Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/73 E. 2019/446 K. 28.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)

ESAS NO : 2018/73 Esas
KARAR NO : 2019/446
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 27/03/2012
KARAR TARİHİ : 28/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … IMO numaralı … isimli geminin acenteliğini yaptığını, geminin 12/11/2011 tarihinde güney-kuzey yönlü İstanbul boğaz geçişi esnasında hızını 4.2 knot, makine devrinin 360 RPM olduğunu, süratinin korunması için makine dairesi ile irtibata geçilerek 385 RPM olarak yükseltildiğini, davalı kurumda çalışan kılavuz kaptanın hızın 4 knotun altına düştüğünü iddia ederek eskort römorkör talep ettiğini, gemi kaptanının herhangi bir talebi bulunmadan eskort römorkör talebinde bulunulduğunu, davalının müvekkilinden hizmet bedeli talep ettiğini, davalı kurum tarafından tek taraflı düzenlenen tarife ve ücret tablosunun hukuka ve yasaya uygun olmadığını, davalı tarafından düzenlenen tahakkuk fişinde, hizmetin tanımının makine arızası olarak belirtildiğini ancak müvekkilinin acenteliğini yaptığı geminin uğradığı herhangi bir makine arızası bulunmadığını, geminin kalkışına izin verilmediğinden müvekkili şirket tarafından 10.800,00-USD karşılığı 19.117,08-TL’nin davalı kuruma ödendiğini, belirterek davalının haksız olarak tahsil ettiği ve müvekkili şirketin geminin kalkışına izin verilmesi için ödenmek zorunda kaldığı 19.117,08-TL tutarındaki eskort römorkör hizmeti ücretinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin yapılan hizmetlere karşılık fener, tahlisiye, deniz haberleşmesi, kılavuzluk ve römorkörcülük gibi tarfiye dayalı hizmet ücretlerinin tahakkuk ve tahsilini yapmak amacıyla yasal mevzuatlar çerçevesinde tarife düzenlemeye yetkili olduğunu, davacının geminin süratinin 3 knota ve devrinin 360 RPM altına düşmediği iddiasının yerinde olmadığını, kılavuz kaptanın konu ile ilgili olarak 10.00 civarında gemiye çıktığını 10.19’da … Mendireği önlerinde makine devrinin hızlı bir şekilde düşdüğünü gördüğünü ve 1. Zabıttan da makinenin durmuş olabileceği bilgisini aldığını, geminin … Mendireğine sürüklenmeye başladığını durumu … ‘e bildirdiğini, … ‘ün kurtarma 5 römorkörünü yardım için gönderdiğini 4 dakika sonramakine devrinin yeniden 360 RPM çıkartılarak gemi rotasına alındığını VTS talimatı ve gemi kaptanının kabul etmesi üzerine Kurtarma 5- römorkörü eskortluğunda Güney Kuzey yönlü seyire devam edilerek görevin tamamlandığını, Türk boğazları Deniz Trafik Tüzüğünün uygulama talimatının 7. Maddesinin 1/d fıkrasında emniyetli boğaz geçişi için ilave kurallara tabi olacak geminin 4 mil/saat sürat yapamayacağı ancak boğaz geçişi yapmak isteyen gemiler için 4 mil/saat altına düşen gemilere römorkör gönderilmesi gerektiğinin belirlendiğini, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava tüzük ve tarife hükümlerine aykırı olarak verildiği iddia olunan eskort römorkör hizmeti nedeniyle haksız tahsil edilen ücretin iadesi istemine ilişkindir.
Kapatılan … Asliye Ticaret Mahkemesinin 07/11/2013 tarih, … esas, … karar sayılı ilamı ile “…. davanın kısmen kabulüne” karar verilmiş, kararın davalı tarafça temyizi üzerine dosya Yargıtay’a gönderilmiş, Yargıtay … HD Başkanlığının 23/06/2014 tarih, … esas, … karar sayılı ilamı ile “… Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 266. maddesi uyarınca mahkemece, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınması yoluna gidileceği düzenlenmiştir. Somut olayda; dava konusu uyuşmazlığın çözümünün teknik bilgi gerektirdiği kabul edilerek bilirkişi görüşüne başvurulmuştur. Alınan bilirkişi raporunda; davalının çalışanı konumundaki kılavuz kaptanın, bogaz geçisi sırasında makinelerin kısa süreli devir kaybı nedeniyle oluşan riski aşırı yorumlayarak, Türk Bogazları Deniz Trafik Tüzüğü hükümleri uyarınca eskort römorkör hizmeti gerekmediği halde bu hizmetin alınmasına ve haksız yere hizmet bedeli ödenmesine sebebiyet verdiği belirtilmiştir. Mahkemece bilirkişi raporuna rağmen boğazların yapısı nedeniyle oluşacak risk durumu ve gemi hızının tekrar düşmeyeceğinin garantisinin bulunmadığından bahisle kılavuz kaptan tarafından yapılan değerlendirmenin ve verilen hizmetin hukuka uygun olduğu sonucuna varılarak yazılı şekilde hüküm tesisi yoluna gidilmiştir. Ancak, HMK’nın 282. maddesinde belirtilen “Hâkim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir” hükmü bilirkişi raporunu yeter derecede kanaat verici bulmazsa bilirkişiden ek rapor (HMK’nın 281/2. maddesi) alabileceği veya yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırabileceği (HMK’nın 281/3. maddesi) şeklinde anlaşılmalıdır. Yoksa, hakimin bir kez bilirkişiye gittikten sonra bundan dönülerek uyuşmazlığın hakimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki ve mesleki bilgi ile çözümlenebileceği kabul edilemez. Kaldı ki, dava konusu edilen hususlar teknik bir konu olup bilirkişinin rey ve mütalaasına başvurulmasını zorunlu kılar niteliktedir. Bu durumda mahkemece bilirkişi raporunun hükme esas alınacak düzeyde yeterli bulunmaması halinde oluşturulacak yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınması yoluna gidilmeksizin yazılı gerekçeyle karar verilmesi isabetsiz olup hükmün bu nedenle temyiz eden davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir…” gerekçesiyle bozulmuş, mahkememizin … E. sayısına kaydı yapılarak yargılamaya bu esas üzerinden devam olunmuş, Mahkememizin 09.12.2014 tarih, … E- … K. Sayılı ilamı ile, “… gemisinin makine arızası yapmadığı, çok kısa bir süreliğine makine değerinde düşme yaşandığı, bu sürenin 15 saniye kadar bir süre olduğu, davalının çalışanı kılavuz kaptanın VTS’ye danışmadan eskort römorkör istemiş olduğu, VTS kayıtlarına göre geminin süratinin kısa süreliğine 3,2 kinotsa düştüğü, devamlı bir hız sorunu yaşanmadığı, devir düşmesi yaşandıktan dakikalar sonra geminin süratinin normale döndüğü ve boğaz seyrine devam ederken römorkörün geldiği, Türk Boğazları Deniz Trafik Tüzüğü’nün 7/1(d) maddesinde boğaz geçişi sırasında gemilerin yapması gereken minimum süratin 4 mil olarak belirlendiği, boğaz geçişi esnasında hızın kısa süreli olmamak şartıyla 4 mil altına düşen gemilere refakat hizmetli römorkörler gönderilebileceğinin belirtildiği, davalının davacıdan eskort römorkör ücreti talep etmesinin yasal olmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne” karar verilmiştir. Kararın davalı tarafından temyizi üzerine dosya Yargıtay’a gönderilmiş, Yargıtay … HD Başkanlığının 18.01.2016 tarih, … esas, … karar sayılı ilamı ile “…Önceki bozma ilamında da belirtildiği üzere, uyuşmazlığa ilişkin hususlar teknik bir konudur. Mahkemece, uyuşmazlığın çözümü için uzman bilirkişilerden rapor alınmış ise de, verilen ilk kararda, bilirkişi raporundaki görüşlerin aksi yönünde karar verildiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olmakla, önceki bozma ilamında, bu şekilde gerekçe oluşturulması eleştirilmiş ve bilirkişi raporunun hükme esas alınacak yeterlilikte görülmemesi halinde yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınması gerektiğine işaret edilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ancak yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmaksızın, bu kez mevcut bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir. Her ne kadar mahkemece bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm tesis edilmiş ise de bu halde dahi bozmanın gereğinin yerine getirildiği söylenemez. Zira, mahkeme, ilk kararında mevcut rapora aykırı hüküm tesis etmekle rapora itibar etmediğini açıkça ortaya koymuş olup, bozmadan sonra mevcut rapora tümüyle itibar etmesi kendi içinde çelişki oluşturmaktadır. Kaldı ki, bozma ilamında, mevcut rapora itibar edilmesi gerektiği yönünde de bir değerlendirme bulunmamaktadır. Bu durumda, mahkemece başka bir bilirkişi heyetinden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bozma gerekleri yerine getirilmeden eksik inceleme ile karar verilmesi isabetli görülmemiş ve hükmün davalı lehine bozulmasına karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmuş, mahkememizin … E. sayısına kaydı yapılarak yargılamaya bu esas üzerinden devam olunmuş, bozma ilamına uyulmasına karar verilerek bozma ilamı doğrultusunda yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiştir.
12/06/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Dava konusu olayın arıza nedeni ile Plansız Refakat hizmeti olarak değerlendirilmesi gerektiğini, davalının davacıdan tahsil ettiği 10.800 Dolar x 1.7701 TL =19.117,08 TL’nin olayın koşullarına uygun olduğunu ve davacının davalıdan talebinin uygun bulunmadığını beyan etmişlerdir.
05/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davalı Kıyı Emniyeti tarafından verilen hizmetin somut olayın şartlarına göre haklı bir tedbir olduğunun kabul edilmesinin gerektiğini, davalı Kıyı Emniyeti’nin verdiği hizmet karşılığında ücrete hak kazanmış olduğunu, davalı tarafından hak kazanılan ücretin olayda uygulanması gereken tarifeye göre hesaplanmamış olduğunu, uygulanması gereken tarife dikkate alındığında davalının talep edebileceği ücretin 9.558,54 TL olmasına rağmen davacıdan bu tutarın iki katı (19.117,08 TL) ücret tahsil edildiğini, fazla tahsil edilen ücret haksız olduğundan davacıya iadesinin gerektiğini, davacının davalıya karşı 9.558,54 TL’yi faizi ile birlikte talep hakkına sahip olduğu kanaatine varıldığını beyan etmişlerdir.
17/07/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı Kıyı Emniyeti tarafından verilen hizmetin somut olayın şartlarına göre haklı bir tedbir olduğunun kabul edilmesinin gerektiğini ve kök raporda açıkça ve teferruatlı olarak belirtilen ücret tarifesine göre talep edilmesi gereken birim ücretinin 1,800 USD olduğu dikkate alınarak verilen hizmet bedelinin 3 saatten; 5400 USD ve Türk Lirası karşılığı (5,400 x 1.770.1) 9,558.54 TL olduğunu beyan etmişlerdir.
Tüm dosya kapsamı itibariyle, hükme esas alınan 17.07.2019 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda, … gemisinde 12.11.2011 günü İstanbul Boğazı geçişi başlangıcında yaşanan davaya konu olayın makine arızası olduğu; gemi makine personelinin, gemi kaptanının bizzat katkısı olmadan yaşanan ani devir düşmesi arızasını gideremedikleri, geminin tek amiri olan gemi kaptanının, Gemi Trafik Hizmetlerine gemi telsizi ile römorkör hizmeti gerekmediğine/hizmeti istemediğine dair bir bildirim yapmadığının, olayı yaşayan ve değerlendirmeye yetkili olan kılavuz kaptanın, Gemi Trafik Hizmetleri “ne (sektör Kadıköy’e) bilgi verip, onaylarını aldığının ve römorkör hizmeti desteğinin alınması şartıyla Boğaz geçişi seyrine devam etmesinin, somut olay kapsamında haklı bir tedbir olduğu, davalı tarafından verilen römorkör desteğinin plansız eskort hizmeti niteliğinde bulunduğu değerlendirilmekle, olay anında geçerli olan Türk Boğazları Deniz Trafik Düzeni Tüzüğü Uygulama Talimatı 7/1 (d) ve 7/9 . Maddesine göre … gemisinin boyu 100 metre olduğundan 25 tonluk römorkör ile refakat edilmesi gerekeceği, somut olayda davalı tarafından çekme gücü büyük olan römorkör gönderilmiş ise de, boğazlarda güvenliği sağlamakla görevli davalının … gemisine uygun olan 25 tonluk plansız hizmet römorkör tarifesinin uygulanmasına katlanması gerekeceği ve 01.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren Klavuzluk, Römorkaj ve Diğer Hizmetler Tarifesinin T3 tablosuna göre 1,200 usd/saat birim ücreti alınacağı, aynı zamanda Tarifenin 3.2.7/1. Maddesinde yer alan “Türk Boğazlarından geçiş esnasında makine arızası yapan gemilere verilen eskort hizmetleri %50 ilaveli olarak alınır(kurtarma yardım halleri hariç)” hükmü gereğince verilen hizmetin birim ücretinin 1,800 usd/saat olması gerektiği, römorkörün toplam hizmet süresinin 3 saat olduğu dikkate alınarak, bu hizmetin karşılığının 1,800 USD X 3=5400 USD, dava tarihi itibariyle karşılığının 9.558,54 TL. Olması gerektiği, oysa davalı tarafından davacıya verilen bu hizmet karşılığı 19.117,08 TL. Fatura düzenlendiği ve bu miktarın davalı tarafından ödendiği, ödenen miktardan hizmetin karşılığı olan 9.558,54 TL. Mahsup edildiğinde davacının davalı kuruma 9.558,54 TL. Fazla ödeme yaptığı görülmekle, davacının davasının kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile 9.558,54 TL nin dava tarihindne işleyecek ticari faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Karar harcı olan 652,94 TL’den peşin alınan 283,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 369,04 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacının peşin olarak yatırdığı 283,90 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı yargı gider toplamı olan 6.183,00 TL’nin (21,15 TL başvurma harcı, 361,85 TL posta gideri ve 5.800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere) davanın kabul ve reddi oranına göre hesaplanan 3.091,50 TL’sinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı yargı gider toplamı olan 75,00 TL’nin davanın kabul ve reddi oranına göre hesaplanan 37,50 TL’sinin davacıdan alınıp davalıya ödenmesine, bakiye giderin davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı için takdir edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Davalı vekili için takdir edilen 2.725,00 TL red vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
8-Bakiye gider avansının kesinleşmeye müteakip talep halinde taraflara iadesine
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren yasal süresi içeresinde Yargıtay ilgili dairesinden temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 28/10/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır