ilgili … çözümleri sunduğu; davalının son kullanıcı donanım paketini ve davacı tarafından sunulan hizmeti almayı kabul ettiği, faturaların c/o kaydı ile davalı adına düzenlendiği, c/o kaydının, “ilgilisine” anlamı taşıdığı, dosyada mevcut dava dışı donatan … AŞ. ile davalı arasında düzenlenen 15.01.2014 tarihli “Standart Gemi Yönetimi Anlaşması” nın 4. Maddesinde davalının “gemi yöneticisi ” olarak ifade edildiği, dolayısıyla davalının gemi yöneticisi sıfatı ile kazanç elde etmek için geminin yönetim alanlarından biri, birkaçı veya tamamında yönetimi “donatanın nam ve hesabına” üstlendiği ve geminin yönetilmesi için kurulması gereken sözleşmeleri de donatan nam ve hesabına düzenlediği görülmekle, davalının husumet ehliyetinin bulunmadığı kanaatiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı tarafın icra takibi yapmakta kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin de reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davacının davasının Pasif Husumet Yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Şartları bulunmadığından davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince peşin alınan 2.711,10 TL den karar harcı olan 54,40 TL nin mahsubu ile fazla alınan 2.656,70 TL’nin kesinleşmeye müteakip talep halinde davacıya iadesine,
4-Davalı vekili için takdir edilen 3.400 TL red vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/01/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır