Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/75 E. 2018/134 K. 26.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)
ESAS NO : 2018/75 Esas
KARAR NO: 2018/134
DAVA : Alacak (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 11/08/2015
KARAR TARİHİ: 26/03/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirkette 5 aylık belirli süreli iş akdi ile 19/06/2012 tarihinde çalışmaya başladığını, iş akdinin müvekkiline bildirim ve açıklama yapılmaksızın işveren tarafından haksız olarak sona erdirildiğini, 15/10/2012 tarihine kadar özveri ile aralıksız çalıştığını, müvekkilinin ücretinin aylık net 3.000 USD olduğunu, Uzakyol Vardiya Zabıtı yeterliliğine sahip müvekkilinin davalı şirketin işlettiği Majuro Limanına … Sicil Nosu ile kayıtlı …isimli yabancı bayraklı gemide 3. kaptan olarak görev yaptığını, müvekkilinin 20/06/2012 tarihinde Afrika Cape Town Limanında diğer kişiyle beraber gemiye katıldığını, müvekkilinin 3. kaptan olarak gemiye katıldıktan sonra Çin’e doğru yola çıkıldığını, sefer süresince Endonezya, Hindistan vs gibi ülkelere gidildiğini, gemi Singapur’da iken müvekkilinin süreli iş akdinin herhangi bir açıklama bildirim yapılmaksızın süre bitiminde hak kazanılacak ikramiye vs. alacaklarını engellemek gayesi ile süresinden evvel kötü niyetli olarak sona erdirildiğini, bu hususa ilişkin tüm haklarının saklı olduğunu, müvekkilinin çalışma süresi boyunca gemide üzerine düşeni layığı ile yerine getirdiğini, ancak davalı şirketin kötü niyetle hareket etmiş olduğunu, müvekkilinin iş akdi süresinin bitimine 1 ay kala iş akdinin feshedildiğini, davalı şirketin vergi ödememek için yurt dışından firma üyeleri isimlerini kullandığını, müvekkilinin sigortasının da bu doğrultuda yatmadığını, iş akdinin sona erdirilmesine karşın çalıştığı ayların bakiye ücretinin ödenmediğini, yine belirli süreli iş akdi ile çalışan müvekkilinin iş akdinin bitimine 1 ay kala iş akdinin haksız olarak sona erdirilmiş olduğundan sözleşme bitimine kadara olan 1 aylık ücretinin tazminat olarak davalı şirketten tahsilinin gerektiğini, müvekkilinin belirli süreli iş akdinin süresinden evvel davalı tarafından feshi nedeni ile güç durumda kaldığını, ödemelerini zamanında yapamadığından icralık olduğunu ve de maaşı dahi ödenmediğinden gerek maddi, gerek manevi yönden oldukça mağdur olduğunu, yargılama sırasında tanık anlatımları ile tüm bu hususların ispatının sağlanacağını, müvekkilinin iyi niyetli talepleri bir sonuç vermediğinden iş bu haklı davanın açılması zaruretinin hasıl olduğunu, bu nedenlerle; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik, 4.500 USD bakiye ücret alacağının ve süreli iş akdinin iş veren tarafından süresinden evvel feshi sebebi ile kalan süre için 3.000 USD ücreti tazminat alacağının, çalışan ayı takip eden ilk haftadan itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte aynen tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava, davalının işleteni olduğu yabancı bayraklı gemide üçüncü kaptan olarak çalışan davacının iş akdinin süresinden önce feshedilmesi nedeniyle davacının çalıştığı döneme ait ücret alacağı ile hizmet sözleşmesinden kaynaklanan tazminat alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Görev, HMK nun 114. maddesi gereğince Kamu düzeniyle ilgili bir dava şartı olup HMK nun 115.madde gereğince yargılamanın her aşamasında resen gözetilmesi gerekir.
6102 sayılı TTK nun 4 ve 5.maddeleri gereğince mahkememizin görevini tayin için öncelikle davanın 6102 sayılı TTK dan veya diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine veya deniz sigortasına ilişkin bir dava olup olmadığının saptanması gerekmektedir.
Mahkememiz mülga 6762 sayılı TTK’nun görev hususunu düzenleyen 4. Maddesinde 20/04/2004 tarih 5136 sayılı kanun ile eklenen son fıkrası ile mülga 6762 sayılı TTK’nun 4. Kitabında yer alan deniz hukukuna ilişkin ihtilaflara bakmak üzere Denizcilik İhtisas Mahkemesi adıyla kurulmuş 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nun 5. Maddesi uyarınca Hakimler ve Savcılar Kurulu 1. Dairesinin 10/07/20123 Tarih 1888 kararı ile kurulan mahkememiz 6102 sayılı TTK’nun 5/2 maddesi gereğince Türk Ticaret Kanunundan ve diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine ve Deniz Sigortalarını ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirilmiştir.
Deniz İş Kanunu 1. Maddesinin 1. Fıkrası uyarınca,” Bir geminin Deniz İş Kanunu’nun kapsamına girebilmesi için denizlerde, göllerde ve akarsularda çalıştırılması, bu geminin Türk Bayrağı taşıması, geminin yüz ve daha yukarı grostonilatoluk olması gerekir.
Deniz İş Kanunu 1. Maddesin 2. Fıkrasına göre de:
a)Aynı işverene ait gemilerin grostonilatoları toplamı yüz veya daha fazla olduğu takdirde bu gemilerle, bu gemilerde çalışan ve çalıştıranlar Deniz İş Kanunu hükümlerine tabi olacaklardır.
b)İşverenin çalıştırdığı gemi adamı sayısı beş veya daha fazla bulunduğu takdirde başka bir şart aranmaksızın, başka bir anlatımla geminin grostonilatosuna bakılmaksızın, bu gemi Deniz İş Kanunu kapsamına giren bir iş yeri olacaktır.
Gemi yabancı ülke bayrağı taşıyor veya gemi Türk Bayraklı olsa dahi yüz grostonalitonluk değilse ya da diğer belirtilen istisnai şartları taşımıyor ise bu gemide çalışanlar hakkında Deniz İş Kanunu uygulanmaz.Taşıma işinde çalışan bu gemideki işçiler de 4857 sayılı İş Kanunu kapsamı dışında kaldığından haklarında Borçlar Kanunu hükümleri uygulanır.” hükmünü taşımaktadır.
Dava konusu uyuşmazlıkta davacının yabancı bayraklı gemide iş akdine bağlı olarak gemi adamı sıfatıyla çalıştığı, iş akdinin haksız şekilde feshedildiği iddiasına dayalı olarak çalışılan döneme ait bakiye ücret alacağı ile haksız fesih tazminatı talep edilmektedir.
6102 sayılı Kanunun 934.maddesinde gemi adamlarının kimler olduğu düzenlenip kaptan, gemi zabitleri, tayfalar ve gemide çalıştırılan diğer kimseler olarak gemi adamının belirlendiği, 6102 sayılı TTK ‘nun ticaret mahkemelerinin görev alanını belirleyen 4. maddesinin 1. fıkrasına göre “Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; a) Bu kanunda, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işleri sayılmaktadır. 6102 sayılı TTK nun 5. maddesinin 1.fıkrasında “(1) Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.” hükmü düzenlemekte olup, somut uyuşmazlıkta davacının hizmet sözleşmesine bağlı olarak Deniz İş Kanunu kapsamında kalmayan yabancı bayraklı gemide gemi adamı olarak çalıştığı belirlidir. Deniz İş Kanununa tabi olmayan gemi adamlarının açmış olduğu ücret alacağına ilişkin davalara TBK ‘nun 393 ve devamı maddelerinde düzenlenen hizmet sözleşmesine ilişkin hükümlerin uygulanması gerekmektedir.
Bu değerlendirmeler ışığında, taraflararasındaki uyuşmazlığın 6102 sayılı TTK ‘nun 5. maddesinde yer alan deniz ticaretine ilişkin bir ihtilaf olmaması, uyuşmazlığa Türk Ticaret Kanununda öngörülen yada diğer kanunlarda öngörülen deniz ticaretine ilişkin düzenlemelerin bulunduğu bir kanunun uygulanmasının söz konusu olmaması, her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan bir ihtilafın da olmaması, davanın ticari dava olmaması karşısında mahkememizin görevli olmadığı, uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde çözümlenmesi gerektiği kanaatine varıldığından mahkememizin görevsizliğine, görevsizliği yönünde aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Mahkememizin görevsizliğine, dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun tespiti ile karar kesinleştiğinde, süresinde ve talep halinde dosyanın görevli bulunan İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
2-HMK ‘nun 331/2.maddesi gereğince yargılama giderleri ve vekalet ücreti hususunun görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere karar verildi. 26/03/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır